<h3>Yeni Türk Ticaret Kanunu'na göre kâr dağıtımı yedek akçeler</h3>
<h4>Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK / Verginin Gündemi</h4>
akif.akarca@alfaymm.com
</span>



Mevcut Ticaret Kanunu'muzda, esas itibariyle, sermaye
şirketlerinde yıllık kâr dağıtımı bir zorunluluk olarak kabul edilmiş ve
bazı hallerde kanun koyucu tarafından da kâr ve zarar hesabının alacak
bakiyesinin başka bir deyişle bilançoya göre hâsıl olan kârın pay
sahiplerine dağıtılması esası konmuştur. Anonim ve limitet şirketlere
ortaklarca konulan sermaye payına paralel olarak, dönem sonunda
dağıtılabilir safı dönem kârından veya serbest yedek akçelerden ayrılan
ve her ortağa ödenecek kâr payı ortakların şirketi kurma amaçlarının ana
nedenidir. Bazı indirimlerden sonra ortaya çıkan yıllık kar ortaklara
dağıtılır ya da şirketin kısa ve uzun vadeli ihtiyaçları ve planlan
çerçevesinde şirket bünyesinde bırakılır.

Kar dağıtımı sırasında
dikkat edilmesi gereken bir konu geçmiş yıl zararlarının durumudur. Türk
Ticaret Kanunu'nun 470'inci maddesinde kâr payının sadece safı kârdan
ve bu amaçla ayrılmış olan yedek akçelerden dağıtılabileceği
belirtilmiştir. Türk Ticaret Kanunu'nda yedek akçenin de safı kardan ya
da dağıtılması gereken kardan ayrılacağı hüküm altına alınmıştır.
Ayrılan yedek akçenin şirketin zararlarım kapamada kullanılabileceği göz
önüne alındığında, bir zarar mevcut ve indirilmesi de zorunlu iken
geçmiş yıl zararlarım düşmeden yedek akçe ayrılmasının her hangi bir
faydası olmayacaktır. Çünkü şirketin gerçek kârı, önceki yıl
zararlarından düşülmesinden sonra anlaşılabilecektir.

Yeni TTK'da
kâr dağıtımı ve yedek akçeler ile ilgili hükümlerin düzenlenmesinde,
eski TTK'daki hükümler esas alınmakla birlikte ekonomik ve ticari
hayatın gelişmesine paralel olarak ortaya çıkan yeni kurumlara ve yeni
anlayış ve ilişkilere de yer verildiği anlaşılmaktadır. Yeni Türk
Ticaret Kanunu'nda şirketin kar dağıtımı kadar varlığını sürdürme ve
uzun dönemde ortaya çıkabilecek riskleri göz önünde tutma gerekliliği de
ön plana çıkarılmıştır. Yedek akçeler ve fonlar bu çerçevede ele
alınabilir.

Yedek akçeler</font>

Yedek
akçe genel olarak, elde edilen şirket karının dağıtılmayarak şirket
bünyesinde bırakılan kısmı olarak tanımlanır. Yedek akçeler
ayrılmalarını gerekli kılan kaynaklara göre üçlü bir tasnife tabi
olabilir. Bunlar;

- TTK hükümleri göre ayrılan yedek akçeler,

- Şirket ana sözleşmesine dayanarak ayrılan yedek akçeler

- Genel kurul kararıyla ayrılan yedek akçeler

Yedek akçelerin kaynağı ve ayrılma esasları</font>

Eski TTK'ya göre dağıtılabilir kâr ve yedek akçeler

Eski
TTK'nın 470'inci maddesinde ortaklara dağıtılabilir karın tanımı
yapılmıştır. Buna göre, kâr payı, ancak safi kârdan ve bu gaye için
ayrılan yedek akçelerden dağıtılabilir şeklinde tanımlanmıştır. Öte
yandan, eski TTK'nın "Anonim şirketin hesapları ile ilgili" kısmın,
envanter ve bilançoya ilişkin 457'nci maddesinde, safi kazancın
bilançoya göre hesap ve tespit olunacağını belirtmiştir. Dikkat
edilirse, her iki yasa maddesinde farklı kâr tanımlarına yer
verilmiştir. TTK'nın gerek yedek akçelerin ayrılmasına esas olacak
kârda, gerekse ortaklara dağıtılacak kâr payında "safi kâr" ifadesi
kullanılmıştır. Buradan anlaşılacağı üzere, ortaklara dağıtılacak kâr,
bilançoda görülen "safi kazançtan" farklı bir kârdır. Bu kâr da, şirket
genel kurulunca onaylanan bilançoya göre saptanan kârdan, şirketin tüzel
kişiliğine ilişkin ödenmesi gereken kurumlar vergisi indirildikten
sonra kalan kardır. GVK'nın 94/6-b-i maddesi uyarınca, kurum bünyesinde
yapılan %15 stopajın, şirketin tüzel kişiliğine ilişkin ödenen vergiler
bu hesaplamada dikkate alınmaz Kesilen bu vergiler şirket ortakları ile
ilgili olup, kurum sorumlu sıfatıyla vergi dairesine ödemektedir.

Yeni TTK'ya göre dağıtılabilir kâr ve yedek akçeler</font>

Yeni
TTK'nın 507'nci maddesine göre her pay sahibi, kanun ve esas sözleşme
hükümlerine göre, pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış "Net
Dönem Kârına" payları oranında katılma hakkına sahiptir. Eski TTK'nın
455'inci maddesine karşılık olan bu düzenlemede yer alan ibare, "Safi
Kazanç" ibaresi olmakla birlikte, kar payı tanımını yapan 470'inci
maddede yer alan ibare ise "Safi Kâr"dır. Safi kâr, yukarıda
belirttiğimiz üzere, şirketin tüzel kişiliği ile ilgili vergiler
çıktıktan sonra kalan kısımdır. Yeni TTK'da ortaklara dağıtılacak kâr
payı ile ilgili kavram karmaşıklığına son verilerek, artık "Net Dönem
Kârı" ortaklara dağıtılabilecek kâr olarak esas alınmıştır. Kaldı ki,
TMS'ye göre, düzenlenen mali tablolarda vergi karşılığı ayrıldıktan
sonra gösterilmek zorunda olunan "Net Dönem Kârı" ile söz konusu yeni
düzenleme bir uyumludur. Öte yandan yeni TTK'nın 508'inci maddesinde,
"Yıllık Kâr" bilançoya göre belirlenir, ifadesi kullanılmıştır. Bu
düzenleme ile 507'nci madde de yer alan net dönem kârı ifadesi birlikte
değerlendirildiğinde, artık ortaklara dağıtabilecek kârın "Net Dönem
Kârı" olduğu, yeni TTK'da açık olarak ortaya konulmuştur. Yedek
akçelerde bu tanımlamalar dikkate alınarak ayrılacaktır.

Yedek akçelerin ayrılması</font>

I- Kanuni yedek akçe

1- Genel kanuni yedek akçe (madde 519)</font>

Yedek akçelerin ayrılması ile ilgili maddenin ifadesi aşağıda olduğu gibidir.

1) Yıllık kârın yüzde beşi, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar genel kanuni yedek akçeye ayrılır.

2) Birinci fıkradaki sınıra ulaşıldıktan sonra da;

a) Yeni payların çıkarılması dolayısıyla sağlanan primin, çıkarılma giderleri, itfa

karşılıkları ve hayır amaçlı ödemeler için kullanılmamış bulunan kısmı,

b)
Iskat sebebiyle iptal edilen pay senetlerinin bedeli için ödenmiş olan
tutardan, bunların yerine verilecek yeni senetlerin çıkarılma
giderlerinin düşülmesinden sonra kalan kısmı,

c) Pay sahiplerine
yüzde beş oranında kâr payı ödendikten sonra, kârdan pay alacak kişilere
dağıtılacak toplam tutarın yüzde onu,

genel kanuni yedek akçeye eklenir.

3)
Genel kanuni yedek akçe sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını
aşmadığı takdirde, sadece zararların kapatılmasına, işlerin iyi
gitmediği zamanlarda işletmeyi devam ettirmeye veya işsizliğin önüne
geçmeye ve sonuçlarını hafifletmeye elverişli önlemler alınması için
kullanılabilir.

4) İkinci fıkranın (c) bendi ve üçüncü fıkra
hükümleri, başlıca amacı başka işletmelere katılmaktan ibaret olan
holding şirketler hakkında uygulanmaz.

5) Özel kanunlara tabi olan anonim şirketlerin yedek akçelerine ilişkin hükümler saklıdır.

Maddenin
gerekçesinde, halen yürürlükte olan TTK'nın ilgili 466'ncı maddesinin
ana unsurlarının korunduğu farklı yorumlara neden olan ifa yapısının
değiştirildiği belirtilmektedir. Ancak eski TTKda 1'inci tertip yedek
akçenin ayrılacağı baz olarak safi kâr esas alınırken yeni düzenlemede
yıllık kar ifadesine yer verilmiştir. Daha çok yedek akçe ayrılması
hedeflenmiştir. Ayrıca yedek akçe ayırma üst sınırı olan %50 oranının
bazı da esas sermaye değil, çıkarılmış sermaye olarak değiştirilmiştir.

2- Şirketin iktisap ettiği kendi pay senetleri için ayrılan yedek akçe ve yeniden değerleme fonları (madde 520)</font>

Şirketin
kendi hisse senetlerine sahip olması şirketin kuruluş felsefesine çok
uygun düşmese de madde ile bunun şartları belirtilmiştir. Buna göre;

l)
Şirket, iktisap ettiği kendi payları için iktisap değerlerini
karşılayan tutarda yedek akçe ayırır. Bu yedek akçeler, anılan paylar
devredildikleri veya yok edildikleri takdirde iktisap değerlerini
karşılayan tutarda çözülebilirler.

2) Yeniden değerleme fonu ile
ilgili mevzuat uyarınca pasifte yer alan diğer fonlar, sermayeye
dönüştürüldükleri ve yeniden değerlendirilen aktifler amorti edildikleri
veya devredildikleri takdirde çözülebilirler.

Öte yandan, iptal
edilen hisse senetleri ile ilgili yedek akçenin ayrılmasında, yeni
TTK'daki düzenleme eski düzenlemeden farklıdır. Bu farklılık; eski
hükümde, iptal konusu olan hisse senetleri ile ilgili ödenmemiş kısmını,
çıkarılan yeni hisse senedinin hasılatından düştükten sonra, kalan
kısmın yedek akçeye ayrılması hüküm altına alınırken, yeni düzenlemede;
iptal edilen hisse senetlerinin ödenmiş kısmından, yalnızca, yeni hisse
senedinin ihraç giderleri düşüldükten sonra kalan kısmının yedek
akçelere ayrılması öngörülmüştür.

İkinci tertip yasal yedek
akçenin ayrılmasında ise, pay sahiplerine %5 oranında 1'inci temettü
ayrıldıktan sonra, kardan pay alacak kişilere (ortaklar ve personel,
işçiler vs.) dağıtılacak toplam tutarın, %10'u ifadesi kullanılmıştır.
Eski TTK'daki "1/10'u ifadesi yerine, "%10" ifadesi kullanılarak,
süregelen tartışmaya son verilmiştir.

II- Şirketin isteği ile ayırdığı yedek akçe

1-İhtiyari yedek akçe yerine şirketin isteği ile ayırdığı yedek akçe</font>

Eski
467'nci maddenin yeni hali şöyledir. Yedek akçeye yıllık kârın yüzde
beşinden fazla bir tutarın ayrılacağı ve yedek akçenin ödenmiş
sermayenin yüzde yirmisini aşabileceği hakkında esas sözleşmeye hüküm
konabilir. Esas sözleşme ile başka yedek akçe ayrılması da öngörülebilir
ve bunların özgülenme amacıyla harcanma yolları ve şartları
belirlenebilir.

2- Genel ve işçiler lehine yardım akçesi (madde 522)</font>

Eski TTK'nın 468'inci maddesi yeni haliyle güncellenerek devam etmektedir. Maddeye göre;

1)
Esas sözleşmede şirketin yöneticileri, çalışanları ve işçileri için
yardım kuruluşları kurulması veya bunların sürdürülebilmesi amacıyla
veya bu amacı taşıyan kamu tüzel kişilerine verilmek üzere yedek akçe
ayrılabilir.

(2)Yardım amacına özgülenen yedek akçelerin ve diğer
malların şirketten ayrılması suretiyle bir vakıf veya kooperatif
kurulması zorunludur. Vakıf senedinde, vakıf malvarlığının şirkete karşı
bir alacaktan ibaret olacağı da öngörülebilir.

(3)Şirketin bu
amaca Özgülediği yedek akçeden başka, yöneticilerden, çalışanlardan ve
işçilerden aidat alınmışsa, iş ilişkisinin sonunda, vakıf senedine göre
yapılan ayrımdan yararlanamadıkları takdirde çalışanlara ve işçilere hiç
değilse ödedikleri tutarlar ödeme tarihinden itibaren kanuni faiziyle
birlikte geri verilir.

3- Kâr payı ile yedek akçeler arasında ilgi </font>

Yeni TTK'nın 523'üncü maddesine göre (Eski 469);

(1)
Kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçeler
ayrılmadıkça pay sahiplerine dağıtılacak kâr payı belirlenemez.

(2) Genel kurul;

a)Aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekliyse,

b)Bütün pay sahiplerinin menfaatleri dikkate alındığında, şirketin sürekli gelişimi ve

olabildiğince kararlı kâr payı dağıtımı yönünden haklı görülüyorsa,

kanunda ve esas sözleşmede öngörülenlerden başka yedek akçe ayrılmasına da karar verebilir.

(3)
Esas sözleşmede hüküm bulunmasa bile, genel kurul, şirketin işçileri
için yardım sandıkları ve diğer yardım örgütleri kurulması veya bunların
sürdürülebilmesi amacıyla veya diğer yardım ve hayır amaçlarına hizmet
etmek üzere, bilanço kârından yedek akçe ayırabilir.

Dünya Gazetesi