Toplam 5 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 5 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Yazdırılmayan KDV'nin İndirlmesi

  1. #1
    Yönetici
    Üyelik tarihi
    03.Şubat.2004
    Nereden
    Antalya, Turkey
    Mesajlar
    4,612
    T.C.
    DANIŞTAY 4. DAİRE
    Esas No : 2006/94
    Karar No : 2006/917
    <?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />
    Temyiz Eden : ............................ Ltd. Şti.
    Vekili : Av. Melih DAĞ
    Karşı taraf : ...... Vergi Dairesi Md.lüğü
    İstemin Özeti : 01.06.1997 - 31.12.1997 dönemine ilişkin işlemlerin defterlere kaydedilmediği, sadece bilgisayarlarda yer aldığı ileri sürülerek 1997 yılının Haziran – Aralık aylarına ilişkin katma değer vergisi indirimleri kabul edilmemek suretiyle davacı şirket adına katma değer vergisi salınmış ağır kusur cezası kesilmiştir. Ankara 1. Vergi Mahkemesinin 19.11.2003 günlü ve E. 2003/322. K.2003/935 sayılı kararıyla, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29 uncu ve 34 üncü maddelerinde katma değer vergisi indirimine ilişkin esasların düzenlendiği, buna göre yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için indirime konu verginin fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmesi ve alış belgelerinin yasal defterlere kaydedilmesinin zorunlu olduğu, belgelerin defterlere kaydedilmiş olması zorunluluğunun kaydı zorunlu belgelerin, yükümlülerin tutulması zorunlu defterlerine kayıt düzenine uyularak yazılmasını gerektirdiği, davacı şirketin onaylanmış defterlerine ilgili dönem kayıtlarının işlenmediği, incelenen vergilerin gereği olarak yükümlülerin otomasyon uygulanmasına özendirilmesinin amaçlandığı, ancak otomasyon uygulayan işletmelerde bilgisayarla işlem yürütülmesinin alış belgelerinin yevmiye defterine kaydına ilişkin zorunluluğu ortadan kaldırmadığı, defterlere kaydedilmeyen faturalarda yazılı katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacı şirket, işlemlerin bilgisayara kaydedildiğini, faturaların gerçeğe uygun olmadığına ilişkin bir iddiada bulunulmadığını ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir.
    Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
    Tetkik Hakimi H. Gül Yılmaz’ın Düşüncesi : 01.06.1997 - 31.12.1997 dönemlerine ilişkin işlemlerini defterlere kaydetmeyerek, bilgisayarda kayıtları muhafaza eden davacı şirketin ilgili dönem katma değer vergisi indirimleri kabul edilmemek suretiyle tarhiyat yapılmıştır.
    Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29 ve 34 üncü maddeleri ile getirilen fatura ve benzeri belgelerin defterlere kaydedilmesi zorunluluğu ile amaçlanan, yükümlülerin katma değer vergisi indirimlerinin gerçeğe uygunluğunun kontrolünü sağlamak olup, ilgili döneme ilişkin her türlü bilgi ve kayıt bilgisayarlarda yer aldığından bu kontrolün sağlanması mümkündür. Bu nedenle aksi yöndeki mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
    Danıştay Savcısı Münevver Demir’in Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
    Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
    01.06.1997–31.12.1997 dönemine ilişkin işlemlerin defterlere kaydedilmeyerek sadece bilgisayar ortamında kayıtlı bulunması nedeniyle davacı şirketin katma değer vergisi indirimleri kabul edilmemek suretiyle yapılan tarhiyata karşı açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmektedir.
    3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendinde; Mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiş, 34 üncü maddesinde ise, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca göstermek ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği belirtilmiştir.
    Bu düzenlemeler uyarınca katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için indirim konusu yapılacak verginin, fatura ve benzeri vergilerde ayrıca gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmesi gerekmekte olup, bu şekilde, yapılacak indirimin gerçeğe uygunluğu ve otokontrolü sağlanmaya çalışılmaktadır.
    Ancak, 213 sayılı Vergi Usul Kanununda 4731 sayılı Kanunla yağılan değişiklikle, başlığı “elektronik ortamdaki kayıtlar ve elektronik cihazla belge düzenleme” şeklinde yeniden düzenlenen mükerrer 242 nci maddeye eklenen (2) işaretli bentte, elektronik defter, elektronik belge ve elektronik kayıtın tanımları yapılarak, bu Kanunda ve diğer vergi kanunlarında defter ve belgelere ilişkin olarak yer alan hükümlerin elektronik defter, kayıt ve belgeler için de geçerli olduğu ve bu konuda Maliye Bakanlığı’nın usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanarak gelişen teknoloji gereklerine vergi kanunlarında yer verilmeye başlandığı görülmektedir.
    Davacı şirket, tüm işlemlerini bilgisayar kayıtlarına geçirmiş, 01.01.1997-31.05.1997 dönemlerine ilişkin bilgisayar kayıtlarını 07.07.1997 tarihinde yevmiye defterine kaydetmiş, ancak 01.06.1997-31.12.1997 dönemlerine ilişkin işlemlerini yevmiye defteri ve defteri kebire kaydetmemiştir. Davacı şirketin katma değer vergisi indiriminden yararlanmasına ilişkin yasal şartları yerine getirmediği ileri sürülerek katma değer vergisi indirimleri kabul edilmemiştir. Yükümlülerin fatura ve benzeri belgeleri defterlere kaydetmeleri, belgelerin gerçekliğinin araştırılmasına imkan tanınması açısından önemlidir. Ancak gelişen teknoloji, artık yasal defterler dışında elektronik ortamda yer alan kayıtların da dikkate alınmasını zorunlu kılmaktadır. Davacı şirketin ilgili dönemde indirim konusu yaptığı katma değer vergisinin varlığına ilişkin tespitlerin bilgisayar kayıtlarından yapılması mümkün iken ibraz edilen bilgisayar kayıtları ve indirim konusu yapılan faturalar incelenmeksizin defterlere kaydedilmeyen faturalarda yazılı katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağından söz edilerek bulunan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyatta ve bu tarhiyata karşı açılan davayı reddeden Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle davacı temyiz isteminin kabulüyle, Ankara 1. Vergi Mahkemesi’nin 19.11.2003 günlü ve E:2003/322, K:2003/935 sayılı kararının bozulmasına esasta oybirliğiyle, gerekçede oyçokluğuyla 24.04.2006 gününde karar verildi.

    Başkan Üye Üye Üye Üye
    Sumru Çörtoğlu Z.Nurhan Yücel F.Anıl Genç M.Zeki Çelebioğlu Taci Bayhan

    X
    KARŞI OY (X)

    Vergi Ödevi hem yükümlüsü hem de vergilendirme hak ve yetkisine sahip devlet yönünden Anayasal güvence altına alınmıştır. Devletin vergilendirme yetkisini Yasama organı kullanır. Bu husus Anayasa’nın 73 üncü maddesinde “vergi resim harç ve benzeri mali yükümler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır” şeklinde açıklanmıştır. Bu nedenle de vergi koyma yetkisi bağlamında yine 73 üncü maddede, vergi muaflık, indirim ve istisnalarıyla oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirlediği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi sadece Bakanlar Kurulu’na tanınmıştır.
    Buna rağmen 1980 lerden başlayarak çeşitli Vergi Kanunlarında çeşitli maddelere “bu husustaki usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir” ibaresine yer verilmiş ise de, bu ifade olmadan da Maliye Bakanlığı zaten gerekli gördüğü hallerde tebliğler yayımlayarak uygulama usullerini belirtegelmekteydi. Ayrıca “esas” sözcüğünün idareye, “vergi koyma” imkanını sağlayabilecek kadar geniş bir yetki tanıdığı, bunun ise Anayasa’nın 73 üncü maddesiyle bağdaşmayacağı açıktır.
    Bilindiği gibi Vergi Usul Kanunu’nun ikinci kısım, “defter tutma” başlıklı birinci bölümünde, hangi defterlerin hangi koşullarda nasıl tutulacağına dair ayrıntılı hükümlere yer verilmiş, bu bağlamda, Vergi Usul Kanunu’nun 183 üncü maddesinde yevmiye defterinin ciltli ve sahifeleri müteselsil sıra numaralı olacağı, mükelleflerin diledikleri takdirde yevmiye defteri ve tutulması zorunlu diğer defterlerini müteharrik yapraklı olarak kullanabilecekleri hükmü getirilmiş, defterlerin tasdiki başlıklı 10 uncu bölümde, birinci bölümde yazılı defterlerin tasdik usullerine yine ayrıntılı olarak yer verilmiştir.
    Aynı Yasanın, 3762 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle eklenen mükerrer 242 nci maddesine, 4731 sayılı Yasanın 4/E maddesiyle eklenen 2 nci fıkrasında, elektronik defter, şekil hükümlerinden bağımsız olarak bu kanuna göre tutulması zorunlu defterlerde yer alması gereken bilgileri kapsayan elektronik kayıtlar bütünü olarak tanımlanmış, bu kanunda ve diğer vergi kanunlarında defter ve belgelere ilişkin olarak yer alan hükümlerin elektronik defter kayıt ve belgeler için de geçerli olduğu belirtildikten sonra Maliye Bakanlığının elektronik defter, belge ve kayıtlar için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirlemeye yetkili olduğu hükmü getirilmiştir. Devamında da, Maliye Bakanlığı elektronik defter, belge ve kayıtların oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafaza ve ibrazı ile defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması ve düzenlenmesi uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili kılınmıştır.
    Aradan geçen 5 yıl içinde Maliye Bakanlığınca bu konuda usul ve esasları belirleyen bir düzenleme yapılmamış, dolayısıyla örneğin tasdik makamı olan noterlere, bu tür defter ve kayıtların noterlerce tasdik edilip edilmeyeceği ve tasdike ilişkin yöntemleri duyuran herhangi bir genelge, tebliğ vs düzenlenerek açıklama getirilmemiştir. Sadece bu boşluğun doldurulması amacıyla Noterler Birliği’nin 24.04.2006 ve 24 sayılı genelgesi ile bilgisayarda tutulan defterlerin de müteharrik yapraklı defter kapsamında olduğu, dolayısıyla buna göre tasdik yapabilecekleri öngörülmüştür. Bu durumda, yasal defterlerle ilgili olarak yasa koyucu tüm detaylara yasada yer vermişken ekonomik ve teknik gelişmeler gözönünde tutularak Mükerrer 242 nci maddeye eklenen bir fıkra ile tüm detayların düzenlenmesinin Maliye Bakanlığına bırakılmış olması ve Bakanlıkça bu konuda hiçbir şey yapılmamış olması, elektronik ortamda defter tutam mükellefleri yasal defterleri tutmamış duruma düşürerek haklarında re’sen takdir yoluyla tarhiyat yapılması sonucunu doğurduğu, yani vergi konulması yetkisinin böylece Anayasa’nın 73 üncü maddesine aykırı olarak yürütme organına geçirildiği sonucuna ulaşılmaktadır.
    Bu nedenlerle, davacı şirketin her türlü kayıtlarını bilgisayarda tutmasında kanuna aykırılık bulunmadığından, olayda, re’sen takdir nedeninin bulunmadığı, tarhiyatın bu nedenle kaldırılması gerektiği görüşüyle karara gerekçe yönünden karşıyım.

    Üye
    Z. Nurhan Yücel
    ------------------
    Uyarı: Kişi veya kurumları eleştiri taşıyan mesajların altında eğer imza yok ise, gerekli görüldüğü zaman mesajlara forum yetkililerince uyarısız müdehale yapılacaktır.

  2. #2
    Yönetici
    Üyelik tarihi
    03.Şubat.2004
    Nereden
    Antalya, Turkey
    Mesajlar
    4,612
    Değerli Meslektaşlarım,

    Meslektaşımız SMMM Sayın Nusret Kurdoğlu Hocamızın dakatılımında açılan davanın sonucunu üstte yayınlıyorum.

    Bu karar ile artık teknolojinin kullanılması gerektiğinin desteklendiğini, kırtasiyeciliğin biraz daha yok edildiğini anlıyorum.Edited by: Mustafa Gülşen
    ------------------
    Uyarı: Kişi veya kurumları eleştiri taşıyan mesajların altında eğer imza yok ise, gerekli görüldüğü zaman mesajlara forum yetkililerince uyarısız müdehale yapılacaktır.

  3. #3
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    08.Şubat.2005
    Nereden
    Ankara
    Mesajlar
    750
    Merhabalar,

    Bu kararla ilgili bazı konulara dikkat etmek gerekiyor.

    Öncelikle bu karar bir içtihadı birleştirme kararı değil. Yani sadece davacı şirket açısından hüküm ifade eder. Bu nokta çok önemlidir.

    İkinci nokta, bunun bir bozma kararı olması.. Vergi mahkemesi davayı reddetmiş, Danıştay bu red kararını bozmuştur.

    Karar içeriğine bakıldığında da ilginç, güzel ve doğru yorumlarla karşılaşıyoruz.

    Ana gerekçede, vergi mahkemesi kararının (kanuna değil) hukuka aykırı olduğu belirtilmiş ki bu çok ilginç.. Kanunların da hukuka aykırı olabileceği kabul edilmekte..

    Bozma kararı oy birliği ile verilmiş, ama gerekçe için karşı oy yazısı var. Karşı oy yazısında da, "Karar hukuka olduğu kadar kanuna da aykırı" görüşü işlenmiş, bu arada da bakanlığın üzerine düşeni yapmamasının ödevliyi zora soktuğu açıkça anlatılmış.

    Tekrar altını çizmek gerekiyor, bu karar defter dökme işlevini durdurmamalı.. Aksine bir dolu karar da var.. Ne zaman içtihat birleştirilir, o zaman herkes için geçerli hale gelir.
    Saygılarımla
    SMMM Nusret KURDOĞLU

  4. #4
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    07.Aralık.2005
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    360
    değerli meslektaşlar,

    karar,sayın hocamız nusret kurdoğlu'nun da belirttiği gibi çok ilginç bir karar.şu ana kadar bu gibi olaylarda yasal defterlerekaydedilmeyen kdv'indirimleri kabul edilmedi ve bu yönde çok dava kaybedildi.

    hocamız son derece haklı,ne zamanki içtihadı birleştirme kararı alınır.o zaman bu extrem karar geçerli hale gelir.

    mehmet kaya
    istmk

  5. #5
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    18.Kasım.2005
    Nereden
    İzmir
    Mesajlar
    1,432
    Kutlarız.

    Yargı artık, bırakalım defteri, faturaları bile görse, indirilecek kdv olarak kabul etmeye başlamıştır.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •