Toplam 5 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 5 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Araç Satışı Hakkında

  1. #1
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    17.Mart.2007
    Mesajlar
    111
    Hizmet işinde kullandığımız (kiralama) kamyonetlerden birini satıyoruz kasko değeri 25.500,00 ytl ama ben aslında aracı 16.000,00 ytl ye satmışım.bildiğim kadarıyla kasko değerinin belli bir oranda altına satabiliyoruz. (kimilerine göre bu oran %20 kimilerine göre bu oran %30), ama maliyenin buna itiraz ettiğini ve bazılarının mahkemelik olduğunu duydum. bunlarla ilgili net ve kesin bir bilgisi olan arkadaşlardan yardım istiyorum.
    ozan

  2. #2
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    05.Şubat.2007
    Nereden
    Antalya
    Mesajlar
    428
    Geçmiş dönemlerde bu konu bazı arkadaşların başına gelmiş ve Kasko değerinin %70 nin altında olursa inceleme sırasında denetmen sorun çıkarmış %70 i ve üzeri için sorun çıkarmamış ama siz bu rakam 8000 YTL üzerinde olduğu için bankadan parayı transfer edip kanıtlarsınız.Gerçekten söylediğiniz fiyata satıldı ve defterde gerçekten bire bir tutuluyorsa yapacağınız bişey yok.Böyle kalacaktır.
    Sevelim sevilelim dünya
    kimseye kalmaz
    Yunus EMRE

  3. #3
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    17.Mart.2007
    Mesajlar
    111
    teşekkür ederim
    ozan

  4. #4
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    07.Nisan.2007
    Nereden
    Şırnak
    Mesajlar
    14


    bende bu güne kadar 150 ye yakın araç satışı yapmışımdır. kdv dahil karko değerinin % 70 olarak ele almışım veya satış beyan değeri artı kdv olarak satış yapmışımdır.bu güne kadar bir sorunla karşlaşmadım.

  5. #5
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    11.Eylül.2006
    Nereden
    Mersin
    Mesajlar
    380




    GELİR VERGİSİ KANUNU


    İÇ GENELGESİ


    SIRA NO: 1994/2


    Tarih : 6.5.1994


    Sayı : B.07.0.GEL.0.72/2176-262/34705


    Konusu : Motorlu kara taşıtlarının alım, satım ve taahhüt işlerinde kasko sigortasına esas bedeller harcın matrahı olarak kabul edilmektedir. Bu bedellerin gelir ve kurumlar vergisine tabi kazancın tespitinde satış bedeli olarak alınıp alınmayacağı Hk.


    Bilindiği üzere Harçlar Kanununun 43'üncü maddesi gereğince, motorlu kara taşıtlarının alım, satım ve taahhüt işlerinde kasko sigortasına esas bedeller harcın matrahı olarak kabul edilmektedir. Bu bedellerin gelir ve kurumlar vergisine tabi kazancın tespitinde satış bedeli olarak alınıp alınmayacağı konusunda 170 Seri No.lu Gelir Vergisi Tebliğinin (D) bölümünde gerekli açıklamalar yapılmış bulunmaktadır.


    Sözkonusu Genel Tebliğ'de de açıklandığı üzere, motorlu araç satışlarında gelir ve kurumlar vergisi uygulaması bakımından esas alınacak tutar öncelikle gerçek satış bedeli olacaktır. Bu bedelin emsallerine göre bariz bir şekilde düşük olması halinde, idarece gerçek satış bedelinin tespiti yoluna gidilebilecektir. Bu tespit sırasında sadece kasko sigortasına esas bedeli değil diğer unsurların da nazara alınması gerekmektedir.


    Bakanlığımıza yansıyan taleplerden bazı vergi dairelerinin gerçek satış bedelleri konusunda hiçbir araştırma yapmadan kasko sigortasına esas bedellerini kullanarak mükellefler adına tarhiyat yaptıkları anlaşılmıştır. Bu uygulama idare ve mükellefler arasında gereksiz ihtilaflara neden olmaktadır.


    Bu tür ihtilaflara yer verilmemesi açısından, sadece kasko bedellerinden hareketle mükellefler adına tarhiyat yapılmaması, gerçek satış bedellerinin tespiti sırasında diğer hususların da incelenmesi gerekmektedir.


    Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre yapılmasını rica ederim.




    T.C.
    DANIŞTAY
    Vergi Dava Daireleri
    Genel Kurulu


    Esas No: 2000/383


    Karar No: 2001/143


    DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 1999/71






    T.C.


    DANIŞTAY


    VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU


    E. 1999/71


    K. 1999/457


    T. 22.10.1999


    o AKTİFTE KAYITLI ÇEKİCİNİN SATILMASI (Kasko Değerinin Esas Alınamayacağo - Satılan Aracın Tüm Özelliklerinin Dikkate Alınması Gerektiği)


    o KASKO SİGORTA DEĞERİ (Re'sen Vergi Tarhı - Kasko Sigorta Değeri - Aracın Tüm Özelliklerinin Dikkate Alınması Gerektiği)


    o RE'SEN VERGİ TARHI (Cezalı Kurumlar Vergisi Tarhiyatı - Re'sen Vergi Tarhı - Kasko Bedeli Altında Satılan Araç - Aracın Tüm Özelliklerinin Dikkate Alınması Gerektiği)


    193


    Özet : Çekici haline getirildikten sonra işletmenin aktifine alınan ve kaza geçirdikten sonra satılan aracın tüm özellikleri göz önüne alınmadan sadece kasko sigorta değerine göre uygulanan tarhiyatta ve bu tarhiyatın değiştirilmesi yolundaki kararda hukuka uygunluk yoktur.


    İstemin Özeti: 1994 yılında satılan aracın satış bedelinin kasko sigorta bedelinden düşük olduğunun saptanması üzerine yükümlü kurum adına resen kusur cezalı kurumlar vergisi ve geçici vergi salınmış, fon hesaplanmıştır.


    Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen Ankara 6. Vergi Mahkemesi, 19.9.1996 günlü, E:1995/1127, K:1996/902 sayılı kararıyla; aracın satış bedelinin kasko değerinden düşük olması nedeniyle takdire gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davacı şirketin sattığı aracın serbest piyasa fiyatının ... Umum Otomobilciler ve Şoförler Odasından sorulması üzerine bildirilen bedel takdir edilen bedelden yüksek olduğundan dikkate alınmayarak tarhiyatın ... Ticaret Odası ve Takdir Komisyonunca tespit edilen satış bedellerinin ortalaması esas alınarak bulunan matrah farkına göre kusur cezalı olarak değiştirilmesi gerektiği, beyanname verme süresi geçtikten sonra salınan geçici vergide yasal isabet bulunmamasına karşın bu vergiye kusur cezası kesilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle kusur cezalı kurumlar vergisi ve fon payını değiştirmiş. geçici vergi kaldırılmış, geçici vergiye ait kusur cezası yönünden davayı reddetmiştir.


    Tarafların temyiz başvurularını inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 13.2.1998 günlü, E:1997/606, K:1998/494 sayılı kararıyla; matrahın noter senedindeki kasko değerine dayanılarak takdir olunduğu, araç satışından dolayı defterlere intikal ettirilmiş bir gelir olup olmadığının araştırılmadığı, beyanda bir düşüklük olup olmadığının, aracın hem alış ve hem de satış fiyatları incelenerek tespiti gerekirken, takdir komisyonunca sadece kasko değeri esas alınarak matrah takdirinde isabet görülmediği gibi birbirinden çok farklı satış fiyatlarının ortalaması alınarak bulunan matraha göre tarhiyatın değiştirilmesinde de hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.


    Bozma kararına uymayan vergi mahkemesi aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile ilk kararında direnmiştir.


    Direnme kararını temyiz eden yükümlü kurum: aracın 1.8.1993 tarihinde kaza geçirdiğini, hasarlı olması nedeniyle değer yitirdiğini, sigorta eksperince hazırlanan değer tespit raporunda belirlenen bedel üzerinden satış yapıldığını ileri sürerek ısrar kararının bozulmasını istemiştir.


    Savunmanın Özeti: istemin reddi gerektiği yolundadır.


    Danıştay Tetkik Hakimi Süreyya ÇAKIN'ın Düşüncesi:


    Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesi kararında yer alan gerekçeler uyarınca bozulması gerektiği düşünülmüştür.


    Danıştay Savcısı Nilgün, AKPINAR'ın Düşüncesi:


    Danıştay Dördüncü Dairesinin 13.2.1998 gün ve K:1998/494 sayılı kararında yer alan düşüncemizde yazılı gerekçe uyarınca temyiz isteminin kabulü ile temyize konu vergi mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.


    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:


    Nakliyecilik faaliyetinde kullanılan taşıtın beyan edilen satış bedelinin düşük görülmesi üzerine takdir komisyonunca saptanan bedel ile beyan edilen bedel arasındaki fark üzerinden davacı adına resen salınan kusur cezalı kurumlar vergisinin matrah azaltılarak değiştirilmesi yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.


    193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 2 nci maddesinde, kazanç ve iratların gelirin tespitinde gerçek ve safi tutarları ile nazara alınacağı kurala bağlanmıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30 uncu maddesinde de resen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen maddi delillere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonunca takdir edilecek matrah veya matrah kısım üzerinden vergi tarhedilmesi şeklinde tanımlanmış, 6 ncı bendinde ise tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması resen takdir nedeni sayılmıştır.


    İhtilaf yaratan satış nedeniyle davacı kurumun beyanında gerçekten düşüklük bulunup bulunmadığının yukarıdaki kurallara göre belirlenmesi gerekmektedir.


    Olayda, noter satış sözleşmesinde gösterilen kasko sigorta değerinden düşük bedel gösterilmesi nedeniyle takdir komisyonundan matrah takdiri işlenmişse de komisyonca, aracın gerçek değerini tespit yönünden herhangi bir araştırma yapılmaksızın matrah belirlenmiştir. Dosyaya sunulan 1.8.1993 tarihli trafik kazası tespit tutanağı ile ... Sigorta tazminat makbuzunun incelenmesinden aracın kaza geçirdiği anlaşılmaktadır. Araçta yapılması gereken tamirat nedeniyle piyasa değerinin 175.000.000 lira olabileceğini belirten Nevsu Ekspertiz Hizmetleri Limited Şirketinin 21.9.1994 günlü değer tespit raporu üzerine 5.12.1994 tarihindeki satış da bu değer üzerinden gerçekleştirilmiştir.


    Oto nakliyesinde kullanılmak üzere çekici haline getirilen ve tamire muhtaç çekici olarak satıldığı saptanan aracın, yukarıda değinilen tüm özellikleri göz önüne alınmaksızın uygulanan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gibi tarhiyatın yazılı gerekçe ile değiştirilmesi yolundaki karar da hukuka uygun düşmemiştir.


    Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Ankara 6. Vergi Mahkemesinin 13.10.1998 günlü, E:1998/359, K:1998/643 sayılı kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 22.10.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.


    KARŞI OY


    Temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, bozulması istenen mahkeme kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında yerinde ve ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte değildir.


    Bu nedenle temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.

    Konu: İkinci el aracın satış bedelinin kasko değerinden düşük gösterilmesinin, re'sen takdir nedeni olduğu hk.


    İstemin Özeti: İkinci el aracın alım ve satımıyla uğraşan davacının 1992 yılında sattığı kamyonun satış bedelini kasko değerinden düşük gösterildiğinden bahisle adına re'sen kaçakçılık cezalı gelir vergisi salınmıştır.


    Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen (...) Vergi Mahkemesi 6.5.1998 günlü ve E: 1997/1013, K: 1998/485 sayılı kararıyla; matrahı azaltmış, kaçakçılık cezasını kusura dönüştürmüştür.


    Tarafların temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi 4.10.1999 günlü ve E:0998/3363, K: 1999/3270 sayılı kararıyla; vergi dairesinin temyiz istemini reddetmiş, re'sen tarhiyat yapılabilmesi için öncelikle 213 sayılı Yasanın 30 uncu maddesinde sayılan re'sen takdir nedenlerinden birinin olayda mevcut olması gerektiği, araçların satış bedelleri ile emsal bedelleri arasında çok fahiş bir fark bulunmadıkça re'sen takdir nedeninin varlığının kabul edilemeyeceği, satılan araçların durumu, işletmenin finansman ihtiyacı gibi nedenlerle, araç satış bedellerinin emsal değerine göre düşüklük gösterebilmesinin ticari hayatta ekonomik ihtiyaçlar nedeniyle her zaman mümkün olduğu, davacının sattığı arçların satış bedellerinin gerek takdir komisyonunca takdir edilen emsal bedel, gerekse mahkemece yapılan araştırma sonucu bulunanan emsal bedele göre fahiş bir farklılık arz etmemesi ve araçların durumu da dikkate alınarak karşıt inceleme ve araştırma yapılamaması dikkate alındığında olayda re'sen takdir nedeninin mevcut olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle yükümlü temyiz istemini kabul ederek kararı bozmuştur.


    Bozma kararına uymayan (...) Vergi Mahkemesi 11.10.2000 günlü ve E: 2000/1752, K: 2000/1506 sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde verginin mevzununun, 37 nci maddesinde de ticari kazanç sayılan faaliyetlerin belirlendiği, tarhiyatın (....) Kamyoncular Esnaf Odası Başkanlığı tarafından aracın satış tarihi itibariyle bildirilen bedeli esas alınarak yapılması gerektiği gerekçesiyle matrahın kusur cezalı olarak azaltılması yolundaki kararında direnmiştir.


    Direnme kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve aracın noter satış senedinde belirtilen değerle satıldığı, bunun dışında bir bedel ödenmediği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.


    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:


    İkinci el araçların alım ve satımıyla uğraşan davacının 1992 yılında sattığı kamyonun satış bedelini, kasko sigorta değerinden düşük gösterdiğinden bahisle adına salınan kaçakçılık cezalı gelir vergisine karçı açılan davada matrahı azaltan cezayı kusura dönüştüren vergi mahkemesi ısrar kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiştir.


    193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 2 nci maddesinde, kazanç ve iratların gelirin tespitinde gerçek ve safi tutarları ile nazara alınacağı kurula bağlanmıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30 uncu maddesinde de re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen maddi delillere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonunca takdir edilecek matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh edilmesi şeklinde tanımlanmış, 6 ncı bendinde ise tutulması zorunlu olan defterlerin ve verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması hali re'sen takdir nedeni olarak sayılmıştır.


    Yükümlü tarafından noter satış sözleşmesinde gösterilen kasko sigorta değerinden düşük satış bedeli gösterilmesi nedeniyle beyannamede vergi matrahına ilişkin bilgilerin tam olarak gösterilmediğinin kabulü zaruridir. Olayda, komisyonca takdir edilen satış bedeli üzerinden yapılan tarhiyata karşı açılan davada vergi mahkemesi, (...) Kamyoncular Esnaf Odası Başkanlığı tarafından aracın satış tarihi itibarıyla bildirilen satış bedelini esas alarak matrahı azaltmış, matrahın bulunuş yöntemini göz önüne alarak kaçakçılık cezasını kusura çevirmiştir.


    Mahkemece, takdir komisyonunca takdir edilen matrahın gerçeğe uygun olup olmadığı araştırılarak, aracın modeli itibarıyle satış işleminin yapıldığı tarihteki piyasa kıymeti de gözetilerek belirlenen emsal satış değerinin matraha esas alınması ve kaçakçılık cezasının kusura çevrilmesi suretiyle verilen kararda hukuka aykırılık görülmemiştir.


    Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 6.4.2001 gününde oy çokluğu ile karar verildi.

    İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen Türk İstiklal ve Cumhuriyetini korumaktır....

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •