Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK / </span>Verginin Gündemi</span>
akif.akarca@alfaymm.com



Dr. Mehmet ŞAFAK


Vergi Usul Kanunu'nun 13. maddesinde mücbir sebep halleri ve Maliye
Bakanlığı'nın mücbir sebep sayılan haller nedeniyle bölge, il, ilçe
mahal veya afete maruz kalanlar itibariyle mücbir sebep hali ilan etme
ve vergi ödevlerini yerine getiremeyecek olanları tespit etmeye yetkili
olduğu hükme bağlanmıştır. Anılan kanunun 111. maddesi de
beyannamelerin verilme süreleri ile bu beyannamelere istinaden tahakkuk
eden vergilerin ödeme sürelerini uzatma yetkisi tanımıştır.

8
Eylül 2009 tarihinde İstanbul ve Tekirdağ illerinde başlayan yağmur
nedeniyle meydana gelen sel felaketinden zarar gören mükelleflerin
durumu Vergi Usul Kanunu'nun 13'üncü maddesine göre, mücbir sebep hali
kapsamında değerlendirilmiştir.

Maliye Bakanlığı'nca sel
felaketine maruz kalan mükelleflere, 8 Eylül 2009'da başlayıp 30 Eylül
2009 tarihine kadar vermeleri gereken beyannamelerini Ekim 2009 ayında
verilecek beyannameler ile birlikte vermeleri imkanı getirilmiştir.
Aynı şekilde bu beyannameler üzerine ödenecek vergilerin ödeme süresi
de Ekim 2009 ayında verilecek beyannameler üzerine tahakkuk eden
vergilerin ödeme süresinin bitim tarihine kadar uzatılmıştır. Ayrıca,
sel felaketi nedeniyle zarar gören mükelleflerin ikmalen, re'sen veya
idarece tarh edilen ve vadesi 8 Eylül 2009 ila 30 Eylül 2009
tarihlerine rastlayan vergi ve cezalarının ödeme süreleri de vade
tarihlerinden itibaren 1 ay süreyle uzatılmıştır.

Bu uygulamadan
yararlanmak isteyen mükelleflerin, 30 Eylül 2009 tarihine kadar bağlı
oldukları vergi dairesine bir dilekçe ile başvurmaları ve başvuru
sırasında selden zarar gördüklerini ispat eden belgeleri (itfaiye
raporu, polis tutanağı gibi) ibraz etmeleri gerekmektedir.

Mücbir sebep kavramı

Genel
olarak "Mücbir sebep" kavramı hukukun temel kavramlarından biridir ve
hukukun hemen bütün dallarında uygulaması görülmektedir. "Mücbir sebep"
hukukta, bir sorumluluğun yerine getirilmesini kısmen veya tamamen,
geçici veya daimi surette engelleyen, bu niteliği dolayısıyla
sorumluluğu kaldıran veya yerine getirilmesini ve vadesini geciktiren
veya sorumluluğun niteliğini değiştiren ve kişinin önceden beklemediği
, tahmin edemeyeceği, beklese ve tahmin etse bile engelleyemeyeceği
dıştan gelen olağanüstü nitelikte bir olay, olgu veya durumdur. Bu
engel, doğal afetler (deprem, sel, kasırga vb.), sosyal patlamalar
(büyük çaplı isyan çıkması, genel grev vb.), hastalık, tutukluluk,
mevzuat tarafından getirilen yasaklamalar, büyük ekonomik krizler gibi
değişik şekillerde ortaya çıkabilmektedir.

Mücbir sebep halinde,
kişi ile meydana gelen sonuç arasındaki nedensellik bağının
kalktığından ve iradesi dışında meydana gelen sonuç sebebiyle kişiye
yüklenebilecek hiçbir kusurun bulunmadığından söz edilir.

Mücbir
sebep aynı zamanda bir hakkın kullanılmasına da engel teşkil edebilir
veya hukuktaki sürelerin kaçırılmasına neden olabilir. İster hukuki
sorumluluk, isterse hakkın kullanılması bakımından olsun bütün bu
hallerde mücbir sebep, sorumluluğu kaldırıcı, sorumluluğu ileri bir
tarihe atıcı sonuçlar doğuracağı gibi, çeşitli hallerde sürelerin
durmasının kabulü, yeni ek süreler tanınması veya başlangıçtaki
sürenini hiç işlenmediğinin kabulü, eski hale iade gibi hukuki çözümler
de üretilmiştir.

İmkanları düşünüldüğünde bir gerçek kişi için
mücbir sebep teşkil eden bir olayın, yüksek olanaklarına göre bir
devlet tüzel kişiliğinin sorumlulukları bakımından mücbir sebep olarak
değerlendirilmemesi söz konusu olabilir. Esas itibariyle, mücbir
sebeplerin çeşitlerini sınırlayabilmek mümkün değildir ve devamlı
değişme ve gelişme halindedir.

Vergi Usul Kanunu'nda mücbir sebepler

Vergi Usul Kanunu'nun 13. maddesinde aşağıdaki haller mücbir sebep olarak kabul edilmiştir.

-Vergi ödevlerinin herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak ağır kaza, ağır hastalık, tutukluluk,

-Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler,

-Kişinin iradesi dışında meydana gelen mecburi gaybubetler,

-Sahibinin iradesi dışındaki sebeplerle defter ve vesikaların elden çıkmış olması, gibi hallerdir.

Kanunda,
mücbir sebepler tahdidi olarak sayılmamış, 4 bent halinde belli
durumlar belirtildikten sonra, maddenin sonundaki "gibi" edatı ile
benzer bazı hallerin de mücbir sebep sayılabileceği kabul edilmiştir.

a)Kaza
ve hastalığın, mücbir sebep olarak kabul edilmesi için, vergi
ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır olması
gerekir.

Ağır hastalık halinin resmi doktor veya sağlık kurulu
raporu ile tevsik edilmesi gereklidir. İnfraktüs geçiren bir kimsenin
bu konuda alacağı resmi doktor raporu yeterlidir. Bu ölçüde belirgin
olmayan hastalıklar da ise, hastalığın varlığı gene resmi doktor raporu
ile tevsik edilir.

Kaza halinde, kazanın vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olduğunun, keza mükellefçe, ispat ve tevsik edilmesi gerekir.

a)
Yangın, deprem, su baskını gibi afetler, belli bir bölgenin tamamını
veya bir kısım sakinlerini etkileyen genel nitelik taşıdığı hallerde
malum(herkesçe bilinir) sayılır. Mükellefin, mücbir sebebi ispat ve
tevsik külfeti yoktur. (VUK Md.15) Malum olan sebebin, vergi
ödevlerinin yerine getirilmesine engel olduğunun, başka bir ifadeyle,
mükellefin mücbir sebepten etkilenmiş bulunduğunun tevsikine, malum
olan mücbir sebep hallerinde de ihtiyaç vardır. Örneğin, yer sarsıntısı
sonucu, belli bir bölgedeki binaların çok büyük kısmı yıkılmış da olsa,
depremden herhangi bir şekilde etkilenmemiş olan kimse için mücbir
sebep halinin varlığı kabul edilmemelidir.

b) Sadece bir
mükellefe ait, ev veya işyeri, yangın, deprem veya su baskını gibi bir
afet sonunda hasara uğradığında, mücbir sebebin malum olduğu iddia
edilemez. Mükellefin hem mücbir sebebin varlığını hem de bunun vergi
ödevlerini yerine getirmeye engel olduğunu ispat etmesi gerekir. Bu
durumda mücbir sebebin varlığı, belediye imar müdürlüğü, itfaiye gibi
ilgili mercilerden alınacak belgelerle ispatlanabilir.

c) Ev veya
işyerindeki yangın sonucu defterlerini zayi eden mükellefin Ticaret
Kanunu'nun 88. maddesi uyarınca, yetkili mahkemeden bu konuda karar
alması icap eder.

d) Kişinin iradesi dışında meydana gelen
mecburi gaybubetler ani olarak askere alınma veya bir seyahatte
yolların geçilmez surette kapanması gibi hallerdir.

Yukarıda
belirtilenlerin dışında mükellefin, vergi ödevlerini yerine getirmeye
engel olan benzer haller de mücbir sebep sayılmıştır. Bu hallere örnek
olarak şunlar gösterilebilir.

- Beyanname verme süresinde, grev
dolayısı ile işyerine giremeyen ve bu sebeple beyannamenin
düzenlenmesinde gerekli bilgi ve belgelere tasarruf edemeyen mükellef
bakımından mücbir sebep var sayılır.

- Ölen bir kimsenin
varislerinin veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermeleri
bakımından kanunla bir süre belirlenmiştir. Ancak, ölen kimseye örneğin
ondan iki ay önce ölen bir başka kimseden intikal eden varlık unsurları
belli oluncaya kadar, mücbir sebep halinin varlığı söylenebilir.

Defterlerin mahkemece veya inceleme elemanınca alınmış olması mücbir sebep midir?

Hukuk
ve Ticaret Mahkemeleri Yönetmeliği'nin 40. maddesinde "taraflardan
birinin kalem şefi veya yardımcısı veya bunların yerlerinden yarılmış
olması halinde vekalet eden kimsenin gözü önünde, mahkemece alınmış
defter ve belgeleri tetkik edebilecekleri" öngörülmüştür. Bu nedenle
defter ve belgelerin mahkemece alınmış olması mücbir sebebin
varsayılması için yeterli değildir. Öte yandan, denetim elemanınca
alıkonulan defterlerin de inceleme elemanın nezaretinde, mükelleflerce
incelenmesi mümkündür. (VUK.Md. l44) Bu hal kanunda ayrıca düzenlenmiş,
defter ve belgenin alıkonuş tarihine göre, beyanname verme süresine
kanunen bir ay ilave yapılmıştır. Dolayısı ile defter ve belgelerin
inceleme elemanında bulunması mücbir sebep olarak kabul edilemez.

Mücbir sebep ve vergiyi doğuran olay:

Mücbir
sebep vergiyi doğuran olayı etkilemez. Sadece vergi alacağının,
(mükellef yönünden vergi borcunun) doğması üzerine mükellefçe yerine
getirilecek vergileme ile ilgili görevlerin süresini uzatır. Örneğin,
faiz şeklindeki menkul sermaye iradı, mükellefin bütün bir takvim yılı
boyunca devam eden ağır hastalığı dolayısı ile tahsil edilmemiş olsa
bile, o yılın geliri sayılır.

Mücbir sebepler ve sürelerin işlememesi:

Mücbir
sebep, vergileme ile ilgili olarak kanunen veya idarece tespit edilmiş
olan süreleri durdurur. Duran süre, mücbir sebebin ortadan kalkmasından
sonra yeniden işlemeye başlar.

Örnek: Bir gelir vergisi
mükellefi, 2008 takvim yılına ait gelir vergisi beyannamesini vermeden,
21 Mart 2009 tarihinde kalp krizi geçirmiştir. Mükellef 20 Mayıs 2009
tarihine kadar tedavi altında kalmış bu tarihte iyileşmiştir. Bu
durumda gelir vergisi beyannamesi 24 Mayıs 2009'a kadar, kalan 4 günlük
sürede verilirse beyanname süresinde verilmiş kabul edilir. Daha sonra
verilirse cezalı tarhıyat yapılır.

Mücbir sebep bütün süreleri etkiler mi?

Mücbir
sebep, vergilemeyle ilgili bir görevin yerine getirilmesi bakımından,
kanunen veya idarece tayin edilmiş bütün süreleri durdurur. Buna, ödeme
ve bir hak veya imkanın kullanılması ile ilgili süreler dahildir.
Aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir.

1) Mücbir sebep, bütün
süreler için geçerlidir. Fakat bu, belli bir mücbir sebebin, aynı
zamanda bütün süreleri durduracağı anlamına gelmez. Özellikle
mükellefin şahsı ile ilgili olmayan hallerde, mücbir sebep sadece
etkili olduğu süreyi durdurur. Örneğin mükellefin defter ve
belgelerinin yanmış olması, daha önce tahakkuk etmiş vergi borcunun
vadesinde ödenmemesini gerektirmez.

2) Mücbir sebep, ödeme
süresini de etkileyebilir. Ancak mücbir sebebe rağmen gecikme zammı
alınır. Tahakkuk etmiş bir vergi borcunun zamanında ödenmemesi, vergi
idaresinin cebri tahsilata yönelmesini ve gecikme zammı uygulanmasını
gerektirir. Mücbir sebep ödeme bakımından, sadece cebri tahsilata
geçilmesini önler.

3) Mücbir sebebin, ödeme süresine etkisi,
bir başka yönü ile bir haktan yararlanmanın, ödemenin belli sürede
yapılması şartına bağlandığı hallerde görülür. Örneğin ceza
indiriminden yararlanmak için, ödemenin tahakkuktan itibaren 1 ay veya
teminat gösterilmek şartıyla 4 ay içinde yapılması gerekmektedir.
Mücbir sebep halinde, 1 veya 4 aylık bu ödeme süresi uzar.

Vergileme
ile ilgili görevlerin, mükellef yerine, kanuni temsilci tarafından
yerine getirilmesi gereken hallerde kanuni temsilcinin şahsı yönünden
ortaya çıkan mücbir sebepler, mükellefle ilgili süreleri etkiler.
Ancak, tüzel kişilerde birden fazla temsilci bulunduğunda, bunlardan
birinin şahsı ile ilgili mücbir sebep, tüzel kişiye ait ödevlerin
sürelerinde yerine getirilmemesinin sebebi olamaz.

Ayrıca kanuni
temsilcinin şahsı ile ilgili mücbir sebep hali, sürekli veya uzun
süreli olduğunda, temsilcinin değiştirilmesi icap eder. Bunun için
vergi idaresinin gerektiğinde mahkemeye başvurması mümkündür.

Mükellefin
vergileme ile ilgili ödevlerinin tamamı veya bir kısmının, umumi vekil
vasıtası ile yapılması, umumi vekilin şahsı ile ilgili mücbir sebep
halinin, kendisi yönünden geçerli sayılmasını gerektirmez. Bu takdirde
ödevler bizzat mükellef tarafından yerine getirilir. İstinaden bazı
hallerde umumi vekilin şahsı ile ilgili mücbir sebep mükellefleri de
etkileyebilir. Olayına göre acilen vergi idaresinin bilgisine
başvurulmalıdır.

Muhasebecinin veya müşavirin şahsı ile ilgili mücbir sebebin etkisi:

Uygulamada,
özellikle, muhasebecinin hastalığı nedeniyle kayıtların zamanında
yapılmamış olduğu hallerde bunun mücbir sebep sayılarak, ceza
uygulanmaması gerektiği mükelleflerce ileri sürülür.

Vergi
idaresinin muhatabı, mükellefin kendisi veya bazı özel durumlarda
kanuni temsilcidir. Muhasebeci, mükellefin ödevleri bakımından, vergi
idaresine muhatap veya ona karşı sorumlu değildir. Bu nedenle
muhasebecinin şahsı ile ilgili mücbir sebep, mükellef yönünden geçerli
sayılmaz.

3568 sayılı Kanun uygulamasında serbest
muhasebecilere imza yetkisi verilmiş olması özel bir unsurdur.
Beyannamenin imzalanması, en azından "uygunluk" denetimini ifade
etmektedir. Vergi idaresi imza zorunluluğunu aradığında, muhasebecinin
şahsı ile ilgili mücbir sebebin mükellef açısından da geçerli mücbir
sebep sayılması ve beyanname verme süresini uzatacağının kabulü durumu
doğar. Gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin tam tasdiki söz
konusu olduğunda yeminli mali müşavir maruz kaldığı mücbir sebep
halleri de beyanname ve tam tasdik raporu verilme sürelerini
etkileyebilir.

Mücbir sebep halinde tarh zamanaşımının uzaması

Vergi
Usul Kanunu'nun 15. maddesinde mücbir sebep halinde bu sebep ortadan
kalkıncaya kadar sürelerin işlemeyeceği belirtildikten sonra tarh
zamanaşımının işlemeyen süreler kadar uzayacağı hükme bağlanmıştır.

Bunun
için mücbir sebep halinin vergileme ile ilgili görevin yapılması
gereken süre içinde ortaya çıkması, (veya daha önce çıkmamış olmakla
beraber o süre içinde devam etmesi) ve süreyi durdurmuş olması gerekir.
Görevin yapılması için tayin edilen süreden önce biten veya ondan sonra
ortaya çıkan mücbir sebep zamanaşımı süresini uzatmaz.

Mücbir sebep hallerinde ceza kesilmez

Vergi
Usul Kanunu'nun 373. maddesine göre , bu kanunda yazılı mücbir
sebeplerden her hangi birinin meydana geldiği malum ise veya ispat
olunursa vergi cezası kesilmez.


Dünya Gazetesi
</span>