<CENTER>DANIŞTAY KARARI

DANIŞTAY
</CENTER>


Danıştay İdari Dava Daireleri
Karar Tarihi : 20.10.2005
Esas No : 2003/977
Karar No : 2005/2500
Konusu : Hakkında görevden çıkarma cezası verilen bir kamu görevlisinin yargısal yoldan bu işlemin iptalini sağlaması halinde, ister usul yönünden, ister esas yönünden verilmiş olsun, idarenin bu karara uygun işlem tesis etmesi ve işlemin doğurduğu hukuki ve fiili bütün sonuçları ortadan kaldırması gerektiği Hk.
Davanın Özeti:
Danıştay Onikinci Dairesinin 12.3.2003 günlü, E: 2001/3263, K: 2003/524 sayılı Kararının temyizen incelenerek bozulması, davacı ve davalı idare tarafından karşılıklı olarak istenilmektedir.
Kararın Özeti: Kurulunda uzman olarak görev yapan davacı; görevden çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 17.8.2001 günlü işlem ile bu işlemin dayanağı olan Sermaye Piyasası Kurulu Personel Yönetmeliğinin 114’üncü maddesinin E/h bendinin iptali ile 20.8.2001 tarihinden göreve başlayacağı tarihe kadar yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Danıştay Onikinci Dairesinin 12.3.2003 günlü, E: 2001/3263, K:2003/524 sayılı Kararıyla; 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 28’inci maddesinde; Kurulun, 657 sayılı Kanuna ve bunun ek ve değişikliklerine tabi olmadığı belirtildikten sonra 29’uncu maddesinde; Kurulun yetkilerinin kullanılışı, yönetim ve çalışma esaslarının, personelinin atanma ve görevden alınma şekilleri, disiplin esasları, görevle bağdaşmayan haller ve diğer hak ve yükümlülükleri ile sair hususların Bakanlar Kurulunca hazırlanacak yönetmelikle düzenleneceği hükmüne yer verildiği ve Bakanlar Kurulunca kabul edilen Sermaye Piyasası Kurulu Personel Yönetmeliğinin 24.8.1982 günlü, 17792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış bulunduğu, SPK. Personel Yönetmeliğinin 114’üncü maddesinde ise; Disiplin cezasını gerektiren eylem ve hareketlerin sayıldığı ve “Görevden Çıkarma” başlıklı E bendinin (h)fıkrasında; izinsiz veya Başkanlıkça kabul edilebilir özrü olmaksızın kesintisiz 10 gün veya bir yıl içinde toplam olarak 20 iş günü göreve gelmemek görevden çıkarmayı gerektiren haller arasında yer aldığı, böylelikle, SPK. personelinin, disiplin ve görevden çıkarılması hususlarının özel bir düzenleye tabi tutulmuş olduğu, SPK. Kanununun 28’inci ve 29’uncu maddeleri uyarınca, 657 sayılı Kanuna tabi olmayan Kurumun, kendi görev alanı ile ilgili genel düzenleme yetkisine dayanarak yönetim ve çalışma esasları ile personele ilişkin şartlar açısından düzenlemeler getirmesinde, davacının iddia ettiği gibi eşitlik ilkesine aykırılıktan sözedilemeyeceğinden davalı idare Personel Yönetmeliğinin 114/E-h maddesinin iptali isteminde hukuki isabet görülmediği, davalı idarede uzman olarak görev yapan davacının, ODTÜ İşletme Bölümü Doktora programına devam etmek için yaptığı başvurusunun uygun görülmeyerek reddedilmesine rağmen mesai saatlerinde anılan programa devam ettiği, izinsiz ve özürsüz olarak göreve gelmediği, sürekli olarak mesai saatleri içinde görev yerini terkettiği, verilen görevleri yerine getirmediği tespitine dayalı olarak çeşitli disiplin cezaları ile cezalandırıldığı, buna rağmen bu tutumunu sürdürdüğü, davacının “izinsiz görev yerini terk, verilen görev ve talimatları yerine getirmeme, disipline aykırı çeşitli tutum ve davranışları” nedeniyle 13.7.2001 tarihinde savunmasının alındığı, ayrıca, davacının görev yaptığı Muhasebe Standartları Daire Başkanlığına aynı tarihte verdiği dilekçe ile yıllık iznini 16.7.2001-27.7.2001 tarihleri arasında kullanmak istediğini belirten izin formu ile 10 gün izin talep ettiği ve sonucunu beklemeden görevini terkettiği, izin talebinin uygun görülmediği hususunun izninin geçireceğini bildirdiği adrese ve Ankara’daki ikametgah adresine bildirildiği halde, davacının görevine gelmediği, neticede tüm bu hususları ve davacının 13.7.2001 tarihli savunmasını değerlendiren Disiplin Komisyonunun 10.8.2001 günlü, 7 sayılı Kararı ile Personel Yönetmeliğinin 114/E-h bendi uyarınca davacının görevden çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin tesis edildiği ve Kurul Karar Organının 17.8.2001 tarihli toplantısında bu cezanın onaylandığı, davacının, izinsiz görev yerini terk, verilen görev ve talimatları yerine getirmeme ve disipline aykırı çeşitli tutum ve davranışları bulunduğu öne sürülerek savunmasının alınmasına karar verildiği ve davacının da 13.7.2001 tarihinde söz konusu konular hakkında savunmasını verdiği halde, dava konusu 10.8.2001 günlü, (7)sayılı Disiplin Komisyonu Kararı ile; 16-27 Temmuz 2001 tarihleri arasında kesintisiz 10 iş günü göreve gelmediği nedenine de dayanılarak Personel Yönetmeliğinin 114’üncü maddesinin E/h bendi uyarınca dava konusu görevden çıkarma cezası ile cezalandırıldığı, ilgili Yönetmeliğin 116’ncı maddesinde yer alan; Kurul personeli hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği hükmü karşısında dava konusu işleme esas olan 16-27 Temmuz 2001 tarihleri arasında kesintisiz 10 gün göreve gelmemesi konusunda davacının savunmasının alınmadığı, buna göre davacı hakkında tesis edilen görevden çıkarma cezasına ilişkin 17.8.2001 tarihli işlemde hukuka uyarlık görülmediği, davanın, davacının özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemi hakkında ise; dava konusu disiplin cezası işlemi usule aykırı bulunarak iptal edildiğinden, bu iptal kararının davacının özlük ve parasal haklarının ödenmesi sonucunu doğurmayacağı gerekçesiyle davacının görevden çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemin iptaline, bu işlemin dayanağı olan SPK. Personel Yönetmeliğinin 114/E-h maddesinin iptali istemi ile davacının 20.8.2001 tarihinden itibaren yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini isteminin ise reddine karar verilmiştir.
Davacı, Yönetmeliğin dava konusu hükmü, 657 sayılı Kanunda bir disiplin cezası olarak yer almadığından eşitliğe aykırı olduğunu, ayrıca parasal ve özlük haklarına ilişkin talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, diğer yandan kesintisiz 10 iş günü göreve gelmeme fiilinin gerçekleşmediğini, çünkü 10 günlük süre içinde 23.7.2001 tarihinde bir günde olsa işyerine geldiğini, Daire Kararında savunma alınmadığı gerekçesi yanında bu hususun da araştırılarak bir karar verilmesi gerektiğini, dolayısıyla eksik hüküm kurulduğunu öne sürerek daire Kararının davanın reddine ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulmasını, kararın iptaline ilişkin kısmının ise gerekçesi düzeltilerek onanmasını; davalı idareise, davacının iptale ilişkin kısmının ise gerekçesi düzeltilerek onanmasını; davalı idare ise, davacının kesintisiz 10 iş günü göreve gelmediğinin sabit olduğunu, ayrıca göreve devamsızlığın bilgi ve belgelerle ortaya konulduğunu öne sürerek Daire Kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Temyiz edilen Kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından ileri sürülen hususların, Danıştay Onikinci Dairesince verilen Kararın, Sermaye Piyasası Kurulu Personel Yönetmeliğinin 114’üncü maddesinin E/h bendine yönelik kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı; Daire Kararının, görevden çıkarma cezasının iptaline ilişkin kısmına yönelik olarak davalı idare tarafından ileri sürülen hususların da, kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek bir nitelik taşımadığı; ayrıca Daire Kararının iptale ilişkin kısmına yönelik olarak davacının gerekçe yönünden yaptığı temyiz başvurusunun da yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacının, 20.8.2001 tarihinden göreve başlayacağı tarihe kadar yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini isteminin reddine ilişkin kısımla ilgili temyiz istemine gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 12’nci maddesine göre, ilgililerin haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay’a ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya Kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabileceği kuşkusuzdur.
Diğer taraftan bir idari işlemin yargısal bir kararla iptali halinde, bu iptal kararlarının işlemin yapılması sırasında unsurlarında bulunan sakatlıkları saptadığı, işlemi yapıldığı andan başlayarak ortadan kaldırdığı, bu özelliği nedeniyle geriye yürüyen sonuçlar doğurduğu, başka bir anlatımla, işlemin tesis edildiği tarihten önceki hukuki durumun geçerliliğini sağladığı İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir. Yargı mercileri tarafından idari bir işlemle ilgili olarak verilen iptal kararının doğurduğu bu sonucun, verilen iptal kararı ister usul yönünden, isterse esas noktasından verilmiş olsun, hiçbir şekilde değişmeyeceği açıktır. Zira, anılan İdare Hukuku ilkesinden dolayı idare, iptal kararının amaç ve kapsamına göre yeni bir işlem ya da işlemler yapmak, iptal edilen işlemden doğan sonuçları ortadan kaldırmak, işlemin hiç yapılmamış sayılmasının bir gereği olarak önceki hukuki durumun geçerliliğini sağlamakla yükümlü bulunmaktadır.
Dolayısıyla, hakkında görevden çıkarma cezası verilen bir kamu görevlisinin yargısal yoldan bu işlemin iptalini sağlaması halinde, ister usul yönünden ister esas noktasından verilmiş olsun, idarenin bu karara uygun işlem tesis etmesi ve işlemin doğurduğu hukuki ve fiili bütün sonuçları ortadan kaldırması gerekmektedir.
Bakılan davada, davacının görevden çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılarak iptaline hükmedilmiş olması karşısında TC. Anayasasının 125’inci maddesinde yer alan, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğu kuralı nedeniyle, görevden çıkarma cezasından dolayı davacının 20.8.2001 tarihinden göreve başlatıldığı tarihe kadar yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi gerekirken, Danıştay Onikinci Dairesince, dava konusu disiplin cezasının usul yönünden iptaline hükmedilmiş olduğu gerekçesiyle davacının özlük ve parasal haklara ilişkin talebinin reddedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Danıştay Onikinci Dairesinin 12.3.2003 günlü, E: 2001/ 3263, K: 2003/524 sayılı Kararının, Sermaye Piyasası Kurulu Personel Yönetmeliğinin 114’üncü maddesinin E/h bendinin iptali isteminin reddine ilişkin kısmına yönelik olarak davacının temyiz isteminin reddi ile kararın bu kısmının onanmasına; kararın görevden çıkarma cezasının iptaline ilişkin kısmına yönelik olarak ise, davalı idarenin ve gerekçe yönünden davacının yaptığı temyiz başvurularının reddi ile kararın bu kısmınında onanmasına; buna karşılık kararın, davacının özlük ve parasal haklara ilişkin talebinin reddine ilişkin kısmına yönelik olarak davacının temyiz isteminin kabulü ile kararın bu kısmının bozulmasına, 20.10.2005 günü oybirliği ile karar verildi.