<CENTER>DANIŞTAY KARARI

DANIŞTAY
</CENTER>


Danıştay Yedinci Daire
Karar Tarihi : 28.03.2006
Esas No : 2005/3249
Karar No : 2006/981
Konusu : Gümrük para cezalarına karşı düzeltme yoluna değil, cezanın tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz yoluna başvurulmasının gerektiği; öte yandan, Yasa’da açıkça düzenlenen bu başvuru yolu ve süresi konusunda idarece ilgililere yanlış bilgi verilmiş olmasının, bu yolun kullanılmasına ilişkin koşulları değiştirmeyeceği Hk.
Davanın Özeti:
..... Gümrük Müdürlüğünde tescili 18.4.2003 gün ve 847 sayılı Gümrük Giriş Beyennamesi ile dahilde işleme rejimi kapsamında ithal edilen eşya nedeniyle yapılan gümrük ve katma değer vergileri ek tahakkukuna ve sözü edilen vergilerin üç katı tutarında kesilen para cezalarına ilişkin işleme vaki itirazların reddine dair işlemleri; dahilde işleme rejimi kapsamında şartlı muafiyet sistemine göre yapılan ithalatta anılan rejim kuralları ihlal edilmedikçe vergi kaybından söz edilemeyeceğinden; ihracat taahhüdünü yerine getiren davacı şirket adına yapılan ek tahakkukta ve kesilen cezalarda hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden .... Vergi Mahkemesinin 29.4.2005 gün ve E: 2004/101, K: 2005/95 sayılı Kararının; bedeli vadeli akreditif yoluyla ödenen eşya nedeniyle yapıldığı tespit edilen faiz ve komisyon gideri üzerinden tesis edilen işlemlerin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Kararın Özeti: Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket adına tescilli gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle ödenen faiz ve komisyon gideri üzerinden ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerine ve bu vergilerin üç katı tutarında kesilen para cezalarına ilişkin işlemin 16.01.2004 tarihinde Tebliğinden sonra 29.01.2004 tarihinde davalı Gümrük Müdürlüğü kaydına giren dilekçe ile yapılan düzeltme başvurusunun reddi üzerine 27.02.2004 tarihinde yapılan itiraz başvurularının reddine ilişkin işlemlerin, Mahkemece, yazılı gerekçe ile iptal edildiği anlaşılmıştır.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararının dayandığı hukuksal nedenler karşısında, söz konusu kararın gümrük ve katma değer vergileri ek tahakkukuna vaki itirazların reddine dair işlemlerin iptaline ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Mahkeme kararının, sözü edilen vergilerin üç katı tutarında kesilen para cezalarına vaki itirazların reddine ilişkin işlemlerin iptaline dair hüküm fıkrasına gelince:
4458 sayılı Kanunun 242’nci maddesinin 1’inci fıkrasında; yükümlülerin, kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri için, tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde ilgili gümrük idaresine verecekleri bir dilekçe ile düzeltme talebinde bulunabilecekleri; 3’üncü fıkrasında; kişilerin, düzeltme taleplerine ilişkin kararlara, idari kararlara, gümrük vergilerine ve cezalara karşı yedi gün içinde, kararı alan gümrük idaresinin bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğü nezdinde itiraz edebilecekleri; 4’üncü fıkrasında, gümrük başmüdürlüklerine intikal eden itirazların 30 gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edileceği; aynı maddenin 7’nci fıkrasında da, gümrük başmüdürlükleri kararlarına karşı, işlemin yapıldığı gümrük müdürlüğünün bulunduğu yerdeki idari yargı mercilerine başvurabileceği hükme bağlanmıştır.
Anılan düzenlemelerde öngörülen düzeltme ve itiraz başvuruları, yargı yerlerine başvurulmadan önce ilgililerce tüketilmesi gereken zorunlu idari başvuru yollarıdır. Bu başvurular için öngörülen ve kamu düzeniyle ilgili olan sürelere uyulmamış olması veya bu yollar tüketilmeden dava açılması hallerinde, bu durumların idari yargı yerlerince kendiliklerinden nazara alınması, İdari Yargılama Hukukunun gereklerindendir. Dolayısıyla, yetkili gümrük idaresince kesilen cezalara karşı tebliğlerinden itibaren düzeltme yoluna değil; yedi gün içerisinde, işlemi tesis etmiş olan gümrük müdürlüğünün bağlı bulunduğu başmüdürlüğe itiraz yoluna gidilmesi, idari yargı yolunun açılabilmesi için zorunludur.
Öte yandan; ilgili Yasa’da açıkça düzenlenen bu başvuru yolu ve süresi konusunda idarece ilgililere yanlış bilgi verilmiş olmasının, bu yolun kullanılmasına ilişkin koşulları değiştirebileceği düşünülemeyeceğinden; hizmet kusuru nedeniyle tam yargı davasına yol açabilecek nitelikteki böyle bir durum nedeniyle, Yasa’da öngörülmeyen idari başvuru yolunun kullanılması olanaklı değildir.
Bu bakımdan, davada, kesilen ceza için, 4458 sayılı Kanunun yukarıda yer alan 242’nci maddesinde öngörülen idari itiraz prosedürünün usulüne uygun olarak yerine getirilip getirilmediği yönünden yapılacak yargılamayla ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden; bu yapılmaksızın, işin esası incelenerek verildiği anlaşılan mahkeme kararının anılan hüküm fıkrasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kısmen kabulüne, mahkeme kararının kesilen para cezalarına vaki itirazların reddine ilişkin işlemlerin iptaline dair hüküm fıkrasının bozulmasına; gümrük ve katma değer vergileri ek tahakkukuna vaki itirazların reddine ilişkin işlemlerin iptaline dair hüküm fıkrasına yönelik temyiz isteminin reddine ve bu hüküm fıkrasının onanmasına; oybirliği ile karar verildi.