sayın Meslekdaşlar

Bir ekonomist olarak ekonomi konularında görüş beyan etmeyi mesleğin bir icabı olararak görüyorum. Bu nedenle forumda ekonomi hakkındaki görüşler başlıklı bir bölümün açılmasında fayda vardır kanaatindeyim. Bu teklifim ile bir başlangıç yapmak üzere son günlerin konusu olan ekonomik krizin değinilmeyen yönlerini açığa çıkarma amacını güden bir makalemi burada görüşlerinize sunuyorum.

Saygılarımla
Osman EROL
Mali Hukuk uzmanı


<B style="mso-bidi-font-weight: normal">EKONOMİK KRİZİN GERÇEK NEDENLERİ<?: prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Osman EROL[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Mali Hukuk Uzmanı[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Ekonomist[/B]

ABD de başlayan ve tüm dünyada etkisini gösteren ekonomik krizin gerçek nedenleri bu güne kadar ortaya konmuş değil. Bu konuda ileri sürülen görüşler krizin sebepleri değil, sonuçları üzerine olmuştur. Her nedense krizin sebeplerini ortaya koymaktan özenle kaçınılır gibi bir durum gözlenmektedir. Bu da Amerikanın politik çıkarlarını gözeten çevrelerin ve konu hakkında yeterli bilgisi olmayanların bilhassa ön plana çıkarılmasından kaynaklanmaktadır.

Önce bilinmesi gereken husus ülkemizde bir türlü istenilen düzeye çıkarılamayan (Tevekkeltü taalallah zihniyeti bunun asıl sebebidir) sigorta uygulamasının ABD de ne denli önemli olduğu hususudur. Kaza sigortası dolan bir Amerikalı sokağa çıkmaktan çekinir ve ilk yapacağı iş sigortasını tazelemek olur. Bu nedenle sigorta o kadar yaygınlaşmıştır ki, sigorta poliçesi tıpkı bir emre muharrer senet gibi piyasada başkalarına ciro edilir. Yani bir değerli kağıt gibi piyasası vardır.

Krizin kaynağı olarak ABD’deki morgıç (Ömür boyu ipotek) uygulamasının aksaması gösterilmektedir. Açıklamalara göre banka ipoteği ile ev alanlar taksitlerini ödeyemeyince, bankalar ve sigorta şirketleri arasında türev piyasa olarak adlandırılan, yani ipotek edilen değerin teminat gösterilerek tekrar kredi alınması demek olan ve ülke çapında 6 trilyon doları bulduğu ifade edilen kredi ilişkisinde zincir kopmuştur. Vadesi gelen borçlar ödenememiş ve bu durum devasa boyuttaki borçlu şirketlerin iflası ile sonuçlanıştır. Krizin Avrupa piyasasını etkilemesi ise, Avrupa’daki sigorta şirketlerinin Amerika’daki sigorta şirketlerin reasüransı olmasından kaynaklanmaktadır. Yani aslında Amerika’daki şirketin iflası büyük oranda Avrupa’daki şirketin kesesinden olmuştur.

Görüldüğü gibi kriz tamamen sermaye piyasası ile ilgili olup reel sektörle ilgisi yoktur. Haberlerden öğrendiğimize göre Avrupa’da halk, bu krizin sebebini Karl Marks’ın Kapital adlı itabında ileri sürülen kapitalizmin kaçınılmaz sonunun gerçekleşmesi olarak değerlendirmiş ve bu kitaba karşı olağan üstü bir talep doğmuştur.

Şüphesiz bu ilgi bir yanılgının eseridir. Kapitalist sistem çökmemiştir. Karl Marks’ın teorisinin üç sacayağından biri olan (Sermayenin terakümü) esasen anonim şirketlerin sermayeyi tabana yayması fonksiyonu ile ebediyen çökmüş ve sosyal bilimler müzesinde yerini almıştır. Krize kulp aramak için bu teoriye sığınmak öküz altında buzağı aramaktan farksızdır. Şüphesiz kapitalist sistem krizden azade değildir. Piyasanın doyuma ulaşması ile devri (Periyodik) olarak krizler olmaktadır ama bu krizler ekonominin nezle olması gibi geçici rahatsızlığıdır. Sistemin topyekün bir çökmesi ile sonuçlanmaz.

Krizin sonuçlarını bir tarafa bırakıp sebeplerine gelmek için filmi sondan alıp başa doğru oynatmamız gerekir.

Ömür boyu ipotekle ev sahibi olan insanlar, bu evleri satmak amacı ile yani spekülasyon amacı ile almış değillerdir. En azından çok büyük çoğunlukla bu amaç güdülmemiştir. Televizyonlarda bazı görüş sahiplerinin ifade ettiği gibi bankalar bu krediyi verirken ince eleyip sık dokumadıkları, ödeme kabiliyeti olmayanlara da yani çulsuzlara da kredi verdikleri tezi de yanlıştır.

Amerika’daki ömür boyu ipotek kredisinin özelliği bizdeki gibi sabit değil, değişir faizli olmasıdır. Kredi faizleri piyasadaki enflasyon oranına göre yeniden düzenlenmektedir. İşte dananın kuyruğun koptuğu yer burasıdır. Amerika’daki enflasyon oranları son beş sene içerisinde yüzde 1 den yüzde 4 e tırmanmıştır.Yani ev için kredi alanların borç taksitleri içindeki faiz hissesi (ki bu uzun vadeli borçlanmalarda büyük yekun tutmaktadır) yüzde üç yüz oranında artmıştır.

Bütçesini eski borç taksitine göre ayarlayan borçlu taksitleri ödeyemeyince alacaklı banka tarafından evine el konulmuş ve satılmıştır. Bu eve el koyma işlemlerinin ilk dönemlerinde borçluların mağduriyeti önemli boyutta değildi. Çünkü el konan evin piyasa fiyatı hem borçluyu hem de alacaklı bankayı tatmin edecek düzeydeydi. Ancak, bu el koyma ve satma işlemleri ( Arz) piyasadaki talebi çok aştığından ev fiyatları çok düşmüş, borçlu tamamen müflis duruma düşerken, banka da ödediği krediyi geri alamaz duruma düşmüştür.

Bir borçlu için geçerli olan bu meblağı milyonlarla çarpınca trilyon dolarlarla ifade edilen bir zarar ortaya çıkmıştır. Eğer krediyi alan ilk borçlu borcunu (ülke çapında) aksatmamış olsaydı türev piyasaların krizin doğmasında hiçbir olumsuz etkisi olmazdı. Bu keşide edilen çekin cirantalar arasında el değiştirmesine benzer. Keşidesi eğer borcunu zamanında öderse çek isterde elli kere ciro edilsin hiçbir sorun çıkmaz.

Filmi geriye doğru oynatmaya devam edersek krizin asıl nedenine yani enflasyonun nedenine biraz daha yaklaşmış oluruz. İktisatta (iki T) nazariyesi diye adlandırılan bir öğreti vardır. O da
ekonomide mevcut kıt kaynakların nereye yönlendirileceği ile ilgilidir. (T) lerden biri top’u diğeri ise tereyağını temsil eder. Amerika Gerge Bush döneminde başlattığı ve halen devam eden Irak ve Afganistan savaşlarında, mevcut askeri harcamalarına ek olarak bir buçuk trilyon dolar harcama yapmıştır ve halen de yapmaktadır. Yani Amerikan yönetimi ekonomik kaynaklarını tereyağı için değil top için harcamıştır. Toplumdan tam destek görmeyen bu savaş harcamalarının ilave vergilerle karşılanmasının zor olması nedeniyle diğer bir finans kaynağı olan petrol kullanılmış, savaş masraflarının petrol satışından alınacak vergilerle karşılanması hesabedilmiştir. Bu nedenle petrol fiyatları inanılmaz seviyelere çıkmıştır. Bu artışın asıl ceremesini dünya petrolünün dörtte birinin harcandığı Amerika’daki halk ödemiştir. Ekonomide hemen her sektörü ilgilendiren petrol enflasyon genel seviyesinde yüzde üç yüz artışa neden olmuştur. Nitekim bunun böyle gitmeyeceğini anlayan yönetim petrol fiyatlarını bir gecede 140 dolardan 50 dolara düşürmüştür. Bundan Amerikan petrol kartellerinin petrol fiyatları üzerinde ne denli etkili olduğu gerçeği de su yüzüne çıkmış olmaktadır. (*)

Bu filmi daha önce de görmüştük. Amerika Vietnam savaşı masrafları nedeniyle 1974 de benzer bir krize girmiş ve dolarda meydana gelen düşüş nedeniyle, veya dolardaki bolluk nedeniyle aynı miktarda altın karşılığı bulundurma imkanını kaybetmiş ve doların altın standardı özeliğine son vermişti.

Petrol zammı reel sektör üzerinde de etkili olmuştur. Nitekim, yüksen akaryakıt fiyatları otomobil talebine büyük darbe vurmuş, Ford, General Motor gibi otomotiv devleri düşen talep nedeniyle iflas durumuna girmiştir.

Krizin Avrupa ve Asya piyasalarında hissedilmesi de bu piyasaların Amerikan ekonomisi ile organik bağlarının olmasından kaynaklanmaktadır. “Amerika nezle olursa Avrupa hapşırır” deyimi bunu anlatmaktadır. Unutulmamalıdır ki ABD dünya üretiminin yüzde kırkını gerçekleştirmektedir. Böyle bir ekonomideki tökezlemenin dünyayı etkilememesi düşünülemez. Ekonomilerin birbirine bağlı olduğu gerçeğine bir örnek de petrol fiyatlarının düşüşü ile Rusya’da meydana gelen ekonomik daralmanın orda iş yapan Türk inşaat firmalarını etkilemesidir. Haberlerden Rusya’da inşaat sektöründe çalışan yirmi bin Türk işçisinin işsiz kaldığı ve yurda döndüğü bildirilmektedir.

Sonuç olarak, bu krizin gerçek nedeninin Irak ve Afganistan savaşı olduğunu söylersek yanılmış olmayız.

Bu krizden çıkışın çaresi devletin tüketiciyi açıktan finanse etmesi demek olan ve (desteklenmiş Kapitalizm) olarak adlandırılan tedbirlerin uygulamaya konulmasıdır.

Sonuç olarak başta söylediğimiz gibi Irak savaşının finanse edilmesi amacıyla yürütülen petrol zammı bu sonuçları doğurmuş, yani yanlış hesap Bağdat’tan dönmüştür.
.................................................. .................................................. ................................

(*) Amerika'nın Sesi ▪Turkish
Amerika'da Enflasyon Tehdidi Büyüyor
<I style="mso-bidi-font-style: normal">Amerika Merkez Bankası Başkanı, enflasyonun çok yüksek olduğunu ve kontrol alınmasına birinci önceliği vereceğini açıkladı.

Kongrede bugün de ifade vermeye devam eden Ben Bernanke, mali piyasaların istikrara kavuşturulması gerektiğini tekrarlarken ekonominin durumunu “durgunluk” olarak tanımlamayı reddetti.

Bernanke, Temsilciler Meclisi Mali Hizmetler komisyonunda konuşurken enflasyonun yükseldiğini gösteren yeni bir hükümet raporu açıklandı.

Amerika’da enflasyon son 17 yılın en yüksek düzeyine çıktı.

Amerika Çalışma Bakanlığı, tüketici fiyatları endeksinin Haziran ayında yüzde bir buçuktan fazla artış kaydettiğini bildirdi. Artışa yakıt fiyatları gerekçe gösteriliyor.

Çalışma bakanlığının raporunda, perakende fiyatların geçen yıla oranla yüzde beş arttığı da belirttildi.

Avrupa Merkez Bankası da tüketici fiyatlarının geçen yıldan bu yana yüzde 4 artış gösterdiğini açıkladı. Enerji ve yakıt fiyatları yine Haziran ayında yüzde 16 artarken, gıda fiyatları da yüzde 6 oranında artış gösterdi.

Japonya Merkez Bankası’ysa, enflasyon baskıları yüzünden ekonomik beklentilerini azaltma kararı aldı.[/I]<I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]