T.C.
Danıştay
Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu
Esas No:2002/376
Karar No: 2002/442


ÖZETİ: Kredi kartı ekstreleri ile yazar kasa fişlerinin karşılaştırılması sonucu bulunan matrah farkı üzerinden yapılan cezalı vergilendirmede yasaya aykırılık bulunmadığı hk.


TEMYİZ EDEN: ...................Vergi Dairesi Başkanlığı


KARŞI TARAF: .......Turizm Sanayi Limited Şirketi


İSTEMİN ÖZETİ: Lokanta işleten davacının bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığının tespiti üzerine adına1997 dönemi için ağır kusur ve kusur cezalı katma değer vergisi salınmıştır.


Ankara 3. Vergi Mahkemesi 9.5.2000 günlü ve E:1999/669, K. 2000/323 sayılı kararıyla; kredi kartı ile tahsil edilen hizmet bedellerinin kayıt dışı bırakıldığından bahisle cezalı tarhiyat yapılmışsa da, kredi kartlı hasılatın ayrı bir hesapta gösterileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı gibi, kredi kartı slipleri ile fatura ve fişlerin aynı tutarda olmamasının, verilen hizmetin niteliğinden ve işletme ile müşteri arasında yaşanan ekstra işlemlerden kaynaklandığı yolundaki ifadelerin inceleme elemanınca değerlendirilmediğinin anlaşıldığı, bu nedenle, yalnızca satış fişleri ve kredi kartı harcama belgelerinin karşılaştırılması suretiyle bulunan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyatta isabet görülmediği gerekçesiyle tarhiyatı terkin etmiştir.


Vergi dairesi başkanlığının temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 11.6.2001 günlü ve E:2000/6461, K:2001/2136 sayılı kararıyla; davacı şirket tarafından verilen hizmet karşılığında, kredi kartı kabul edilmek suretiyle elde edilen hasılat yönünden yapılan inceleme sonucu; yasal defter ve belgelerde bu tür hasılatın ayrı bir kalemde gösterilmemesi nedeniyle, ödeme kaydedici cihaz kullanılarak düzenlenen perakende satış fişleri ile kredi kartlı hasılatı gösteren sliplerin (fiş tutarı ile slip fiş tutarının bölünmüş olabileceği hususu da dikkate alınarak) tarih ve saat bazında bire bir kaşlaştırılması suretiyle bir kısım hasılatın kayıt dışı bırakıldığının tespit edilmesi üzerine, cezalı tarhiyat yapıldığının anlaşıldığı, her ne kadar, mahkemece, verilen hizmet bedellerinin bir kısmının nakit, bir kısmının kredi kartı ile, bazen iki ayrı kredi kartı kullanılarak ödendiği, bazı müşterilerin nakit ihtiyacı için de kredi kartı kullanıldığı yolundaki davacı iddialarının inceleme elemanınca irdelenmediği kabul edilerek tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmişse de, dosyanın incelenmesinden, yukarıda anılan şekilde yapılan incelemenin noksan sayılmasını gerektirecek nitelikte hiçbir somut bilgi ve belgeye dayanılmadığının anlaşılması karşısında, yapılan işlemde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna varılmakta, aksi yolda verilen mahkeme kararında isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.


Bozma kararına uymayan Ankara 3. Vergi Mahkemesi 7.5.2002 günlü ve E:2002/249, K:2002/388 sayılı kararıyla ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca ısrar etmiştir.


SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.


DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ GÜLŞEN BİŞKİN'İN DÜŞÜNCESİ: Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.


DANIŞTAY SAVCISI MUKADDES ARAS'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin 11.6.2001 gün ve E:2000/6461, K:2001/2136 sayılı bozma kararındaki esaslar doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir.


TÜRK MİLLETİ ADINA


Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:


Lokanta işleten davacının bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığının tespiti üzerine adına 1997 Ocak-Aralık dönemleri için salınan kusur ve ağır kusur cezalı katma değer vergisini kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararı vergi dairesi başkanlığınca temyiz edilmiştir.


213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30. maddesinde resen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir edilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış; aynı maddenin 4. bendinde de "defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması" hali resen takdir sebeplerinden biri sayılmıştır.


Davacı şirket tarafından verilen hizmet karşılığında kredi kartı ile ödeme kabul edilmek suretiyle elde edilen hasılat yönünden yapılan inceleme sonucu, kayıtlarda, bu şekilde elde edilen kredi kartlı hasılata ilişkin herhangi bir hesabın bulunmadığı, tüm satışların peşin satış gibi yasal defterlere kaydedildiği anlaşılmış ve ödeme kaydedici cihaz kullanılarak düzenlenen perakende satış fişleri ile bankadan gönderilen kredi kartı harcama belgelerinin tarih ve saat bazında karşılaştırılması yapılarak bir kısım hasılatın kayıt dışı bırakıldığının tespiti üzerine, dönemler itibarıyla belirlenen hasılat tutarından, iç iskonto yöntemiyle hesaplanan katma değer vergisi ile, ihtilaflı dönemde yasal kayıtlara intikal ettirilmeyen ve kredi kartı tahsili nedeniyle ödenen komisyon bedeli ve cari yıl zararı düşüherek cezalı tarhiyat yapılmıştır.


Mahkemece, verilen hizmet bedellerinin bir kısmının nakit, bir kısmının kredi kartı ile bazen iki ayrı kredi kartı kullanılarak ödendiği, bazı müşterilerin nakit ihtiyacı için de kredi kartı kullanıldığı yolundaki davacı iddialarının inceleme elemanınca dikkata alınmadığı kabul edilerek tarhiyat eksik incelemeye dayalı olduğu gerekçesiyle kaldırılmış ise de, dosya içeriğinden, inceleme elemanınca, bankadan alınan ayrıntılı kredi kartı dökümleri ile mükellef kurum taraından aynı dönem için düzenlenen yasal hasılat belgelerinin karşılaştırılması sırasında, belgeler üzerinde yazılan tarih ve saat bilgileri de kullanılmak ve ayrıca yazar kasa fişi ve slip tutarlarının bölünmüş olabileceği de dikkate alınmak suretiyle, kredi kartlı hasılatın kayıtlara ne ölçüde yansıtıldığının tespit edildiği anlaşılmış bulunmaktadır.


213 sayılı yasanın 3. maddesinin son fıkrası uyarınca iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan bir durumun iddia olunması halinde, ispat külfeti bunu iddia eden tarafa ait olup, bu iddiayı kanıtlayacak ve yapılan incelemenin noksan sayılmasını gerektirecek somut bilgi ve belgeye dayanılmaması karşısında söz konusu inceleme üzerine yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık görülmemiştir.


Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Ankara 3. Vergi Mahkemesinin 7.5.2002 günlü ve E: 2002/249, K: 2002/388 sayılı ısrar kararının bozulmasına yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 29.11.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.