Faturaya itiraz ve faturanın muhatabına ulaşması


10/10/2005 09:09:17


BİZE GÖRE / Veysi Seviğ





Türk Ticaret Kanunu'nun 23'üncü maddesinde hükme bağlandığı üzere "Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun faturada gösterilmesini isteyebilir.


Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa, münderecatını kabul etmiş sayılır."


Yasal düzenleme gereği olarak "her tacir kendi ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş ise, diğer tarafın talebi üzerine, ona bir "fatura" vermeye ve şayet bedeli ödenmişse, bunu da faturayı akide etmek suretiyle göstermeye zorunludur." (Doğanay, İsmail "Ticari Alım-Satım ve Nevileri" 2. Baskı Adalet Yayınları s. 35


Faturanın düzenlenmesi sırasında uyulması gereken ilkeler Vergi Usul Kanunu'nda özel olarak hüküm altına alınmış bulunmaktadır.


Faturaya süresi içersinde itiraz edilmemiş olunması, satış akdinin varlığına delil teşkil etmez. Bu nedenle faturanın düzenleyen açısından alacak hakkı doğurması ancak faturada yazılı malların alıcıya teslim etmiş olması halinde oluşur.


Bir başka anlatımla "satıcı tarafından düzenlenen faturalar, fatura muhtevası malların, alıcıya teslim edildiğinin kanıtı olamaz." Bunun sonucunda da "faturanın içeriğine sekiz gün içersinde itirazda bulunulmadığı takdirde sadece faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesi doğar; yoksa faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin de yapılmış olduğunun kabulü anlamını taşımaz. Ayrıca; tebliğ edilmiş olan fatura içeriğinin kesinleşmesi söz konusu olamaz. Faturanın deftere kaydı, taşımanın gerçekleştiğine yalnızca karine teşkil eder. Bu karinenin aksinin ispatı her zaman olanaklıdır." (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. No: 2004/7832, K. No: 2005/4738)


Türk Ticaret Kanunu'nun faturaya itiraz süresine ilişkin 23'üncü maddesi hükmünün uygulanabilmesi için, her şeyden önce taraflar arasında böyle bir alım-satım akdi ilişkisinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir.


Üzerinde durulması gereken en önemli konulardan birisi de faturanın muhatabına ulaşmış olması halinde hukuken bir anlam taşıyacağıdır. Çünkü faturaya itiraz süresi ancak tebliğ tarihinden sonra başlamaktadır. Bu bağlamda "Tebliğ edilen bir faturanın, tebellüğ eden muhatabı borç altına sokabilmesi için, her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın bu ilişki sonucu düzenlenmiş olması icap eder." (Doğanay, age Sf: 52) Bu bağlamda da faturanın alıcıya ulaştığının kanıtlanması yükümlülüğü de satıcıya ait bulunmaktadır.


Bu açıklamalar çerçevesinde satıcı veya hizmeti yapan;


. Satmış olduğu malı alıcıya teslim etmek ve yapmış olduğu teslim işlemini kanıtlamak,


. Satış dolayısıyla mal bedelini talep edebilmek üzere faturasını düzenlemek ve düzenlenen faturayı da alıcıya teslim edildiğini daha doğrusu ulaştığını kanıtlamakla yükümlüdür.


Satış sözleşmesine istinaden satıcı tarafından kendisine gönderilen faturayı alan ve yedieminde bekletip, Türk Ticaret Kanunu'nun 23'üncü maddesindeki sekiz gün geçtikten sonra satıcıya faturayı iade eden alıcı, fatura bedelini ödemekle yükümlü olur. Ancak satıcı veya işi yapan kimse, müşteri adına düzenlediği faturaya onun içeriği ile örtüşmeyen bazı koşulları da yazmış ise alıcı bu koşulları dikkate almak zorunda değildir.


Uygulamada fatura konusunda gerek satıcılar ve gerekse alıcılar yeteri kadar ciddi davranmamaktadırlar. Bunun sonucunda ortaya çıkan uyuşmazlıklar çoğu kez tarafları zora sokabilmektedir.


Gerçekte faturayı alan müşteri veya işi yaptıran kişi, yasal süreci içersinde faturaya karşı itiraz hakkını kullanmışsa, faturayı düzenleyen kimse fatura içeriğinin doğruluğunu da kanıtlamakla yükümlü olmaktadır.


Ülkemizde fatura daha çok vergi hukuku açısından gündeme gelen ve üzerinde tartışılan bir belge olarak bilinmektedir. Oysa fatura her şeyden önce menkul malın kime ait olduğunu kanıtlayan bir ticari belge niteliğindedir ve bu belgenin düzenlenmesi ve muhatabına gönderilmesi ve hukuken de anlam ifade edebilmesi için birçok koşulun birlikte dikkate alınması kaçınılmaz olmaktadır.


Faturaya itiraz sadece tacirler için söz konusu olmayıp, tacirler dışında kalanlar da faturaya itiraz edebilirler.