Toplam 2 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 2 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Kentli, eğitimli genç işsizler

  1. #1
    Admin Hüseyin URAY - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    14.Kasım.2006
    Nereden
    Konya
    Mesajlar
    14,514
    <table style="border-collapse: collapse;" id="Aut&#111;number1" width="100%" border="0" bordercolor="#111111" cellpadding="0" cellspacing="0"><t><tr><td width="100%">Kentli, eğitimli genç işsizler


    </font></font><small><small>ARİF ŞİMŞEK
    arif.simsek@tercuman.com.tr



    <big>





    </big></font>
    </small></small></font></font><hr size="1" color="#c0c0c0">

    <small><small><big>
    </big></font>
    </small></small></font></font></td>
    </tr>
    <tr>
    <td width="100%">



    SON yıllarda
    özellikle kentlerdeki eğitimli, genç nüfustaki işsizlik oranı çok
    yükseldi. Bu sevimsiz konuyu defalarca çözüm yollarıyla beraber bu
    köşede işledim. Farklı tepkiler aldım. Ancak en son bir büyük kentte
    yaşayan üniversite mezunu genç okurumun işsizlik tarifini sizlerle
    paylaşmak istedim.

    “Gençlerimizin yeteneklerinin yontulduğu, beyinlerini her geçen gün
    törpüleyen, özgüvenlerini kaybettiren, onlara hiçlik ve işe yaramazlık
    duygusu aşılayan, sosyal bir çöküş işsizlik. Milyonlar düşünün ki
    sabaha karşı yatıyor, akşamüstü kalkıyor, yalnızca uyuduğu zaman huzur
    buluyor. Çevresindekilere karşı her geçen gün alınganlaşıyor, mantıklı
    düşünebilme yeteneğini kaybediyor, daha kolay sinirleniyor.
    Arkadaşlarının sorduğu “Nasılsın” sorusunu bile bir hakaret kabul
    ediyor, her geçen gün psikolojisini bozan eziklik duygusu anti sosyal
    bir yapıya bürünmesini sağlıyor. Günden güne eriyor bitiyor, kafasını
    dik tutamaz duruma geliyor. Çünkü işsizlik, en ağır meslek.”

    İş bulma ümidi azalıyor

    TÜRKİYE İstatistik Kurumu’nun, nisan, haziran aylarını kapsayan “Hane
    halkı İşgücü Araştırması” sonuçlarına göre, işsizlik oranı mayıs
    döneminde yüzde 13.6’ya geriledi. Fakat manzaraya büyük çerçeveden
    bakarsanız durum pek öyle değil. Çünkü bu oran geçen yılın mayıs
    döneminden yüzde 4.7 daha yüksek. Yani işsizlikte dönemsel bir gerileme
    olsa da her geçen yıl birikimli olarak artmaya devam ediyor. Bu yüzde
    4.7 fark 1 milyon 179 bin kişiye karşılık geliyor. Toplam işsiz sayısı
    da 3 milyon 382 bin kişiye yükseliyor. Aslında gerileyen bir şey yok.
    Durum böyleyken dünya işsizlik sıralamasında 3.lükten 5.liğe geriledik
    demek pek hoş olmuyor.

    Genç işsiz okurumun belirttiği gibi bozulan psikoloji ile umutsuzluk da
    baş gösteriyor. Mayıs ayında çalışmaya hazır olmasına rağmen iş
    aramayanların sayısı 1 milyon 944 bine, iş bulma ümidi olmayanlar ise
    723 bine yükselmiş.

    Çözüm çok mu zor?

    İŞSİZLİĞİ azaltmak için çok radikal kararlar almaya, kimsenin aklına
    gelmemiş farklı fikirler üretmeye gerek yok. Çözümler basit, temel
    ekonomi bilgisi olan kişilerin rahatlıkla sıralayabileceği şeyler.
    Haziranda açıklanan, yatırımlara gümrük vergisi muafiyeti, KDV
    istisnası, kredilerde faiz desteği, sigorta primi işveren hissesi
    desteği, vergi indirimi, yer tahsisi ve taşıma desteği gibi avantajlar
    sağlayan düzenlemeleri içeren, Hazine, Maliye ve Sanayi Bakanlığı’nın
    hazırladığı teşvik paketinin uygulaması tam gerçekleşmedi. Kayıt dışı
    ekonomi almış başını gitmişken özellikle istihdamda vergi, sigorta
    yükünde dünya rekoru elimizdeyken, günde 8 yerine 12 saat sigortasız
    çalışmaya gönüllü, her ay alacağı 3-5 kuruşla günü kurtarmaya çalışan,
    kaderci ve azıyla yetinmeye meyilli bir kesim yaratılmışken, çocuk
    işçilerin sayısı her geçen gün artarken, haliyle kayıt içi ekonomiyi
    hedef alan teşvik paketlerinin bu oranları değiştirebileceğine de
    inanmak biraz saflık olur.

    Son olarak 1. ve 2. bölgelerdeki deri, tekstil, konfeksiyon
    işletmelerinin 4. bölgedeki illere taşınmasına ilişkin teşvik konusu
    var. Bu, durum iktisat teorisinde emeğin mobilitesi yanılgısının açık
    bir örneği. Emeğin dolaşım hızı sosyal nedenlerden ötürü sermayenin
    dolaşım hızının gerisinde kalır. İnsanlar evlerini, yurtlarını kolay
    terk edemezler, ederlerse de bugün olduğu gibi göç ve entegrasyon
    konulu tartışmaların aktörü olurlar. Bir kentte yeni işsizler
    yaratılırken, diğerinde azaltılmaya çalışılması da neyi çözecek iyi
    düşünmeliyiz.</font>
    </td></tr></t></table>
    Tercüman

    Hüseyin URAY
    SMMM / KONYA

    www.mustafagulsen.com

  2. #2
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    26.Eylül.2007
    Nereden
    Uşak
    Mesajlar
    1,974
    bu sorun çözülemez bizim ülkemizde.
    çünkü üniversitelerin bir hükmü klamadı yüksek lise statüsünde oldular.
    önceden üniversiteli olmak bir ayrıcalıktı fakat son yıllarda sırf a.b. kriterlerine uymak maksatlı ne olacakki diye ha lise mezunu ha üniversite mezunu mantığı ile hareket edildi.
    bu da yıllarrın getirdiği bir yığılmayı şu an mevcut sorun haline getirdi.
    ekonomik krizin etkisi ile sadece mevcut yatırımlar ayakta tutulmaya çalışmaktadır. ülkenin önde gelen yatırımcılar dahi yeni yatırımlar yapmamakta, krizden sıyrılıp geçmek çizgisinde hassas bir şekilde devam etmektedir. bunun nedeniyle yeni yetişen nesil hep bir boşlukta seyretmektedir. buna keza devlet ve özel kurumlardaki üst düzey yönetici hadi bu bi kenara çalışanlar dahi nerde ise 2. kez emeklikleri gelmiş ama nedense emekliye ayrılmamaktadır. bu aslında BÜYÜK BİR BENCİLLİK olarak değerlendiriyorum.

    mevcut sistemde kayıtdışının önüne büyük ölçüde geçilmiştir belki ama önceden çalışan sosyal güvencesinin olmasını isterdi şu anda ise çalışan bunu göz ardı etmekte. yeterki çalışıp para kazanacağı iş olsun . zaten sosyal güvenceye göre hayal emekli olmak düşüncesi.

    ...................

    acı bir durum
    İyi olmak bu dünyada çözüm değil.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •