<table style="border-collapse: collapse;" id="Aut&#111;number1" width="100%" border="0" bordercolor="#111111" cellpadding="0" cellspacing="0"><t><tr><td width="100%">Kentli, eğitimli genç işsizler


</font></font><small><small>ARİF ŞİMŞEK
arif.simsek@tercuman.com.tr



<big>





</big></font>
</small></small></font></font><hr size="1" color="#c0c0c0">

<small><small><big>
</big></font>
</small></small></font></font></td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">



SON yıllarda
özellikle kentlerdeki eğitimli, genç nüfustaki işsizlik oranı çok
yükseldi. Bu sevimsiz konuyu defalarca çözüm yollarıyla beraber bu
köşede işledim. Farklı tepkiler aldım. Ancak en son bir büyük kentte
yaşayan üniversite mezunu genç okurumun işsizlik tarifini sizlerle
paylaşmak istedim.

“Gençlerimizin yeteneklerinin yontulduğu, beyinlerini her geçen gün
törpüleyen, özgüvenlerini kaybettiren, onlara hiçlik ve işe yaramazlık
duygusu aşılayan, sosyal bir çöküş işsizlik. Milyonlar düşünün ki
sabaha karşı yatıyor, akşamüstü kalkıyor, yalnızca uyuduğu zaman huzur
buluyor. Çevresindekilere karşı her geçen gün alınganlaşıyor, mantıklı
düşünebilme yeteneğini kaybediyor, daha kolay sinirleniyor.
Arkadaşlarının sorduğu “Nasılsın” sorusunu bile bir hakaret kabul
ediyor, her geçen gün psikolojisini bozan eziklik duygusu anti sosyal
bir yapıya bürünmesini sağlıyor. Günden güne eriyor bitiyor, kafasını
dik tutamaz duruma geliyor. Çünkü işsizlik, en ağır meslek.”

İş bulma ümidi azalıyor

TÜRKİYE İstatistik Kurumu’nun, nisan, haziran aylarını kapsayan “Hane
halkı İşgücü Araştırması” sonuçlarına göre, işsizlik oranı mayıs
döneminde yüzde 13.6’ya geriledi. Fakat manzaraya büyük çerçeveden
bakarsanız durum pek öyle değil. Çünkü bu oran geçen yılın mayıs
döneminden yüzde 4.7 daha yüksek. Yani işsizlikte dönemsel bir gerileme
olsa da her geçen yıl birikimli olarak artmaya devam ediyor. Bu yüzde
4.7 fark 1 milyon 179 bin kişiye karşılık geliyor. Toplam işsiz sayısı
da 3 milyon 382 bin kişiye yükseliyor. Aslında gerileyen bir şey yok.
Durum böyleyken dünya işsizlik sıralamasında 3.lükten 5.liğe geriledik
demek pek hoş olmuyor.

Genç işsiz okurumun belirttiği gibi bozulan psikoloji ile umutsuzluk da
baş gösteriyor. Mayıs ayında çalışmaya hazır olmasına rağmen iş
aramayanların sayısı 1 milyon 944 bine, iş bulma ümidi olmayanlar ise
723 bine yükselmiş.

Çözüm çok mu zor?

İŞSİZLİĞİ azaltmak için çok radikal kararlar almaya, kimsenin aklına
gelmemiş farklı fikirler üretmeye gerek yok. Çözümler basit, temel
ekonomi bilgisi olan kişilerin rahatlıkla sıralayabileceği şeyler.
Haziranda açıklanan, yatırımlara gümrük vergisi muafiyeti, KDV
istisnası, kredilerde faiz desteği, sigorta primi işveren hissesi
desteği, vergi indirimi, yer tahsisi ve taşıma desteği gibi avantajlar
sağlayan düzenlemeleri içeren, Hazine, Maliye ve Sanayi Bakanlığı’nın
hazırladığı teşvik paketinin uygulaması tam gerçekleşmedi. Kayıt dışı
ekonomi almış başını gitmişken özellikle istihdamda vergi, sigorta
yükünde dünya rekoru elimizdeyken, günde 8 yerine 12 saat sigortasız
çalışmaya gönüllü, her ay alacağı 3-5 kuruşla günü kurtarmaya çalışan,
kaderci ve azıyla yetinmeye meyilli bir kesim yaratılmışken, çocuk
işçilerin sayısı her geçen gün artarken, haliyle kayıt içi ekonomiyi
hedef alan teşvik paketlerinin bu oranları değiştirebileceğine de
inanmak biraz saflık olur.

Son olarak 1. ve 2. bölgelerdeki deri, tekstil, konfeksiyon
işletmelerinin 4. bölgedeki illere taşınmasına ilişkin teşvik konusu
var. Bu, durum iktisat teorisinde emeğin mobilitesi yanılgısının açık
bir örneği. Emeğin dolaşım hızı sosyal nedenlerden ötürü sermayenin
dolaşım hızının gerisinde kalır. İnsanlar evlerini, yurtlarını kolay
terk edemezler, ederlerse de bugün olduğu gibi göç ve entegrasyon
konulu tartışmaların aktörü olurlar. Bir kentte yeni işsizler
yaratılırken, diğerinde azaltılmaya çalışılması da neyi çözecek iyi
düşünmeliyiz.</font>
</td></tr></t></table>
Tercüman