Sayfa 1 Toplam 3 Sayfadan 123 SonuncuSonuncu
Toplam 24 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 10 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: AYRILMAYAN AMORTİSMANIN DURUMU.

Hybrid View

  1. #1
    Yönetici
    Üyelik tarihi
    03.Şubat.2004
    Nereden
    Antalya, Turkey
    Mesajlar
    4,612


    Değerli Arkadaşlar,
    2004 yılında enflasyon muhasebesi uygulamaları dönemindeV.U.K. maddelerinin bazıları değişmişti. Açıklama mahiyetinde yayınlanan 9 Nolu V.U.K. sirkülerleri ilgili bölümü şöyle diyordu;



    2.16. Amortismanların Fiilen Ayrılmış Kabul Edilmesi
    Ancak, enflasyon düzeltmesi esnasında iktisadi kıymetlere ilişkin birikmiş amortismanların kanuni süresinde ayrılması gereken tutardan daha düşük olduğunun tespit edilmesi durumunda, iktisadi kıymetle ilgili kanuni süresinde ayrılmayan amortisman tutarı, fiilen ayrılmış kabul edilecektir.

    2004 yılından sonraki süreçte farklı uygulamalar görülmektedir.

    Konuyu örneklemek gerekirse;
    Bir Ltd.Şti. 2006 yılında 100.000 TL tutarında servis otobüsü almıştır.
    2009 yılında 70.000 TL'sına satışmış. Bugüne kadar hiç amortisman ayrılmamıştır.

    1.Uygulamada;Amortismanların fiilen ayrılmış kabul edilmesi sadece enflasyon düzeltmesi dönemi için geçerliolduğunu, iktisadi kıymetin satışında eğer o güne kadar hiç amortisman ayrılmamış ise, mukayyet değerinin tamamı maliyet unsuru olarak alınmaktadır.

    Buna göre; Bu güne kadar hiç amortisman ayrılmaması nedeniyle 100.000 TL , satış muhasebe kayıtlarında tamamı maliyet olarak kabul edilmiştir. 100.000-70.000 = 30.000 TL satış zararı oluşmuş vebu zarar indirim konusu edilmiştir.

    2.Uygulamada; İktisadi kıymetin alındığı yıldan itibaren amortisman ayrılmasının zorunlu olduğu, eğer amortisman ayrılmamış ise satış tarihinden önceki yıllar için ayrılmış kabul edileceği, satış kar/zarar hesabındamaliyet unsuru olarak değerlendirilemeyeceği kabul edilmiştir.
    Buna göre;2006, 2007, 2008 yıllarınaayrılmamış amortisman her yıl için %20'ye göretoplamı 60.000 TLdir. Amortisman ayrılmış kabul edileceğinden dolayı bu tutar kayıtlı değerinden çıkartılmıştır. 100.000 - 60.000 = 40.000 TL iktisadi kıymetin değeri bulunmuştur. 70.000 - 40.000 = 30.000 TL satış karı ortaya çıkmıştır.

    Üstteki 2 farklı uygulamanın arasında matrah farkı 60.000 TL gibi yüksek bir tutardır. Benzeruygulamalar ile sizlerde karşılaşmaktasınız.Bu konudaki görüş veuygulamalarınızı paylaşmanız yanlış uygulamaların önüne geçeceğini düşünüyorum.
    Saygılarımla,
    Mustafa GÜLŞEN
    (Konuyla ilgili bir müktezayı daha sonra paylaşacağım)

    Not: Konunun gündeme alınmasını uygun gördüm. Eğer konugündeme alınmayacak derecebasit ise ve değerli vaktinizi aldıysam şimdiden özür dilerim.









    Edited by: Mustafa Gülşen

  2. #2
    Moderatör
    Üyelik tarihi
    15.Ağustos.2008
    Nereden
    istanbul
    Mesajlar
    5,434
    SN gülsen böle bi uygulamanın varlığından haberdardım .daha önceden tekdüzen hakkında seminer aldığımızda konunun üstadlarından biri aynen sizin dediğiniz gibi ayrılmamış amortisman varlığı halinde satıldığında ayrılmış gibi kabuul edilip öle işlem yapılması gerektiğini bize anlattı.ama bugune kadar hiç böle bi uygulama ile karşılaşmadım.başkasına aslında böle olduğunu sölediğimde tartışmaya girmek zorunda kaldım.bu konuyu taşıdığınız için teşekkür ederim.

  3. #3
    Moderatör
    Üyelik tarihi
    26.Mayıs.2008
    Nereden
    SMMM
    Mesajlar
    3,236


    Sayın Gülşen konuya değinmeniz iyi olmuş , normal şartlarda 2 numaralı seçeneğin uygulanacağı kesindir, ayırlmıs olmasa bıle ayrılmış gibi kabul edilir, fakat ben uygulamada bu şekilde yapıldığına pek rastlayamıyorum , bir sorun cıkmaz dıyıp meslektaşlarımız 1 numaralı seçenektekı uygulamayı yapıyorlar , vergi kaybı cok yuksek oranda oldugundan ılerıde problem yasanır kanısındayım.
    Adam olmak CİNSİYET meselesi değil ŞAHSİYET meselesidir.

  4. #4
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    08.Haziran.2007
    Nereden
    Adana
    Mesajlar
    234
    Sayın Gülşen böyle önemli bir konuya dikkat çektiğiniz için teşekkür ederim. Konu ile ilgili muktezayı da paylaşmanız halinde konu daha netlik kazanacaktır. Saygılarımla.
    SERKAN UĞURLULAR
    S.M.M.M.

  5. #5
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    22.Ağustos.2008
    Nereden
    MUHASEBE
    Mesajlar
    101
    EĞER AMORTİSMAN AYRILMAMIŞSA SATIŞ YAPILMADAN EVVEL AMORTİSMAN YAPILARAK ONA GÖRE SATIŞ FİYATININ BERİLENMESİ DAHA İYİ OLUR GİBİ ME GELİYOR.BU DA BENİM ŞAHSİ FİKRİM.

  6. #6
    Moderatör hadisat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.Haziran.2007
    Nereden
    Kartal/İstanbul
    Yaş
    55
    Mesajlar
    15,044
    sayın gülşen bu konu çok önemli bir konu çünkü iki türlü uygulama var ve benim kanaatimde sizin yukardaki yazınızdaki 2.ci şık ama bir tarafdanda VUK.328.maddedeki şu tabir sanki 1.ci şıkkın olduğunda bir sıkıntı olmayacağı gibi çünkü orda diyorki '' Amortsiman ayrılmış olanların değerleri ayrılmış amortismanlar düşüldükten sonraki değerdir'' diyor ve burda sanki satıldı- ğında ayrılmamış amortismanları varsa veya hiç ayrılmamışsa değeri blançoda gözüken en- vanterde gözüken neyse odur yani 1.ci şıkdaki uygulama,şimdi işte bu gibi duurmlar kafa karıştırıyor neyse,kolay gelsin hayırlı işler.
    Hüseyin GÖCEN/Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
    '' Yaradılanı Severiz Yaradandan Ötürü''

  7. #7
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    24.Mayıs.2007
    Nereden
    Erzincan
    Mesajlar
    108
    Alıntı smmm asli Nickli Üyeden Alıntı


    Sayın Gülşen konuya değinmeniz iyi olmuş , normal şartlarda 2 numaralı seçeneğin uygulanacağı kesindir, ayırlmıs olmasa bıle ayrılmış gibi kabul edilir, fakat ben uygulamada bu şekilde yapıldığına pek rastlayamıyorum , bir sorun cıkmaz dıyıp meslektaşlarımız 1 numaralı seçenektekı uygulamayı yapıyorlar , vergi kaybı cok yuksek oranda oldugundan ılerıde problem yasanır kanısındayım.
    sayın asli; vergi kaybı bunun nersinde anlamış deilim. sonuçta amortisman ayrılmış olsa dönem karı ayrılan amortisman kadar azalalacak ve tahakuk edecek vergi daha az olacaktı. Amortisman ayrılmamış,ayrılmayan amortismanda da vergi kaybı söz konusu deildir aksine vergi artışı olduğu açıktır. . yanikanımca 2.şık saçma bi uygulama diye düşünüyorum.

  8. #8
    Moderatör hadisat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.Haziran.2007
    Nereden
    Kartal/İstanbul
    Yaş
    55
    Mesajlar
    15,044
    sayın arkadaşlar tabi birde şu durum var muhasebenin temel kavramlarından dönemsellik kavramı ve uygulaması bu kavram gereği 1.ci uygulama doğru olmuyor çünkü her dönemin giderini o döneme yazmak ve o dönemin gelirlerinden düşmek şimdi bu açıdan 2.ci uygulama bile bir nevi doğru niyemi ticari kar doğru olmayacak ve çıkan blanço ve gelir tabloları doğru olmayacak ama mali kar veya zarar beyanname üzerinde doğru olacak,işte bu sıkıntılı durum lara düşmemek için zamanında amortismanları karda olsa zararda olsa ayırmak gerekir diye düşünüyoum,zaten TTK çıkınca denetim başlayınca mali tabloların doğruluğu açısından ciddi sıkıntılar yaşamamak için doğru ve güvenilir mali tablolar çıkarmaya başlamak lazım,kolay gelsin hayırlı akşamlar.
    Hüseyin GÖCEN/Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
    '' Yaradılanı Severiz Yaradandan Ötürü''

  9. #9
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    16.Şubat.2007
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    3,121



    AMORTİSMAN AYIRMAMA VEYA EKSİK AMORTİSMAN AYIRMA UYGULAMASININ SONUÇLARI

    1. <LI>GENEL AÇIKLAMA: </LI>





    <UL>
    Bilindiği üzere amortisman ayrılması, vergisel avantaj sağladığından mükelleflerce çok önemsenen bir işlemdir. Ancak, bilançoların zararla veya yetersiz karla kapandığı dönemlerde bazı firmaların; TTK md 324 kapsamında sermaye kaybına maruz kalmamak, kredi veren kuruluşlara daha tatminkar bilanço sunmak ve dağıtılabilir karı arttırmak gibi birtakım nedenlerle amortisman ayırmadıkları veya eksik ayırdıkları görülmektedir. [/list]
    <UL>
    Amortisman ayırmak bir muhasebe kuralı olmakla birlikte, amortisman ayırmanın Hazine lehine olması ve vergi mevzuatımızda amortismanlarla ilgili hükümlerin ihtiyari nitelik arz etmesi ve dolayısıyla idarece eleştiri konusu yapılmaması, bu uygulamanın mali açıdan kabul görmesini sağlamaktadır. [/list]
    <UL>
    Nitekim, VUK md.320’nin son paragrafındaki “Amortisman herhangi bir yapılmamasından veya ilk uygulanan nispetten düşük hadle yapılmasından dolayı amortisman süresi uzatılamaz” hükmü, istenirse amortisman ayrılamayabilmesine veya olması gerekenden daha düşük nispette amortisman ayrılabilmesine imkan tanımaktadır. [/list]
    <UL>
    Aşağıdaki bölümlerde, amortisman ayrılmamasının veya eksik amortisman ayrılmasının vergisel açıdan değerlendirilmesi yapılmıştır. [/list]
    1. <LI>BİR SABİT KIYMET İÇİN HİÇ AMORTİSMAN AYRILMAZSA VEYA MEVZUATA GÖRE EKSİK ORANDA VEYA MİKTARDA AMORTİSMAN AYRILIRSA NE OLUR? </LI>





    <UL>
    Amortisman uygulamasına ilişkin hükümler, Vergi Usul Kanunu’nun 313-321’inci maddelerinde yer almaktadır. [/list]
    <UL>
    Maliye Bakanlığı VUK’nun 318’inci maddesindeki yetkisine istinaden VUK tebliğleri çıkarmak suretiyle hangi tür sabit kıymetler için ne oranda amortisman ayrılacağını belirlemektedir. [/list]
    <UL>
    Bilindiği üzere eskiden binalar dışındaki sabit kıymetlerde, % 20’yi geçmemek şartıyla istenilen amortisman oranı uygulanabiliyordu. [/list]
    <UL>
    Halen geçerli rejime göre ise amortisman oranları mutlaktır. Yani;[/list]
    <UL =DISC>
    <LI>Maliye Bakanlığı’nca belirlenmiş amortisman oranından daha düşük bir amortisman tercihinde bulunmak mümkün değildir. </LI>[/list]




    <UL =DISC>
    <LI>Tebliğ’de belirlenen orandan daha düşük oranında amortisman ayırmak mümkün ise de, bu uygulama ile Tebliğ’de belirtilen amortisman süresi uzatılamaz. </LI>[/list]




    <UL>
    Nitekim Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 04.04.2006 tarih ve B.01.1.GİB.0.29/2973-315-309-24085 sayılı yazısında; [/list]
    <UL>
    “…….Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde belirlenen amortisman oranlarından daha düşük amortisman oranlarını tercih etmeleri mümkün ise de yukarıda yer verilen kanun hükmü gereği daha düşük amortisman oranlarının kullanılması amortisman süresini uzatmamalıdır.” [/list]
    <UL>
    denilmiştir.[/list]
    <UL>
    Örnek vermek gerekirse,[/list]
    <UL>
    Amortisman oran listesinin, taşıma araçları ile ilgili 6.3. no.lu pozisyonundaki, yüksüz ağırlığı 6 tona kadar olan kamyonlar ve kamyonetler % 25 oranla amortismana tabidir. Bu nitelikteki kamyonla taşımacılık işi yapmak üzere 2008 yılında kurulan bir firma, 2008 yılında ve izleyen yıllarda % 25 yerine % 10 oranda amortisman ayırırsa, her yıl % 15 nispetindeki amortisman ayırma hakkını kaybeder, 2012 ve izleyen yıllarda amortisman ayıramaz. Çünkü resmi amortisman oranına göre bu kamyonların amortisman süresi 2011 yılında sona ermektedir. Aynı şekilde bu firma, 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarında isterlerse bu kamyonlar için hiç amortisman ayırmayabilir. Bu durumda da 2012 ve izleyen yıllarda amortisman ayırma hakkı olmaz. [/list]
    <UL>
    AMORTİSMANIN HİÇ AYRILMADIĞI VE EKSİK AYRILDIĞI DURUMDA, İLGİLİ SABİT KIYMETİN SONRADAN SATILMASI HALİNDE, SATIŞ KARININ NASIL HESAPLANACAĞI konusunda tereddütler bulunduğu görülmüştür. [/list]
    <UL>
    Birbiri ile paralel olan, Maliye İdaresi ve Danıştay görüşleri aşağıda belirtilmiştir : [/list]
    <UL>
    <UL =DISC>
    <LI>Maliye İdaresinin Görüşü: </LI>[/list][/list]




    <UL>
    Maliye İdaresi, amortisman ayırmanın bir mecburiyet değil, yasal hak olduğunu, bu hakkın istenilirse kullanılmayabileceğini veya eksik kullanılabileceğini kabul etmektedir. [/list]
    <UL>
    Ayrılmamış veya eksik ayrılmış amortisman ilgili yıla ait, amortisman hakkından kısmen veya tamamen feragat anlamına gelmekle ve ilgili yılında kullanılmayan amortisman hakkının sonraki yıllarda kullanılması imkanı bulunmamakla beraber, amortisman ayırmamış veya eksik ayırmış olmak, ilgili sabit kıymetin net aktif değerinin yüksek kalmasını sağlar ve ilgili aktif satıldığında bu yüksek aktif değerin maliyet olarak dikkate alınabileceği Maliye İdaresince kabul edilen bir husustur. [/list]
    <UL>
    Nitekim Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 2008 yılında verdiği <B style=": #ffff66; COLOR: black">B.07.1.GİB.0.03.29[/B]/2973-315-442 sayılı muktezasında;[/list]
    <UL>
    “…… iktisadi kıymetler için ayrılan amortisman tutarı ancak ilgili olduğu yılda dikkate alınması gerekmekte olup, herhangi bir yıl amortisman ayrılmaması ya da eksik ayrılması halinde amortisman süresinin uzatılmasına ve daha sonradan ayrılan amortisman giderinin ilgili olduğu yıldan başka bir yılda gider olarak dikkate alınmasına, daha açık bir ifade ile herhangi bir yıl amortisman ayrılmaması ya da eksik ayrılması sebebiyle amortisman süresinin son yılında iktisadi kıymetin itfa edilmemiş bakiye değerinin (net defter değerinin) o yıl defaten gider olarak dikkate alınmasına imkan bulunmamaktadır. [/list]
    <UL>
    Şu kadar ki, VUK’nun 328’inci maddesi gereği, amortismana tabi bir iktisadi kıymetin satılması halinde alınan bedel ile iktisadi kıymetin (amortisman konu edilmiş olması halinde, ayrılan amortisman tutarları düşüldükten sonra kalan net) değeri arasındaki farkın kar ve zarar hesabına geçirileceği tabiidir.” [/list]
    <UL>
    Görüldüğü gibi, Maliye İdaresi’nin anlayışına göre mükelleflerin her bir sabit kıymet için ilgili yılında, hiç amortisman ayırmama veya eksik amortisman ayırma hakları vardır. Bu şekilde kullanılmayan amortisman hakları izleyen yıllarda kullanılamamakla beraber, amortismandaki bu eksiklik ilgili sabit kıymetin net defter değerinin aynı miktarda yüksek kalmasını sağladığı için, sabit kıymetin satışında maliyet olarak dikkate alınabilmektedir.
    [/list]
    <UL>
    <UL =DISC>
    <LI>Danıştay Görüşü: </LI>[/list][/list]






    Danıştay’ın görüşü de yukarıda izah edilen Maliye İdaresi görüşüne paraleldir.



    Nitekim, Danıştay 3’üncü Dairesi’nin 7.2.1984 tarih ve E:1984/1879; K:1984/3360 sayılı


    kararında;



    “…… satışı yapılan minibüs için amortisman ayrılmadığı sabit bulunduğundan alış ve satış bedelleri arasındaki farka ayrılması gereken amortisman miktarının eklenmesinde kanuni uyarlık bulunmadığı,…..”



    ifadesi yer almıştır.



    Bu ifadeden anlaşıldığı üzere minibüsün sahibi olan mükellef bu minibüs için amortisman ayırma haklarını hiç kullanmamış, dolayısıyla minibüsün net aktif değerinde eksilme olmamıştır.

    Karanlık kuytu köşelerden andolsun ki döneceğim.

  10. #10
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    16.Şubat.2007
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    3,121



    Benim nacizane görüşüm; Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının Kanunen kabul Edilmeyen Giderler maddesinde (5520/11-193/41) döneminde ayrılmamış amortismanların gider yazılamacağı hükmü yok.Genel Kabul Görmüş Muhasebe standartlarına göre her yıl düzenli olarak ayrılması gerekir. Kar zarar yönünden, amortismanın faydalı ömrünü geçmemek kaydıyla ayrılmasında veya ayrılmamasında hiçbir sıkıntı olmadığı fikrindeyim. Sonuçta amortisman ayırmak ihtiyari değil mi?
    Karanlık kuytu köşelerden andolsun ki döneceğim.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •