İşçinin yasadışı örgüt üyesi olması</span>

Av. Ali YÜKSEL / </span>YARGITAY KARARLARI</span>







Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/ 16878 E. ve 2007/30923 K. sayılı
22.10.2007 tarihli kararında işçinin yasadışı örgüt üyesi olmasının iş
akdine etkisini incelemiştir. Gerçekten de işverenin işyerinde
çalıştırdığı işçiler arasında yasadışı örgüt üyesi kişilerin bulunması
halinde işveren açısından iş ilişkisine devam etmenin beklenebilir
olduğunu iddia etmek mümkün değildir. Bu tarz bir durum işverenin
işçiye olan güvenini zedelemekle birlikte, işyeri içerisinde iş
güvenliği ve disiplinini bozması muhtemel bir olgu da olmaktadır.

İncelemeye
konu kararda davacı işçi, davalı işyerinde 1976 senesinden beridir
çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiğini belirterek
işe iadesini talep etmiştir. Davalı işveren vekili, davacı hakkında
arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması sonucu, geçmişte terör
örgütüne yardım ve yataklıktan ceza aldığının saptandığını, kamu
hizmetlerinden yasaklı bulunduğunu, iş sözleşmesinin doğruluk ve
bağlılığa uymayan davranışları nedeni ile haklı nedenlerle
feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının geçmişte sabıkasının
olmasının doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış olarak kabul
edilemeyeceği, davacının aynı işyerine çalışması sırasında müsnet
suçtan yargılandığı, bugüne kadar belirtilen nedenle iş sözleşmesinin
feshedilmediği, uzun süre sonra feshinin de iyi niyet ve hakkaniyete
uygun olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar
davalı işveren tarafından temyiz edilmiş ve dosya Yargıtay'a
gönderilmiştir. Yargıtay, dosya içeriğine göre davacı hakkında 1985
yılında PKK örgütüne yardımcı olmak ve yataklık yapmak suçlarından
hakkında soruşturma yapıldığını, ancak takipsizlik kararı verildiğini,
ancak daha sonra yasadışı PKK örgütü üyesi olmak suçundan 08.03.1994
tarihinde tutuklandığını, hakkında kamu davası açıldığını 3 yıl 9 ay
ağır hapis ile cezalandırıldığını, 3 yıl süre ile kamu hizmetinin
yasaklanmasına karar verildiğini, davalı işverenin özellikle Güney Doğu
Anadolu Bölgesi'nde terör olaylarının artması ve hedefler arasında
demiryolu ulaşımının bulunması üzerine, çalışan personeli hakkında
arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması yaptığını, bu soruşturma
sonucu davacının geçmişten gelen yasadışı örgüt üyesi olması ve
işyerinde çalışmasının sakıncalı görülmesi üzerine iş sözleşmesinin
feshedildiğini tespit etmiştir.

Davalı işveren, davacının
geçmişten gelen sabıkası ve özellikle yasadışı örgütle bağlantısı
nedeni ile güvenlik olarak iş sözleşmesini feshetmiştir. Bu fesih Alman
hukukunda ve Alman Federal mahkemelerinde şüphe feshi olarak
adlandırılmaktadır. Böyle bir fesihte, işverenin işçisine karşı duyduğu
şüphe, aralarındaki güven ilişkisinin zedelenmesine yol açmaktadır.
İşverenden katlanması beklenemeyecek bir şüpheden dolayı, işçinin iş
ilişkisinin devamı için gerekli olan uygunluğu ortadan kaldırdığından,
güven ilişkisinin sarsılmasına yol açan şüphe, işçinin kişiliğinde
bulunan bir sebeptir. Ciddi, önemli ve somut olayların haklı kıldığı
şüphe, güven potansiyeline sahip olmaksızın ifa edilemeyecek iş için
işçinin uygunluğunu ortandan kaldırdığından, şüphe feshi işçinin
yeterliliğine ilişkin fesih türü olarak gündeme gelecektir. Davacının
geçmişte yasadışı örgüt üyesi olması, davacının görev yaptığı bölgede
terör olaylarının artması ve demiryolu ulaşımının da hedefte bulunması,
davalı işveren açısından iş ilişkisinin devamı için gerekli olan
güvenin sarsıldığı, elverişli objektif olay ve vakıalara dayanan güçlü
bir şüphenin bulunduğu anlamına gelmektedir. Bu sebeple Davacının iş
sözleşmesinin feshinin geçerli nedenle yapıldığı kabul edilmiştir.




Dünya Gazetesi
</span>