Toplam 4 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 4 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Çeşitli Danıştay Kararları...

  1. #1
    Ziyaretci
    <H1 style=": #333399; MARGIN: 0cm 0cm 0pt">T.C. DANIŞTAY KARARI – Yedinci Daire<?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" /></H1>

    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Esas No : 1997/552[/B]
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Karar No : 1998/505[/B]


    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Katma Değer Vergisi[/B]



    ÖZETİ: Yükümlü tarafından gümrük vergisi matrahına ilave edilen iskontonun ithalde alınan KDV matrahına da ilavesinin KDV Kanunu’nun 21. maddesi gereğince zorunlu olduğu hk.

    Temyiz İsteminde Bulunan: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına .......... Tır Gümrük Müdürlüğü

    Karşı Taraf: .......... Sanayi Ticaret Turizm İnşaat Limited Şirketi

    İstemin Özeti: .......... Tır Gümrük Müdürlüğünde tescilli 11.02.1993 gün ve 894 sayılı gümrük giriş beyannamesi kapsamında ithal olunan eşyanın faturasında gösterilen iskonto tutarının matraha ilavesi suretiyle yapılan ek katma değer vergisi tahakkukuna vaki itirazın reddine ilişkin işlemi; Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “İthalatta matrah” başlıklı 21. maddesinde ithalatta vergi matrahını oluşturan unsurların sayıldığı, aynı kanunun “Matraha dahil olmayan unsurlar” başlığını taşıyan 25. maddesinin (a) fıkrasında ise, teslim ve hizmet işlemlerinde fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen ticari teamüllere uygun miktardaki iskontoların, gümrük vergisi matrahına dahil edilemeyeceğinin sarih bir şekilde ifade edildiği; olayda, davacı şirket tarafından ithal olunan eşyalarla ilgili olarak, idare tarafından gerekli tespit ve muayeneler yapıldıktan ve beyanın doğruluğu kabul edildikten sonra, beyana göre tahakkuk ettirilen vergi ve resimlerin mükellefçe ödendiği, gümrük kontrolörünce sonradan yapılan inceleme üzerine düzenlenen raporda, faturada gösterilen iskontonun ticari teamüllere uygun olmadığı, bu nedenle, matraha ilave edilmelerinin önerilmesi nedeniyle uyuşmazlık konusu ek tahakkukun yapıldığının anlaşıldığı; ancak, gerek inceleme raporunda, gerekse idare tarafından verilen savunmalarda, ticari teamüllere göre iskonto miktarının ne olduğu veya ne olabileceği hususunda herhangi bir açıklama, ölçü veya miktar ortaya konulmadığı, zira, bu konuda belirleme yapmanın idarenin yetkisinde de olmadığı, iskontonun, alım-satıma taraf olanların serbestçe kararlaştırabilecekleri; yasalara uygun olarak düzenlenen belgelerde iskonto miktarının açıkça gösterilmesi halinde, aksi kanıtlanmadığı sürece buna itibar edilmesi gerektiği, olayda da, mükellef tarafından ibraz edilen belgelerdeki iskonto miktarının aksi kanıtlanmadığı anlaşılmakla, söz konusu tutarın ithalde alınan katma değer vergisi matrahına ilavesi suretiyle yapılan ek tahakkukta, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 25. maddesi hükmü karşısında isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden Ankara 7.Vergi Mahkemesinin 22.11.1996 günlü, E:1995/267, K:1996/1341 sayılı kararının; eşya faturasında gösterilen ve mükellef tarafından gümrük vergisi matrahına ilave edilen iskonto tutarının, katma değer vergisi matrahına da ilavesinin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “İthalatta matrah” başlıklı 21. maddesi hükmü gereği olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

    Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

    Tetkik Hakimim Selman AYDIN’ın Düşüncesi: Uyuşmazlık, davacı şirket tarafından ithal edilen eşyaya ait faturada gösterilen ve mükellefçe gümrük vergisi matrahına ilave edilen iskontonun, katma değer vergisi matrahına ilave edilmediğinin saptanması üzerine yapılan ek tahakkuktan kaynaklanmıştır.

