Toplam 2 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 2 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: SAHTE(NAYLON FATURADA) MESLEK MENSUBU SORUMLULUĞU

  1. #1
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    24.Kasım.2005
    Nereden
    Türkiye
    Mesajlar
    103
    SLM TÜM KADERBİRLİĞİ ETMİŞ ÇİLEKEŞ ARKADAŞLARA

    BİR MÜKELLEFİMİN ALDIĞI FATURALARIN BAZILARININ SAHTE NAYLON FATURA OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM. BU MÜKELLEFİMİ BIRAKACAĞIM AMA BU PARAYADA İHTİYACIM VAR.Bİ İNCELEMEDE BU FATURALARIN NAYLON OLDUĞU MALİYE TARAFINDAN ANLAŞILIRSA BENİM BURADAKİ SORUMLULUĞUM VEYA BANA SIKINTISI NE OLABİLİR.

    ŞİMDİDEN YARDIMCI OLAN ARKADAŞLARA TEŞEKKÜR EDERİM.

    SAYGILAR İYİ ÇALIŞMALAR

  2. #2
    Ziyaretci
    <TABLE =table1 align=center>
    <T>
    <TR>
    <TD>
    <TABLE =table1 width="100%">
    <T>
    <TR>
    <TD =th1>Dairesi </TD>
    <TD =th1>Karar Yılı </TD>
    <TD =th1>Karar No </TD>
    <TD =th1>Esas Yılı </TD>
    <TD =th1>Esas No </TD>
    <TD =th1>Karar Tarihi </TD></TR>
    <TR>
    <TD =td2>DÖRDÜNCÜ DAİRE </TD>
    <TD =td2>2005 </TD>
    <TD =td2>347 </TD>
    <TD =td2>2004 </TD>
    <TD =td2>1877 </TD>
    <TD =td2>09/03/2005 </TD></TR></T></TABLE></TD></TR>
    <TR =tr1>
    <TD =th1>
    <CENTER>KARAR METNİ</CENTER></TD></TR>
    <TR =tr1>
    <TD =td2>MUHASEBECİLERİN SORUMLULUĞU, İMZALADIKLARI BEYANNAMELERDE YER ALAN BİLGİLERİN DEFTER KAYITLARINA VE BU KAYITLARIN DAYANDIĞINI OLUŞTURAN BELGELERE UYGUN OLMAMASINDAN DOĞMAKTA OLUP, ŞİRKETİN DÜZENLENDİĞİ FATURALAR KARŞILIĞINDA % 5 KOMİSYON GELİRİ ELDE ETTİĞİ VARSAYIMINA DAYANILARAK 213 SAYILI VERGİ USUL KANUNUNUN MÜKERRER 227 İNCİ MADDESİ UYARINCA MUHASEBECİ OLAN DAVACININ SORUMULULUĞUNA GİDİLEMEYECEĞİ HK.&lt;
    Temyiz Eden : Gökpınar Vergi Dairesi Müdürlüğü DENİZLİ
    Karşı Taraf : ...
    Vekili : Av. ...
    İstemin Özeti : Davacının muhasebeciliğini yaptığı Yaka Metal Hurda İnşaat Nakliyat Plastik Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin 2000 yılına ilişkin defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı fatura düzenlendiği ileri sürülerek geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının kesinleşmesi ve alacağın şirketten tahsil edilememesi üzerine müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla davacı adına ödeme emri düzenlenip tebliğ edilmiştir. Denizli Vergi Mahkemesi 23.6.2004 günlü ve E:2004/26,K:2004/241 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227 nci maddesinde, vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'na göre yetki almış meslek mensuplarına imzalatılması mecburiyeti getirmeye Maliye Bakanlığı'nın yetkili kılındığını, bu suretle beyannameyi imzalayan meslek mensuplarının imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkacak vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza ve gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacaklarının öngörüldüğü, davacının muhasebeciliğini yaptığı şirketin 2000, 2001 ve 2002 yılları işlemlerinin incelenmesi sonucu, şirketin işyeri adresinin sürekli kapalı olduğu, ortakların ikametgah adreslerinde bulunamadığı, şirketin sermayesi varlıkları, işyerinin konumu ve işçi durumu gibi hususların bu kapasitede bir faaliyetin yürütülmesi için uygun olmadığı, tarh dosyasındaki beyan ve bildirimlerin ticari hayatın gereklerine uymadığı belirtilerek, şirketin gerçek bir mal teslimine dayalı ticari faaliyetinin olmadığı, sahte fatura ticareti yapmak amacıyla kurularak mükellefiyet tesis ettirdiği sonucuna ulaşıldığı, davacının anılan şirketle sözleşme yapmadan 2000/Kasım -2001/Eylül dönemi arasında muhasebeciliğini yaptığı, en son 2001/Eylül yevmiye defterini kaydettiği, bu tarihden sonraki beyannamelerin yine davacı tarafından doldurulmakla beraber imza atmadığı, ancak mükellefle olan muhasebeci ilişkisinin devam ettiği hususlarına da düzenlenen raporda yer verildiği,Vergi Usul Kanununun mükerrer 227 nci maddesine göre şirket beyannamelerini imzalayan muhasebecilerin, imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından doğan, bir başka ifadeyle defter kayıt ve belgeleri ile beyannamelerin birbirleriyle tutarsız olmasından kaynaklanan bir sorumluluk olduğu dikkate alındığında dava konusu ödeme emri içeriği cezanın, beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından kaynaklanmayıp, şirketin düzenlediği faturalar karşılığında % 5 komisyon geliri elde ettiği varsayımına dayandığından bu madde uyarınca davacının sorumluluğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar vermiştir. Davalı İdare, vergi beyannamelerinin Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce imzalanmasına ilişkin 1 sıra nolu Tebliğde, Serbest Muhasebecilerin bilerek kullandıkları veya araştırmayı gerektirmeden sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge olduğu anlaşılan belgelerden, işletmenin kapasitesine uygun olmayan belgelerden serbest muhasebecilerin sorumlu olacaklarının öngörüldüğünü, davacının beyannamelerini imzaladığı şirketin sahte fatura düzenlediğinin tespitinin harici araştırmayı gerektirmediğini ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir.
    Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
    Tetkik Hakimi H.Gül Yılmaz'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
    Danıştay Savcısı İbrahim Erdoğdu'nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
    Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, isteminin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
    Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
    Bu nedenle, temyiz isteminin reddine 9.3.2005 gününde esasta ve gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY
    3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun 1 inci maddesinde kanunun amacı, işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmi mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak olarak belirtilmiş ve bu kanun hükümlerine göre meslek icrasına hak kazananlara, "Serbest Muhasebeci", "Serbest Muhasebeci Mali Müşavir", "Yeminli Mali Müşavir" denileceği, 2/A maddesinde de muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu düzenlenmiştir. Meslek mensuplarının sorumlulukları ise 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 227 nci maddesi ile belirlenmiştir. Bu madde de, Maliye Bakanlığının; vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirler tarafından da imzalanması mecburiyetini getirmeye, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya, bu uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu, bu hükme göre beyannameyi imzalayan meslek mensuplarının, imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı öngörülmüştür.
    213 sayılı kanunun mükerrer 227 inci maddesine göre şirket beyannamelerini imzalayan meslek mensuplarının sorumlulukları imzaladıkları beyannamede yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından doğması nedeniyle, serbest muhasebeci mali müşavirler, imzaladıkları beyannamede yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygunluğunu tesbit edebilmeleri için mükellefler tarafından kendilerine ibraz edilen belgelerin, muhasebe kurallarına uygun olarak, kanuni defterlere kaydedilmesinden ve mali tablolara aktarılmasından ve harici araştırmayı gerektirmeden sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu anlaşılabilen belgelerden de sorumlu olacakları gibi, miktar ve tutar itibariyle işletmenin faaliyet konusu veya iş hacmiyle mütenasip olmayan belgeler ile ticari örf ve teamüle uygun olmayan belgelerin de kullanılmaması hususuda meslek mensubunun sorumluluğu kapsamındadır.
    Davacının muhasebeciliğini yaptığı Limited Şirketi'n işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme raporunda işyeri adresinin sürekli kapalı olduğu, şirket ortaklarının ikametgah adreslerinde bulunamadığı, şirketin sermayesi, varlıkları, işyerinin konumu , işçi durumu gibi hususların faturalara konu nitelikte faaliyetin yürütülmesi için uygun olmaması nedeniyle sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı fatura ticareti yaptığı sonucuna varılarak şirket hakkında yapılan cezalı tarhiyatlar kesinleşmiştir. 3598 sayılı Kanunda sayılan meslek mensuplarından olan davacı, sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı fatura düzenleyen şirketin, beyannamelerini imzalamıştır. Beyannameyi imzalayan meslek mensubunun, imzaladığı beyannamede yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygunluğunun sağlanması hususu sadece yüzeysel bir inceleme ile değil, yukarıda belirtilen şekilde olması gerekir.
    Bu durumda davacının, beyannamelerini imzaladığı Limited Şirketin sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediğini sorumluluğu gereği bilmesi gerekeceğinden, müşterek ve müteselsil sorumlu olarak hakkında düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
    Açıklanan nedenlerle vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle karar karşıyım.
    KARŞI OY
    Davacının muhasebeciliğini yaptığı Yaka Metal Hurda İnşaat Nakliyat Plastik Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin 2000 yılına ilişkin defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı fatura düzenlendiği ileri sürülerek geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının kesinleşmesi ve alacağın şirketten tahsil edilememesi üzerine müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla davacı adına ödeme emri düzenlenip, tebliğ edilmiştir.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227 nci maddesinde, beyannameyi imzalayan muhasebeciler imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu öngörülmüştür.
    İncelenen olayda ise, davacının sorumluluğu, beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından kaynaklanmamaktadır. Bu nedenle, mahkeme kararının, şirketin düzenlediği faturalar karşılığında % 5 komisyon geliri elde ettiği varsayımına dayanılarak kesilen cezadan davacının yukarıda sözü edilen Yasa hükmü uyarınca sorumluluğundan söz edilemeyeceği gerekçesi hukuka uygundur. Ancak davacı, müşterek ve müteselsil sorumluluğu kapsamında ödeme emri düzenlenerek takibe başlanılmıştır.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 34 üncü maddesinde, ikmalen ve re'sen tarh edilen vergilerin ihbarname ile ilgililere tebliğ edileceği öngörülmüştür. 3568 sayılı Kanunun 12 nci ve Vergi Usul Kanunu'nun Mükerrer 227 nci maddesinde düzenlenen müşterek ve müteselsil sorumluluk idareye, vergi alacağının tahsili için sorumlulardan dilediğine müracaat edebilme olanağı sağladığı gibi, aynı zamanda sorumlulardan her ikisinin birden takibine de imkan verdiğinden , meslek mensuplarının, mükellef tarafından ileri sürülebilecek iddia ve savunmalar ile kendi görevinin amaç ve kapsamı çercevesinde ileri sürülebilecek kimi iddiaları idareye karşı ileri sürülebilmesi, ancak tarhiyat anından itibaren takip edilmeleri ile mümkündür.
    Bu nedenle, davacı adına ihbarname düzenlenmeden ödeme emrinin düzenlenmesinin yasal olmadığı, Mahkeme kararının sonucu itibarıyla yerinde olduğu görüşüyle kararın gerekçesine karşıyım.
    YÖ/ŞGK

    </TD></TR></T></TABLE>

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •