<TABLE cellSpacing=0 cellPadding=0 width="100%">
<T>
<TR>
<TD>





Vergide çember daralıyor!


Uğur Gürses


(373 kişi okudu)


Tasarruf ve yatırım araçlarından elde edilen gelirlere, 2006 yılı başından itibaren yüzde 15 stopaj uygulanacak. Kaynakta kesinti ile 'kaçınma' da sona erecek. Ancak, yurtiçinde uygulama değişirken, yurtdışında bu tür gelirleri olan kurtuluyor mu? Hayır, yurtdışında bu tür gelirleri olanlar için de 'çember daralıyor'!
Avrupa Birliği içindeki ülkeler, her alanda olduğu gibi, vergi konusunda da sıkı bir entegrasyona gidiyor. Bunun ileride (belki de çok yakında) ülkemize de yansımaları olacaktır. Çünkü, müzakere yolunda olan bir aday ülke olarak bize yükümlülük doğuruyor.
Avrupa Birliği, 1 Temmuz 2005 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 'Tasarruf Vergisi Direktifi' ile AB-25 ülkelerini (aday ülkeler de dahil) içine alan bir uygulamaya başladı. Bu uygulamaya göre, AB-25 ülkeleri, tasarruf ve yatırım araçlarından elde edilen kazançlara ilişkin bilgi paylaşımını başlattılar. Birlik içinde herhangi bir ülkede bu tür kazançları elde eden kişiler ve bunların elde ettikleri kazançlar, yurttaşı olduğu ülkeye bildirilecek. Böylece, ülke dışında elde edilen mevduat faiz geliri, yatırım fonu, bono ve tahvil kazançları gibi gelirler, ülkelerin vergi otoritelerinin kayıtlarına girecek. Böylelikle,
hem vergi otoritesi vergi gelirlerini sağlama alırken, diğer taraftan da para aklama faaliyetlerine önlem alınmış olacak. Uygulama, AB üyesi ya da aday ülke yurttaşlarını içerirken, şirketler bu uygulama dahilinde değiller. Hisse senedi temettüleri de bu kapsama girmiyor.
AB-25 içinde bu bilgi değişimine hemen katılamayacak olan üç ülke var: Avusturya, Belçika ve Lüksemburg. Bu ülkeler, diğer AB üyesi ülke yurttaşlarının elde ettikleri bu tür kazançlar üzerinden yüzde 15 oranında stopaj kesecekler. Bu oran kademeli olarak artırılacak: 2008 yılında yüzde 20, 2011 yılında yüzde 35. Kesilen stopajların yüzde 25'i kesintiyi yapan ülkede kalırken, yüzde 75'i bu geliri elde eden kişinin ülkesine gönderilecek. Stopaj kesintisi yapılacak, ancak, kime ait olduğu bildirilmeyecek. Bu üç ülke, bilgi değişim sistemine 2009 yılında katılacak. İngiltere egemenliğindeki, Cayman ve Jersey gibi 'finans adalarında' bile bu uygulamalar yürürlüğe girecek.
AB üyesi olmayan İsviçre de, AB ile anlaşarak, bu tür gelirler üzerinden stopaj keserek ilgili ülkelere göndermeyi kabul etti. Anlaşma çerçevesine göre, stopaj kesintisi ilgili ülkelere transfer edilirken, kişi adları belirtilmeyecek.
Bu uygulamayla, Avrupa Birliği'nde mali yatırım yapısının değişeceği, yeni ve türev nitelikteki mali araçların daha çok ağırlık kazanacağı tahmin ediliyor.
Müzakere yolundaki Türkiye ise önünde sonunda, bu AB direktifini yaşama geçirmek zorunda. Aslına bakılırsa, bir an önce bunu uygulamaya başlaması, kendi yararına olacak. Çünkü, bu durumda, AB-22 ülkeleri ile bilgi değişimi başlayacak, Türk yurttaşlarının AB üyesi ülkelerdeki yatırımlarından elde ettikleri faiz ve menkul kıymet gelirleri Türk maliyesine bildirilecek. Vergi mükellefiyeti doğan kişiler, bu gelirlerini saklayamayacaklardır. Bu uygulamaya geçemeyen üç AB üyesi ülke ise kestikleri stopajları Türkiye'ye transfer edeceklerdir.
Bu durumda neler yaşanacak?
Yurtiçinde olup, yurtdışında tasarrufları ya da mali yatırımları bulunan Türk yurttaşları, bu gelirlerini beyan etmek zorunda kalacaklardır. Etmedikleri durumda bile, bu tür gelirleri elde ettikleri ülkenin vergi otoritesi, zaten Türk vergi otoritesine bildirimde bulunacaktır. Portföy çeşitlemesi, getiri kaygısı ya da güvensizlik unsuruna dayalı tercihler yoksa, vergiden kaçınma amaçlı yatırımlar ülkeye dönecek, vergi gelirleri artacaktır.</TD></TR></T></TABLE>