Sayfa 1 Toplam 2 Sayfadan 12 SonuncuSonuncu
Toplam 11 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 10 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Bağımsız Denetimin Geleceği...

  1. #1
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    20.Aralık.2011
    Mesajlar
    3
    KHK ÖZELLİKLERİ .....

    1.Düzenlemenin Kanun yerine KHK olarak getirilmesi nedeniyle, kamuoyunda tartışılmadan çıkartılmıştır. Bu nedenle daha iyi olma olanağı sınırlandırılmıştır. Yetki kararnamesine uygunluğu tartışılabilir.

    2.Kurul üyelikleri için 9 üyenin 7’sinin doğrudan ilgili Bakanlar tarafından önerilecek olması ve 9’unun da Bakanlar Kurulu tarafından (üstelik Başkanın da belirlenerek) atanması nedeniyle hükümete bağlılık doğurmaktadır. Ancak 6 yıllığına ve bir daha atanmamak üzere seçilmeleri, çalışmalarına ilişkin bağımsızlık hükümlerinin bulunması da bu bağlılığı sınırlayabilir.

    Ayrıca, kurul üyeliklerinde, YÖK’ün yer almaması ve bu alandaki tek meslek örgütü olan TÜRMOB’un sadece 1 üye verebilmesi de oluşumun zayıf yanıdır.

    Kurul, atandıktan sonraki 6 ayda Teşkilatını kuracak olup, II. Başkanı, başkanın önerisi üzerine, bu Kurulca seçilecektir (md.4/2).

    3.Kurula, Muhasebe Standartları Kurulunun da dahil edilmesi, Kurulun kurulma biçiminin (üst kurul oluşunun) doğal sonucudur, yerindedir. Aksi halde,mevcut Muhasebe Standartları Kurulu,yeni kurulacak olan,Denetim Standartları Kurulu’na göre daha zayıf statüde de kalacak idi.

    4.Kurulun, başlıca 5 alanda görev ve yetkisi bulunmaktadır (md. 1 ve 9). Bunlar şunlardır:-Muhasebe Standartlarını düzenlemek ve uygulatmak, -Denetim Standartları düzenlemek ve uygulatmak,

    -Denetçiyi, Denetim Kuruluşunu yetkilendirmek ve tescil etmek,
    -Bağımsız denetim alanında gözetim, denetim ve disiplin hükümlerini uygulamak, kalite güvence sistemini oluşturmak,
    -Bu alanlarda, diğer kurum ve kuruluşların özel düzenlemelerine onay vermek.

    Bu görevlerin; Yeminli Mali Müşavirlerin 3568 sayılı Kanunun 12’nci maddesine göre yaptığı tasdiki kapsamadığı açıktır. Ancak, Yeminli Mali Müşavirlerin 660 sayılı KHK kapsamındaki görevlendirme ve yetkilerinin düzenlemesinin ve kurumla ilişkilerinin nasıl olacağının (1,2,9 ve 23 maddelere göre değerlendirilmesi gerekir.)

    5.Bağımsız denetçi, 3568’e göre ruhsat alan SMMM ve YMM’lerden oluşacaktır. Ancak hepsi değil, sadece kurulun yetkilendirdikleri denetçi olacaktır. Kurulun bu yetkilendirmeyi yaparken, kimi, nasıl yetkilendireceği, kazanılmış hakların ne olacağı belirli olmayıp, ikincil düzenlemelere bırakılmıştır.

    6.Bağımsız Denetim Kuruluşu: Yetkilendirilmiş sermaye şirketi olacaktır. Ancak, tek ortaklı olup, olamayacağı belirsizdir. Ortaklarının kim olacağı belirtilmemiştir. Ancak, K.H.K. md. 31’deki (T.T.K.na) atıf gereği ortakları bağımsız denetçi olmalıdır.

    Ancak, ‘’ ortaklarının da bağımsız denetçi olacağı’’ ifadesi Yönetmeliğe konulursa konuya açıklık getirilmiş olur.

    7.“Kamu yararını ilgilendiren kuruluşlar” kavramı sadece nitelik olarak değil, nicelik olarak da belirli büyüklükleri geçenleri de kapsayacak şekilde geniş tutulmuştur (K.H.K. md.2/g). Kurul, büyüklükleri ve bu alandaki düzenlemeleri belirleme esnasında bağımsız denetim konusunda, md. 23’de belirtilen şekilde ilgili alanda düzenleme yapma yetkisi olan kuruluşların da görüşünü alarak (bazı Bakanlıklar, SPK, BDDK gibi) yapacaktır. Buna göre, Maliye Bakanlığı’nın ve/veya diğer kuruluşların YMM tasdikine ilişkin düzenlemelerde kurumla ilişkisi nasıl olacağı ikincil düzenlemelerde açıklanmalıdır. 3568 sayılı Kanunun 12. maddesi kapsamındaki tasdik yetkisinin bu düzenlemelerin dışında olduğu belirtilmelidir.

    8.Kurum Merkezinin (Ankara) değiştirilmesi yetkisi Bakanlar Kuruluna verilmiştir. Bu dikkat çekicidir (md. 3/2).

    9.Kurul üyeliğine atanacak, öğretim elemanları arasında, “hukuk” olmaması eksikliktir (md. 4/3.c). Kurul üyeliğine atanacak kişi sadece SMMM ve/veya YMM’lik yapmış ise (md. 4/4) hükmüne göre Kurul üyeliğine atanıp-atanamayacağı ikincil düzenlemelerde belirtilmelidir. Kanımızca atanabilmelidir.

    10.Kurulun düzenleyici kararları Resmi Gazete’de yayımlanacak, fakat, denetleyici kararları için “uygun vasıtalarla duyurulması” yeterli olacaktır. Sakıncalı bulunan denetleyici kararları hiç duyurulmayabilecektir (md. 8/9). Burada, sakıncalı bulunma ölçüsünün ne olacağı, örneğin disiplin uygulamalarında bu ölçünün nasıl olacağı ikincil düzenlemelerde somutlaştırılıp, belirlenmelidir.

    11.Kurulun bağımsız denetçiye ve denetim kuruluşuna yönelik yetkileri (md. 9/8’de) özel olarak belirlenmiş olup şunlardır: -Sınav yapmak- Yetkilendirme-Tescil-Disiplin ve Soruşturma İşlemlerini Yürütme-Eğitim Standartlarını Belirleme-Mesleki Etik Kuralları Belirleme-bunlara yönelik kalite güvence sistemini oluşturmak.

    Görüleceği üzere son derece geniş yetkiler olup, bu alanda şuana kadar TÜRMOB’a verilen çoğu yetki Kurula geçmiştir. Ancak, bu sadece denetçilikle ilgili olanlarda böyledir. Yoksa, SMMM ve YMM’lik ile ilgili olanlar, yine TÜRMOB’dadır. Ayrıca, kurulun denetçiyi yetkilendirme konusunda mutlaka sınav yetkisini kullanma zorunluluğu da yoktur. Bu yetkiyi almıştır. Fakat, yetkiyi kullanıp-kullanmama veya nasıl kullanacağı konusunda da başta 3568 sayılı Kanun hükümleri de göz önünde bulundurularak düzenleme yetkisi bulunmaktadır.

    Dolayısı ile kurumun belirtilen görev ve yetkilerini nasıl kullanacağına ilişkin bu alanda yapacağı ikincil düzenlemeler, çok önemlidir ve yakından takip edilmelidir.

    12.Yabancılara karşılıklık esasına göre izin verilebilecektir (md.14/2).

    13.Kurulun ilk aşamada çıkaracağı ve yakından takibi gerektiren 4 adet Yönetmeliği vardır. Ayrıca 1 adet Yönetmeliği de Bakanlar Kurulu Kararıyla çıkaracaktır.

    Bunlar şunlardır;
    a)Bakanlar Kurulunun Çıkaracağı Yönetmelik (md.14/2) Kurulun hizmet birimlerinin belirlenmesi ile ilgili olup, kurulun önerisi üzerine, Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe girecektir.
    b)Kurum tarafından md. 16/4 gereği çıkartılacak Yönetmelik ile, Meslek Personeli ile ilgili düzenleme yapılacaktır.
    c)Kurum, md. 27/1 gereği: Muhasebe Standartları uygulamasına ilişkin düzenleme ve bu konuda düzenleme yapma yetkisi olan kuruluşlara onay verme gibi (md. 9/b’de belirtilen) görevleri ile ilgili belirlemeleri yapacaktır.
    d)Kurum, md. 27/1 gereği: Denetçinin ve kuruluşlarının, kuruluş şartlarını, çalışma esaslarını belirlemek, bunları yetkilendirmek, ilan etmek, tescil etmek gibi (md. 9/ç’de belirtilen) görevleri ile ilgili belirlemeleri yapacaktır.

    e)Kurum, md. 27/1 gereği: Denetçi ve Kuruluşlarının faaliyetleri ile denetim çalışmalarının, gözetim ve denetimini yapmak gibi (md. 9/d’de belirtilen) görevleri ile ilgili belirlemeleri yapacaktır. Burada, özellikle son 3 Yönetmelik düzenlemeleri yakından izlenmelidir. Ancak, Kurul md. 9/h’deki yetkisi gereği bu Yönetmelikler dışında da ilave Yönetmelik, tebliğ vb. çıkarabilir. Bu konuda yetkisi olup, ayrıca sınırlama ve belirleme yoktur.

    14.Kurul, başta standart oluşturma ve benzeri hizmetler için dışarıdan elemanlar atayarak çalışma ve danışma komisyonları kurabilecektir. (md.9/o ve 21/2).

    15.Denetçi ve kuruluşları (md.24) gereği;

    a)Raporların denetim standartlarına aykırı olması ile
    b)Raporların yanlış, eksik ve yanıltıcı bilgi ve kanaatlerden oluşması,
    nedeniyle doğabilecek zararlardan hukuken sorumlu olacaktır.

    Eğer, aykırılığa rağmen zarar yoksa sorumluluk olacak mıdır? Hukuken sorumluluğun sınırı nedir? Bu 2 konu ikincil düzenlemede özellikle belirlenmelidir!

    Ayrıca, sorumluluk sigortası da zorunlu olacaktır.

    16.Kurumun denetçinin ve kuruluşlarının incelenmesi (md.25), konusundaki gözetim yetkisinin işleyişi de şu şekilde olacaktır:

    -Genel olarak, 6 yılda bir incelenecektir. Ancak, kamu yararını ilgilendirenleri denetleyen bağımsız denetim kuruluşları asgari 3 yılda bir incelenecektir.

    -Ayrıca kurumun çeşitli nedenlerle inceleme hakkı da her zaman saklı bulunmaktadır. İncelemeleri, kurum meslek personeli yanında, gerekli hallerde diğer ilgili 25/3 maddesinde belirtilen Bakanlık ve kurum denetim birimlerine de yaptırabilecektir.

    Bu hükümlere göre, denetçinin denetiminin kuralları ve uygulama biçimleri etkin bir şekilde çalışacaktır. Ancak, burada diğer kuruluşların doğrudan ayrıca denetim ve inceleme yapma yetkilerinin nasıl işleyeceği açıklığa kavuşturulmalıdır. Örneğin, bu kurulun denetim yetkisi dışında, SPK’nın da kendi işlemleri ile ilgili denetim yetkisinin nasıl işleyeceği belirlenmelidir.

    17.Disiplin cezalarının neler olabileceği açıkça belirtilmemiştir. Ancak, md.25/5’e göre; Uyarı, lisansı askıya alma, lisans iptali dahil, uygun yaptırımlar uygulanır şeklinde ucu açık bir düzenleme vardır. Diğer yandan, md.30’a göre, kurul kararlarına karşı 1.derece Mahkeme olarak, direk Danıştay’da dava açılacak olması da, bu alandaki işlerliği zorlaştırabilir.

    18.Kurumun düzenleme yetkilerinin sınırlarının belirlenmesine ilişkin iki madde dikkat çekmektedir. Bunlar 23 ve 27’inci maddelerdir.

    -23’üncü maddeye göre, kamu yararını ilgilendiren kuruluşların denetimi, sadece bağımsız denetim kuruluşları tarafından yapılabilirken, kurum, bu kuruluşların ilgili olduğu sektörü düzenleme ve denetleme yetkisine haiz kurul, kurum veya kuruluşların görüşünü alarak bu kuruluşları yetkilendirecektir. Talep edilmesi halinde, bu kuruluşlar için sektör özelliğine göre farklı ölçü belirleyebilecektir. (örnek: BDDK’nın talebi ile bankaları denetleyecek kuruluşlar için farklı özellikleri-9/ç gereği çıkaracağı yönetmelikte getirebilecektir).

    -27’ince maddeye göre ise, kurulun görev alanına giren bu konularda, diğer düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar, kurul kararlarına uygun ek ve sınırlı düzenlemeler yapmak için kurumdan onay almak zorundadırlar.

    Görüleceği üzere, bu 2 madde bile kurumun yetkilerinin oldukça geniş ve diğer kurumlara üstünlük taşıdığını vurgulamaktadır.

    Üstelik Geçici Madde 2/ı’de bulunan “Denetim standartları ve bağımsız denetimle ilgili olarak diğer kanunlarda yer alan hükümlerin bu Kanun Hükmünde Kararnameye aykırılık teşkil eden hükümleri uygulanmaz” hükmü de bu üstünlüğü pekiştirmektedir.

    Dolayısıyla, bu konularda, eğer kurumlar arası bir anlaşmazlık olur ise son karar kurula ait olacaktır. Zira Kurul kararları kesin olup, bu kararlara karşı 1.derece Mahkeme olarak, Danıştay’da dava açılabilmektedir (md.30).

    19.Md.26/1’e göre: 5018 Sayılı Kanuna tabi kamu kuruluşları hariç, kanuni defterlerin tutulması ve tabloların düzenlenmesi, Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun olmak zorundadır. Ancak, 26/2’ye göre, ikincil düzenlemelerde bu zorunluluğa istisna sınırlamalar getirilebilecektir.

    20.Bağımsız denetimle ilgili olarak, KHK’de hüküm bulunmayan hallerde ise, 6102 Sayılı Kanun (yeni TTK) hükümleri uygulanması Madde 31‘de kabul edilmiş olmaktadır. Fakat ikincil düzenlemelerde getirilen konular karşısında TTK hükümleri ne olur? Kanımızca, KHK’de direkt yetki yok ise, TTK geçerli olur. Aksi halde KHK’nin ikincil düzenlemeleri geçerli olur. Çünkü, Kararnamede hüküm bulunan konularda, artık 6102 sayılı Kanun hükümleri geçersiz olmaktadır.

    21.Geçici Madde 1’e göre, kurum tarafından standart yayınlama ve düzenleme yapılıncaya kadar, mevcut düzenlemelerin uygulanmasına devam edilecektir. Bu devam etme, mevcut ve uygulanan, var olan standart ve düzenlemeleri içermektedir. Kararnamenin yayınlanmasından sonra, yeni hukuki durumlar ve haklar yaratabilecek uygulamaları (örneğin, yeni sınavlar ile denetçi yetkilendirilmesini) diğer kurumlara vermediği kanısındayız. Bu ayrıma dikkat edilmelidir.


    C- SONUÇ:

    1-Düzenlemenin Olumlu Yönleri

    -Bu alandaki dağınıklığı ve çok başlılığı giderebilecek kuvvetli bir otorite olması ve bu konuda diğer kurum ve kuruluşların üzerinde olması.

    -Bağımsız denetim, denetçi ve denetçi kuruluşunu belirlemesi ve bunların gözetim ve denetiminin kim tarafından, nasıl düzenleneceğine dair açık hükümler taşıyor olması ve bu alandaki yasallık tartışmalarını en aza indirecek nitelikte olması.

    -Muhasebe ve denetim standartlarını düzenleyecek ve uygulayacak otoritenin belirlenmiş olması. -Kurulun çalışma biçiminde, bağımsızlığını arttıracak (tekrar seçilememe, üst kurul şeklinde-özerk-kurulması gibi) düzenlemelerin bulunması.

    -Denetçi olabileceklerin, doğrudan 3568 sayılı Kanuna atıf yaparak belirtilmesidir.

    2-Düzenlemenin Olumsuz Yönleri

    -KHK olarak çıkartıldığı için, daha iyi olma olanağı sınırlandırılmıştır. Yasallığı tartışılabilecektir.

    -Kurul üyeleri arasında, YÖK’ün hiç yer almaması, meslek örgütü TÜRMOB’un sadece (1) üye verebilmesi ve fiilen mesleği yapan üyelerin hiç yer alamaması, hukukçu öğretim elemanı olamaması.

    -Kurulun oluşumunda hükümetin etkin olması ve 9 üyenin 7’sinin doğrudan, 2’sinin dolaylı olarak hükümet tarafından atanıyor olması.

    -Denetçiyi yetkilendirmede meslek örgütü TÜRMOB’a etkin rol verilmemesi ile denetçiye ilişkin verilecek disiplin cezalarının bu kurula bırakılması ve cezalara karşı idari yargı yolunun direkt Danıştay olması. -Kurul merkezinin Bakanlar Kurulu Kararı ile değiştirilebilecek olması.

    3-Düzenlemenin Belirsiz Yönleri

    -Yapılacak düzenlemelerde esas önemli olan çok sayıda (KHK özellikleri açıklamalarında altı çizilen) konunun, ikincil düzenlemelere bırakılması ve bu düzenlemeleri nasıl yapacağının bilinememesidir.


    Kuşkusuz, bu sonuç çıkarımlarını maddeler halinde daha da uzatabiliriz. Ancak, artık önemli olan, mevzuatımıza giren bu KHK’ye göre yapılacak ikincil düzenlemelerin yakından takibi ve başta bağımsız denetçinin yetkilendirilmesi gibi üyelerimizi direkt ilgilendiren konularda, Odalarımızın ve TÜRMOB’un aktif rol oynamasıdır. Çünkü ortada,bağımsız denetin alanında düzenleme ve uygulama yaptırmaya yetkili,bu konuda yetkileri bulunan başka kurum ve kuruluşların yetkilerini deüzerine alan bir kurum vardır. Gerektiğinde bu alandaki diğer kurum ve kuruluşlara da onay verebilecek, onların denetim elamanlarını da bünyesinde geçici olarak da olsa çalıştırabilecek,onlara uygulama zorunlulukları getirebilecek bir kurumdur.

    Saygılarımızla,

    Halil BAŞAĞAÇ
    Ankara YMM Odası Başkanı

  2. #2
    Üye
    Üyelik tarihi
    14.Aralık.2007
    Nereden
    Bursa
    Mesajlar
    32
    bence ,Türmob ve her ildeki smmm odaları en az 5 kişilik komisyon kurup (AKP,CHP,MHP) il başkaları ve il milletvekilleri ile rapor hazırlayıp (meslekteki sıkıntılar,beklentiler ,bağımsız denetim vb hk) kulüs yapmaları destek istemeleri gerekiyor zira ikincil mevzaatlar çıkmadan takip edilmesi gerekiyor şayet smmm ler devre dışı kalacaksa artık Ankara 'da miting kaçınılmaz olacak

  3. #3
    Ziyaretci
    Arkadaşlar gerçekten ciddi kuşkularım var.Yeni düzenlemeye göre Bağızmsız Denetçi kim olacak?Hangi şartlar gerekli?inanın hiç bir bilgim yok.

  4. #4
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    24.Nisan.2009
    Mesajlar
    2,307
    Alıntı R AKBAŞ Nickli Üyeden Alıntı
    Arkadaşlar gerçekten ciddi kuşkularım var.Yeni düzenlemeye göre Bağızmsız Denetçi kim olacak?Hangi şartlar gerekli?inanın hiç bir bilgim yok.



