Öncelikle Sn Gülşen e herşey için teşekkür ediyorum Bu konuya uzak kaldım yasayı bile yeni inceledim anlayamadığım çok yer var uygulama yapan arkadaşlar tecrübelerini paylaşırsa memnun olurum
<a href="https://rega.basbakanlik.gov.tr/eskiler/2009/07/20090710-1.htm" target="_blank">
https://rega.basbakanlik.gov.tr/eskiler/2009/07/20090710-1.htm</A>
Üsteki bağlantıda Madde 44, 45 ve 46'te inceleyebilirsiniz.Odalarımızda dakanun hakkında eğitim semineri düzenlenmişti. Bu kanundan yararlanmak isteyen müşterilere, izahının yapıla bilmesi için biz meslek mensuplarının kanuna hakim olmamız gerekiyor.
Müşterileri, varlık barışıyla beyan edilen matrahın incelemeye konu edilemeyeceği, ilerdedefter incelemesinde ise her hangi bir nedenle doğracak matrah farkına mahsup edileceğikonularında bilgilendirmek ve bilgi edinmek gerektiğini düşünüyorum.
Saygılarımla,
Mustafa GÜLŞEN
------------------
Uyarı: Kişi veya kurumları eleştiri taşıyan mesajların altında eğer imza yok ise, gerekli görüldüğü zaman mesajlara forum yetkililerince uyarısız müdehale yapılacaktır.
Öncelikle Sn Gülşen e herşey için teşekkür ediyorum Bu konuya uzak kaldım yasayı bile yeni inceledim anlayamadığım çok yer var uygulama yapan arkadaşlar tecrübelerini paylaşırsa memnun olurum
baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş
<TABLE cellSpacing=0 cellPadding=0 width="100%">
<T>
<TR>
<TD =muhabir vAlign=top align=right width="100%">8 Kasım 2008 </TD></TR>
<TR>
<TD =hurtextverdana vAlign=top align=left width="100%">
<H1 =yazarisim>Şükrü KIZILOT</H1>
<H1></H1>skizilot@yaklasim.com
Varlık Barışı ve vergi incelemesi tartışmaları
VARLIK Barışı Yasa Tasarısı ile getirilmek istenen avantajların ayrıntılarını, Türkiye ilk kez 28 Ekim 2008 günü yayımlanan "Döviz ve Altın Getirenlere Çok Özel Aflar ve Avantajlar Var" başlıklı yazımızla öğrendi.
GETİRİLEN VERGİ AVANTAJLARI
Tasarıda, "vergi incelemesi yönünden" aşağıda sıralanan, çok özel vergi affı ve avantajları yer alıyordu.
1- "Vergisini Ödedin mi?" diye sorulamayacak
Bildirilen varlıklar örneğin dövizler nedeniyle, 1 Ocak 2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak, hiçbir surette;
- Vergi incelemesi yapılamayacak.
- Yurt dışındaki gelirler nedeniyle, Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi gibi vergiler ve ceza istenmeyecek.
Böyle olunca, "Geçmiş yıllarda yurt dışında elde ettiğin geliri örneğin faizi niye Türkiye’de beyan etmedin ve vergisini ödemedin?" diye sorulamayacaktı.
2- Geçmiş 5 Yıla Çok Özel Bir Af
Tasarıda, "vergi incelemesi" yönünden, 2003-2007 yıllarını ilgilendiren, "matrah artırımı" olayının bir başka versiyonu "çok özel bir örtülü af" yer alıyordu. Buna göre;
- Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra başlayan,
- 1 Ocak 2008 öncesi dönemleri (örneğin 2007 yılını) kapsayan vergi incelemeleri sonucu gelir, kurumlar, KDV ya da diğer vergiler yönünden tespit edilen matrah farkından,
- Bu kanun kapsamında beyan edilen tutarlar mahsup edilecek.
- (Varsa) kalan tutar üzerinden vergi ve ceza istenecekti.
3- Gerçek Dışı Beyan Avantajı
Bildirilen para tutarının, geriye dönük 2003-2007 yılları için ileride yapılacak vergi incelemelerinde; bulunacak gelir, kurumlar ve KDV matrah farklarından düşülecek olması, yüzde 2’lik ödeme ile geriye dönük olarak beş yıla "matrah artırımı" gibi "çok özel bir avantaj" sağlıyordu.
Bu nedenle "1-2 milyon YTL veya daha fazla ya da döviz beyan edip, yüzde 2’sini ödeyelim. İleride geçmiş yıllara yönelik vergi incelemesi olursa, vergi ve cezadan kurtuluruz" diye gerçekte olmayan para ve dövizlerin beyanı da söz konusu olabilecekti.
4- Yüzde 2 Ödemenin İnanılmaz Avantajı
Tasarının yasalaşması halinde, daha önce değişik tarihlerde, son olarak da 2003 yılında çıkan "Vergi Barışı" yasası ile getirilen "matrah artırımı" uygulamasında;
- Gelir, Kurumlar, KDV, stopaj yönünden ayrı ayrı matrah artırımı yapılıyordu,
- Bu vergiler için, her yıl için ayrı ayrı talepte bulunuluyordu,
- Yıllara göre yüzde 10-25 oranında artırılan matrah üzerinden de vergiler ödeniyordu.
Varlık Barışı Tasarısı ile inanılmaz bir avantaj sağlanıyor ve getirilen döviz tutarının yüzde 2’si vergi olarak ödendiğinde, geriye dönük 5 yılın tüm vergileri, vergi incelemesinden muaf tutuluyordu. Örneğin 10 milyon YTL getiren bir şahıs ya da şirket, 10 milyon YTL’ye kadar olan gizlediği kazancı ve KDV matrahı nedeniyle, vergi ödemekten kurtulabiliyordu.
DEVAM EDEN İNCELEMELER
Varlık Barışı Tasarısı’nı incelerken, dikkatimizi çeken ve yazımızda da altını çizdiğimiz nokta, devam eden incelemelerle ilgili çelişkiydi. Nitekim bu durum Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda fark edilmiş ve devam eden incelemeler de kapsama dahil edilmişti. Böylelikle, şu anda inceleme aşamasında olan, onbinlerce mükellefin de bu yasadan yararlanmasına olanak sağlanıyordu.
Ancak, tasarının Meclis’te görüşülmesi sırasında verilen önerge ile devam eden ve onbinlerce mükellefi ilgilendiren incelemeler, kapsam dışı bırakıldı. Böyle olunca, şu anda vergi incelemesi devam eden onbinlerce vergi mükellefi, Varlık Barışı Yasası’ndan yararlanamayacaktı.
Anayasa Mahkemesi yürütmeyi durdurur
VARLIK Barışı’nda geriye dönük olarak, vergi incelemesi muafiyeti getirilmesi, bir anlamda "örtülü vergi affı" oluyor. İşin doğrusu, kurallara uygun hareket eden, bir kısmı da halka açık olan firmaların, "yurt dışında, kayıtlarımızda gözükmeyen yani gizli olan para, altın, döviz, hisse senedi ve tahvilimiz, gemimiz vs. vardı" diye beyanda bulunmaları beklenmiyor. Bu yönüyle yasa, dürüst olmayan ya da (kara para dahil) bazı gizlediği varlıklara kılıf hazırlayarak yasallaştırmak ve gelecekte bunların vergisi ve kaynağının sorulmasını önlemek isteyenler için "bulunmaz bir fırsat" olacak.
Devam eden onbinlerce vergi incelemesi kapsam dışı bırakılıp, yapılacak incelemeleri yararlandırma çelişkisi ve geriye dönük beş yıllık "örtülü vergi affı" getirilmesi ile ilgili düzenlemenin, Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmesi daha ötesi "Yürütmeyi Durdurma" kararı verilmesi kaçınılmaz gözüküyor. </TD></TR></T></TABLE>https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/10311087.asp
------------------
Uyarı: Kişi veya kurumları eleştiri taşıyan mesajların altında eğer imza yok ise, gerekli görüldüğü zaman mesajlara forum yetkililerince uyarısız müdehale yapılacaktır.
para bankada 1 gece mi kalıcak?
vergi inceleme yapılamayacak oluşu ve geçmiş 5 yıla dönük oluşu, bunun yine birileri için çıkarılmış olabileceği izlenimi bıraktı bende....
Bu ne çıldırtan denge. Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe...
bu konuyu irdeleyeim arkadaşlar tecrübesi olanlar lütfen yazsın
baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş
<h4>Yeni Varlık Barışı
</h4>06.07.2009
function f_showLinks (li) {
try {
f_display(li);
} catch (e) { }
}
<blockquote id="" style="padding: 0pt; clear: left;">
<div>Geçen
yılın kasım ayında kabul edilen Varlık Barışı Kanunu'ndan yararlanma
süresi 28 Şubat'ta dolmuştu. Ancak kanun, bizzat Gelir İdaresi
bürokratlarınca da kabul edildiği gibi istenen sonucu vermemişti. Yani
yurtdışındaki varlıkların yurtiçine çekilmesi veya kayıtdışı kalmış
varlıkların kayıt içine alınması, istenen ve beklenen düzeyde
gerçekleşmemiş ve dolayısıyla kayda girecek varlıklar üzerinden
beklenen vergi hasılatı da son derece düşük kalmıştı. </span></div>
<div>Varlık Barışı'ndan beklenen sonucun
gerçekleşmemesine karşılık kamunun beklentilerinin sürmesi dolayısıyla
yasama organına sunulmuş bulunan "Bütçe Kanunlarında Yer Alan Bazı
Hükümlerin İlgili Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelere Eklenmesi ve
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısı"na Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki görüşmeler
sırasında eklenen maddelerle Varlık Barışı Kanunu'ndan yararlanma
süresinin 30.9.2009 tarihine kadar uzatılması öngörülmüştür. Nihayet bu
tasarı 25 Haziran'da kabul edilmiş ve 5917 sayılı kanun olarak Sayın
Cumhurbaşkanı'nın imzasına sunulmuştur. </span></div>
<div>Bu arada Varlık Barışı Kanunu'nda
yapılan yararlanma süresi değişikliğinin yanı sıra Katma Değer Vergisi
vergi farkları da kanunun avantajları arasına eklendi. Açıklayalım. </span></div>
<div>Varlık Barışı Kanunu'yla
mükelleflere, 1 Haziran tarihi itibariyle yurtdışındaki varlıklarını
veya aynı tarih itibariyle kayıtdışı kalmış yurtiçi varlıklarını 30
Eylül tarihine kadar beyan ederek ve beyan ettiği yurtdışı varlıkları
üzerinden yüzde 2, yurtiçi değerler üzerinden de yüzde 5 vergi ödeyerek
kayıtdışında kalmış bu varlıklarını kayıt altına alma olanağı
sunulmuştur. </span></div>
<div>Öte yandan kanunla gerçek ve
tüzelkişilere, bu şekilde kayda alınan ve üzerinden vergi ödenen
değerler veya varlıklar dolayısıyla bir vergi incelemesi yapılmayacağı
ve bir tarhiyata konu edilmeyecekleri güvencesi verilmektedir. Bu
güvence hem bu varlıkların nereden oluştukları hem de bu güne kadarki
beyan olunmamış getirilerini kapsamaktadır. Ancak beyan olunan
varlıkların beyan tarihinden sonraki getirileri, vergi mevzuatına ve
inceleme hükümlerine tabi olacaktır. </span></div>
<div>Ayrıca kanunun 3. maddesinin 5
numaralı fıkrasıyla mükellefler hakkında başkaca nedenlerle
yapılabilecek 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi
incelemeleri sonucu Gelir, Kurumlar ve Katma Değer Vergisi yönünden
tespit edilecek matrah farklarından, bu kanun kapsamında beyan edilen
tutarlar mahsup edilerek tarhiyat yapılacağı hükme bağlandı. Örneğin
bir şirketin bu kanun kapsamında 500.000 TL beyan ederek üzerinden
yüzde 5 vergi ödemesi halinde, ileride bu şirketin 2008 öncesi bir
vergi döneminde 500.000 TL tutarında faturasız satış yaptığının tespiti
durumunda, bu şirkette bulunan matrah farkından beyan ettiği tutarın
düşülmesi sonucu Kurumlar Vergisi ve KDV tarhiyatı yapılamayacaktır. </span></div>
<div>Ancak kanunda vergi incelemeleri
sonucu indirim konusu yapılan KDV'lerden doğacak vergi farkları kapsam
dışı bırakılmıştı. Şimdi yapılan değişikliklerle bu vergi farkları da
kapsam içine alınmıştır. Yeni düzenlemeye göre, "İndirimi reddedilen
Katma Değer Vergisi'ne ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı, indirimi
reddedilen vergiye esas teşkil bedel olacaktır. İndirimi reddedilen
vergiye ilişkin bedelin tespit edilememesi halinde mahsup edilecek
matrah tutarı, yüzde 18 KDV tutarı dikkate alınarak hesaplanacaktır." </span></div>
<div>Örneğin harcamanın ticari
faaliyetle ilgisi olmaması sebebiyle 18.000 TL tutarındaki indirim
KDV'si inceleme sonucu reddedilen bir mükellef, bu indirim konusu
yapılmış KDV'nin matrah tutarı olan 100.000 TL, Varlık Barışı Kanunu
ile beyan edilen tutarla karşılaştırılacaktır. Bu mükellef eğer Varlık
Barışı Kanunu'nda 100.000 TL beyanda bulunmuş ve bunun üzerinden 5.000
TL barış vergisi ödemişse, bu mükellefe KDV tarhiyatı yapılamayacaktır.
Eğer mükellef 90.000 TL varlık barışı beyanında bulunmuşsa 10.000 lira
farka tekabül eden 1.800 lira KDV cezalı olarak tarh edilecektir. </span></div>
<div>Bu nedenle bazı mükellefler,
geçmişte vergi yönünden sıkıntılı olduğu noktaları tespit ederek,
tarhiyat riski ile karşılaşabilecekleri tutarda parayı bankaya yatırıp
üzerinden yüzde 5 de vergi ödeyerek bu kanunu bir af kanunu gibi
kullanabilirler. Nitekim, yukarıda ilk örneklediğimiz şirket bu
kanundan yararlanmasaydı ödemek zorunda kalacağı 100.000 TL Kurumlar
Vergisi, 90.000 TL KDV, 190.000 TL ceza ve ayrıca gecikme zamlarına
karşılık sadece 25.000 TL ödemek suretiyle durumunu kurtarmış olacaktır.</span></div>
<div>Bu arada tarafımıza yöneltilen pek
çok soruda olduğu gibi, mükelleflerin sıkıntılı olduğu bir diğer konu
da kayıtlarına almış oldukları, ancak vergi idaresince hukuki dayanağı
olmaksızın ve ilkeleri ortaya konmaksızın hazırlanan kod listelerinde
yer alan mükelleflerce düzenlenmiş belgelerdir. Bir başka anlatımla
sıkıntı, kullanılan faturaların sahte veya yanıltıcı olduklarına dair
kod listesi bilgisi bulunan mükelleflerdedir.</span></div>
<div>Dolayısıyla burada üzerinde
durulması gereken nokta, mükelleflerin Varlık Barışı Kanunu'ndan
yararlanarak bildirimde bulundukları veya beyan ettiği değer ve
varlıkların, onları ileride cezalı tarhiyattan kurtardığı gibi
hürriyeti bağlayıcı cezadan da kurtarıp kurtarmayacağıdır. Bu konuyu da
gelecek yazımda ele alacağım.
Bumin Doğrusöz
https://www.referansgazetesi.com/hab...mp;YZR_KOD=156
</font></span></div>
</blockquote>
<blockquote id="" style="padding: 0pt; clear: left;">
<div><h4>Yeni Varlık Barışı'nın sağlamadığı avantajlar</font></h4>09.07.2009
Geçen
yazımızda, halen Sayın Cumhurbaşkanı'nın önünde imza bekleyen "Bütçe
Kanunlarında Yer Alan Bazı Hükümlerin İlgili Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelere Eklenmesi ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin" 5917 sayılı kanunla Varlık Barışı
Kanunu'ndan yararlanma süresinin 30.9.2009 tarihine kadar uzatıldığını
yazmıştık. </span></div>
<div>Yine geçen yazımızda Varlık Barışı
Kanunu'nda yapılan bir başka değişiklikle de Katma Değer Vergisi vergi
farklarının da kanunun avantajları arasına eklendiğini duyurmuştuk.
Kısaca kanunun sağladığı avantajları aktarmıştık. </span></div>
<div>Bu yazımızda da sağlamadığı avantajları, dolayısıyla kanunun başarı şansını olumsuz etkileyecek unsurları aktaracağız. </span></div>
<div>Her şeyden önce kanun, beyan
edilecek yurtdışı varlıklarla ilgili olarak kambiyo mevzuatı, gümrük
hukuku ve karapara ile mücadele mevzuatı karşısında hiçbir koruma
sağlamıyor, güvence vermiyor. </span></div>
<div>Kanundan yararlanacak olanların
dikkat etmesi gereken en önemli nokta, beyan olunan değerlerle ilgili
olarak 1.1.1998 öncesi dönemleri için vergi incelemesi ve tarhiyatı
yapılamayacağıdır. Ancak bu değerlerin, örneğin beyan edilecek yurtdışı
mevduatının veya kayıtdışı kalmış olduğu beyan edilen değerlerin 1998
yılı nemalarının sorgulanması ve vergi incelemesine konu edilmesi söz
konusudur. Diyeceksiniz ki böyle şey olur mu? Olur. Çünkü 5917 sayılı
kanun, 5811 sayılı Varlık Barışı Kanunu'nun konuya ilişkin 3.
maddesinin 5. fıkrasının "bildirilen veya beyan edilen varlıklar
nedeniyle 1.1.2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin hiçbir suretle
vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılamaz" şeklindeki ilk
cümlesinde bir değişiklik getirmiyor. Bu husus, ya unutulmuş ya da
beyan edeceklere bir tuzak kurulmuş. </span></div>
<div>Bu nedenle varlık barışı uyarınca
beyan olunacak değerler için ayrıca, 2008 yılı nemalarına ilişkin
olarak pişmanlık bildirimi ile Gelir veya Kurumlar Vergisi beyannamesi
vermek de gerekebilecek. </span></div>
<div>Kanun, beyan edilecek değerlerin
ileride bulunacak matrah ve vergi farkları açısından dikkate alınmasını
öngörüyor. Ancak burada da bazı sınırlamalar var. 2008 yılına ilişkin
incelemeler, varlık barışının sağladığı bu vergisel avantajlardan
yoksun tutulmakta. Yani 2008 yılı Gelir/Kurumlar Vergisi açısından bir
matrah farkı bulunursa veya 2008 yılının herhangi bir dönemi için
KDV'de matrah veya vergi farkı bulunursa, varlık barışı dolayısıyla
beyan olunan ve vergilendirilen değerler, nazara alınmayarak cezalı
tarhiyat söz konusu olacak. </span></div>
<div>Öte yandan Varlık Barışı Kanunu
kapsamında beyan edilen ve vergilendirilmiş değerlerin 1.1.2008 öncesi
dönemlere ilişkin olarak bulunacak matrah veya vergi farklarında nazara
alınabilmesi için, 5811 sayılı kanun zamanında yani 28.2.2009'dan önce
beyan olunan değerlerde incelemenin 22 Kasım 2008 tarihinden, 5811
sayılı kanunun 5917 sayılı kanunla yapılan süre uzatımından sonra beyan
edilen değerler de ise 25 Haziran 2009'dan sonra başlamış olması
gerekmekte. </span></div>
<div>Yani bu kanuna göre varlık beyan
etmenin, bitmiş veya sürmekte olan incelemeler neticesi oluşan veya
oluşacak matrah yahut vergi farklarına hiçbir etkisi yok. </span></div>
<div>Gelelim bize en çok sorulan soruya,
yani mükelleflerin Varlık Barışı Kanunu'ndan yararlanarak bildirimde
bulundukları veya beyan ettiği değer ve varlıkların, onları ileride
cezalı tarhiyattan kurtardığı gibi hürriyeti bağlayıcı cezadan da
kurtarıp kurtarmayacağına. </span></div>
<div>Vergi Usul Kanunumuzda hürriyeti
bağlayıcı ceza ile cezalandırılan fiiller 359. maddede sayılmıştır. Bu
fiiller kısaca, yanıltıcı veya sahte belge düzenlemek veya kullanmak,
muhasebe hilesi yapmak, defter ve belgeleri ibrazdan kaçınmak, defter
sayfalarını veya belgeleri tahrif etmek veya yok etmek, olmayan
şahıslar adına hesaplar açmak gibi fiillerdir. </span></div>
<div>Bu fiillerin suç oluşturması,
maddede "vergi ziyaı"nın varlığı koşuluna, vergi ziyaı sebebiyle cezalı
tarhiyat yapılmış olunması gibi bir koşula bağlanmamıştır. Bu nedenle,
bu fiiller neticesinde vergi ziyaı olmasa veya Varlık Barışı Kanunu
uyarınca beyan edilen değer veya varlıkların mahsubu neticesinde vergi
ziyaı yok sayılsa dahi, maddenin yaptırıma bağladığı fiiller
neticesinde suç yine oluşmuş olacaktır. Bu nedenle inceleme elemanları,
varlık beyanı sebebiyle tarhiyat önermeseler dahi, suç duyurusunda
bulunabileceklerdir.</span></font></div>
<div>Olacakları tahmin ettiğim için
önceden yazayım. Tahminimce, Maliye Bakanlığı bir genel tebliğle suç
duyurusunda da bulunulmayacağını açıklayacaktır. Ancak bakanlığın bir
genel tebliğle böyle bir düzenleme yetkisi olmadığı gibi, yapılırsa da
kanuna aykırı düşeceği bize göre açıktır.</span></font></div>
<div>Bu durumda da sahte veya yanıltıcı
belge kullananlar hakkında, Varlık Barışı Kanunu'ndan yararlanılması
dolayısıyla cezalı vergi tarhiyatı yapılamasa dahi, yine suç
duyurusunda bulunulacak ve hürriyeti bağlayıcı ceza yine söz konusu
olacaktır.</span></font></div>
<div>Görüldüğü gibi kanun, çok fazla bir
hak sağlamıyor. Üstelik halen vergi, ceza ve faiz borcu altında
olanlara da bir avantaj getirmiyor. İhtilaflı borçlarda ihtilafları da
ortadan kaldırmıyor. </span></div>
<div>Netice olarak varlık barışı, vergi
barışına dönüşmedikçe, Hazine'nin de mükelleflerin de beklentilerinin
karşılanması zor gözüküyor.
https://www.referansgazetesi.com/hab...mp;YZR_KOD=156
</span></div>
</blockquote>
şimdi benim eczacı müşterim var ve elinde ki stok 120.000tl fakat rafında 50.000tl lik malı var bu fazla olan stok 70.000tl lik kısım için bu kanundan yararlanabiliyormu daire onu kendisi bir an önce çıkmalı diyor eczacı odası stok ayarlaması yapıp beyan verin ve stoklarınızdan düşün diyormuş denetmen gelirse yaralanmadan ne olacak sizce