<CENTER>MALİYE BAKANLIĞI MUKTEZASI

Gelir İdaresi Başkanlığı
</CENTER>


Tarih : 01.03.2006
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.20.01/288-2061/2465
Konusu : Yedieminlerin sorumluluğu ve yediemin değişikliği işlemi için icra müdürlüğünden istenilen masrafların amme alacağının cebren takip ve tahsil işlemleri sırasında yapılan muhafaza gideri olarak sayılması ve söz konusu tutarın satıştan elde edilen bedelden düşülmesi ve daha sonra artan kısmın anılan kanun hükümlerine göre mükellefin borçlarına mahsup edilmesi Hk.
Muktezanın Özeti:
İlgi (f) sayılı yazınız ile daireniz 6310001617 vergi kimlik numaralı mükellefi ............. Ticaret ve Gıda A.Ş. adına düzenlenen 24.08.2004 tarih F1 437899-900 seri no.lu haciz tutanağı ile haciz edilen menkul malların (.......) yediemine bırakıldığı ancak ........ 3. İcra Müdürlüğünün 2004/9584 sayılı dosyasında işlem gören alacağına ilişkin olarak düzenlenen 28.09.2004 tarih ve 2004/9584 sayılı haciz tutanağı ile ........ 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.11.2005 tarihli ek bilirkişi raporunun tetkikinde, dairenizce yapılan malların anılan İcra Müdürlüğünce de haczinin yapılarak yediemin .......’ya ait ...... Mah. ........ Apt. No: 26 Depo No: 2 Bodrum Kat No: 1-2 ........ İstanbul adresine teslim edildiğinin anlaşıldığı,
Bunun üzerine 26.11.2005 tarih ve 92188 sayılı yazınız ile haczi bulunan ve bilirkişi raporunda yer almayan leasingli olmadığı anlaşılan mahcuz malların teslim etme yetkisinin bahsi geçen 3. İcra Müdürlüğüne ait olması nedeniyle anılan malların teslim edilmesi hakkındaki yazıların hazırlanarak yediemin .............’ya tebliğ edilmesi ve neticesinden dairenize bilgi verilmesinin istenildiği, ancak dairenizce iadesi talep edilen malların haciz ve muhafazada olduğu ve takip dosyasının 02.09.2004 tarihinde ............ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/367 D. İşl. sayılı dosyasına gönderildiği ve halen sonuçlanmadığı, mahcuzların teslim işlemlerinin bizzat ve huzurda yapılacağından yediemin değişikliği için talep açılması gerektiği, bunun dışında dosyalarından ceza mahkemeleri ya da savcılık gibi re’sen işlem yapılabilmesinin mümkün olmadığı, icra müdürlüğünün dosyalarında alacaklının talebinin olması gerektiğinin ileri sürüldüğü, adı geçen müdürlük tarafından yediemin değişikliği işlemi için ileri sürülen hususların Türk Vergi Mevzuatı açısından bağlayıcılığının bulunmadığının düşünüldüğü belirtilerek konunun bir kere de Başkanlığımızca incelenerek uygulamaya esas görüşümüz talep edilmiş,
Diğer taraftan ilgi (h) sayılı yazınız ile yediemin .......... hakkında herhangi bir işlem tesis edilmediği, ayrıca cebri takibat sonucunda hacze konu malvarlığının amme alacağını karşılayacak durumda olmadığı belirtilmiştir.
Bilindiği üzere, 6183 sayılı AATUHK.’nun mükerrer 35’inci maddesinde “Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin malvarlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu kanun hükümlerine göre tahsil edilir.......” denilmiş,
387 seri no.lu Tahsilat Genel Tebliğinde de; “Mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen” ibaresinin, amme borçlusu hakkında 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takip muameleleri sonucunda, amme borçlusunun haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını ifade ettiği,
“Tahsil edilemeyeceği anlaşılan” ibaresinin, amme borçlusunun yapılan tüm araştırmalara rağmen bulunamaması, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan değerleme sonucu tespit edilen değerlerin amme alacağını karşılamaması, borçlunun iflas etmiş olması halinde iflas idaresi ile kurulan irtibat sonucu amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerine rağmen amme alacağının amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği kanaatinin oluştuğu halleri kapsadığı açıklanmış,
“Buna göre amme borçlusu nezdinde sürdürülen takip muameleleri sonucunda yukarıda belirtilen hallerden herhangi birinin varlığı halinde kanuni temsilciler hakkında takip yapılabilmesi için yeterli şartların oluştuğu kabul edilecek ve takip muamelesine kanuni temsilciler adına 6183 sayılı Kanunun 55’inci maddesine göre tanzim edilecek ödeme emri tebliği suretiyle başlanacaktır.”
74’üncü maddesinde; haczedilen her türlü malların satılarak paraya çevrileceği, satıştan elde edilen bedelden takip masrafları ve takip edilen amme alacağı düşüldükten sonra geriye kalan kısmın borçlunun ödeme zamanı gelmiş veya muacceliyet kesbetmiş borçlarına mahsup edileceği ve artanın hacze iştirak etmiş başka daire yoksa borçluya verileceği, hacze iştirak etmiş başka daire varsa artan kısımdan evvela bu dairelerin alacakları ayrıldıktan sonra bakiyesinin borçluya verileceği hükme bağlanmış,
83’üncü maddesinde “Borçlular, zilyedler, güvenilir şahıslar 82’nci madde gereğince kendilerine bırakılan malları, alacaklı amme idarelerince yapılacak ilk talep üzerine derhal ve kendilerine teslim edildiği zamandaki durumları ile geri vermek mecburiyetindedirler.
Bu mecburiyeti yerine getirmeyenler, haklarında yapılacak ceza takibinden başka, bu malların kendilerine atfolunamayacak bir sebepten dolayı telef veya zayi olduğunu ispat edemedikleri takdirde, geri verilmeyen malların değerleri tutarınca borçlu sayılıp bu kanunun hükümleri gereğince takip olunurlar.”
“Kanundaki Terimler” başlıklı 3’üncü maddesinde “Takibat giderleri terimi; Cebri icradan mütevellit muameleler sırasında yapılan zor kullanma, ilan, haciz, nakil ve muhafaza giderleri gibi her türlü giderleri ifade eder.” hükmü yer almıştır.
İlgi yazınızda bahsi geçen yediemin ........... hakkında öncelikle dairenizce Muhakemat Müdürlüğü aracılığı ile Cumhuriyet Savcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunulması, ayrıca geri verilmeyen malların değerleri tutarında borçlu sayılarak 6183 sayılı Kanun hükümleri gereğince aynen asıl borçlu gibi takip edilmesi;
Diğer taraftan amme alacağının sürüncemede kalmaması ve biran önce tahsilinin sağlanması açısından yediemin değişikliği işlemi için adı geçen icra müdürlüğünden istenilen masrafların amme alacağının cebren takip ve tahsil işlemleri sırasında yapılan muhafaza gideri olarak sayılması ve söz konusu tutarın satıştan elde edilen bedelden düşülmesi ve daha sonra artan kısmın anılan kanun hükümlerine göre mükellefin borçlarına mahsup edilmesi gerekmekte olup; söz konusu masraf ile diğer satış masrafları toplamının amme alacağı tutarından yüksek olması durumunda gözönünde bulundurulması;
Bununla birlikte yine yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde borçlu şirketin hacizli mallarının amme alacağını karşılamadığının tespiti üzerine şirket kanuni temsilcilerinin 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35’inci maddesi ile VUK.’nun 10’uncu maddesi uyarınca takibi gerekmektedir.