<H2 style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">TÜRMOB 2005 YILI OLAĞAN GENEL KURUL GÜNDEMİNDE YER ALAN</H2>
BAZI YÖNETMELİKLER ÜZERİNE<?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />
GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

A) MESLEK MENSUPLARININ ORTAKLIK BÜROSU VEYA ŞİRKET HALİNDE ÇALIŞMALARINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDAKİ YÖNETMELİK

Bu yönetmeliğin Genel Kurul gündeminden çıkarıldığı Sn. Yahya ARIKAN tarafından açıklanmış ve bu açıklama Mükellef Gazetesinde ve Gaziantep Forumunda yer almıştır. Bu durum kişisel olarak beni mutlu etmiştir. Zira anılan yönetmelikte köklü değişikliklerin yapılması gerektiği inancındayım.

Ama, gündemden çıkarılması nedeniyle, şu anda bu yönetmelik hakkında şimdilik görüş bildirme gereği olmadığı inancındayım.

B) SERBEST MUHASEBECİLİK, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNU DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ

Bilindiği gibi, gerek meslek yasamızda ve gerekse (yürürlükteki ve taslak halindeki her iki) Disiplin Yönetmeliğinde, uyarma ve kınama cezaları aşağıdaki biçimde tanımlanmıştır; (Yasada aday meslek mensubu kapsam içinde değildir ama, yönetmelikte kapsam içine alınmıştır.)

Uyarma : Meslek mensubuna ve aday meslek mensubuna, mesleğin yürütülmesinde daha dikkatli davranması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir.

Kınama : Meslek mensubuna ve aday meslek mensubuna, görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun yazı ile bildirilmesidir.

Bu kısa anımsamadan sonra, Disiplin Yönetmelik taslağının uyarma ve kınama cezalarının hangi hallerde verileceğini tanımlayan 5. ve 6. maddelerine göz atılması gerekiyor.

1) Uyarma cezasının verileceği halleri tanımlayan 5. Maddenin “a” bendine bir eklenti yapılmış. Ama bu eklentide, meslek mensubunun gayretine rağmen iş sahibinin defter ve belgelerini 30 gün içinde teslim almaması ya da bundan kaçınması halinde ne yapılacağı konusu boşlukta kalmıştır.
2) Md/5-d bendi, yürürlükteki ve taslak Disiplin Yönetmeliğinde de aynı kalmıştır. Bent “Diğer meslek mensubu hakkında, ilgili kuruluşlara asılsız ihbar veya şikayette bulunulması” şeklindedir. Bu bent zaten, aslında çok ağır bir suçu tanımlamaktadır ve 5. maddenin içerdiği uyarı cezası (ki özünde dikkatsizlik vardır) kapsamına uymamaktadır. Kaldı ki, bu bentte tanımlanan eylem, aslında çok çirkin, neredeyse insanlık dışı bir eylemdir. Ankara SMMM Odası Disiplin Kurulu olarak bu bendin 5. madde kapsamından çıkarılması ve 7. maddeye veya en azından 6. madde kapsamına aktarılması gerektiği konusunda yazılı rapor 2003 veya 2004 yılında TÜRMOB’a iletilmiştir. Ama bu bent taslak yönetmelikte de 5. madde içerisinde yer almaya devam etmiştir.
3) Yönetmeliğin 5. maddesine 4 bent daha eklenmiştir ama, son bent olarak yer alması gereken “k” bendi arada kalmıştır. “Yukarıda sayılanlar dışında...” diye başlayan bu bent, eğer eklemeler olacaksa, 5. maddenin son bendi olarak aşağıya kaydırılmalı, eklemeler araya yerleştirilmelidir.
4) Aynı maddeye, “l”, “m”, “n” bendi olarak eklenen üç bent, 5. maddenin özünde yer alan dikkatsizlik kavramı dışında kalan, ve aslında 6. maddenin özündeki kusur kavramına giren bentleridir. Bir başka deyişle, bu bentlerde tanımlanan eylemler, dikkatsiz davranış sonucunda değil, kusurlu davranış sonucunda ortaya çıkabilecek eylemlerdir. Bu nedenle de 5. maddeye değil, 6. maddeye eklenmelidirler.
5) Kınama cezasının verileceği halleri tanımlayan 6. maddenin “b” bendine ekleme yapılmıştır. Maddenin eski şekli; “Meslek mensuplarınca sahip olunmayan unvanların kullanılması” iken, taslaktaki şekil; “Meslek mensuplarınca sahip olunmayan unvanların, paye ve diplomaların kullanılması” biçimini almıştır. Burada dikkat çeken konu, tanımlanan son eylemin “sahte diploma kullanımı” olmasıdır. Sahte diploma kullanımının da, basit bir kusur olarak görülüp, kınama cezası ile geçiştirilmesi kabul edilemez. Konu sahte belge kullanımıdır ve cezası da 9. madde kapsamında olmalıdır.
6) Madde “6/f” de, reklam yasağına uymamak, “Haksız rekabet ve reklam yönetmeliği” ne aykırı davranmak olarak tanımlanmıştır. Oysa, 3568 s. Meslek Yasamıza göre, zaten reklam yasağı vardır. Yasak olan bir uygulama için ilke ve kurallar oluşturulamaz, yönetmelik yapılamaz. Bu bendin eski halinde bırakılması gerekir.
7) Madde “6/g” ye; “Ücret yönetmeliğine aykırı olarak ücretini tahsil etmediği halde daha sonraki yıllarda işi sürdürmeye devam etmek.” cümlesi eklenmiştir. Bu düzenleme, ülkemizde süregelen ekonomik koşullara uygun değildir. Ekonomik sıkıntıya giren ama iyiniyeti bilinen müşteriler için meslek mensubunun esnek davranış hakkı olabilmelidir. Kişisel açıdan ele alırsak, 2006 yılında 2005 hatta 2004 yılına ait ücret kalanını tahsil ettiğim müşterilerim vardır. Bu bende, bu cümle yerine “yeni kabul edilen müşterilere, haklı bir gerekçe olmadan eski meslek mensubunun aldığı ücretin altında ücret uygulanması” cümlesi eklenmelidir. (Bu kural, Meslek Ahlak Kuralları ile İlgili Mecburi Meslek Kararı”nın 11. maddesinde mevcuttur.
8) Yönetmeliğin 6. maddesine 8 bent daha eklenmiştir ama, son bent olarak yer alması gereken “r” bendi (bu bent yürürlükteki yönetmelikte –q- bendidir, Türkçe harflerin kullanılması için –r- olarak değiştirilmiştir.) arada kalmıştır. “Yukarıda sayılanlar dışında...” diye başlayan bu bent, eğer eklemeler olacaksa, 6. maddenin son bendi olarak aşağıya kaydırılmalı, eklemeler araya yerleştirilmelidir.
9) Yönetmeliğin 6. maddesine eklenen “ş” bendi; “İş sahiplerinden emanet para toplanması, alınan ücrete karşılık gerçeğe aykırı serbest meslek makbuzu, fatura düzenlenmesi veya hiç düzenlenmemesi” biçimindedir. Bu bendin “...alınan ücrete karşılık gerçeğe aykırı serbest meslek makbuzu, fatura düzenlenmesi....” bölümünün yeri, 6. madde olmamalıdır. Tanımlanan eylem, sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlenmesidir ve 9. madde kapsamına girmelidir.
10) Yönetmeliğin 6. maddesine eklenen “t” bendi; “Birlik Genel Kurulunca belirlenen Büro standartlarına uyulmaması, açılan işyerlerinin bağımsız büro şeklinde olmaması, başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticari faaliyet ile içi içe olmaması, ev olarak kullanılan yerlerin aynı zamanda büro olarak kullanılması” biçimindedir. Bu bendin “...açılan işyerlerinin bağımsız büro şeklinde olmaması, başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticari faaliyet ile içi içie olmaması, ev olarak kullanılan yerlerin aynı zamanda büro olarak kullanılması....” bölümü, ekonomik sıkıntılar göz önüne alındığında büyük sıkıntılar doğurabilecek niteliktedir. Bu düzenlemeye karar vermeden önce, konu üzerinde daha derin düşünmek gerektiği açıktır.
11) Yönetmeliğin 6. maddesine ayrıca “Devir teslim tutanağı düzenlenmeden ve eski meslek mensubu ile iletişim kurulmadan iş kabul edilmesi” bendi uygun sıraya eklenmelidir.
12) Geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezasının verileceği halleri tanımlayan 7. maddeye “ç” bendi olarak eklenen “Müşterilerden makbuz düzenlemek veya her türlü yöntem ile topladıkları para veya para hükmündeki değerleri kendisine veya bir başkasına mal edilmesi veya emanetin inkar edilmesi.” biçimindeki bentte tanımlanan eylem, bir zimmet suçudur ve doğrudan 9. madde kapsamında olmalıdır.
13) Aynı biçimde 7. maddeye “g” bendi olarak eklenen “Geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası kesinleştiği halde, mesleki faaliyete doğrudan veya dolaylı olarak devam edilmesi” biçimindeki bentte tanımlanan eylem, zaten bu cezayı yemiş olan kişinin eylemidir. Bu eylem de doğrudan 9. madde kapsamında olmalıdır.
14) Yönetmeliğin Aday Meslek Mensuplarının Disiplin Esaslarını düzenleyen 10. maddesine; “Aday meslek mensuplarına Disiplin Yönetmeliğinin 4. maddesinde tanımlanan cezalardan uyarma ve kınama cezaları aynen, meslekten çıkarma cezası ise “staj iptali” biçiminde uygulanır.” cümlesi eklenmelidir.
15) Yönetmeliğin, “Soruşturma yapılması” başlıklı 19. maddesinin sonuna; “Disiplin Kurulları, Yönetim Kurulunca ön soruşturması yapılarak sevk edilmiş bir kovuşturma dosyası üzerinde çalışma yaparken ortaya çıkabilecek gereklilik sonucu, konuyla ilgili meslek mensupları ve aday meslek mensupları hakkında re’sen soruşturma açılmasına karar verebilir. Bu durumda ön soruşturma ve sevk koşulu aranmaz.” paragrafı eklenmelidir.
16) Yönetmeliğin “Dosyanın Disiplin Kuruluna Gönderilmesi” başlığı altındaki 22. maddesinin sonuna; “Disiplin Kurulu’nun yazılı istemi üzerine, süresinde sonuçlanamayacağı belirlenen dosyalar için Yönetim Kurulunca iki kez ve en çok altışar aylık ek süre verilebilir.” paragrafı eklenmelidir.
17) Yönetmeliğin “Kanıtların Gösterilmesi ve İncelenmesi” başlıklı 24. maddesine; “Meslek mensupları, kovuşturma sırasında kurulca istenen belge ve bilgiler için meslek sırrı gerekçesini kullanamaz. Disiplin Kurulu, kovuşturma sırasında ilgili tüm kurumlardan, vergi dairelerinden ve SSK birimlerinden konu ile ilgili bilgileri re’sen yazı ile isteyebilir.

<H1 style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">C) HAKSIZ REKABET VE REKLAM YÖNETMELİĞİ</H1>

Bilindiği gibi, Meslek Yasamızın “Reklam Yasağı” başlıklı 44. maddesi çok kısa ve nettir. “Meslek mensupları iş elde etmek için reklam sayılabilecek faaliyetlerde bulunamazlar. Tabela ve basılı kağıtlarında ruhsatname ile belirlenen mesleki unvanları dışında başka sıfat kullanamazlar.

Öncelikle bu denli kesin biçimde yasaklanan (ki bu yasaklama doğrudur.) bir eylem için yönetmelik düzenlenmesi yasaya ters düşer.

Yönetmeliğin birinci bölümünün “Haksız Rekabet” başlığına ayrılmış olmasına rağmen, “amaç” maddesi de bu bölüm içerisinde yer almıştır. Amaç maddesinde reklam kavramına da yer verildiğinden, bölüm başlığı ile içeriği arasında çelişki oluşmuştur.

Haksız rekabet tanımlamasına ve haksız rekabet sayılan hallere bakıldığında da, (Madde 6, 7 ve 8) mesleki mevzuatta yer alan neredeyse tüm olumsuzlukların bir arada sayıldığına ve tüm olumsuz davranışların gereksiz bir biçimde haksız rekabet kavramına alındığını, dolayısıyla çok geniş bir torba kavram oluşturulduğunu görüyoruz. Bu durumun sonucu olarak da kaçınılmaz biçimde kavram kargaşasına yol açılmış durumda.. Örneğin kaçak muhasebe (6/c ve d) ruhsat kullandırma eylemi (6/e), sahte belge düzenleme ve onaylama (6/g) kavram içerisine alınmış durumda..

7/e bendinde de “Sözleşme değerinin altında serbest meslek makbuzu düzenlemek” tanımıyla gelir vergisi yasasına ters düşülmüş durumda.. Bilindiği gibi, serbest meslek erbabı alması gereken tutar için değil, aldığı tutar için makbuz düzenlemek durumundadır.

8. maddenin giriş bölümünde de “Meslek mensuplarının iş elde etmek için, dürüstlük kurallarına aykırı reklamlar.... kullanması haksız rekabet teşkil eder.” denilmiş. Oysa, temel mevzuatımızı oluşturan Meslek Yasamız, dürüstlük kurallarına uygun reklam tanımına da yer vermiyor ve reklamı tümüyle – haklı olarak – yasaklıyor.

Yasaklanan bir uygulamaya yönetmelikle kural getirmenin yasayla bağdaşır yönü olmayacağı da açıktır.

Öte yandan aynı yönetmelik, odalarımıza haksız rekabetin varlığı halinde Türk Ticaret Kanunu ile öngörülen tespit ve men davalarını açmaya yetkili kılınıyor. Meslek mensubu da Türk Ticaret Kanununda tanınan dava haklarını kullanabilir deniliyor.

Ortaklık ya da şirket olarak faaliyet gösterilmesi halinde Türk Ticaret Kanunu etken olabilir ama, çoğunluğu serbest meslek erbabı olarak faaliyet gösteren meslek mensuplarının Türk Ticaret Kanunu ile bağı hangi noktadadır, anlaşılamamıştır.

Öte yandan, metin içerisinde burada sayılamayacak kadar çok sistem ve kural hatası da mevcuttur.

Bu nedenlerle, iyi niyetle ama çok acele hazırlandığı belli olan ve düzeltilmesi uzun zaman alacağı açık olan bu yönetmelik, bu genel kurul gündeminden çıkartılmalıdır.


D) SM, SMMM ve YMM’LERİN MESLEKİ FAALİYETLERİNDE UYACAKLARI ETİK İLKELER HAKKINDAKİ YÖNETMELİK


Diğer yeni yönetmeliklere göre daha özenli olarak hazırlanmış olan bu yönetmelikte, yine de tartışma ortamına geç getirilmiş olması nedeniyle kaçınılması olanaksız çelişki ve sıkıntıların mevcut olduğu görülmektedir.

1) Tanımlar başlıklı 3. maddede, “b” ve “f” bentlerinde meslek mensupları ile bunların kurduğu firmaların tanımları karışmıştır.

2) Kavramsal çerçeve bölümünde “1.1.7.” maddesinde kullanılan “istifa” kavramı, bağımlı çalışanlar için geçerli olur. Serbest çalışanlar için istifa değil, iş bırakma eylemi geçerli olmalıdır.

3) Gizlilik bölümünde, gizliliği ortadan kaldıran koşullar sayılırken, “1.5.4.i” bendinde “Bir meslek odasının veya meslek örgütünün kalite raporuna veri sağlamak” ve “1.5.4.ii” bendinde de Bir meslek odasının, meslek örgütünün veya düzenleyici bir organın yürüttüğü araştırma veya soruşturmaya veri sağlamak” gizliliği ortadan kaldıran haller arasında sayılmıştır.

Bu tür çalışmaların müşteri firmayı bağlamadığı, onlar açısından bu koşulların gizliliği ortadan kaldırmadığı ve bu konularda mutlaka onlardan yazılı izin alınması gerektiği açıktır.

4) Mesleki davranış bölümünde, mesleğin adını olumsuz etkileyeceği düşünülen davranışlar sayılırken, “1.6.2.c” maddesinde “Diğer meslek mensuplarına yönelik doğrulanmamış karşılaştırmalar ve küçültücü göndermeler (atıflar) yapmamalıdır.” denilmektedir. Cümleye tersten bakıldığında doğrulanmış olması durumunda bu küçültücü göndermelerin yapılabileceği sonucu çıkmaktadır ki, bu doğru olamaz.

Sonuç olarak, tüm bu nedenlerle, iyi niyetle ama çok acele hazırlandığı belli olan ve düzeltilmesi uzun zaman alacağı açık olan bu yönetmelik de, bu genel kurul gündeminden çıkartılmalıdır.

E) SM, SMMM ve YMM’LERİN ÇALIŞMA USUL ve ESASLARI HAKKINDAKİ YÖNETMELİK

Mevzuatımızın, Meslek Yasamızdan sonraki belki de en önemli kurallar dizisi olan bu yönetmelikte çok olumlu değişiklikler yapılmıştır. Sadece bazı noktaların üzerinde biraz daha düşünülmesi ve tartışılması gerektiğini düşünüyoruz.

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">1) [/B]Büro Edinme Zorunluluğu başlıklı 14. maddeye yapılan ekleme ile tüm büroların bağımsız olması ve evde faaliyet yürütülemeyeceği kuralı getirilmiştir. Aynı durum, Disiplin Yönetmeliğinin 6. maddesinde de “Birlik Genel Kurulunca belirlenen Büro standartlarına uyulmaması, açılan işyerlerinin bağımsız büro şeklinde olmaması, başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticari faaliyet ile içi içe olmaması, ev olarak kullanılan yerlerin aynı zamanda büro olarak kullanılması” biçimindedir. Bu bendin “...açılan işyerlerinin bağımsız büro şeklinde olmaması, başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticari faaliyet ile içi içie olmaması, ev olarak kullanılan yerlerin aynı zamanda büro olarak kullanılması....” biçiminde düzenlenmiş durumdadır. Birbirine paralel olarak yapılan bu düzenleme, ekonomik sıkıntılar göz önüne alındığında büyük sıkıntılar doğurabilecek niteliktedir. Bu düzenlemeye karar vermeden önce, konu üzerinde daha derin düşünmek gerektiği açıktır.
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">2) [/B]Aynı maddenin 4. paragrafına “Görevlendirilen yetkili ortağın ayrıca bürosu olamaz, varsa şubenin faaliyete geçmesinden itibaren en geç 15 gün içerisinde kapatılır.” Eklentisinin de yapılması gerekmektedir.
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">3) [/B]20. maddenin son paragrafında, “SM ve SMMM’ler tuttukları defterleri ve bunlarla ilgili belgeleri müşteriye teslim edinceye kadar itinalı bir şekilde muhafaza altına almak zorundadır.” denilmektedir. Uygulama doğrudur. Ama bir süre konulması gereklidir. Benzeri durum 27. maddede de söz konusudur. Orada da, müşteriye yapılacak yazılı bildirimden itibaren bir ay içinde müşteri tarafından alınmayan belgeler vergi dairesine teslim edilir denilmektedir ama, bu teslimi kabul edecek vergi dairesi nerededir?
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">4) [/B]30. maddenin “b” bendinde bulunan “Ortaklık bürosu veya şirket ancak aynı unvana sahip meslek mensupları arasında kurulabilir.” hükmü, taslak metinden çıkarılmıştır. Yasanın 2. ve 45/4. maddeleri bu biçimiyle kaldıkça ve SMMM – YMM ortaklığının hangi odaya tescil edileceği konusu çözülmedikçe bu maddenin kaldırılmasının bir fonksiyonu olmayacaktır. Yasal düzenleme yapılmasının ise zaman alacağı bilinmektedir. Bu nedenle, kargaşa yaratmamak ya da büyütmemek için, bu maddenin yönetmelikte aynen kalması gereklidir.
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">5) [/B]Sorumluluk başlıklı 41. maddeden, “tebliğlere” kelimesi çıkartılmalıdır. Zira yasada olmayan sorumluluk zaten tebliğle getirilemez.


Saygılarımla

SMMM Nusret KURDOĞLU
Ankara