<TABLE cellSpacing=0 cellPadding=2 width=510>
<T>
<TR>
<TD =hurnewstitle align=left>İşte Müzakere Çerçeve Belgesi</TD>
<TD vAlign=bottom align=right></TD></TR>
<TR>
<TD align=left colSpan=2>
<TABLE cellSpacing=5 cellPadding=0 align=right>
<T>
<TR>
<TD align=right>< name=examp></></TD></TR>
<TR>
<TD></TD></TR></T></TABLE>
Müzakere Çerçeve Belgesi, üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde müzakerelerin kuralları, ikinci bölümde özü, üçüncü bölümde ise prosedürü yer alıyor.



Çerçeve Belgesi'nin İngilizce orijinali


Avrupa Birliği ile Türkiye arasında yürütülecek müzakerelerde yol haritasını oluşturan Müzakere Çerçeve Belgesi, üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde müzakerelerin kuralları, ikinci bölümde özü, üçüncü bölümde ise prosedürü yer alıyor.

Müzakerelerin kurallarıyla ilgili bölümde, Türkiye'den beklentilerle birlikte, müzakerelerin ilerlemesi ve askıya alınmasına ilişkin koşullara geniş biçimde yer veriliyor.

MÜZAKERELERİN KURALLARI

“Müzakerelerin, Türkiye'nin liyakatına dayanacağı ve hızının, Türkiye'nin üyelik gereklerini karşılama yönünde kaydettiği ilerlemelere bağlı olacağı” vurgulanan bu bölümde, “AB dönem başkanı ülkenin ya da AB Komisyonu'nun, hangisi uygunsa, karar organı AB Konseyi'ni devamlı olarak bilgilendireceği” vurgulanıyor.

Belgede, AB Konseyi'nin durumu düzenli olarak kontrol altında tutabileceği hatırlatılıyor.

“AB'nin, kendi üstüne düşenler çerçevesinde, müzakerelerin sonuca ulaştırılması için gerekli şartların karşılanıp karşılanmadığını uygun zaman içinde kararlaştıracağı” belirtilen belgede, bunun aşağıda yer alan ilgili maddede sıralanan şartların Türkiye tarafından yerine getirildiğini teyit eden bir AB Komisyonu raporu temelinde yapılacağı kaydediliyor.

Müzakerelerin kurallarının belirlendiği bu bölümde, AB Konseyi'nin Aralık 2004 zirve kararına atıfta bulunuluyor ve müzakerelerin AB Anlaşması'nın 49. maddesini temel aldığı ifade ediliyor. Bu bölümde özetle şu görüşlere yer veriliyor.

-“Müzakerelerin ortak hedefi katılımdır. Bu müzakereler ucu açık bir süreç olup, sonucu önceden garanti edilemez. Kopenhag kriterlerinin tam değerlendirmesi, AB'nin hazmetme kapasitesi de göz önüne alınarak, eğer Türkiye'nin tüm üyelik yükümlülüklerini tamamen üstlenecek konumda olmadığını ortaya koyarsa, Türkiye'nin mümkün olan en güçlü bağ ile Avrupa yapılarına bağlanması sağlanmalıdır.”

-“Genişleme, Birliğin ve üye devletlerinin katıldığı sürekli entegrasyon sürecini güçlendirmelidir. Birliğin uyum ve etkinliğini korumak için her türlü çaba sarf edilmelidir. 1993 Kopenhag AB Konseyi toplantısının sonuçlarına uygun olarak, Birliğin bir yandan Avrupa entegrasyonunun momentumunu korurken öte yandan Türkiye'yi özümseme kapasitesi, hem Birliğin hem de Türkiye'nin genel menfaati açısından göz önüne alınması gereken önemli bir noktadır. Komisyon müzakereler sırasında bu kapasiteyi 2004 Ekim kararlarına uygun olarak izleyecektir.”

-“Müzakereler, Türkiye'nin 1993'te Kopenhag'da AB Konseyi'nce belirlenen siyasi kriterleri, özellikle de daha sonra AB Antlaşması madde 6(1)de kabul edilen ve Temel Haklar Şartında ilan edilen kriterleri yeterli ölçüde karşılamasına dayanarak açılmıştır. AB, Türkiye'den reform sürecini sürdürmesini ve ilgili Avrupa içtihadı da dahil olmak üzere özgürlük, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı ilkeleriyle ilgili olarak daha fazla iyileşme sağlanması yönünde çabalamasını, özellikle işkence ve kötü muameleye karşı mücadelede sıfır tolerans politikasıyla ve ifade özgürlüğü, din özgürlüğü, kadın hakları, sendika haklarını içeren ILO standartları ve azınlık haklarıyla ilgili hükümlerin uygulanmasında mevzuatı ve uygulama tedbirlerini pekiştirmesini ve genişletmesini beklemektedir. Birlik ve Türkiye yoğun siyasi diyaloglarına devam edecektir. Bu alanlarda, özellikle temel özgürlükler ve insan haklarına tam saygı konularında kaydedilen ilerlemelerin geri dönülmezliğini ve tam ve etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak için, ilerlemeler Komisyon tarafından yakından izlenmeye devam edecek olup, Komisyon yıllık rapor ve 2004'teki raporu da göz önüne alarak, düzenli aralıklarla bu konudaki raporlarını Konseye sunmaya devam etmeye çağrılmaktadır.”

MÜZAKERELERİN ASKIYA ALINMA KOŞULU

-“Birliğin temelini oluşturan özgürlük, demokrasi, insan haklarına ve temel özgürlüklere tam saygı ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin Türkiye'de ciddi ve ısrarlı bir şekilde ihlal edilmesi durumunda, Komisyon, kendi inisiyatifiyle veya üye devletlerin üçte birinin talebi üzerine, müzakerelerin askıya alınmasını önerebilir ve müzakerelerin tekrar başlaması için karşılanması gereken koşullara yönelik tekliflerde bulunabilir. Konsey, Türkiye'yi dinledikten sonra, müzakerelerin askıya alınıp alınmaması veya müzakerelerin yeniden başlaması için aranacak koşullarla ilgili bu tür bir öneriyi nitelikli çoğunluk esasına göre kararlaştıracaktır. Üye devletler, Hükümetlerarası Konferanstaki genel oybirliği şartından bağımsız olarak Hükümetlerarası Konferansta Konsey kararına uygun olarak hareket edeceklerdir. Avrupa Parlamentosu'na bilgi verilecektir.”

MÜZAKERELERİN İLERLEMESİ

“Müzakerelerin ilerlemesinin, ekonomik ve sosyal bir birleşme çerçevesi kapsamında Türkiye'nin katılıma hazırlık aşamasında kaydettiği ilerleme ile 2. paragraftaki AB Komisyonu'nun raporuna göre yönlendirileceği” ifade edilen belgede, “Üyelik için aşağıdaki gerekleri belirleyen Kopenhag kriterlerinin yerine getirilmesi gerektiği” belirtiliyor:


<LI>Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını ve azınlıklara saygı ve azınlıkların korunmasını teminat altına alan kurumların istikrarı;


<LI>İşleyen bir pazar ekonomisinin varlığı ve Birlik içindeki rekabetçi baskıyla ve pazar güçleriyle başa çıkabilme kapasitesi;


<LI>Siyasi, ekonomik ve parasal birliğin amaçlarına uygunluk ve müktesebatın etkin bir şekilde uygulanması ve yürütülmesi için gerekli idari kapasite dahil olmak üzere, üyeliğin getirdiği yükümlülükleri üstlenebilme yetisi.

Bu bölümde ayrıca şu taleplere yer veriliyor:

- “Türkiye'nin iyi komşuluk ilişkileri yönünde verdiği açık taahhüt ve henüz çözümlenmemiş olan tüm sınır ihtilaflarını, gerektiğinde Uluslararası Adalet Divanı'nın zorunlu yargılama yetkisi de dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler Şartına göre, ihtilafların sulh yoluyla halli ilkesine uygun olarak çözüme kavuşturmayı taahhüt etmesi;”

- “Kapsamlı bir çözüm için uygun ortamın yaratılmasına katkıda bulunmaya yönelik adımlar atılması ve Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum kesimi) dahil tüm AB ülkeleriyle Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin normalleştirilmesinde ilerleme kaydedilmesinin yanı sıra BM nezdinde ve Birliğin üzerine inşa edildiği ilkeler doğrultusunda, Türkiye'nin Kıbrıs sorunu için kapsamlı bir çözüme ulaşma çabalarını devamlı olarak desteklemesi.”

- “Türkiye'nin Ortaklık Anlaşmasında ve Ortaklık Anlaşmasını tüm yeni AB üye devletlerini içine alacak şekilde genişleten Ek Protokolünde yer alan yükümlülükleri, özellikle de AB-Türkiye gümrük birliğine ve düzenli aralıklarla revize edilen Katılım Ortaklığının uygulanmasına yönelik yükümlülükleri yerine getirmesi.”

ÜYELİK ÖNCESİ SÜREÇ

“Türkiye'nin, üye devletler ve birlik tarafından kabul edilen tutum ve politikalarla, (bu örgütler ve düzenlemelerdeki AB ülkelerinin üyelikleri de içinde olmak üzere) uluslararası örgütler içindeki kendi pozisyonunu ve üçüncü ülkelere ilişkin politikalarını, katılıma kadar olan dönemde içinde uyarlaması gerektiği” belirtilen belgede, “Türkiye'nin, tüm diğer katılım müzakerelerinin sonuçlarını, katılımı zamanındaki haliyle kabul etmelidir” ifadesine yer veriliyor.

Lüksemburg'da yapılan yoğun müzakerelerden sonra, İngiltere, AB Konseyi ülkelerinin de onayı ile, bu maddenin Türkiye aleyhine yorumlanmamasını talep eden bir bölümün müktesebatın içine dahil edilmesini kabul etti.

Bu bölüm, ileride Rum Kesimi'nin, NATO gibi uluslararası bir kuruluşa üye olma talebi halinde, Türkiye'nin veto koyma hakkını korumayı hedeflediği bildirildi.

Müzakerelerin kurallarıyla ilgili bölümün sonunda ayrıca özetle şu görüşlere yer veriliyor:

-“Katılım müzakerelerine paralel olarak, Birlik Türkiye ile yoğun bir siyasi diyaloga ve sivil toplum diyaloguna girecektir. Kapsamlı sivil toplum diyalogunun amacı, halkları bir araya getirmek yoluyla karşılıklı anlayışı arttırmak olacaktır.”




MÜKTESEBAT İLE İLGİLİ SORUMLULUKLAR


AB'ye katılımın, birlik sisteminin ve birliğin “müktesebatı” olarak bilinen kurumsal çerçevenin getirdiği hak ve yükümlülüklerin kabulü anlamına geldiği vurgulanan bu bölümde, Türkiye'nin, bu müktesebatı katılım zamanındaki şekliyle uygulaması gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca, mevzuatın uyumlu hale getirilmesine ek olarak, katılımın aynı zamanda müktesebatın zamanında ve etkin bir şekilde uygulanması anlamına geldiği vurgulanıyor.


Müktesebatın içerdiği bölümler kısaca şöyle özetleniyor.


- AB Birliği'nin üzerine kurulduğu antlaşmaların içeriği, ilkeleri ve siyasi hedefleri;


- Antlaşmalar uyarınca benimsenen mevzuat ve kararlar ve Adalet Divanı'nın içtihadı;


- Kurumlar arası anlaşmalar, kararlar, beyanatlar, tavsiyeler, kılavuzlar gibi, yasal olarak bağlayıcı olan ya da olmayan, Birlik çerçevesinde benimsenmiş diğer belgeler;


- Ortak dışişleri ve güvenlik politikaları çerçevesindeki ortak eylemler, ortak tutumlar, bildirgeler, sonuçlar ve diğer belgeler;


- Adalet ve içişleri çerçevesinde kabul edilen ortak eylemler, ortak tutumlar, imzalanan sözleşmeler, tavsiyeler, beyanatlar ve diğer belgeler;


- Birlik faaliyetlerine ilişkin olarak Topluluğun, Toplulukla birlikte üye devletlerin, birliğin ve kendi aralarında üye devletlerin akdettiği uluslararası anlaşmalar.





MÜKTESEBATIN ÇEVİRİSİ


Belgede, “Türkiye'nin, katılımdan yeterli bir süre önce müktesebatın Türkçeye çevirisini ve katılımdan sonra AB kurumlarının çalışmalarını aksatmadan yerine getirmesini temin edecek yeterli sayıda yazılı ve sözlü çevirmeni eğitmesi gerektiğine” dikkat çekiliyor.


“Sonuç olarak ortaya çıkan ve bir üye devlet olarak Türkiye'nin uymak zorunda olacağı haklar ve yükümlülükler, Türkiye ile topluluklar arasındaki tüm mevcut ikili anlaşmaların ve Türkiye tarafından akdedilen, üyelik yükümlülükleriyle uyumlu olmayan tüm diğer uluslararası anlaşmaların sona ereceği anlamına gelmektedir” denilen belgede, “Ortaklık Anlaşmasının müktesebattan ayrılan hükümleri, katılım müzakerelerinde emsal olarak kabul edilemez” ifadesi kullanılıyor.


Türkiye'nin müktesebattan doğan hak ve yükümlülükleri kabul etmesinin, müktesebatta belli uyarlamaların yapılmasını gerektirebileceği belirtilen belgede, “Gerektiğinde müktesebatta belli uyarlamalara karar verilirken, üye devletlerin müktesebatı benimserken uyguladıkları ve o müktesebatın ayrılmaz parçası haline gelmiş olan ilkeler, kriterler ve parametrelerin esas alınacağı ve Türkiye'nin özel durumları göz önüne bulundurulacağı” belirtiliyor.


“Birliğin, zaman ve kapsam açısından sınırlı olması ve müktesebatın uygulanmasına ilişkin olarak açıkça tanımlanmış aşamaları içeren bir plan eşliğinde olması koşuluyla, geçici tedbirler için Türkiye'den gelecek talepleri kabul edebileceğine” dikkati çekilen belgede, “iç pazarın genişletilmesiyle bağlantılı alanlar için, düzenleyici tedbirlerin hızlı bir şekilde uygulanması gerektiği ve geçiş dönemlerinin kısa ve az sayıda olması gerektiği, büyük mali giderler de dahil olmak üzere ciddi çaba gerektiren kapsamlı uyarlamaların gerekli olduğu yerlerde, uyumlaştırmaya yönelik sürekli, ayrıntılı ve bütçeli bir planın bir parçası olarak uygun geçiş düzenlemeleri öngörülebileceği” ifade ediliyor.


“Her halükarda, geçiş düzenlemeleri Birliğin kural ya da politikalarında herhangi bir değişiklik yapılmasını içermemeli, bunların sağlıklı bir şekilde işleyişini bozmamalı ve rekabetin büyük ölçüde zarar görmesine neden olmamalıdır. Bu bağlamda, Birliğin ve Türkiye'nin menfaatleri göz önünde bulundurulmalıdır” şeklinde ifadelere yer verilen belgede, “Uzun geçiş dönemleri, derogasyonlar, özel düzenlemeler ya da kalıcı koruma hükümleri, bir başka deyişle koruma tedbirlerine bir temel oluşturmak üzere sürekli olarak emre amade olacak maddeler düşünülebilir. Komisyon bunları, uygun olan hallerde, kişilerin dolaşım özgürlükleri, yapısal politikalar ya da tarım gibi alanlarda getireceği tekliflere dahil edecektir. Bunun yanı sıra, kişilerin dolaşım özgürlüğünün nihai olarak tesis edilmesine ilişkin karar alma süreci, üye devletlerin bireysel olarak azami düzeyde rol oynayabilmesine olanak vermelidir. Geçici düzenlemeler ya da koruma tedbirleri, rekabet üzerinde ya da iç pazarın işleyişi üzerinde yaratacakları etkiler göz önüne alınarak gözden geçirilmelidir” deniliyor.


“Müktesebatta yapılacak ayrıntılı teknik uyarlamaların, katılım müzakereleri sırasında belirlenmesinin gerekli olmadığı” belirtilen belgede, “Bunlar Türkiye ile işbirliği içerisinde hazırlanacak ve katılım tarihinde yürürlüğe girmek üzere Birlik kurumları tarafından zamanı geldiğinde benimsenecektir” ifadesi yer alıyor.


“Türkiye'nin Birliğe katılımının mali yönleri kabili tatbik Mali Çerçevede göz önünde bulundurulması gerektiği” kaydedilen belgede, ”Bu nedenle, Türkiye'nin katılımı çok büyük mali sonuçlar doğurabileceğinden, müzakereler ancak sonuç olarak ortaya çıkacak olası mali reformlarla birlikte 2014'ten itibaren başlayacak olan döneme ilişkin Mali Çerçevenin oluşturulmasından sonra sonuca ulaştırılabilir” ifadesi yer alıyor.


Belgede, “Türkiye, katılımdan itibaren derogasyona sahip bir üye devlet olarak ekonomik ve parasal birliğe katılacak ve gerekli koşulları karşılayıp karşılamadığına yönelik olarak yapılacak bir değerlendirme esasında Konseyin bu amaca yönelik vereceği kararın ardından ulusal para birimi olarak euro'yu benimseyecektir. Bu alandaki diğer müktesebat katılımdan itibaren tamamen geçerli olacaktır” deniliyor.


Müzakerelerin özü ile ilgili bu bölümde kısaca şu görüşlere yer veriliyor:


-“Özgürlük, adalet ve güvenlik alanıyla ilgili olarak, Avrupa Birliğine üyelik, Türkiye'nin katılımla birlikte Schengen müktesebatı da dahil olmak üzere, bu alandaki tüm müktesebatı tamamen kabul etmesi anlamına gelmektedir. Ancak, bu müktesebatın bir kısmı Türkiye'de sadece, Türkiye'nin hazır olup olmadığına yönelik olarak yapılacak kabili tatbik Schengen değerlendirmesine dayalı olarak, iç sınırlarda kişiler üzerindeki kontrollerin kaldırılması konusunda alınacak bir Konsey kararından sonra uygulanacaktır.”


-“AB, nükleer güvenliğin tüm yönleri de dahil olmak üzere, yüksek düzeyde bir çevresel korumanın önemine işaret etmektedir.”


-“Müktesebatı etkin bir şekilde uygulamak amacıyla, ya da duruma göre, müktesebatı katılımdan yeterli bir süre önce etkin bir şekilde uygulayabilmek amacıyla, Türkiye müktesebatın tüm alanlarında kurumlarını, yönetim kapasitesini ve idari ve yargı sistemlerini - hem ulusal hem bölgesel düzeyde - Birlik standartlarına getirecektir.


Bunun yapılabilmesi için, genel düzeyde, verimli ve tarafsız bir sivil hizmet anlayışı üzerine kurulmuş, iyi işleyen ve istikrarlı bir kamu idaresine ve bağımsız ve etkin bir yargı sistemine ihtiyaç vardır.”

MÜZAKERE PROSEDÜRÜ

AB Komisyonu'nun, Türkiye'nin belli alanlarda müzakerelerin başlatılabilmesi için ne derece hazırlıklı olduğunu değerlendireceği ifade edilen bu bölümde, “AB Komisyonu'nun, yine müzakereler sırasında gündeme gelmesi en muhtemel olan sorunların emarelerini önceden elde etmek için, tarama olarak adlandırılan resmi bir süreç çerçevesinde müktesebatı inceleyeceği” hatırlatılıyor.


“Tarama amaçları çerçevesinde ve tarama sonrasında gerçekleştirilecek müzakereler için, müktesebatın her biri belli bir politika alanını kapsayan bir dizi başlığa ayrılacağı” vurgulanan belgede, “bu başlıkların bir listesinin ekte sunulduğu” belirtiliyor.


“Müzakerelerin belli bir başlığı hakkında Türkiye ya da AB tarafından ifade edilecek görüşler hiçbir şekilde başka başlıklarla ilgili olarak takınılacak tutumu etkilemeyeceği” kaydedilen metinde, ”Ayrıca, müzakereler sırasında, kısmi olanlar da dahil olmak üzere, belli başlıklar üzerinde varılan mutabakat, tüm bölümler üzerinde tam bir mutabakata varılana dek nihayete ermiş sayılamayacağı” ifade ediliyor.


“Türkiye'nin katılıma yönelik kaydettiği ilerlemeler hakkında AB Komisyonu tarafından hazırlanan düzenli raporların ve özellikle de tarama sırasında AB Komisyonu'nun elde ettiği bilgileri esas alarak, AB Konseyi'nin, AB Komisyonu'nun teklifi üzerine oybirliğiyle hareket ederek, bir başlığın geçici olarak kapatılması ve uygun olduğu yerlerde, başlığın açılması için karşılaştırma ölçütleri tespit edeceği” vurgulanan belgede daha sonra şunlar kaydediliyor:


“Birlik bu karşılaştırma ölçütlerini Türkiye'ye bildirecektir. İlgili başlığa bağlı olarak, özellikle işleyen bir pazar ekonomisinin varlığına, mevzuatın müktesebatla uyumuna, ve yeterli bir idari ve adli kapasitenin olduğunu ortaya koymak için müktesebatın temel unsurlarının uygulanmasında tatmin edici bir seyir izlendiğine ilişkin net karşılaştırma ölçütleri bulunacaktır. İlgili yerlerde, karşılaştırma ölçütleri aynı zamanda Ortaklık Anlaşmasının altındaki taahhütlerin, özellikle de AB-Türkiye gümrük birliğiyle ilgili olan taahhütlerin ve müktesebat çerçevesindeki şartları yansıtan taahhütlerin yerine getirilmesini de içerecektir.


Müzakerelerin geniş bir süreyi kapsadığı hallerde ya da yeni müktesebat gibi yeni öğelerin dahil edilmesi amacıyla bir başlığa daha sonraki bir tarihte geri dönüldüğü hallerde, var olan karşılaştırma ölçütleri güncellenebilir.”


Belgede şu görüşlere yer veriliyor:


-“Türkiye'den müktesebatla ilgili olarak tavrını belirtmesi ve ölçütleri karşılama konusunda kaydettiği ilerlemeleri rapor etmesi istenecektir. Müktesebatın uygun idari ve adli yapılar vasıtasıyla etkin ve verimli bir şekilde uygulanması da dahil olmak üzere, Türkiye tarafından doğru bir şekilde iç hukuka aktarılması ve uygulanması, müzakerelerin hızını belirleyecektir. Bu amaçla Komisyon, Komisyon tarafından ya da Komisyon adına uzmanlar tarafından yapılacak yerinde incelemeler de dahil olmak üzere, elindeki tüm araçlardan yararlanarak Türkiye'nin tüm alanlarda kaydettiği ilerlemeyi yakından izleyecektir. Komisyon, AB Ortak Pozisyonları taslağını sunarken Türkiye'nin belli bir alanda kat ettiği ilerleme hakkında Konseyi bilgilendirecektir. Konsey, söz konusu başlık hakkındaki müzakerelerle ilgili olarak atacağı ileriye dönük adımları kararlaştırırken bu değerlendirmeyi göz önünde bulunduracaktır. AB'nin her bir başlıkla ilgili müzakereler için isteyebileceği ve Türkiye tarafından Konferansa temin edilecek olan bilgilere ek olarak, Türkiye'den belli bir başlıkla ilgili müzakerelerin geçici kapanışından sonra bile müktesebatla uyum ve müktesebatın uygulanması konularında kat edilen ilerlemeler hakkında düzenli aralıklarla ayrıntılı, yazılı bilgi vermesi istenecektir. Müzakeresi geçici olarak kapatılan bölümlerin söz konusu olduğu hallerde, özellikle Türkiye'nin taahhütlerini ya da önemli karşılaştırma ölçütlerini yerine getiremediği yerlerde Komisyon müzakerelerin tekrar açılmasını önerebilir.”

MÜZAKERE BAŞLIKLARI





Avrupa Birliği'nin Türkiye ile yapacağı tam üyelik müzakereleri 35 bölümden oluşuyor:


1-Malların serbest dolaşımı.


2-İş gücünün serbest dolaşımı


3-Yerleşme hakkı ve hizmet sağlama özgürlüğü


4-Sermayenin serbest dolaşımı


5-Kamu ihaleleri


6-Şirketler hukuku


7-Fikri haklar hukuku


8-Rekabet politikası


9-Mali hizmetler


10-Bilgi toplumu ve medya


11-Tarım ve kırsal kesim kalkınması


12-Gıda güvenliği, hayvan ve bitki sağlığı politikası


13-Balıkçılık


14-Ulaştırma politikası


15-Enerji


16-Vergilendirme


17-Ekonomi ve para politikası


18-İstatistik


19-Sosyal politika ve istihdam


20-Şirketler ve sanayi politikası


21-Avrupa üzerinden giden ulaştırma ağları


22-Bölgesel politika


23-Hukuki ve temel haklar


24-Adalet, özgürlük ve güvenlik


25-Bilim ve araştırma


26-Eğitim ve kültür


27-Çevre


28-Tüketim ve sağlık koruması


29-Gümrük birliği


30-Dış ilişkiler


31-Dış güvenlik ve savunma


32-Mali kontrol


33-Mali ve bütçe koşulları


34-Kurumlar


35-Diğer konular</LI></TD></TR></T></TABLE>