    Hemen size Bağımsız denetçinin kim olacağını söyliyeyim.Kanunen Lisans Mezunu(denetçi lisansı da olan)SMMM ler veyahut YMM ler.Ama pratikte Denetim konusunda Bilgisi olan ve Cezai ve Maddi riskleri göz önüne alarak Raporun altına İmzayı atabilecek kadar bilgi ve beceri açısından kendisine güvenen meslektaşlar.Burda işi düzgün yapamamanın cezai müeyyidesi ortağı olduğunuz firmanın geçici veya temelli men alma riski ve aynı durumla Denetçi olan Kişinin Karşıya kalabilecek olması.Unutmayın Şuan geçerli olan denetim siste mi önceki Denetim sisteminden kat ve kat riskli ve gerçekçi Neden derseniz önceki denetimlerde Cezai yetkisi olan bir üst kurul yoktu.Eğer Hata tespit ederse bin de bir ihtimal yetki veren kurum denetliyordu.Yani ayrı bir üst kurul yoktu.Yani ABD'deki Enron skandalının olduğu dönemdeki sistemle aynı nerdeyse.Adı denetleniyor hesabı ama denetim firmaları doğru dürüst denetlenmiyordu.şimdi ise Cezanın uygulanması Kamunun elinde olduğu için hiç affı yok.Edited by: fatihgke
    İnsanın En Büyük Hatası Şudur; Kendini Olduğundan Büyük Görmek Ya Da Kendine Hak Ettiğinden Az Değer Vermek. (Goethe)

  5. #5
    Ziyaretci
    Önümüzdeki dönemdebağımsız denetim yapmak isteyen meslek mensuplarının nasıl bir durumla karşılaşacaklarına örnek olmak üzere 30.12.2011 tarih ve 28158 sayılı resmi gazetede spk tarafındankurumsal yönetim ilkelerinin belirlenmesine ve uygulanmasına ilişkin tebliğ yayınlandı.

  6. #6
    Ziyaretci
    Arkadaşlar bence aile şirketlerinin çoğunu Hızlı Tasfiye şeklinde tasfiye edelim.Bu bir gerçek kurulan şirketlerin büyük çoğunluğu hayat standartından kurtulmak içindi.Mevcut limited şirketlerin kaç tanesinin Yeni TTK na hazır olduğu tartışılır.web sitesi dursun,daha bilgisayar kullanmasını bilmeyen şirket ortakları mevcut malesef.Ha birde hesaplarını muhasebciden gizleyen mükellef hesaplarını nasıl web sitesinde yayınlayacak merak ediyorum doğrusu...

  7. #7
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    15.Ekim.2005
    Nereden
    Türkiye
    Mesajlar
    1,564
    Alıntı R AKBAŞ Nickli Üyeden Alıntı
    .Ha birde hesaplarını muhasebciden gizleyen mükellef hesaplarını nasıl web sitesinde yayınlayacak merak ediyorum doğrusu...
    Ramazan Bey çok güzel bir noktaya değişmişsiniz. Muhasebe işletmenin en önemli birimi deyipte, muhasebe ile ilgili konuları bile muhasebeden saklayanlarla bu denetim işi nasıl olacak merak ediyorum.
    Hep bilgili meslek mensuplarından bahsediyoruz da, bilgili, bu işi düzenli, kuralına uygunyapmaya çalışan, kurumsal kaç tane firma var ondan pek bahsetmiyoruz.Yıllardır belli bir düzene alışmış, ne yapsak yanımıza kar kalıyor diye düşünen firma ve şahıslarla bu denetim nasıl olacak çok merak ediyorum.
    "Doğru kararlar tecrübeden gelir; ama tecrübe kötü kararlardan oluşur."

  8. #8
    Moderatör hadisat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.Haziran.2007
    Nereden
    Kartal/İstanbul
    Yaş
    55
    Mesajlar
    15,046
    sayın arkadaşlar ben bunları hiç merak etmiyorum ki büyük bir çoğunluğunun damdan düşmüş gibi olacağını sanıyorum ve biliyorum ama bunu zaten bu kanunu çıkaranlarda biliyorlar ve bu açıdan bazı şeyler göze alınarak ve olmazsa olmaz noktasından artık bu kanun burada aynen bu hali ile çıktı,şimdi esnaf adamlar şirketleri yönetmeye kalkmasın ya esnaflıklarını yapsın yada esnaf olmaktan çıksınlar ortak,yönetici,tacir olmayı öğrensinler ve şirketleride adam gibi yönetsinler ve bu dünyada bu şekilde oluyor çünkü ve ticaretin kurallarıda adam gibi hale gelecek,şimdi mesela kobi denen şirketler alacaklı ise ve borçlu olan şirketlerde büyük sermaye şirketi ise yani büyük ölçekli ise 6102/1530.madde acaba uygulanabilirmi diyeceğimiz ağır bir madde geldi ve bu olması gereken ise ki öyle o zaman herkes buna alışacak ve gene kanunun getirdiği yeni uygulamalara uyacak ve şimdi bu muhasebenin işi değildir tacirlerin işidir ve buna uymak zorundadır ya bu deveyi güdecekler yada bu diyardan gidecekler varmı 3.şık ben bilmiyorum,yani nasıl olacak veya olabilirmi ile olaylara hep aynı şekilde bakarsak olması zor ama bunu bizler dert etmeyelim biz yeni kuralları doğru bir şekilde uygulayalımki YTTK'yı,TFRS/TMS'leri,KOBİ TFRS'leri ve yorumlarını gerisi bizi ilgilendirmez ve adamlar neyi ne kadar saklarsa saklasın artık bu eskisi gibi olamayacak ve olamazda zaten bağımsız denetimden geçemeyince makul bir güvence veremeyince yaptığı faaliyetlerinde,nakit akışlarında ve yatırımlarında zaten sınıfta kalacak ve ne varsa ne yoksa hepsini gün yüzüne çıkaracak ve saklı bir şeyde kalmayacak,şimdi daha çok şeyler yazılabilir ve zaten yazılıyor ve onlara havale ederek son olarak diyorumki bizler kendimize bakalım ve onlarda kendilerine baksınlar,kolay gelsin. Edited by: hadisat
    Hüseyin GÖCEN/Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
    '' Yaradılanı Severiz Yaradandan Ötürü''

  9. #9
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    17.Mart.2010
    Nereden
    Osmaniye
    Yaş
    64
    Mesajlar
    322
    Arkadaşlar buna hiç kafanızı takmayın. Denetçi denetlediği firmanın yetkilisinden verdiğim evrak ve bilgilerden başka evrak ve bilgi yoktur diye taahütte bulunacak. Bakalım ozaman birşeyini gizleyebilecek mi? Artık kurumsallaşmayı öğrenecekler. Ya da bu işi terk edecekler yapanlar yapacak.

    Ali Karapür.SMMM&BD Osmaniye

  10. #10
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    24.Nisan.2009
    Mesajlar
    2,307
    Alıntı karapür Nickli Üyeden Alıntı
    Arkadaşlar buna hiç kafanızı takmayın. Denetçi denetlediği firmanın yetkilisinden verdiğim evrak ve bilgilerden başka evrak ve bilgi yoktur diye taahütte bulunacak. Bakalım ozaman birşeyini gizleyebilecek mi? Artık kurumsallaşmayı öğrenecekler. Ya da bu işi terk edecekler yapanlar yapacak.



    % 100 katılıyorum.Zaten Denetçinin amacı da makül güvence vermektir.% 100 doğruluk diye birşey yoktur.Sonuçta çalışma kağıtlarında ve kayıtlarda elde ettiği belgeri de kayıt altına alacaktır.Sonradan mükellef'in '' ben evrakları verdim amadenetçi almamış gibi göstermeye çalışıyor '' yalanlarına karşı.Sonra mükellef anlatacak derdini.
    İnsanın En Büyük Hatası Şudur; Kendini Olduğundan Büyük Görmek Ya Da Kendine Hak Ettiğinden Az Değer Vermek. (Goethe)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •