-
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 26.12.2005 tarihli ve
B.4.06.18.03/6183-062-1725/ B.07.1.Gİ sayılı özelgesi;
“ Daireniz mükelleflerinden ………………….. ile ilgili olarak ilgide kayıtlı
yazınız ve eklerinin incelenmesinden;
-……………… Ticaret Mahkemesinin …….. tarih ve …….. Esas, …….. numaralı Kararı
ile adı geçen şirketin iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine karar
verildiği,
-Şirket Avukatı …………….'ın dairenize başvurarak, haczedilen ve otoparka
çektirilen araçlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını ve bunların iade
edilmesini talep ettiği,
belirtilerek hacizlerin kaldırılıp kaldırılmayacağı ve araçların iade
edilip edilmeyeceği hususunda görüş talep edildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere; İcra ve İflas Kanununun 17/07/2003 tarih ve 4949 sayılı
Kanunla ek 179/b maddesinde "Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183
sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip
yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur; bir takip muamelesi ile
kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticarî işletme rehniyle temin
edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip
başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu
takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı
gerçekleştirilemez. Bu durumda erteleme süresince işleyecek olup mevcut
rehinle karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak zorundadır." hükmü yer
almaktadır.
Bu itibarla; evvelce başlamış takiplerin durması, takibin bulunduğu
aşamada kalması anlamında olduğundan, söz konusu araçlar üzerindeki
hacizler kaldırılamayacağı gibi, amme alacağının takip ve tahsili amacıyla
yapılan haciz işleminin, rehin işleminden farklı olması nedeniyle
araçların iade edilmesi de mümkün görülmemektedir.”
İdarenin verdiği özelgelerden anlaşılacağı üzere, iflas ertelemesi kararı
verilmiş olan şirket aleyhine 6183 sayılı AATUHK alacaklarıyla ilgili
takip yapılamayacak ve daha önce başlamış takipler de duracaktır.
İflas erteleme kararından önce haczedilmiş malların iade edilip
edilmeyeceği konusu ise tartışmalıdır. Zira, İcra ve İflas Kanunu’nun
179/b. maddesinde alınacak tedbirler arasında hacizlerin kaldırılacağına
ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. İdare tarafından verilen bir kısım
özelgelerde, “mahkemece “iflasın ertelenmesi” kararı verilmesi durumunda
idare tarafından yapılan haciz işleminin iptal edilmeyeceği ve haczedilmiş
malların iade edilmeyeceği” belirtilmiştir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin
vermiş olduğu “İflasın ertelenmesine karar verilmesi halinde uygulanacak
tedbirler İİK’nun 179/b. maddesinin 1.fıkrasında düzenlenmiştir. Hükme
göre 6183 sayılı yasa uyarınca yapılacak takipler dahil başlamış takipler
duracak ve yeni takipler yapılmayacaktır. Takiplerin duracağı düzenlenmiş
iken hacizlerin kaldırılacağına ilişkin bir tedbire kanunda yer
verilmediği gibi mevcut düzenlemeden böyle bir sonuç da çıkmamaktadır.
Mahkemece bu yönler gözetilmeden hacizli malların borçlu şirkete teslimine
karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” (Esas: 2005/2033, Karar:
2005/3760, Karar Tarihi: 07.04.2005) kararı da bu görüşü destekler
niteliktedir.
Kanaatimizce, bu karar Yargıtay’ın iflas ertelemesi ile ilgili; “iflas
erteleme süresince şirketlerin aktiflerinin korunması, çalıştırılması ve
bu şekilde pasiflerinin (borçlarının) azaltılması” tanımına ters
düşmektedir. Zira hacizli malların iadesinin engellenmesi durumunda, söz
konusu aktifler çalıştırılamayacak ve bu da borçların itfasının
gecikmesine hatta borçların ödenememesine yol açacaktır.
Sayın Prof. Dr. Ramazan ARSLAN’ın ; “Yargıtay’ın alacaklıların maddi
hukuktan doğan takas, mahsup gibi hakları tedbir kararı ile kısıtlanamaz
yönündeki kararlarına, uygulamada karşılaşılan bazı kötü niyetli
davranışlar dikkate alındığında, ilke olarak, katılmamak mümkün değildir.
Ancak, İİK’ nun 179/a maddesinin birinci fıkrası hükmünün hâkime verdiği
geniş yetkiyi kısıtladığı da söylenebilir. Gerçekten, alınacak tedbir
kararlarıyla borçlu şirketin projeye uygun faaliyeti sınırlandırılacak ve
hatta önlenecek olursa, iflasın ertelenmesinden beklenen sonuç nasıl elde
edilebilecektir? Örneğin, iflasın ertelenmesi talep eden şirket bir mal
üretiyorsa ve bu malın hammaddesi üzerine erteleme kararından önce haciz
konulmuşsa ve tedbir kararı ile bu haciz kaldırılamayacaksa, bu şirket
iflasın ertelenmesi kararından nasıl yararlanacaktır? Bu ve benzeri
durumlarda hâkimin kanunun verdiği yetkiyi kullanarak “gerekli her türlü
tedbiri” alabilmesi mümkün olmalıdır.”[13] açıklaması da bu görüşümüzü
destekler niteliktedir.
İflas erteleme süresi sonucunda şirketin mali durumunun düzelmesi halinde
erteleme kararı amacına ulaşmış demektir. Bu durumda kayyım tarafından
verilen rapor çerçevesinde mahkeme erteleme kararını kaldırır. Diğer
taraftan, iflas erteleme süresi dolmamakla birlikte, mahkeme kayyımın
verdiği raporlardan şirketin malî durumunun iyileştirilmesinin mümkün
olmadığı kanaatine varırsa erteleme kararını kaldırarak şirketin iflâsına
karar verebilir.
-
İflas Erteleme Nedir?
Borca batık durumda olan sermaye şirketlerinin, mahkemeye sunulan inandırıcı iyileştirme projesi çerçevesinde, mahkeme tarafından atanacak bir kayyım nezaretinde ve belli bir süre içerisinde mali durumlarının düzeltilerek iflastan kurtulmaları için öngörülen hukuki bir müessesedir. İflas erteleme kararı en çok 1 yıl için verilebilmekte ve bu süre atanan kayyımın verdiği rapor doğrultusunda mahkemece 4 yıla kadar uzatılabilmektedir. İflas ertelemenin sonucu olarak, kesinleşmiş takipler sonucunda rehnedilen malların, şirketin faaliyetinde kullanılan kısmı yediemin olarak şirkete bırakılmakta, diğer rehinli malların ise satışı durdurulmaktadır. Bunun haricinde kamu alacakları için yapılan bütün işlemler de durdurulmaktadır.
Yetkileriniz
- Konu Acma Yetkiniz Yok
- Cevap Yazma Yetkiniz Yok
- Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
- Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
-
Forum Kuralları