<TABLE =Ms&#111;normalTable style="WIDTH: 100%; mso-cellspacing: 2.2pt; mso-padding-alt: 0cm 0cm 0cm 0cm" cellSpacing=3 cellPadding=0 width="100%">
<T>
<TR style="mso-yfti-irow: 0; mso-yfti-firstrow: yes">
<TD style="PADDING-RIGHT: 2.25pt; PADDING-LEFT: 2.25pt; PADDING-BOTTOM: 7.5pt; PADDING-TOP: 7.5pt">
DÜNYA<?:NAMESPACE PREFIX = O /><O:P> </O:P>
28.06.2005, SALI<O:P> </O:P>
5084 ve 5350 sayılı kanunlarla getirilen gelir vergisi stopaj teşviği<O:P> </O:P></TD></TR>
<TR style="mso-yfti-irow: 1; mso-yfti-lastrow: yes">
<TD style="PADDING-RIGHT: 2.25pt; PADDING-LEFT: 2.25pt; PADDING-BOTTOM: 0.75pt; PADDING-TOP: 0.75pt" colSpan=2>

Ahmet E. ALPTEKİN <O:P></O:P>
Maliye Bakanlığı <O:P></O:P>
E. Hesap Uzmanı <O:P></O:P>


Her iktidarın arzusu, ekonomik büyümenin sağlanması. Sosyal dokuya zarar vermeden bu işin başarılması gerekiyor... Seçim öncesi öne sürülen temel bir argüman da işsizliğe çare bulmak. Enflasyonu düşürmek. Artan nüfusun artan ihtiyaçlarının başka türlü karşılanması mümkün değil. Bu amaç için yatırımların artarak istihdamın sağlanması gerekiyor. <O:P></O:P>


6 Şubat 2004 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5084 sayılı kanunla 36 ilde başlatılan teşvik uygulamasına aradan yaklaşık 1,5 yıl geçtikten sonra 5350 sayılı kanunla 13 il daha dahil edildi. Önceki kanunda temel kriter 2001 yılı için belirlenen 1500 USD'lik fert başına GSYİH rakamı iken, buna 5350 sayılı kanunla DPT'nin sosyoekonomik gelişmişlik endeksi eklendi. <O:P></O:P>


Teşviğin uygulama süresi 2008 sonuna kadar... Bir diğer ifadeyle 36 il için yaklaşık 4, 13 il için 2,5 yıl teşvik uygulanacak... Her iki kanun tedvin zaafları taşımakla beraber 3 temel konuda teşviği öngörmekte. Bunlardan gelir vergisi stopajı teşviği amaca uygun olarak en kolay uygulanabileni. <O:P></O:P>


Teşvik uygulamasından sadece gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olanlar faydalanacak olup; <O:P></O:P>


36 ilde 1 Ekim 2003 tarihinden, 13 ilde 1 Nisan 2005 tarihinden sonra işe başlayanlar yarattıkları istihdam, <O:P></O:P>


36 ilde 1 Ekim 2003 tarihinden, 13 ilde 1 Nisan 2005 tarihinden önce bölgede faaliyette bulunanlar yarattıkları ek istihdam ölçüsünde yararlanırlar. <O:P></O:P>


Reel istihdam artışları kabul ediliyor. Fiktif artışlar, mevcut istihdamın kaydırılması değerlendirme dışı bırakılıyor. <O:P></O:P>


Mevcut ve faaliyette bulunan işletmelerin devredilmesi, birleşmesi, bölünmesi veya nevi değiştirmesi, <O:P></O:P>


Mevcut bir işletmenin kapatılarak değişik bir ad veya unvan veya bir iş birimi olarak açılması, <O:P></O:P>


Yönetim ve kontrolü elinde bulunduracak şekilde doğrudan veya dolaylı ortaklık ilişkisi bulunan şirketler arasında istihdamın kaydırılması, <O:P></O:P>


Şahıs işletmelerinde işletme sahipliğinin değiştirilmesi, <O:P></O:P>


ek bir kapasite ve istihdam artışına neden olmayan işlemler olarak değerlendirilmiş. <O:P></O:P>


Halbuki devir, birleşme veya nevi değiştirme işletmelerin kurumsallaşmasına yönelik uygulamalardır. Teşviğin bizatihi amaçlarından biri de budur. Bireysel girişimcilerin yegane ellerindeki özkaynakla yatırım yapmaları isteniyor... Sinerji yaratmak suretiyle istenen istihdam artışından daha fazlasının sağlanabileceği gözardı edilmekte. Kanun ve tebliğin buradaki düzenlemesine anlam vermek mümkün değil. İş alemine duyulan bir güven eksikliğinin tezahür ettiğini söylemek hiç de zor değil. <O:P></O:P>


36 ilde G.V.Stp teşviğinin nasıl uygulanacağına dair kanunun çıkmasından yaklaşık iki ay sonra tebliğ yayımlandı. 5350 sayılı kanunla yapılan değişikliklerden sonra ise henüz bir tebliğ yayımlanmış değil. Yürürlüğe girmiş ve ilk muhtasar beyannameler verilmiş olmasına rağmen henüz usul ve esaslar belirsiz. Sadece bir tebliğ taslağı hazırlanmış. Teşviğin amacına aykırı olarak belirsizliğin artması mükellefleri mağdur ediyor. Muhakkak suretle yayımlanacak yeni tebliğde eskiye yönelik düzenleme yapılması gerekiyor. Aksi takdirde maddenin yürürlük tarihi olan 1 Nisan 2005 tarihinden tebliğ yayımlanıncaya dek muhtasar beyannamelerden terkin yapılamayacak. <O:P></O:P>


5084 sayılı kanunla istihdam üzerindeki yüklerin hafifletilmesi için esas alınan tarih 1 Ekim 2003. Bu tarihten önce devlete beyan edilen işçi sayısına ilave olarak yeni işe alınan ve bu iş yerlerinde fiilen çalıştırılan işçilerin ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisi, muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilebiliyor. 5350 sayılı kanunda ise esas alınan tarih 1 Nisan 2005 ve artırılan işçi sayısı ile mevcut işçilerden artırılan işçi sayısının iki katı kadar işçi kapsamda. Terkin edilecek oran organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu işyerleri için yüzde 100, diğer yerlerdeki işyerleri için yüzde 80. <O:P></O:P>


Her iki kanunda oran açısından bir farklılık yok. Uygulama aynı esaslar üzerinde. Farklılaştıkları yerler ise kapsama alınan işçi sayısı ile ilgili. 5084 ek istihdamın tamamını almakta iken, 5350 daha az işçiyi uygulamaya almış. Tedvin zaafları taşıyor kanun. Yapılan ek istihdam her halükarda yararlanıyor... İlave olarak bu istihdamın 2 katı tutarındaki işçi de bu uygulama kapsamına alınmış... Bunların mevcut işçilerden olduğu değerlendirilmekte. Yoruma açık bir ifade taşımakta kanun maddesi. Bu şekilde bir ifade tarzı yerine doğrudan yaratılan ek istihdamın 3 katı kadar işçinin uygulama kapsamında olduğu belirtilip bir de tavan konulabilirdi. <O:P></O:P>


Terkin edilecek tutar, kapsama giren işçi sayısı ile asgari ücret üzerinden ödenmesi gereken verginin çarpımı sonucu bulunacak tutarın organize sanayi ve endüstri bölgelerindeki işyerlerinde tamamını, diğer yerlerdeki işyerlerinde ise yüzde 80'ini aşamayacak. Bu işlem çalıştırılan işçi bazında değil, uygulamadan yararlanabilen işçi sayısı dikkate alınarak toplu olarak yapılacak. <O:P></O:P>


Gelir vergisi stopajı teşviğinden yararlanacak olan mükellefler, ilgili döneme ilişkin verecekleri muhtasar beyannamelerinde, çalıştırdıkları tüm işçilere ait ücret matrahlarını beyan ederek bunlara ilişkin vergilerin tahakkuk ettirilmesini sağlayacaklar. Beyanname ile birlikte ayrıca teşviğin uygulanması ile ilgili işyerleri ve istihdam edilen işçilere ilişkin bilgiler ve terkin konusu olacak vergi tutarını gösteren bir bildirimin de verilmesi gerekmekte. Beyannamenin ilgili tablolarında terkin edilecek tutar gösterilecek. Vergi dairesince ayrıca bir terkin işlemi yapılmayacak. <O:P></O:P>


Teşviği düzenleyen bu iki kanunun uygulanmamak üzere çıkarıldığını söylemek hiç de zor değil. Evvela kanun metni anlaşılmaktan çok uzak, yoruma açık. Kanunun yetki verdiği kamu idareleri, kanunu yorumlamakta çok katı davranmış. Birçok formaliteye boğmuş. Teşviği binbir aşamadan geçtikten sonra girişimci alacak. İlaç paralarını, vatandaşa olan borçları bile zamanında ödeyemeyen, yüzde 6,5'luk faiz dışı fazlaya sıkışmış idare acaba kanunla söz verdiği, Hazine tarafından karşılanacak tutarları nasıl ödeyecek? Anlaşılıyor ki bir güven eksikliği var. Ülkenin girişimcilerine güvenilmiyorsa, uygulanmayacak bir kanunsa neden çıkarılıyor ki? <O:P></O:P></TD></TR></T></TABLE>
<O:P></O:P>