    3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “İthalatta matrah” başlıklı 21. maddesinin (a) bendinde, “ithal edilen malın gümrük vergisine esas olan kıymeti” ithalatta katma değer vergisinin matrahını oluşturan unsurlardan biri olarak sayılmış, madde hükmünde, matraha dahil olmayan unsurlar belirtilmiştir.

    İthal edilen malın gümrük vergisi tarhına esas olan kıymetin tespitine ilişkin kurallar ise, 1615 sayılı Gümrük Kanunu’nda düzenlenmiş olup, anılan kanuna göre belirlenen gümrük vergisi tarhına esas kıymetin, aynen, ithalde alınan katma değer vergisi matrahına dahil edilmesi, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 21. maddesinin yukarıda açıklanan (a) fıkrası hükmü gereğidir. Anılan maddede yalnızca vergi matrahına dahil olan unsurlar sayılmış, matraha dahil olmayan unsurlar, dolayısıyla da iskontolar hakkında herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Zira, ithale konu eşya faturasında gösterilen iskontonun kabul edilip edilmeyeceği ya da hangi oran veya miktara kadar kabul edilebileceği hususları, tümüyle ithale konu eşyanın gümrük vergisine esas kıymetinin tespitine yönelik olup, yukarıda da açıklandığı gibi, bu konuda ortaya çıkan ihtilafların, gümrük mevzuatı çerçevesinde çözümlenmesi gerekmektedir.

    Olayda ise, faturada gösterilen iskontonun ithale konu eşyanın gümrük vergisine esas kıymetine ilave edilip edilemeyeceği konusunda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığından, anılan iskonto tutarının ithalde anılan katma değer vergisi matrahına ilave edilmesi suretiyle ek tahakkuk yapılmasında kanuna aykırılık bulunmamaktadır.

    Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 25. maddesinin (a) fıkrasında yer alan, “teslim ve hizmet işlemlerinde fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen ticari teamüllere uygun miktardaki iskontolar”ın matraha dahil olmadığı yolundaki hüküm ise, yurt içi teslimlere konu emtianın vergi matrahının tespitinde de uygulanması mümkün değildir.

    Açıklanan nedenlerle, temyiz istemini kabulü ile, ek tahakkukun terkini yolundaki mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    Danıştay Savcısı Yavuz YOKLAMACIOĞLU’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1.fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; a)Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b)Hukuka aykırı karar verilmesi, c)Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.

    Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de görülmemektedir.

    Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

    Uyuşmazlık, davacı şirket tarafından ithal olunan eşyanın faturasında gösterilen iskontonun, mükellefçe gümrük vergisi matrahına dahil edilmekle birlikte, ithalde alınan katma değer vergisi matrahına dahil edilmediği hususunun gümrük kontrolörünce yapılan inceleme sırasında tespiti üzerine, söz konusu iskonto tutarının katma değer vergisi matrahına ilavesi suretiyle ek tahakkuk yapılamasından kaynaklanmıştır.

    3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “İthalde matrah” başlıklı 21. maddesinde; “İthalde verginin matrahı aşağıda gösterilen unsurların toplamıdır” denildikten sonra, (a) bendinde; “ithal edilen malın gümrük vergisi tarhına esas olan kıymeti” ithalatta katma değer vergisinin matrahını oluşturan unsurlardan biri olarak sayılmıştır.

    İthal edilen malın gümrük vergisi tarhına esas olan kıymetinin tespitine ilişkin kurallar ise, 1615 sayılı Gümrük Kanunu’nda düzenlenmiş olup, anılan kanuna göre belirlenen gümrük vergisi tarhına esas kıymetin, aynen, ithalde alınan katma değer vergisi matrahına dahil edilmesi, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 21. maddesinin yukarıda açıklanan (a) fıkrası hükmü gereğidir. Anılan maddede, yalnızca vergi matrahına dahil olan unsurlar sayılmış, matraha dahil olmayan unsurlar, dolayısıyla da iskontolar hakkında herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Zira, ithale konu eşya faturasında gösterilen iskontonun kabul edilip edilmeyeceği ya da hangi oran veya miktara kadar kabul edilebileceği hususları, tümüyle, ithale konu eşyanın gümrük vergisine esas kıymetin tespitine yönelik olup, yukarıda açıklandığı gibi, bu konuda ortaya çıkan ihtilafların, gümrük mevzuatı çerçevesinde çözümlenmesi gerekmektedir.

    Olayda ise, faturada gösterilen iskontonun ithale konu eşyanın gümrük vergisine esas kıymetine ilave edilip edilmeyeceği konusunda taraflar arsında herhangi bir ihtilaf bulunmadığından, iskonto tutarının ithalde alınan katma değer vergisi matrahına ilave edilmesi suretiyle ek tahakkuk yapılmasında kanuna aykırılık bulunmamaktadır.

    Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 25. maddesinin (a) fıkrasında yer alan, “teslim ve hizmet işlemlerinde fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen ticari teamüllere uygun miktardaki iskontolar”ın matraha dahil olmadığı yolundaki hüküm ise, yurt içi teslimlere konu emtianın vergi matrahı tespitine yönelik olup, söz konusu hüküm, ithalde alınan katma değer vergisi matrahının tespitinde de uygulanması mümkün değildir.

    Bu itibarla, yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurulmak suretiyle bir karar tesisi gerekirken, ek tahakkuka vaki itirazın reddine ilişkin işlemin yazılı gerekçeyle iptali yolunda verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

    Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 18.02.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.










    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]

  2. #2
    Ziyaretci
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal"><?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />[/B]
    <H1 style=": #333399; MARGIN: 0cm 0cm 0pt">T.C. DANIŞTAY – Yedinci Daire</H1>

    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Esas No : 1997/367[/B]
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Karar No : 1998/509[/B]


    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">İthal Edilen Eşyaların KDV Muafiyetinden Faydalanamayacağı Hk.[/B]



    ÖZETİ: 1497 sayılı Kanunun ithalde alınan her türlü vergi, resim ve harç muafiyetine ilişkin hükümleri 13.05.1986 gün ve 19106 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 3283 sayılı Kanunla kaldırıldığından, bu tarihten sonra ithal edilen eşyanın KDV muafiyetinden faydalanamayacağı hk.

    Temyiz İsteminde Bulunan: Bağ-Kur Genel Müdürlüğü

    Vekili: Av. ..........

    Karşı Taraf: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı

    İstemin Özeti: .......... Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescil edilen 09.07.1990 gün ve 7676 sayılı beyanname ile ithal edilen eşyaya ilişkin olarak ödenen katma değer vergisinin iadesi istemiyle açılan davada, verginin iadesine karar veren Ankara 4. Vergi Mahkemesinin 14.02.1992 gün ve E:1990/797; K:1992/258 sayılı kararının; 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’nun 3165 sayılı Kanunla değişik 20. maddesinin (c) fıkrasında; kuruma ait taşınır ve taşınmaz mallar, bunların alım ve satım işlemleri ile kurumun hizmet gereği ihtiyaç duyduğu Türkiye’de temini mümkün olmayan malların ithalinin, ilgili konularda kurumun adı ve kuruluş kanununda yazılı olması dahi ithalde alınan vergi ve resimler dahil her türlü vergi, resim ve harçlardan muaf olduğunun hükme bağlandığı; 13.05.1986 gün ve 19106 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 3283 sayılı Bazı Kanunlarla Tanınmış Olan Gümrük Muafiyetlerinin Kaldırılması Hakkında Kanunun 1. maddesinde de, “Kuruluş kanunları veya başka kanunlar ile kamu kurum ve kuruluşları (belediyeler dahil), kamu iktisadi teşebbüsleri, bunların bağlı ortaklıkları ve müesseseleri ile özel kuruluşlar ve gerçek veya tüzel kişilere tanınan ithalde alınan her türlü vergi, resim ve harç muafiyeti hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır” denildikten sonra bu hükmün kapsamına girmeyen kanunların belirtildiği; yukarıda açıklanan kanun maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden, 1497 sayılı Kanunun muafiyetle ilgili hükümlerinin 3283 sayılı Kanunla kaldırıldığının anlaşıldığı; bu durumda, ithalatın muafiyetin kaldırıldığı tarihten çok sonra 19.07.1990 tarihinde gerçekleşmesi karşısında ithale konu eşyanın muafiyetten faydalandırılması olanağının kalmadığı gerekçesiyle Danıştay Yedinci Dairesinin 17.11.1994 gün ve E:1992/7235; K:1992/5544 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyarak davayı reddeden Ankara 4. Vergi Mahkemesinin 21.05.1996 gün ve E:1996/487; K:1996/659 sayılı kararının; 3238 sayılı Kanunla gümrük vergisine ilişkin muafiyetinin kaldırıldığı, katma değer vergisi muafiyetinin kaldırılmadığı, uyuşmazlığın Katma Değer Vergisi Kanununa göre çözümlenmesi gerektiği, Bağ-Kur Kanunu’nun özel bir kanun olması nedeniyle, olayda bu kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

    Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.

    Tetkik Hakimi Mukaddes ARAS’ın Düşüncesi: Vergi mahkemesi kararlarının Danıştay tarafından bozulması halinde, yeniden verilecek kararlara karşı Danıştay’a yapılacak temyiz başvurularının, ancak, mahkemece bozma esaslarına uyulmuş olup olmadığı yönünden incelenmesi mümkün olup, dosyanın incelenmesinden, mahkemenin bozma kararına uyduğu anlaşılmaktadır.

    Bu nedenle, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

    Danıştay Savcısı Yavuz YOKLAMACIOĞLU’nun Düşüncesi: Bozma istemine konu teşkil eden Ankara 4. Vergi Mahkemesinin 21.05.1996 tarih ve E:96/487, K:96/659 sayılı kararının Danıştay Yedinci Dairesinin 17.11.1994 tarih ve E:92/7235, K:94/5544 sayılı bozma kararında belirtilen şekilde inceleme yapılarak verildiği anlaşılmış olup ileri sürülen iddialarda mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi ile gerekli inceleme ve araştırma sonucu verilmiş bulunan mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

    İlk derece mahkemesi kararlarının, Danıştay’ca, uyuşmazlığın çözümü de gösterilerek bozulması durumda; kararı bozulan mahkemece, bu karara uyularak yeniden verilecek kararlara karşı yapılacak temyiz başvurularını, bozma kararında yazılı esaslara uygunluğu bakımından incelenmesi gerekir.

    Dosyanın incelenmesinden, temyize konu vergi mahkemesi kararının, dairemizin açıklanan nitelikteki bozma kararına uyularak verildiği anlaşıldığından, istemin reddine; kararın onanmasına, 19.02.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.








    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]

  3. #3
    Ziyaretci
    <H1 style=": #bfbfbf; MARGIN: 12pt 0cm 3pt; mso-shading: white; mso-pattern: gray-25 auto">DANIŞTAY ONBİRİNCİ DAİRE </H1>
    <?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />
    Tarih : 08.02.2000
    Esas No : 1998/2853
    Karar No : 2000/419
    <H2 style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"></H2>
    <H1 style=": #cccccc; MARGIN: 12pt 0cm 3pt; mso-shading: white; mso-pattern: gray-20 auto"><B style="mso-bidi-font-weight: normal">KDV BEYANNAMESİNİ VERMEYEN ŞİRKETE SOYUT VE GENEL İFADELERLE MATRAH TAKDİR EDİLEMEYECEĞİ [/B]</H1>
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
    Katma değer vergisi beyannamelerini vermeyen yükümlünün, katma değer vergisine tabi bir mal teslimi ve hizmetin ifası bulunduğu yolunda herhangi bir tespit olmadan yükümlü adına soyut ve genel ifadelerle matrah takdir edilemez.

    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">İstemin Özeti:[/B] 1989 yılının Eylül ve Ekim dönemlerine ilişkin katma değer vergisi beyannamelerini vermeyen yükümlü adına re’sen takdir yoluyla kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır. Danıştay Onbirinci Dairesi’nin bozma kararı doğrultusunda verilen Vergi Mahkemesi kararıyla; ilgili dönemlerde katma değer vergisine tabi bir mal teslimi ve hizmet ifası bulunduğu yoluyla herhangi bir tespit olmayan yükümlü adına soyut ve genel ifadelerle takdir edilen matrah üzerinden yapılan tarhiyatta Yasa’ya uygunluk görülmediği gerekçesiyle cezalı tarhiyat kaldırılmıştır. Vergi dairesi müdürlüğünce, takdir komisyonu kararına dayanılarak tarh edilen katma değer vergisinin Yasa’ya uygun olduğu ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmiştir.

    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Karar:[/B] Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.

    Bu nedenle temyiz isteminin reddine, Vergi Mahkemesi kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi. <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]

  4. #4
    Ziyaretci
    <H1 style=": #333399; MARGIN: 0cm 0cm 0pt">T.C. DANIŞTAY – On Birinci Daire<?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" /></H1>

    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Esas No : 1997/1177[/B]
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Karar No : 1998/3150[/B]


    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">KATMA DEĞER VERGİSİ[/B]



    ÖZETİ: Katma değer vergisi indirim hakkından yararlanabilmesi için alış belgelerinin yasal defterlere kaydedilmesi gerekmekte olup hasılat faturalarının yasal defterlere kaydedilmiş olması yeterli görülerek cezalı tarhiyatın kaldırılmasında isabet bulunmadığı hk.

    Temyiz İsteminde Bulunan: ............... Vergi Dairesi Müdürlüğü

    Karşı Taraf: ............... İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi

    İstemin Özeti: 1988 yılı defter ve belgelerini inceleye ibraz etmeyen yükümlü şirketin katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek adına Kasım dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır. İçel 1. Vergi Mahkemesinin 29.11.1996 gün ve E:1994/388, K:1996/588 sayılı kararıyla yükümlü şirketin defter ve belgeleri üzerinde mahkemelerince yapılan inceleme sonucunda, tahsil edilen katma değer vergisine ilişkin faturaların yasal defterlere kaydedildiği anlaşıldığından tarh olunan katma değer vergisinde isabet görülmediği gerekçesiyle cezalı tarhiyat kaldırılmıştır. Vergi dairesi müdürlüğünce, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen yükümlü şirket adına yapılan tarhiyatın 3065 sayılı Kanunun 29, 34, ve 54. maddelerine uygun olduğu ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.

    Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

    Danıştay Savcısı: Güngör GÖKSU

    Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

    Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    Tetkik Hakimi: Ünal DEMİRCAN

    Düşüncesi: 3065 sayılı Kanunun 29/1-a ve 34/1. maddeleri uyarınca alış bedellerindeki katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, söz konusu belgelerin yasal defterlere kaydedilmiş olması gerektiğinden, hasılat faturalarının yevmiye defterlerine kaydedildiğinin saptandığından bahisle tarhiyatın terkini yolunda verilen kararda isabet görülmemiştir.

    Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulüyle vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Hüküm veren Danıştay On Birinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

    3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1/a bendinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak fatura veya benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebileceklerini öngörülmüş olup, aynı Kanunu’nun 34. maddesinin 1. bendinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği hükme bağlanmıştır.

    Bu hükümler karşısında, katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için indirilecek verginin, alış faturası veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerekmektedir.

    Olayda, vergi mahkemesince yükümlü şirketin 1988 yılı defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda hasılat faturalarının yevmiye defterine kaydedildiği tespit edilerek tarhiyatın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

    Bu durumda, alış belgelerinin yasal defterlere kaydedilip kaydedilmediği, indirim konusu yapılan katma değer vergisi ile kayıtlardaki katma değer vergisinin aynı olup olmadığı hususları saptanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hasılat faturalarının yevmiye defterlerine kaydedilmesi yeterli görülerek tarhiyatın kaldırılması yolunda verilen kararda isabet görülmemiştir.

    Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle, İçel 1. Vergi Mahkemesi’nin 29.11.1996 gün ve E:1994/388, K:1996/588 sayılı kararının; yukarıda belirtilen hususlar göz önüne alınarak yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına 05.10.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.








Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •