<blockquote id="" style="padding: 0pt; clear: left;">
<div>Anonim
şirketlerin kendi pay senetlerine yatırım yapmak yoluyla senetlerin
piyasa değerlerini etkileyebileceğini, borsada suni fiyat
yaratabileceğini düşünen kanun koyucu, Türk Ticaret Kanunu'nun 329.
maddesi ile bu şirketlerin kendi hisselerine sahip olmasını
yasaklamıştır. </span></div>
<div>Kıta Avrupası hukuklarında rastlanan bu yasak Anglo-Amerikan hukukunda yoktur. </span></div>
<div>Söz konusu madde ile yasak, "Şirket
kendi pay senetlerini devralamayacağı gibi rehin olarak da kabul
edemez" biçiminde hükme bağlanmıştır. Bu yasağa aykırı olan sözleşmeler
ise hükümsüzdür. Burada söz konusu olan geçersizliği devralan ileri
sürebileceği gibi devreden de devrin geçersizliğini mahkemede ileri
sürebilir. </span></div>
<div>Ancak doğal olarak kuralın
istisnaları mevcuttur. Bu istisnalar, aynı madde metninde 6 bent
halinde sayılmıştır. Anonim şirketlerin bu sayılan hallerin sonucunda
pay senetlerini devralması veya elde etmesi geçerli kabul edilmektedir.</span></div>
<div>1- Şirketin esas sermayesinin
azaltılması dolayısıyla ve genel kurulun bu amaçla alacağı karar
uyarınca şirket, kendi paylarını veya pay senetlerini hissedarlarından
devralabilir.</span></div>
<div>2- Şirket, kendi alacaklarını temin
amacıyla da borçlu pay sahiplerinden kendi paylarını devralabilir.
Borca karşılık devralmanın mutlaka icra yolu ile gerçekleşmesi de şart
değildir. Taraflar, aralarında yapacakları bir sözleşme ile de bunu
kararlaştırabilirler. Ancak bu borcun, iştirak taahhütlerinden ileri
gelmemesi gerekir. Zira bu tür borçların, şirketin kendi pay
senetleriyle ödenmesi mümkün değildir.</span></div>
<div>3- Pay senetleri, bir malvarlığının
veya işletmenin borç ve alacaklarıyla beraber devralınması neticesinde
de şirkete geçebilir. Özellikle devralma yoluyla birleşme olarak
nitelenen hallerde, bu durum söz konusu olabilmektedir. Örneğin, (B)
AŞ'nin paydaşı durumunda bulunan (A) AŞ tarafından birleşme yoluyla
devralınması halinde, (B) AŞ'nin ortaklarına öz varlık oranlamasına
göre (A)'nın payları verilecek ve böylece (A) AŞ'de (B)'nin
ortaklarından olduğundan dolayı, kendi paylarına sahip olacaktır. Ancak
burada (B)'nin öz varlığının (A)'nın paylarına tekabül eden kısım kadar
azaltılarak tespit edilmesi ve bu şekilde birleşmenin
gerçekleştirilmesi de mümkün, fakat zorunlu değildir.</span></div>
<div>4- Pay senetlerinin devralınması
veya rehin alınması keyfiyeti şirketin ana sözleşmesine göre şirket
konusuna giren işlemlerden ise geçerlilik kazanacaktır.</span></div>
<div>5- Pay senetlerinin yönetim kurulu
üyeleri, müdürler veya memurları tarafından kendilerine bu sıfatla
düşen mükellefiyetlerine karşı şirkete rehin edilmesi de yasak
kapsamında değildir. Hatta bazı hallerde bu rehin mükellefiyeti yasal
zorunluluk olarak karşımıza çıkar.</span></div>
<div>6- Devir, mirasçı tayin edilme veya
bağışlama gibi karşılıksız olarak yapılmışsa yine yasak geçerli
değildir. Ancak bağışın şartlı yapılması halinde ise şartın şirket
açısından bir karşı borç veya yükümlülük teşkil edip etmediğine göre
yasak kapsamına girip girmediğini değerlendirmek gerekir.</span></div>
<div>Yukarıda sayılan ve Ticaret
Kanunumuzun 329. maddesinde düzenlenen bu hallerden başka, kuruluştan
veya sermaye artırımlarından doğan sermaye taahhüt borcunu yerine
getirmeyen pay sahiplerinin paylarının kısa bir süre de olsa şirketin
mülkiyetine geçmesi yasak kapsamında değildir.</span></div>
<div>Hisselerin yukarıda sayılan haller
sonucu şirket mülkiyetine geçmesi halinde bu hisselere bağlı ortaklık
hakları genel kurulda kullanılamaz. Bu nedenle genel kurulun toplantı
ve karar nisapları hesaplanırken, bu hisselerin dikkate alınmaması ve
kıst hesaplama yapılması gerekir. Bu hisselere isabet eden kâr payları
ise, yedek akçe hesabına alınır.</span></div>
<div>Yukarıda sayılan hallerden 1.
durumda yani şirketin sermaye azaltımı dolayısıyla şirket mülkiyetine
geçen senetlerin derhal imha edilmesi gerekir. Paylar senede
bağlanmamışsa iptal pay sahipleri defterine işlenir. İmha ve iptalin
bir tutanakla tespiti gerekir. Bu tutanağın ticaret siciline tescili ve
ilanı zorunludur. Diğer hallerde şirketin, kendi mülkiyetine geçen
payları dilediğine satmak hakkı vardır. Diğer paydaşların rüçhan
haklarının söz konusu olmadığı bu durumda, yönetim kurulunun şirket
için en elverişli şekilde satışı yapması gerekir. En doğal yol ihale
yapılmasıdır.</span></div>
<div>Satışın yapılma süresini kanun
derhal olarak belirlemişse de bunu, makul bir süre içinde en uygun
zaman olarak yorumlamak ve anlamak gerekir. Gerek imhanın gerek
satışın, yönetim kurulu yıllık faaliyet raporunda ayrıntılı olarak
belirtilmek suretiyle, ilk olağan genel kurul toplantısında diğer pay
sahiplerinin bilgisine sunulması da bir diğer yasal zorunluluktur.</span></div>
<div>Yönetim kurullarının, gerek
şirketin kendi paylarının iktisabında gerek bu payların tekrar elden
çıkartılmasında yasal prosedüre dikkatle uymaları gerekmektedir. Zira
konu her zaman için yönetim kurulu üyeleri aleyhinde bir sorumluluk ve
tazminat davası açılmasına sebep olabilecek boyuta sahiptir.</span></div>
<div>Ticaret Kanunu Tasarısı ise bu
konuyu farklı bir bakış açısıyla düzenlemekte ve anonim şirketlerin
kendi paylarına, özellikle payların piyasa değerini koruma amacıyla
geçici süreler ve bazı koşullarla da olsa izin vermektedir.

Referans / Bumin Doğrusöz.
</span></div>
</blockquote>