Hesap planının kullanımında en çok yapılan hatalardan biride Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler (KKEG) ile ilgilidir. Ülkemizdeki işletmelerin çoğunluğunun küçük ve orta ölçekli işletmeler olması, şirket ortaklarının aile bireylerinden oluşması nedeni ile muhasebe tarafından tutulan kayıtların sadece maliye için ve vergi hesaplamak için tutulduğu gibi yaygın yanlış bir kanı vardır. Bu yanlış kanı sonucunda da muhasebe kayıtları yapılırken bir giderin KKEG olup olmamasına göre kullanılacak hesap seçilmektedir.
Tek Düzen Muhasebe Sisteminin ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerinin amacı, ilk planda ticari kârın ­işletmeler arasında kıyaslanabilecek şekilde tek düzende tutulan muhasebe ile belirlenmesi ve daha sonra mali kârın da yine bütün işletmeler tarafından aynı şekilde ticari kâra ekleme ve çıkarmalar yapılarak tespit edilmesidir.
Dönem içinde ve dönem sonunda yapılan kayıtların tamamının vergisel kaygılar olmadan Ticari Kârı doğru tespit etmeye yönelik yapılması gerekmektedir. Ticari Kârdan Mali Kâra (Vergi Kârına) geçiş ise Ticari Kâr tespit edildikten sonra Geçici Vergi, Gelir Vergisi veya Kurumlar Vergisi Beyannameleri verilirken beyanname ve ekleri üzerinde yapılması gerekir.
Genel olarak uygulamada 689 hesap (Diğer Olağan Dışı Gider ve Zararlar Hesabı) KKEG ile özdeşleştirilmiştir. Sanki bütün KKEG 689 hesaba alınmalı bütün 689 hesaplarda KKEG olmalı gibi bir kanı vardır. Böyle bir uygulamanın Tek Düzen Muhasebe Sistemi ile hiçbir ilgisi yoktur.
Örneğin, İhbar Tazminatları İşletmenin faaliyetleri açısından diğer olağan dışı gider ve zarar sayılıp 689 hesaba alınması gerekirken, Vergi kanunları açısından da indirim konusu yapılabilir bir gider niteliğindedir. Veya MTV Kanunun 1-3-4 sayılı listelerinde yer alan ve kullanılan araçlar için ödenen Motorlu Taşıtlar Vergileri KKEG niteliğindeyken, bu araçlar işletmede pazarlama amaçlı kullanılıyorlarsa, MTV nin de, bu araçların diğer giderleri gibi 760 hesabın içersinde yer alması gerekir.
Sıklıkla yapılan bir hata da, ödenmeyen Sosyal Güvenlik Kesintilerinin muhasebeleştirilmesinde karşımıza çıkmaktadır. Ödenmeyen Sosyal Güvenlik Kesintileri SSK’n un 80.maddesine göre Gelir ve Kurumlar Vergisinin saptanmasında KKEG niteliğindedir. Bir fabrikada üretimde çalışan tüm işçilerin 1 yıl boyunca SSK primlerinin ödenemediğini düşünelim. Bu giderlerin üretilen makinelerin maliyetine alınmamasının ve bir sonraki yıl hiç üretim olmamışken ödendiğinde tamamının üretim gideri olarak yazılmasının sonuçları ne kadar vahim olurdu. O halde yapılması gereken yıl içinde SSK primlerinin ödenip ödenmediğine bakılmaksızın doğru gider yerlerine işlenmesi, dönem sonlarında ise ayrı bir hesaplama ile beyannameye ilave edilmesi olacaktır. Bu primlerinin ödendiği dönemde ise gider ve gelir hesaplarında hiçbir kayıt yapılmayıp, Beyannamelerde diğer indirimler bölümüne yazılarak vergi matrahından düşülmesi gerekir.
Bir de bağış ve yardımların muhasebeleştirilmesinde farklı uygulamalar mevcut, yapılan bağış ve yardım ödemeleri dönem içersinde 689 hesapta takip edilmeli, Beyanname üzerinde tamamı KKEG olarak gösterilmeli, vergi kanunlarına göre indirimine izin verilen kısım ise yine beyanname üzerinde indirimler bölümündeki bağış ve yardımlarda gösterilmelidir.
Beyanname üzerinde indirilebilecek geçmiş yıl mali zararlarının muhasebe kayıtlarında takip edilmeye çalışılması da sıklıkla rastlanan bir başka hata. Genelde yapılan 580 hesap (Geçmiş Yıllar Zararları Hesabı) ile geçmiş yıl mali zararlarının örtüştürülmeye çalışılması. Yapılması gereken yine indirim konusu yapılabilecek geçmiş yıl mali zararlarının muhasebe kayıtları ile hiç bir şekilde ilişkilendirilmeden beyanname üzerinde takip edilmesi olacaktır.
Ticari Kârdan Mali Kâra geçiş hesabında hata yapmamak için ise Beyanname üzerinde ilave edilecek KKEG ile Diğer İndirimlerin Nazım Hesaplarda takip edilmesinde fayda vardır. Böylelikle gider ve gelir hesapları dönem sonlarında kapatılırken, bu hesapların beyanname verene kadar nazım hesaplarda kalması beyanname verince de ters kayıtla kapatılması hata yapılmasını da engellemiş olacaktır.