<B style="mso-bidi-font-weight: normal">AKŞAM<?:NAMESPACE PREFIX = O /><O:P> </O:P>[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">06.07.2005, ÇARŞAMBA<O:P> </O:P>[/B]
KDV iade ve mahsup işlemlerinde yapılan değişiklikler<B style="mso-bidi-font-weight: normal"><O:P> </O:P>[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">İ.Hüseyin YILDIZ<O:P> </O:P>[/B]
<O:P></O:P>
Maliye Bakanlığı, KDV iade alacaklarının nakden veya mahsuben iadesinde yeni bazı düzenlemeler yaptı. 03.07.2005 tarih ve 25864 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 95 seri nolu KDV Genel Tebliği ile yapılan bir kısım düzenlemeyi aktaralım.

Vergi borçları için yapılan mahsup talepleriyle ilgili olarak; belgelerin tamamının ibraz edilmemesi veya ibraz edilen belgelerdeki eksik olması gibi nedenlerle, söz edilen mahsup taleplerinin dilekçe tarihi itibariyle yerine getirilmemesi konusu, vergi daireleri ve mükellefler arasında sürekli ihtilaf yaratmıştır. Nihayet, bu Tebliğ ile yapılacak mahsup taleplerinde bir ara formül getirilmiştir. Buna göre, vergi borçlarına mahsup taleplerinde vergi daireleri, mahsup talep dilekçesi ve eklerini inceleyerek belge ya da belgelerdeki muhteviyat eksikliklerini tespit edecek ve bu eksiklikleri mükellefe yazı ile bildirecektir. Tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde eksiklikleri tamamlayan mükelleflerin mahsup talepleri, mahsup dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarih itibariyle yerine getirilecek ve bunlara gecikme zammı uygulanmayacaktır.

Tekstil ve konfeksiyon sektöründeki fason işlerle ilgili tevkifattan doğan KDV iade alacaklarının, vergi ve SSK prim borçlarının genel esaslara göre mahsubu, daha önce 2.000.-YTL ile sınırlandırılmıştı. Bu Tebliğ düzenlemesiyle; henüz sonuçlandırılmamış mahsup taleplerine de uygulanmak üzere, söz konusu tevkifat uygulamasından doğan KDV alacakları ile ilgili olarak; mükelleflerin çalışanlarına ait gelir vergisi stopaj ve SSK prim borçlarına yönelik mahsuben iade taleplerinin miktara bakılmaksızın, kendilerine ait diğer vergi borçlarına yönelik mahsuben iade taleplerinin ise 2.000.-YTL' yi aşmaması halinde, teminat veya inceleme raporu aranılmaksızın yerine getirilmesi uygun görülmüştür. Diğer durumlarda yeminli mali müşavir tasdik raporu ibraz edilmesi veya aşan kısım kadar teminat gösterilmesi halinde inceleme sonucu beklenilmeden yerine getirilecektir. Teminat, inceleme veya yeminli mali müşavir tasdik raporu sonucuna göre çözülebilecektir.

Dahilde işleme veya geçici kabul izin belgesi kapsamında ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin söz konusu belgelere sahip olan mükelleflere tesliminde, tecil-terkin sistemine göre işlem yapılmaktadır. Belge sahibi imalatçı-ihracatçılara tecil-terkin uygulaması kapsamında mal teslim edeceklerin 'imalatçı' vasfına sahip olmaları gerekip, gerekmediği konusuna, 83 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde yer verilmediği için, bu konu Mali İdare ve mükellefler arasında ihtilaflı hale gelmişti. Anılan ihtilafı ortadan kaldırmak için, 29.06.2001 (83 nolu Teb. Yayınlandığı tarih) tarihi ile bu Tebliğin yayım tarihi arasındaki süre içinde, imalatçı olmayanlar tarafından dahilde işleme veya geçici kabul izin belgesi sahibi mükelleflere yapılan teslimlerin, diğer şartların da mevcudiyeti halinde KDVK'nun geçici 17'nci maddesinde düzenlenen tecil-terkin uygulaması kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmüştür. Bundan sonra ise, katma bütçeli idarelerin ve kamu kurumu niteliğindeki kuruluşların hariç, diğer mükellefler tarafından yapılacak teslimlerde, tecil-terkin uygulanabilmesi için, eskiden olduğu gibi imalatçı olma şartı aranacaktır.

İhraç kaydıyla teslimlerle ilgili iade uygulaması değiştirilmiştir. İhraç kaydıyla teslimler, teslimin yapıldığı dönem beyannamesinde; 1 numaralı tabloda, bu teslimler üzerinden vergi hesaplanacak, 10 numaralı tabloda ise; tecil edilebilir KDV (89'uncu satır), tecil edilecek KDV (38'inci satır), -ihracatın gerçekleştiği dönemde iade edilecek tecil edilemeyen KDV (90'ıncı satır), tutarları belirlenmektedir. İhracatın gerçekleştiği dönemde tecil edilen vergi terkin edilmekte, tecil edilemeyen vergi için iade hakkı doğmaktadır. İadenin yapılabilmesi için ihracatın gerçekleşmesi ve sayılan belgelerin vergi dairesine ibraz edilmesi yeterlidir. İade tutarının beyannamenin 83'üncü satırına dahil edilmesi şeklindeki uygulamadan vazgeçilmiştir