<CENTER>Danıştay Altıncı Daire Karar Tarihi:13.10.2005 Esas No :2003/7653 Karar No :2005/4727 Konusu : Yapı estetiğinin bozulmasının 3194 sayılı İmar Kanununun 32’nci maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği Hk.

DANIŞTAY
</CENTER>


Davanın Özeti: ..... 10. İdare Mahkemesinin 07.05.2003 günlü, E: 2002/857, K: 2003/550 sayılı Kararının taraflarca usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Kararın Özeti: Dava; ......., ......, ....... ada, ..... parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın balkonunun mimari projesine aykırı olarak ahşap ve camekanla kapatıldığından bahisle 3194 sayılı İmar Kanununun 32’nci maddesi uyarınca yıkımına ve aynı Kanunun 42’nci maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin 18.04.2002 gün ve ....... sayılı ....... Belediye Encümeni Kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; ........ İmar Yönetmeliğinin 46/1 (c) maddesi uyarınca yan cephelerde yalnız açık çıkma yapılabileceği, aynı Yönetmeliğin 16/8’inci maddesi uyarınca da açık çıkmaların komşu parsele yaklaşma mesafesini ihlal edemeyeceği, ancak yapılan tadilatlar sonucu balkonun yaklaşma mesafesini ihlal eder duruma geldiği ve açık çıkma özelliğini kaybederek tamamen kapalı bir alana dönüştüğü, bu haliyle dava konusu yapının aynı cephede yer alan balkonlarla tezatlık oluşturmak suretiyle ana yapının estetiğini olumsuz yönde etkileyeceği, bu durumuyla proje tadilatı yapılarak dahi ruhsata bağlanamayacağından yıkım işleminde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle işlemin yıkıma ilişkin kısmına karşı açılan davanın reddine, dava konusu işlemin para cezası uygulanmasına ilişkin kısmında ise cezalar hakkındaki genel hükümler uygulanarak, objektif bir değerlendirme ve tespit yapılmadan alt sınırın üstünde ceza verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, karar taraflarca temyiz edilmiştir.
Temyize konu İdare Mahkemesi Kararının dava konusu işlemin para cezasına yönelik kısmının iptaline yönelik bölümünde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır. Kararın yıkım işlemine karşı açılan davanın reddine yönelik kısmına gelince; Olayda, davacının maliki olduğu bağımsız bölümde ruhsat eki projesinde açık olan balkonu kapalı hale getirdiğinin belirlenmesi üzerine dava konusu yıkım ve para cezasına ilişkin işlem tesis edilmiş, idare mahkemesi kararına dayanak alınan bilirkişi raporunda, dava konusu açık çıkma niteliğinde olan balkonun ön cephesinin sabit ahşap ve cam ile kapatılmak suretiyle açık kullanım alanının kapalı kullanım alanına dönüştürüldüğü, taban alanı dışında yeni ve fazladan bir alan kazanıldığı, çekme mesafesinin ihlal edildiği belirtildiğinden yıkım işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, raporda tadilatın aynı cephede yer alan balkonlarla tezatlık oluşturmak suretiyle ana yapının estetiğini olumsuz yönde etkilediğinin de belirtilmesi üzerine mahkemece yıkım işleminin hukuka uygun olduğuna yönelik gerekçelere bu hususda eklenmiş ise de yapılan tadilat sonucu cephe görünümünde meydana gelen değişiklik İmar Kanunu ve ilgili Yönetmelik uyarınca ruhsat alınmasını gerektirmemektedir. Bu durumda, dava konusu yıkım işlemine karşı açılan davanın sadece yukarıda belirtilen gerekçeyle reddi gerekirken yapının estetiğinin de olumsuz yönde etkilendiği hususu da gerekçeye eklenerek davanın reddedilmesine ilişkin İdare Mahkemesi Kararının bu kısmında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle İdare Mahkemesi Kararının para cezasının iptaline ilişkin kısmının aynen onanmasına, yıkıma ilişkin kısmının ise yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, oybirliğiyle karar verildi.