Mükellefiyetin Terki Halinde indirilemeyen KDV hk. (01/2005)



<CENTER>T.C.
ANKARA VALİLİĞİ
İl Defterdarlığı
Vasıtalı Vergiler Gelir Müdürlüğü </CENTER>








Sayı : DEF.0.06.12:KDV-1:
KONU : Dilekçeniz


......................



İLGİ : ... tarihli dilekçeniz.
İlgide kayıtlı dilekçenizde, belirtilen hususlar hakkında Defterdarlığımız görüşü aşağıdaki gibidir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 inci maddesinin 1 inci fıkrasında "Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır." hükmüne yer verilmiş olup, aynı fıkranın 4 üncü bendinde ise; gayrimenkullerin alım satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerden doğan kazancın ticari kazanç sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, aynı kanunun ticari kazançtan indirilecek giderleri düzenleyen 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının 2 numaralı bendinde işverenlerce hizmet erbabı için ödenen sigorta primlerinin gider olarak indirileceği hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 3917 sayılı Kanunla değişik 80 inci maddesinin birinci fıkrasında; "İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur." hükmüne yer verilmiş olup, aynı maddenin dördüncü fıkrasında da "Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları Gelir ve Kurumlar Vergisi uygulamasında gider yazılamaz." hükmü yer almıştır.
Konuya ilişkin olarak 19.02.1994 tarihli ve 21854 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 174 Seri Numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "C-Sosyal Sigortalar Kurumu Primlerinin Gelir ve kurumlar Vergisi Yönünden Gider Yazılması" başlıklı bölümünde, yukarıdaki hükümlere değinildikten sonra, "Bu hükümlere göre SSK priminin gider olarak dikkate alınabilmesi için, bu primlerin Sosyal Sigortalar Kurumuna fiilen ödenmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle, sigorta primleri, dönemine ve ait olduğu yıla bakılmaksızın fiilen ödendiği tarihte gider yazılacaktır." açıklamalarına yer verilmiştir.
Öte yandan, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü Sigorta Primleri Takip ve Tahsilat Daire Başkanlığınca Asgari İşçilik Uygulaması hakkında çıkarılan 17.11.1995 tarih ve 16-118 Ek sayılı Genelge ile de iş bittiğinde barajın altında bildirimde bulunmuş olan işverenlerden isteyenlerin, başkaca prim belgesi vermeksizin baraja ulaşmak üzere para yatırabilmesi ve böylece barajı bu şekilde tamamlayan ve borcu olmayan işverenlere ilişiksizlik belgesi verilmesi mümkün kılınmıştır.
Bu itibarla, asgari işçilik uygulaması nedeniyle baraja ulaşmak için yapılan ödemeler de dahil olmak üzere Sosyal Sigortalar Kurumuna fiilen ödenen tutarın tamamının gider olarak ticari kazançtan indirilmesi mümkün bulunmaktadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 maddesinin 2 nci bendinde "Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur ve iade edilmez." hükmüne yer verilmiş olup; aynı maddenin 3 üncü bendinde ise "İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir." hükmü yer almaktadır.
Ayrıca,aynı Kanunun 58 inci maddesinde; "Mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi ile mükellefçe indirilebilecek Katma Değer Vergisi, Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmez." hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, işin terk edilmesi halinde işini terk eden mükellefler, mevcutlarını terkten önce satış vb. yollarla tasfiye ettikleri takdirde teslim bedeli üzerinden, mevcutlar tasfiye edilmemişse, işletmeden çekiş göstererek Katma Değer Vergisi Kanununun 3/a maddesi gereğince emsal bedeli üzerinden vergi hesaplayıp beyan etmek zorundadırlar. Hesaplanan bu vergilere rağmen indirilemeyen katma değer vergisi kalırsa, indirim yoluyla giderilemeyen bu vergilerin gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak göz önüne alınması mümkün bulunmaktadır.
Bu açıklamalara göre, kat karşılığı inşaat işinden dolayı olan mükellefiyetinizi terk etmeniz halinde terk tarihinden itibaren üzerinizde kalan ve indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergilerinin gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği tabidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.