SEN OZELSIN

Kendimi ne zaman ise yaramaz ve aciz hissetsem,

ayni hisleri hissettigim bir anda, eski bir dostun uzun zaman önce söyledikleri gelir aklima...

Yüzümü kocaman bir gülümseme sarar..

Bana: 'Kendini her aciz ve ise yaramaz hissetiginde parmaginin ucuna bak,' demisti...

O sira o kadar üzgün ve duygularimin içinde o denli kaybolmustum ki,

kendi sesimi bile taniyamaz bir halde, çok kisik bir ses tonu ile

'Neden? ' demistim...

'Çünkü o parmak izlerinden bu yeryüzünde baska hiç kimsede yok,' demis ve eklemisti.

'Sen özelsin.

Inanmazsan parmaklarinin ucuna bak.'

Birden sanki dirilmistim.

Evet, ben özeldim...

Herkes aslinda özeldir.

Ama beni o günden sonra digerlerinden ayiran tek ayirt edici özelligim

-kendimin özel oldugumun- farkinda olmamdi...

Hala karamsarliga düstügümde,

bazen umutsuzluklarla bogustugumda

o dostumu hatirlar ve parmagimin ucuna,

yüzümde büyük bir gülümseme ile bakar ve kendi kendime:

'Sen özelsin. Bunlarin hepsini atlatirsin,' derim.

Yine ayni dostum bir karar asamasinda oldugum bir gün bana söyle demisti,

'Önce ne istedigini iyi belirle,' ve eklemisti,

'Sonra o istedigine ulasmak için ne gerekiyorsa yap! '

Sonra da elini tam üç kez gözlerimin önünde çirpmis

ve bana 'Ne oldu simdi? ' diye sormustu.

Ben de anlamsiz bakislar ile cevap vermistim.

'Ne oldu? '

'Üç saniye hayatindan uçtu gitti ve hiç birsey o üç saniyeyi geri getiremez,'

demisti...

Ve eklemisti

'Hayati istediklerine ulasmak için harca, bir gün arkana dönüp baktiginda

uçup giden o saniyelerin bombos bir ömür haline geldigini görmek istemiyorsan tabii! '

Farkindasiniz degil mi?

Hayatlarimiz saniye, dakika, saat dilimlerine bölünmüs, akip gidiyor.

Ve biz akan bir saliseyi bile

geri dönüp tekrar yasayamiyoruz.

Onlari geri getiremiyoruz.

Aynaya baktigimizda her gün yeni bir beyaz saç telini

ve yüzümüzde acimasizca akip giden dakikalarin izini,

birer kirisiklik olarak seyrediyoruz.

Peki biz hayattan ne bekliyoruz?

Beklentilerimiz için varimiz yogumuz ile için savasiyor muyuz,

zaman denen acimasiz düsmanla?

Oysa parmaklarinizin ucuna bakin bir kez.

Sonra da parmaklarinizi üç kez siklatin.

Orada gördügünüz parmak izleri sizden baska kimsede yok

ve parmaklarinizin ucundan çikan o ses

hayatinizin bombos geçmis üç saniyesi oldu, geçti gitti iste...

Siz özelsiniz, siz yeryüzünde teksiniz...

O zaman hayattan beklediklerimiz de bize layik olmali, özel olmali,

ulasilmasi için savasa deger olmali.

Zaman denen canavar galip gelmeden,

biz hayattan beklentilerimize ulasmaliyiz ki,

Geçip giden zamana ragmen,

geriye dönüp baktigimizda kucak dolusu mutluluk ve beklentilere ulasmanin hazzi ile

zaman zaman yüzümüzde kocaman bir gülümse ile nanik yapabilelim...

Ellerinizi üç kez çirpin,

hayattan üç saniyeniz silinip gitti iste...

Bugün özel bir insan olan kendiniz için ne yaptiniz?

Beklentileriz için bir ugras, savas verdiniz mi?

Yoksa zamanin sizi yenmesine seyirci mi kaldiniz?

Mesela özel eski bir dostu aradiniz mi bugün?

Bu kisa ama çok anlamli hayat derslerini veren dostumu

kaç zamandir aramadigimi düsündüm tüm bunlari yazarken...

Yerimden kalktim,

Internet'ten çiktim ve telefon ile o dostumu aradim.

Çok mutlu oldu...

'Ne zamandir sesini duymamistim, hangi dagda kurt öldü? ' dedi.

Ben de 'Özel birini aramak istedim, aklima sen geldin,' dedim

ve sonra ekledim:

'Ve ellerimi üç kez çirptim,

geçen zamani geri getiremedigimi görünce

belki de seni arayacak baska bir üç saniyem olmayacak,

su anda aramazsam deyip,

yazdigim yaziyi yarida birakip seni aradim,' dedim.

Çok mutlu oldu.

Bir dostun mutlulugu ile ben de mutlu oldum.

Dostumla telefon konusmami bitirip

klavyenin önüne oturdugumda

yüzümde kocaman bir gülümseme vardi.

Özel birini arayip, dakikalari geri getiremeyecegim bir hayat içinde

istedigim bir seyi yapmanin huzuru ile

yani mutlu bir yürekle tekrar yazmaya basladim.

Ve zaman denen sinsi düsmana bir nanik yaptim.

Acimasizca akip gidiyorsun, ama ben seni hissediyorum

ve istedigim hiç birseyi ertelemiyorum

ve istediklerimi elde etmek için hayatla savasiyorum der gibi mutlu idim.

Siz hala ne duruyorsunuz?

Kosun telefona, bir dostu arayin.

Birine e-mail atin. Onu sevdiginizi hissettirin.

Onun mutlulugu ile mutlu olun.

Ellerinizi üç kez çirpin ve düsünün

hayatinizdan üç saniye bos bir sayfa gibi koptu gitti iste.

Oysa siz özelsiniz

ve size layik bir hayati hak ediyorsunuz.

Size layik mutluluklari hak ettiginiz gibi.

Bana Inanmazsaniz parmaklarinizin ucuna bakin.