İŞTE İŞBİRLİĞİ DİYE BUNA DENİR!


Bir meslektaşımızın yaşadığı olayı aşağıya taşıyorum.


Mustafa GÜLŞEN


-----ALINTI-----


Merhabalar,

Uzun zamandır forumdan uzağım. Ancak arada sırada göz atabiliyorum. O yüzden yazmadan önce uzunca bir tereddüt yaşadım. En sonunda yazmaya karar verdim.

Vergi dairesine 13.362,40 hacizli ve 3.563,99 yani toplam olarak gecikme zamlarıyla beraber 15.08.2005 itibariyle 16.926,30 YTL borcum var.

Bunu burada yazmak benim için kolay değil. Böyle bir borçtan duyduğum rahatsızlığı anlayacağınızı umuyorum.

Mesele böyle bir borcun varlığından çok daha kötü bir hale geldi:

Vergi dairesi bir müşterime 13 Haziran 2005'de bir yazı tebliğ ederek vergi dairesine olan 35.000 YTL. borcuma karşılık olarak bana ödeyeceği muhasebe ücretini bundan böyle vergi dairesine ödemem gerektiğini tebliğ etmiş. Müşterim bu tebligatı bana telefon ederek bildirdi: "sizin vergi dairesine 35.000.- YTL borcunuz varmış, bana bundan sonra ona değil bize para öde dediler, bir de kağıt imzalattılar, nasıl çözerseniz çözün bu işi ama bizi aradan çıkarın" dedi. Kıpkırmızı olduğumu o sırada büromda olan diğer müşterim söyledi. O an tek düşündüğüm, bu mesleği yapmaktan vaz geçmek oldu, müşterimin yüzüne nasıl bakacağım geçti aklımdan. Sonra 35.000 YTL. de nerden çıktığını anlamaya çalıştım.

Vergi dairesine gittiğimde 2003 ve 2004 yılı gelir vergi beyannamemde belirttiğim alacak mahsuplarımı yapmadıklarını öğrendim. Mahsuplar yapıldı, velhasıl gecikme zamlarıyla beraber tüm borcumun 16.926 YTL olduğunda hemfikir olduk.

Müdür beyin yanına gittim. Neden evime yada büroma haciz getirebilecekken - çünkü bu kadar bir borcu karşılardı herhalde sonuçta hiç bir yere kaçmıyoruz, yanıbaşımızdaki Yunanistan'a dahi bir kez olsun gidebilmişliğim yok- böyle bir yolu seçtiklerini sordum.

Bu seçtikleri yolun benim müşterimi kaybetmemden başka bir sonuca ulaşmayacağını, gerçekten bu alacağı tahsil edebilmek için bu yola başvurulduysa, beni mesleğimden etmekle tamamen bu borcu ödeyemeyecek duruma getireceklerini söyledim.

"Bizi işin bu yönü hiç ilgilendirmez" dedi müdür bey; "Ben alacağımı tahsil etmeye bakarım". "Ama müşterilerimin benden gitmesine yol açarak nasıl tahsil edeceksiniz" dedim. "Biz görevimizi yapıyoruz, gerisi bizi ilgilendirmez" dedi, sözünün meclisten dışarı olduğunu belirterek Bodrum'da herkesin lüks içinde yaşayıp vergisini ödemediğini söyledi. "Borcunuzu ödeyin, haczi kaldıralım" dedi.

Uzun lafın kısası, tabii ki vergi dairesi alacağını tahsil etmek için tüm yolları deneyecek, buna bir itirazım yok. Eğer ben kazandığım halde vergimi ödemiyorsam en ağır yaptırımı uygulasın bana. On seneden fazla bir zamandır bu mesleği yapan birisi olarak ne bankada vergi borcumu ödeyecek kadar nakitim, ne de haciz koyulabilecek arabam, evim yoksa bu yalnızca benim kabahatim mi?

Vergi dairesinin, alacaklarını tahsil etmek için en küçük düşürücü yolu mu seçmesi gerekiyor? Üstelik kestiği makbuzlar neticesinde peşin peşin vergisi ödenen, her yıl alacak mahsubu çıkan bir mesleğin mensubuna?

Vergi borcu 100.000 YTL. nın altındakilerin açıklanması bile 349 sıra no.lu VUK.na göre yasal değilken, sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenlerin bile listesi bizlere dahi uzun araştırmalardan sonra verilebiliyorken, 16.926 YTL vergi borcu varken 35.000 YTL. olarak yanlış hesapladıkları bir mali müşavirin vergi mahremiyetini müşterisinden alacağına haciz koyarak ifşa etmek, nasıl bir duygu yaşatır bunu yapana? Amaçladıkları gerçekten de bu alacağı tahsil etmek midir?

Ben bu sorulara gerçekten bir cevap bulamıyorum.

Tabii ki vergi borcumu ödemek için elimden geleni yapacağım. Ama böyle bir uygulamayı sineye çekmek mi gerekiyor?
Edited by: Mustafa Gülşen