Toplam 3 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 3 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: DEFTERİ KEBİR

  1. #1
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    22.Mart.2006
    Nereden
    Türkiye
    Mesajlar
    4
    Mağlum arakıl ayı geldi.Hepimiz defter tasdiklerine yoğunlaşacağız.Benim sorum defteri kebir v.u.k göre tasdike tabi değilken t.t.k na göre tastike tabi devterler arasında sayılmaktadır.Benim izlenimlerime göre bazı meslektaşlarımız tasdik ettiriyorlar bazıları ettirmiyor.Bu konu hakkında yardımlarınızı bekliyorum..İyi çalışmalar..

  2. #2
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    11.Nisan.2006
    Mesajlar
    1,694
    vuk 182 mad ne göre tutulması zorunlu defter olmasına karşın 220 maddede bu defterin tasdik edilmesi zorunlu değildir denilmektedir. ttk 69 md.ne göre ise tasdik edilmesi gerekmektedir.. bence defterinizin mahkemelerde lehe delil olması amacıyla tasdik ettirilmelidir..
    1 Temmuz tarih için önemsiz bir ayrıntı gibi görünse de dünyada yaşayan 7 milyar insana ilaveten ben doğmuşum... Eeeee madem doğmuşum birkere ne desem boş... iyi ki doğmuşum...

  3. #3
    Müdavim Üye hust59 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    17.Temmuz.2006
    Nereden
    İstanbul / Bolu
    Yaş
    64
    Mesajlar
    1,075
    TTK VE VUK AÇISINDAN TİCARİ DEFTERLER VE TİCARİ DEFTERLERDE KAPANIŞ TASDİKİ



    Yazar: SeyfiYILDIZ (*)
    / Haziran 2006 / Sayı: 162


    I- GİRİŞ
    Her mükellef, ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her iş yılı içinde elde edilen sonuçları belirlemek amacı ile işletmesinin yapısı ve önemine bağlı olarak ticari defter tutmak durumundadır. Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanunu’nda, ticari işletmeler ve bu kapsamda değerlendirilen diğer işletmeler tarafından kullanılacak defterlere ilişkin çeşitli düzenlemelere yer verilmiştir. Bunun yanında, Vergi Usul Kanunu ile vergi yönetimine ticari defterlere ilişkin olarak bir takım yetkiler tanınmıştır. Buna göre, bu Kanun’un mükerrer 257. maddesinde Maliye Bakanlığı’na tutulacak defterleri belirleme yetkisi verilmiştir.
    Ticari defterlerin açılış tasdikine ilişkin olarak belirtilen kanunlarda benzer düzenlemeler yer alırken, bu defterlerin kapanış tasdiki konusunda söz konusu Kanunlarda farklı hükümler yer almıştır. TTK’da kapanış tasdiki zorunlu iken, VUK’ta böyle bir tasdike gerek duyulmamış, açılış tasdiki yeterli ve zorunlu sayılmıştır. Diğer taraftan gerek açılış gerekse kapanış tasdiklerinin yapılmaması durumunda, söz konusu Kanunlarda cezai yaptırımları da ortaya konulmuştur. Bu bağlamda, bu çalışmada gerek VUK ve gerek TTK açısından tutulması gereken ticari defterler ele alınarak, ticari defterlerin kapanış tasdikinin TTK ve VUK açısından değerlendirilmesi yapılacaktır. Bunun yanı sıra, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nda ticari defterlere ilişkin getirilen hükümler bu açıdan değerlendirilecektir.

    II- TİCARİ DEFTER TUTMANIN FONKSİYONLARI
    Ekonomik hayatı düzenleyen çeşitli kanunlar, ekonomik faaliyete giren taraflara kayıtlarını defterlerde izleme zorunluluğu getirmektedir. Tacirler eskiden beri defter tutma ihtiyacını duymuşlardır. Dolayısıyla ticari defterlerin tarihçesi ile ticaretin tarihçesinin eş zamanlı olduğu söylenebilir (1).
    Vergi hukuku bakımından, ticari defterler, vergi yönetimine beyan edilen ve vergisel yükümlülük doğuran çeşitli mali bilgilerin doğruluğunun vergi yönetimi tarafından kontrol edilmesini sağlar. Bu çerçevede, vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilebilmesi için Vergi Usul Kanunu’nda yer alan düzenlemelere uygun olarak defterlerin tutulması gerekmektedir.
    Uygulamada, ticari defterlerin kanuna uygun tutulmasında sorunlar yaşanabileceğinden mükellefler uzmanlaşmış ve ruhsat sahibi meslek elemanlarından destek almaktadırlar.
    Ticaret hukukuna göre her tacir, basiretli bir işadamı gibi davranmakla yükümlüdür. Bunun gereği olarak; alacak, borç ve diğer mali durum bilgilerinin, defterlere sistemli biçimde yazılmak suretiyle tacir tarafından sürekli ve düzenli takip edilmesi gerekmektedir. Bunun için ticari defterlerin kanuna uygun tutulması ve yetkili makamca tasdiki gereklidir (2). Tacir bu çerçevede mali durumunu gerçeğe uygun olarak ortaya koymak sureti ile birtakım avantajlar sağlayabilir. Örneğin, işletmeler faaliyetlerini sürdürebilmeleri için finansmana ihtiyaç duymaktadırlar. Bunun için bankalardan kredi kullanırlar. Bankalar kredi verirken, tacirin tuttuğu defterlere göre durumunu ve birkaç yıllık bilançosunu, hesap özetini isterler. Bu yönde defterler, kredi kuruluşlarının da işini güvence altına almaktadır.
    Bunun yanında, tüzel kişiliğe sahip tacirlerin ortaklarına şirketin mali yapısı hakkında bilgi verme zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bilgilere sağlıklı bir şekilde sahip olunabilmesi ve tüzel kişiliğin geleceğine yönelik kararlar alınabilmesi için ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulması gereklidir.
    Diğer taraftan, farazi bir varlık olan tüzel kişiliğin malvarlığının belirlenmesinde, halka açık olan ve hisse senetleri borsada işlem gören tüzel kişilerin kamuya sağlıklı bilgi açıklayabilmesi için ticari defterler kullanılmaktadır.
    Ticari defterlerin özel delil olma fonksiyonu da vardır. Buna göre, bir kişi tacir ise ticari defter tutmak zorundadır. Örnek olarak alacaklı, bir tacirden alacaklı olduğunu ileri sürüyor ve tacirin defterine dayanıyorsa, tacir için defterin varlığını inkar mümkün olmayacağına göre, ya defterlerini ibraz edecek ve davacıya borcu olmadığını bu yolla gösterecek (defterlerin tutan taraf lehine delil olması)ya da defterleri ibrazdan kaçınacak (defterlerin tutan taraf aleyhine delil olması)ve bu halde de borcun varlığını kabul etmiş olacaktır (3).

    III- TASDİKE TABİ TİCARİ DEFTERLER
    A- VERGİ USUL KANUNU (VUK) AÇISINDAN
    Vergi Usul Kanunu’nun 182. maddesinde, bilanço esasına göre vergilendirilen mükelleflerin zorunlu olarak tutması gerektiği defterler konusu düzenlenmiştir. Buna göre, “yevmiye defteri”, “defter-i kebir” ve “envanter defteri” zorunlu olarak tutulması gereken defterlerdendir. Bunun yanında, VUK’un 193. maddesine göre, işletme esasına tabi mükelleflerin ise “işletme hesabı defteri” tutmaları gerekmektedir.
    Söz konusu Kanun’un 220-226. maddeleri arasındaki hükümler, ticari defterlerin tasdiki kısmına ilişkin düzenlemeleri içermektedir. VUK’un 220. maddesine göre, tasdike bağlı defterler tek tek sayılmıştır. Buna göre;
    - Yevmiye ve envanter defterleri,
    - İşletme defteri,
    - Çiftçi işletme defteri,
    - İmalat defteri,
    - Nakliyat vergisi defteri,
    - Yabancı nakliyat kurumlarının hasılat defteri,
    - Serbest meslek kazanç defteri
    tasdik edilmesi zorunlu ticari defterler arasında yer almaktadır.
    Görüldüğü üzere, bilanço esasına tabi mükelleflerin kullanacağı defter-i kebir VUK’a göre tutulması gereken defterler arasında sayılmasına karşılık, tasdike tabi defterler arasında bulunmamaktadır. Dolayısıyla, söz konusu defterin tasdikinin yapılmamış olmaması VUK açısından herhangi bir yaptırım unsuru taşımamaktadır.
    Ayrıca, VUK’un 220. maddesinin son fıkrasında; uygun görülen hallerde söz konusu maddede ifade edilen defterlerin yerine kullanılacak olan defterlerin de tasdike tabi olduğuna hükmedilmektedir. Örneğin, VUK’un 210. maddesinde, doktorların tutmuş olduğu protokol defterinde Kanun’da öngörülen bilgiler gösterilmek koşuluyla, ayrıca serbest meslek kazanç defteri tutmayabilecekleri belirtilmiştir. Bu durumda, serbest meslek kazanç defteri yerine tutulan protokol defterinin de tasdik ettirilmesi zorunlu hale gelmektedir.
    VUK’un mükerrer 257. maddesinin birinci bendinde, Maliye Bakanlığı’na söz konusu Kanun’a göre tutulması zorunlu olan defterlere ek olarak tutulmasını uygun gördüğü defterlerin mahiyet, şekil ve ihtiva edeceği hususları belirleme ve bunlar için tasdik zorunluluğu koyma ve kaldırma yetkisi tanınmıştır. Bu hüküm çerçevesinde, Maliye Bakanlığı tasdiki zorunlu olmayan defterleri tasdik kapsamına, tasdike tabi defterleri de tasdik kapsamı dışına alabilir. Bu düzenleme ile vergi yönetiminin ortaya çıkabilecek muhtemel gelişmelere uyum sağlaması amaçlanmış olabilir.
    B- TÜRK TİCARET KANUNU (TTK) AÇISINDAN
    Türk Ticaret Kanunu’na göre, tacirler tarafından tutulması gereken defterler üç kısımda düzenlenmiştir (4). Birinci kısım defterler, tutulması zorunlu ve ismen belirlenmiş defterlerdir (TTK md. 66/1-3). Bunlara örnek olarak; yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri, gerçek kişiler tarafından tutulan işletme defteri, tüzel kişiler tarafından tutulan karar defteri gösterilebilir. Söz konusu defterler, TTK açısından tasdike tabi defterler olarak da ifade edilebilir.
    Görüldüğü gibi, tutulması gereken defterlere ilişkin olarak VUK’da yer alan hükümlere ilave olarak TTK’da tüzel kişiler için “karar defteri” tutma zorunluluğu getirilmiştir.
    İkinci kısım defterler, Türk Ticaret Kanunu’nun 66/1. maddesinde düzenlenmiş olup bu maddeye göre tacir, Kanun’da ismi açıkça belirtilmese de işletmesinin nitelik ve öneminin gerektirdiği diğer defterleri de tutmak zorundadır. Bu defterler tutulması zorunlu, ancak ismen belirlenmemiş defterler olarak adlandırılabilir. Bu defterler arasında; pay sahipleri defterleri, genel kurul tutanaklarının yazılmasına mahsus toplantı ve müzakere defteri ve yönetim kurulu karar defteri, senetler defteri, imalat defteri, ambar defteri, gibi defterler örnek olarak yer alabilir. TTK, söz konusu defterler için tasdik mecburiyeti getirmemiş, bunların bir beyanname ile ticaret siciline bildirilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır. Bu nedenle, adı geçen defterler, “beyannameye tabi defterler” olarak da ifade edilebilir. Tacir, tutulması gereken defterleri tutmadığı takdirde, diğer defterler delil kuvvetini kaybedeceğinden riskli durumla karşı karşıya gelebilir. Bu nedenle, bu tür defterlerin tutulmasında tereddüt söz konusu ise ilgili ticaret ve sanayi odalarına başvurularak tutulması zorunlu olan defterleri saptamak daha doğru olur (5).
    Türk Ticaret Kanunu açısından üçüncü kısım defterler, tamamen tacirin isteğine bağlı olarak tutulması mümkün olan ihtiyari defterlerdir. Bu defterler “tutulması zorunlu olmayan ihtiyari defterler” olarak adlandırılmaktadır. İhtiyari defterlerin tutulmaya başlanmadan önce ticaret sicil memurluğuna bildirilmesi gerekir. Bu nedenle isteğe bağlı defterler de beyana tabi defter niteliğindedir (TTK md. 69/2).
    Meclise sunulan Türk Ticaret Kanun Tasarısı ile tacirlerin tutacağı defterlere ilişkin yeni bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre, Tasarı’nın 64. maddesinin son fıkrasında tutulacak defterlerin Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından bir tebliğ ile belirlenmesi öngörülmektedir. Bunun yanında, söz konusu maddenin 4. bendinde pay defteri, karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri gibi işletmenin muhasebesi ile ilgili olmayan defterlerin de ticari defter olduğu ifade edilmektedir. Bu çerçevede getirilen düzenleme ile mevcut Kanun’da olduğu gibi, sayma usulü ile defterlerin belirlenmesinden vazgeçilmekte ve ilgili Kurul’un çıkaracağı tebliğ ile gelişen şartlara uygun olarak belirlenmesi söz konusu olmaktadır. Bunun sonucunda da sanal ortamda ticari defterlerin kullanımının yolu da açılmış olmaktadır.

    IV- DEFTERLERİN TASDİK ZAMANLARI
    A- VERGİ USUL KANUNU’NA GÖRE
    Vergi Usul Kanunu’nda yer alan çeşitli hükümlere göre tasdik zamanları aşağıdaki şekillerde düzenlenmiştir.
    - Öteden beri işe devam edenler defterlerini kullanacağı yıldan önce gelen son ayda tasdik ettirmek zorundadırlar (VUK md. 221/1). Defterlerini tasdike sunmadan önce işe başlamış ve defter tutmuş mükellef öteden beri işe devam eden gerçek veya tüzel kişi olarak kabul edilir. Bu durumda olan mükellefler defterlerini Aralık ayı içinde tasdik ettirirler.
    - Hesap dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilen otel vb. işyerlerinde belirli dönemlerde iş yoğunluğu olan mükellefler, defterlerini kullanacağı hesap döneminden önce gelen son ayda tasdik ettirmek zorundadırlar (VUK md. 221/2). Burada özel hesap dönemi söz konusudur.
    - Yeniden işe başlayanların (ilk kez işe başlamayan/mükellefiyeti terk ettikten sonra işe başlayan) defterlerini işe başlama tarihinden önce tasdik ettirmeleri gerekir (VUK md. 221/3).
    - Sınıf değiştiren ticaret ve sanat erbabının, bu değişikliğin doğduğu andan önce defterlerini tasdik ettirmeleri gerekmektedir (VUK md. 221/3). Örneğin, işletme defteri tutan ve 2005 yılı alış ya da satışları, VUK’un 177. maddesinin birinci bendinde yer alan hadleri aşan bir mükellef, ikinci sınıf tüccar olma niteliğini 2005 yılında kaybetmiştir. 2006 yılına ilişkin bilanço esasına göre tutacağı defterlerini ise 2005 yılının Aralık ayı içinde tasdik ettirmesi gerekmektedir.
    - Vergi kanunları uyarınca, taşıdıkları muafiyetler nedeniyle defter tutmak zorunda olmayan gerçek ve tüzel kişiler, muaflıklarının kalktığı tarihten başlayarak 10 gün içinde defterlerini tasdik ettirmeleri söz konusudur (VUK md. 221/3). Buna ilave olarak, vergiden muaf olan esnafın ya da basit usulde gelir vergisi mükellefi olanların birinci ya da ikinci sınıf tüccar olarak defter tutmak zorunda olmaları halinde, yeni mükellefiyete girme tarihlerinden önce defter tasdik ettirmeleri gerekmektedir.
    - Tasdike tabi defterlerin, hesap dönemi bitmeden dolması ya da yıl içinde diğer bazı nedenlerle yeni defter kullanmaya zorunlu kalınması halinde, bu defterlerin kullanılmaya başlanılmasından önce tasdik ettirilmesi gerekmektedir (VUK md. 221/4). Kanun’un bu hükmünden de fark edileceği üzere, defterlerin dolması halinde, yeni defterlerin en geç on gün içinde tasdik ettirilmesi gerekmektedir. Çünkü gerek VUK ve gerekse TTK kayıtların on günden fazla geciktirilmesini kabul etmemektedir. Ancak, kayıtlarını sürekli olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan belgelere dayanarak yürüten işletmelerde defter kayıtlarının 45 gün sonra yapılması mümkün olduğundan, tasdik de bu süre içinde yapılabilir.
    - Ticari defterlerini ertesi yılda da kullanmak isteyenler Ocak ayı içinde, hesap dönemleri Maliye Bakanlığı’nca tespit olunanlar ise, bu dönemin ilk ayı içinde tasdiki yeniletmek zorundadırlar (VUK md. 222). Söz konusu bu düzenleme ile dönem içinde az kullanılan ya da dolmayan defterlerin yeniden kullanılmasına, dolayısıyla bir anlamda israfı önlemeye yöneliktir. Ancak, bu işlemin yapılabilmesi için yeni dönemin ilk ayı sonuna kadar, bir önceki döneme ilişkin işlemlerin deftere işlenmiş olması gerekmektedir.
    - Mükellefler diledikleri takdirde yevmiye defteri ve tutulması zorunlu diğer defterlerini müteharrik yapraklı olarak kullanabilirler (VUK md. 183). Ancak, bu defterlerin diğer defterler gibi her sayfasının sıra numarası ile numaralanması, teker teker tasdik makamının resmi mühürü ile mühürlenmesi, tasdikli yapraklar bittiği takdirde yeni yaprakların da tasdikli yaprakların sayfa numaralarını takip edecek şekilde numaralanması ve kullanılmaya başlanmadan önce tasdik ettirilmesi zorunludur.
    Sonuç olarak, ticari defterlerin tasdiki esnasında tasdik makamı tarafından sayfalarının sıra numarasıyla teselsül ettiğine bakılması ve bu sayfaların teker teker resmi mühür ile mühürlenmesi zorunluluk taşımaktadır. İşte bu tasdik VUK açısından “açılış tasdiki” olarak ifade edilir.
    Görüldüğü gibi, Vergi Usul Kanunu çerçevesinde tasdike tabi defterlerin sadece açılış tasdiklerinin yapılacağı, kapanış tasdikine ilişkin söz konusu Kanun’da herhangi bir hükmün yer almadığı görülmektedir.
    B- TÜRK TİCARET KANUNU AÇISINDAN
    Türk Ticaret Kanunu, tutulması zorunlu ve ismen belirlenmiş tüm defterlerin kullanılmaya başlanılmadan önce tasdik ettirilmesi zorunluluğunu öngörmektedir. Buna göre yevmiye defteri, defter-i kebir, envanter defteri, işletme defteri ve şirketler için karar defteri gibi defterler, kullanılmaya başlanmadan önce tacir tarafından ticari işletmenin bulunduğu yerdeki notere ciltli olarak ibraz edilirler. Noter, bu defterlerin her sayfasını, sabit mürekkeple sıra numarası koyarak resmi mühür ile mühürler ve defterlerin kaç sayfadan ibaret olduğunu ilk ve son sayfaya yazarak, resim mühür ve imzası ile tasdik eder. İşte bu tasdik işlemi “açılış tasdiki” olarak adlandırılır.
    Söz konusu Kanun’un 69. maddesinin birinci fıkrasına göre, noter, tasdik ettiği defterlerin nitelik ve sayıları ile bunların kime ait olduklarını, tacirin kayıtlı bulunduğu ticaret siciline kendiliğinden ve derhal bildirir. Böylece, ileride çıkabilecek bir uyuşmazlıkta tacirin tutulması zorunlu ve ismen belirlenmiş defterleri tutup tutmadığının ticaret sicilinden öğrenilebilmesine imkan sağlanmıştır.
    Tacir tasdik ettirdiği ve ihtiyari olarak tutmak istediği defterleri çeşit, mahiyet, sayfa sayılarını gösteren iki nüsha beyannameyi sicil memuruna verir ve memur bunlardan birini tasdik ederek geri verir (TTK md. 69/2). Bu tasdik, tutulan defterlerin işletmenin niteliklerine uygun olduğu anlamında değildir. Sicil memuru bu bakımdan bir inceleme yapmamakta, sadece verilen beyannameyi gördüğünü ve bir nüshasını dosyasına koyduğunu ifade etmektedir. Bu tasdiki yerine getirmemek, defterlerin lehte delil olmasını önlemektedir (6).
    VUK’un 221-222. maddeleri ve TTK’nın 66. maddesinde yer alan açılış tasdiklerini düzenleyen hükümlerin paralellik gösterdiği ifade edilebilir. Ancak TTK’da yer alan düzenlemelere göre VUK’ta yer alan düzenlemeler daha ayrıntılı olarak ifade edildiğinden mükelleflerin VUK’ta yer alan hükümlere göre defterleri tasdik ettirmesinin uygun olacağı söylenebilir.
    TTK, yukarıda sayılan defterlerden bir kısmı için açılış tasdikinin yanı sıra bir de kapanış tasdiki zorunluluğu öngörmüştür. Kapanış tasdikine tabi defterler, yevmiye defteri ve envanter defterinden ibarettir. Kapanış tasdikine tabi defterlerden yevmiye defterinin en geç yeni yılın Ocak ayı sonuna kadar; envanter defterinin ise, en geç Mart ayının sonuna kadar envanter işlemleri tamamlanarak, Nisan ayı sonuna kadar notere ibraz edilmesi ve kapanış tasdikinin yaptırılması gerekmektedir (TTK md. 70-72).
    Görüldüğü üzere, Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir sıfatına sahip gerçek ve tüzel kişiler tarafından bilanço ya da işletme hesabı esasına göre tutulan defterlerin hem açılış hem de kapanış tasdiki zorunluluk arz ettiği söylenebilir.
    Ticaret Kanunu Tasarısı’nda ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiki konusu 64. maddenin 3. bendinde düzenlenmiş ve açılış ile kapanış tasdiklerinin noter tarafından yapılmasına hükmedilmiştir. Bunun yanında, elektronik ortamda tutulacak defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın çıkaracağı bir tebliğle düzenlenmesi öngörülmüştür. Diğer taraftan Tasarı’nın aynı maddesinde ticari defterlerin tümünün açılış ve kapanış tasdikine tabi olacağı ifade edilmektedir. Yani ticari defterler arasında tasdike tabi olma açısından herhangi bir ayırım yapılmamaktadır. Bu şekilde tüm defterlerin tasdiki ile ticari defterler tacirler için özel delil olma özelliğine sahip olmuş olacaktır.

    V- TİCARİ DEFTERLERDE KAPANIŞ TASDİKİ
    A- KAPANIŞ TASDİKİ YAPILACAK TİCARİ DEFTERLER
    Vergi Usul Kanunu’nda, ticari defterlerin açılış tasdikinin yapılmaması belirli bir cezai müeyyide gerektirmektedir. Böyle bir durumun söz konusu olması halinde, bahsedilen Kanun’un 352. maddesine göre mükellefe birinci derecede usulsüzlük cezası verilirken, ayrıca mükellef hakkında re’sen vergi tarhı söz konusu olabilmektedir (7). Ancak ticari defterlerde, açılış tasdikinin yanı sıra bir de kapanış tasdiki yaptırılması Vergi Usul Kanunu yönünden zorunlu değildir. Dolayısıyla, defterlerin kapanış tasdikinin yaptırılmaması, VUK yönünden herhangi bir cezai yaptırım ya da hukuki sonuç doğurmamaktadır.
    Türk Ticaret Kanunu açısından kapanış tasdikine tabi defterler, yukarıda da ifade edildiği üzere, yevmiye defteri ve envanter defteridir. TTK’nın 70. maddesinin 5. fıkrasına göre, yevmiye defteri yeni senenin en geç Ocak ayı sonuna kadar notere ibraz edilip son kaydın altına noterce “görülmüştür” sözü yazılarak mühür ve imza ile tasdik ettirilmesi zorunludur. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, mükellefler yevmiye defterini kullanmadan önce tasdik ettirdikleri gibi hesap dönemi sonunda kapanış tasdiki de yaptırmak zorundadırlar.
    TTK’nın 72. maddesinin 4. fıkrasında envanter defteri için de 70. maddenin son fıkrası hükmünün uygulanacağı belirtilmektedir. Ancak, envanter defterinin kapanış tasdikinin ne zaman yapılacağı konusunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. TTK’ya göre, Kanun’da aksine hüküm olmadıkça, iş yılı sonu için çıkarılacak envanter ve bilançoların gelecek iş yılının ilk üç ayı içinde tamamlanmış olması gerekmektedir. Buna göre, TTK’nın 70. maddesinin son fıkrasına yapılan atıf ile envanter defterinin kapanış tasdikinin yaptırılması gerekmektedir. Bu çerçevede, envanter defterinin tasdikinin envanter ve bilançoların tamamlanması için öngörülen sürenin bitiminden itibaren bir ay içinde, yani gelecek iş yılının dördüncü ayı sonuna kadar yapılması gerektiğini söylemek mümkün olabilir.
    Defter-i kebir, karar defteri ve işletme defteri için TTK’da kapanış tasdiki yaptırılacağı konusunda bir hüküm yer almamaktadır.
    B- TASDİK YÜKÜMLÜLÜĞÜNE UYULMAMASININ MÜEYYİDESİ
    Her hukuk dalı, kendi getirdiği düzenlemelerin ihlali halinde uygulanacak müeyyideyi de kendisi belirlemektedir. Bu doğrultuda, vergi kanunları ile öngörülen tasdik mükellefiyetinin yerine getirilmemesinin müeyyidesi, tasdik ettirilmemiş defter kayıtlarına itibar edilmemesi ve vergi matrahının idare tarafından re’sen belirlenmesidir (8).
    Ticari işletme sahibi olan mükellef, ticari defterlerinin kapanış tasdikini yaptırmadığı takdirde birtakım müeyyidelerle karşı karşıya kalmaktadır (9). Kapanış tasdiki yaptırmanın ya da yaptırmamanın en büyük sonucu, ticari defterlerin sahibi lehine ya da karşı taraf aleyhine delil olması halinde ortaya çıkmaktadır. Ticari defterlerin sahibi lehinde ve karşı taraf aleyhinde delil olması hali TTK’nın 85 ve 86. maddelerinde düzenlenmiştir.
    TTK’nın 85. maddesi hükmü gereği olarak Yasa’ya uygun surette tutulan ve birbirini doğrulayan ticari defterlerin içeriği sahibi lehine delil olarak kabul edilir. Ancak, karşı tarafın Yasa’ya uygun olarak tutulmuş olan ve birbirini doğrulayan defterleri mevcut ise ve bu defterdeki kayıtlar, belgelerle veyahut da kabul edilebilir delillerle kanıtlanabiliyorsa, bu takdirde ispat niteliği olan ve yasalara uygun olarak tutulmuş defter kayıtları esas alınır (10).
    Bu bağlamda, kapanış tasdiki yapılmamış olan defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, TTK’nın 70. maddesine göre kapanış tasdikini içermeyen yevmiye defterinin geçerli sayılamayacağının göz önünde tutulması gerekir (11).
    Diğer taraftan, ticari defterlerin sahibinin lehine delil olabilmesi için TTK’nın 85. maddesi uyarınca Yasa’ya uygun olarak tutulmaları şarttır. Yevmiye defterinin Yasa’ya uygun tutulmuş sayılabilmesi için ise, TTK’nın 70. maddesinin son fıkrasına göre yılsonu tasdikinin bulunması gerekir (12). Kanun’a uygun olarak tutulmayan ticari defterler, ne sahibi lehine ne de karşı taraf aleyhine delil olarak kullanılamazlar (13). Örneğin, bir alacak davasında şirket, kapanış tasdiki yaptırılmamış yevmiye defterlerini (ve dolayısıyla diğer defterlerini) delil olarak gösteremez ve dolayısıyla bu defterlere dayanarak alacağını ispat edemez.
    Bu çerçevede, ticari defterlerine kapanış tasdiki yaptırmayan mükelleflerin, defterlerini delil olarak kullanamamaktan dolayı büyük zararlara uğraması mümkündür. Konunun önemi genellikle bir ticari uyuşmazlık durumunda ortaya çıkmaktadır. Buna göre, TTK’ya göre tutulması zorunlu olan ticari defterlerin notere tasdik edilerek dönem sonunda kapanış tasdiklerinin yapılması tacir açısından önem arz etmektedir.
    Kapanış tasdikini yaptırmayan tacirlerin ticari defterlerini zayi ettiklerinde, ticaret mahkemesinden “zayi belgesi” alamazlar (14).
    Defterlerin Kanun’a uygun şekilde tutulması koşullarından birisi de, açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süreler içinde yapılmış olmasıdır. Süresi içinde tacirler ticari defterlerin kapanış tasdikini yaptırmamışlar ise TTK’ya göre cezai müeyyide ile karşı karşıya kalırlar. Buna göre TTK’nın 67/3. maddesine göre kapanış tasdiklerini yaptırmayanların ağır para cezası ile cezalandırılması söz konusudur. Ancak Kanun’da da cezanın tutarı belirtilmemiştir.
    TTK’nın 67/4. maddesine göre de hakimler, noterler sicil memurları ve diğer memurlar resmi muameleler dolayısıyla bir tacirin defter tutma mükellefiyetine aykırı hareket ettiğini öğrenince keyfiyeti Cumhuriyet Savcılığı’na bildirmeye mecburdurlar.
    Ticari defterlerin Kanun’a uygun bir şekilde kullanımı, İcra ve İflas Kanunu açısından da önem arz etmektedir (15). İcra İflas Kanunu’nun 310/5. maddesi gereğince, ticari defterlerini gereği gibi tutmayanlar (örneğin kapanış tasdikini yapmayanlar), iflas ettikleri takdirde, taksiratlı müflissayıldığı ve Türk Ceza Kanunu’nun 507. maddesi gereğince cezalandırılmaları gerektiğine hükmedilmiştir.
    Bunun yanında, ticari defterlerin kapanış tasdiklerini yapmayanların konkordato talepleri de kabul edilmemektedir. İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 285. maddesi gereğince, konkordato talep eden borçlunun İcra Tetkik Merciine vereceği konkordato projesine ekleyeceği cetvelde, TTK’nın 66. maddesi gereğince tutulması zorunlu defterlerin hepsinin tutulmuş olup olmadıkları gösterilir. Bu defterlerin Kanun’a uygun olarak tutulmamış olması halinde, tetkik mercii, ilgili borçlunun konkordato mühleti talebini reddeder (İİK md. 286).

    VI- SONUÇ VE ÖNERİLER
    Mükellefler, ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her iş yılı içinde elde edilen sonuçları belirlemek amacı ile işletmesinin yapısı ve önemine bağlı olarak ticari defter tutmak durumundadır. Ticari defterlerin mükelleflerin lehine delil olarak kullanılabilmesi ve cezai müeyyidelerle karşılaşılmaması için tasdik ettirilmesi zorunluluğu bulunmakta olup, bu husus temel olarak Vergi Usul Kanunu’nda düzenlemiş olup Türk Ticaret Kanunu’nda da benzer düzenlemeler yer almaktadır. Fakat söz konusu Kanunların arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Buna göre, Vergi Usul Kanunu, ticari defterler için açılış ve ara tasdiki zorunluluklarını öngörmesine karşın, kapanış tasdikine ilişkin bir düzenleme içermemiştir. Buna karşılık, TTK, yevmiye defteri ve envanter defteri açısından, açılış tasdikinin yanı sıra bir de kapanış tasdiki öngörmüş bulunmaktadır. Mükelleflerin kapanış tasdiki mecburiyetine uymaması halinde TTK, TCK ve İİK’da yer alan müeyyidelerle karşılaşmaları söz konusudur. Bu müeyyidelerin en önemlisi ve etkini, tacirlerin ticari defterlerini uyuşmazlık hallerinde kendi lehlerine delil olarak kullanma haklarını yitirmeleridir.
    Aslında yapılması gereken, defter ve belge düzeninin, mali tablolara ilişkin esaslarına uyulmaması halinde, müeyyideleri de kapsayacak şekilde ve ilkeleri ile birlikte tek bir Muhasebe Kanunu’nda toplanmasıdır. Çünkü, belge, kayıt ve defter düzeni, ne vergi hukukunun ne de ticaret hukukunun konusudur. Bu düzenlemelerin yeri, bir özel hukuk dalı olan muhasebe hukukudur. Dolayısı ile ticari defterlerin kapanış tasdikine ilişkin hükümlerin burada yer alması halinde, uygulamadan doğan sorunlarda ortadan kalkmış olacaktır.
    Ticaret Kanunu Tasarısı’nda, tacirlerin tutacağı defterlerin Muhasebe Standartları Kurulu tarafından bir tebliğ ile belirleneceği ifade edilmektedir. Bunun yanında, tüm defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin noter tarafından yapılacağına hükmedilmektedir. Ayrıca, bilgi teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak elektronik ortamda tutulacak defterlerin de tasdikinin yapılması gerektiği ve buna ilişkin düzenlemenin de Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından bir tebliğ ile yapılacağı belirtilmektedir. Bu Tasarı’nın bir an önce Meclis’ten geçerek kanunlaşmasında fayda vardır. Bunun sonucunda, sanal ortamda defterlerin kullanımı söz konusu olacak ve vergi yönetimine vergi denetimi noktasında önemli avantajlar sağlayacaktır.

    <HR align=left width="33%" SIZE=1>

    * Yrd. Doç. Dr., Gazi Ünv. Çorum İİBF, Öğretim Üyesi
    ** Dr., Kırıkkale Ünv. İİBF, İşletme Bölümü, Öğretim Elemanı
    (1) Reha POROY-Hamdi YASAMAN, Ticari İşletme Hukuku, Beta Basım, İstanbul 1995, s. 143
    (2) Ahmet BATTAL, Ticari İşletme Hukuku, Gazi Kitabevi, Ankara 2005, s. 210
    (3) BATTAL, age, s. 211-215
    (4) Ali BOZER-Celal GÖLE, Bankacılar İçin Ticaret Hukuku Bilgisi, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara, 2000, s. 165-169
    (5) BOZER-GÖLE, age, s. 168
    (6) POROY-YASAMAN, age, s. 148
    (7) Safiye ÖNGEN, Vergi Muhasebesi, Yaklaşım Yayınları, Ankara 2000, s. 41-42; Dn. 4. D.’nin, 15.06.1978 tarih ve E. 1978/289, K. 1978/2203 sayılı Kararı.
    (8) A. Bumin DOĞRUSÖZ, “Ticari Defterlerde Kapanış Tasdiki”, Yaklaşım, Sayı: 73, Ocak 1999, s. 46
    (9) Hanifi AYBOĞA, “Ticari Uyuşmazlıklarda Ticari Defterlerin Kanıt Niteliği”, Mali Çözüm Dergisi, Sayı: 54, Ocak-Şubat-Mart 2001, s. 41-42
    (10) Suphi ASLANOĞLU-Seyfi YILDIZ, “Ticari Uyuşmazlıklarda Ticari Defterlerin İspat Kuvveti, Mali Çözüm Dergisi, Sayı: 74, Ocak-Şubat-Mart 2006
    (11) Veysi SEVİĞ, “Hukuki Açıdan Yevmiye Defteri ve Kapanış Tasdiki”, Dünya Gazetesi, 02.01.2003
    (12) Yrg. 11. HD'nin, 17.06.1991 tarih ve E. 90/2463, K. 71/4203 sayılı Kararı.
    (13) Yrg. 11. HD.’nin, 26.11.1985 tarih ve E. 1985/5203, K.1985/6445 sayılı Kararı; HGK. 02.12.1972, E. 76/T-591, K. 975 sayılı Karar’a göre: “1. Kanuna uygun olarak tutulmamış defterler ancak sahibi aleyhine delil teşkil eder. Kanuna uygun olarak tutulmuş defter kayıtları ise bütün olarak nazarı itibara alınır. 2. Davalı defterindeki ödemeler hakkındaki kayıtların müstenidatı bulunmadığından davacıyı bağlamaz. Davalı ödemelerini başkaca yazılı vesika ile isbat etmelidir.” (POROY-YASAMAN, age, s. 152).
    (14) Yrg. 11. HD.’nin, 21.12.1992 tarih ve E. 9113729, K. 92/10671 sayılı Kararı.
    (15) Sezgin ÖZCAN, Defterlerin Kapanış Tasdikini Unutmayın, Sabah Gazatesi, 24.01.2003

    Hüseyin ÜST
    S.M.M.M. İstanbul

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •