AB ve Türkiye’de vergi yükü




Vergi yükü kısaca, ödenen vergi ile gelir arasındaki oranı ifade ediyor. Bir ülkedeki toplam vergi gelirlerinin milli gelire oranına ise, ‘toplam vergi yükü’ adı veriliyor. Ülkemizde vergi denilince,akla hemen kazanç ya da ücret üzerinden ödenen vergiler geliyor. Oysa, asıl ödenen ağırlıklı vergi; işsiz vatandaş, öğrenci, emekli, ev hanımı, işçi, memur, esnaf, sanatkár ve diğer kişilerin ödediği ‘dolaylı vergi’ olan Katma Değer Vergisi ve Özel Tüketim Vergisi ile ilgili...


AB ÜLKELERİ VE TÜRKİYE


AB ülkelerindeki vergi yükü; sosyal güvenlik primleri hariç, toplam vergi gelirlerinin GSYİH’ye oranı olarak tabloda gösterilmiştir.


Tablonun incelenmesinden de farkedileceği gibi;


Türkiye vergi yükü, en hızlı artan ülke.


Son 40 yılda, AB ülkelerinde
vergi yükü yüzde 50 civarında artarken, Türkiye’deyüzde 240 artmış.


Son 20 yılda, AB ülkelerinde vergi yükü yüzde 4 artmış. Türkiye’de ise yüzde 100’ün üzerinden artmış.


Yüksek artışa rağmen, genel vergi yükü yönüyle, AB ülkelerinin gerisindeyiz. Bunda, dolaysız vergi gelirlerimizin özellikle gelir vergisi, kurumlar vergisinin gerilemesi toplam vergi gelirleri içindeki payının yüzde 27 olmasının, büyük etkisi var.


ASGARİ ÜCRETİN KESİNTİSİ


Asgari ücretten yapılan vergi ve SSK primi kesintileri toplamını (243,62 YTL), ele geçen net asgari ücretle (350,15 YTL) kıyasladığımızda, yapılan kesintilerin net asgari ücrete oranı yüzde 70’i buluyor.


Bu yönüyle AB ülkeleri ve başta bazı yabancı ülkeleri Türkiye ile kıyasladığımızda, arada korkunç bir fark olduğu göze çarpıyor. Bu konuda, ayrı bir ‘Dünya rekoru’na sahibiz. Enflasyon tek haneye indi, faiz oranları düştü, büyümede rekor kırıldı ama istihdam üzerindeki kesintiler bakımından, Dünya rekorumuz maalesef devam ediyor...