RADİKAL<?:NAMESPACE PREFIX = O /><O:P> </O:P>
15.06.2005, ÇARŞAMBA<O:P> </O:P>
Birleşmeler ve devralmalar<O:P> </O:P>
Mustafa Aysan <O:P></O:P>
İşletmelerimiz arasında birleşmeler ve devralmalar (B&amp;D) artıyor. Yakın gelecekte artışın, daha da hızlanması beklenmeli, işletmelerimizin bu hızlı gelişmelere uyum sağlamaları kolaylaştırılmalıdır. ABD ekonomisinin oldukça hızlı büyüdüğü İkinci Dünya Savaşı'ndan bugüne kadar sürmekte olan ve son 10 yılda Avrupa'da da hızlanan B&amp;D fırtınası, mal ve hizmet pazarlarında serbest rekabetin şiddetlenmesiyle, sonunda bize de gelmiştir. Çoğu dışa kapalı küçük şirketlerden oluşan işletmelerimiz, son yıllarda büyümüş, uluslararası pazarlarda büyük deneyimler kazanmış, ancak Batı ülkelerinin çokuluslu dev şirketleri karşısında zayıf ve küçük kalmıştır. Biz de şimdi, B&amp;D ile işletmelerimizi büyütmeye başlamalı, dünya ülkelerindeki birleşme ve devralma deneyimlerinden yararlanarak bu akımdan, işletmelerimiz için yararlar elde etmeye çalışmalıyız.
'Birleşmeler ve Devralmalar' (Mergers and Acquisitions, kısaca, M&amp;A), işletme finansının, özel ve teknik uğraşı alanlarından biridir. Bu teknik, büyük işletmelerin, en kestirme ve hızlı büyüme yoludur. 'Birleşmeler' terimi, güçleri birbirine yakın, birden fazla şirketin, tek şirket haline gelmesi yöntemlerini, 'devralmalar' ise büyük bir şirketin, bir ve daha çok sayıdaki küçük şirketi devir alması yöntem ve uygulamalarını kapsamaktadır. Son yıllarda, İngiliz Vodafone ile Alman Mannesmann, Amerikan Chrysler ile Alman Mercedes-Benz, Pfizer ile Warner-Lambert, Exxon ile Mobil gibi başarılı dev işletmeler arası birleşmeler olduğu gibi, çok sayıda küçük birleşmeler de vardır; bunlardan birçoğu da başarısız olmaktadırlar. Başarısız örneklerin en ünlüsü, 1985'te, iki doğalgaz dağıtım şirketinin birleşmesinden doğan, 15 yıl gibi kısa bir sürede birleşmeler ve devralmalarla büyüyerek, 1998'de dünyanın en büyük boru hattı ve ABD'nin en büyük 27'inci şirketi konumuna yükselen ve 2 Aralık 2001 günü, gürültüyle iflas eden, ünlü Enron şirketidir. Tekniğin ve uygulama yöntemlerindeki bozuklukların, başarısızlıklarda önemli payı vardır.
ABD'nin ve AB'nin çokuluslu dev işletmeleri, kendi aralarında ve bizim küçük ve büyük, ama zayıf finansal yapılı şirketlerimizle, yurtiçinde ve uluslararası pazarlarda acımasızca rekabet etmektedirler. Son yıllarda artan dışsatım hacmimiz, bu küçük ve cılız işletmelerimizin, birçok alanda bu rekabete dayanabildiklerini ve bazı alanlarda üstün başarılar elde ettiklerini göstermektedir. AB ülkeleriyle Gümrük Birliği içinde rekabet ettiğimiz AB'nin büyük işletmelerine yedek parça, tüketicilerine de otomobil, mobilya, beyaz eşya ve tekstil ürünleri satmayı başarmaktayız. Ancak, AB'ye tam üyeliğe doğru ilerlerken, finansal yapısı zayıf ve çok küçük şirketlerden oluşan işletmelerimizin finansal yapılarının iyileştirilmesi gerekecektir. Şirketlerimizin finansal yapılarını ve rekabet güçlerini artırabilmenin, belki de en etkili yolu, küçük işletmelerimizin birleşmeye özendirilmeleri ve bu kestirme yoldan büyüyecek işletmelerimizin uluslararasındaki şiddetli rekabete dayanma güçlerinin artırılmasıdır. İşletmelerimize devletçe verilen desteklerin, birleşmeleri ve devralmaları özendirmesi yararlar sağlayacaktır.
Bununla birlikte, işletmelerin bu yeniden yapılanma çalışmalarında, her şeyi devletten beklememeli, işletmelerle ilgili sivil toplum kuruluşlarının, ticaret ve sanayi odalarının ve odalar birliğinin, üniversitelerin, işletmelerimizin bu yönde hazırlanmalarına yardımcı olmaları sağlanmalıdır.
AB ölçülerine göre şirketlerimiz, gerçekten miniktirler. İşletmelerimizin yüzde 99.5'i, 'KOBİ' diye tanımlanan ve 250'den az çalışanı olan küçük işletmelerden oluşmakta, ama milli gelirimizin yüzde 36'sını üreten ve çalışan insanımızın yüzde 64'üne iş sağlayan bu işletmelerin ekonomimize katkıları büyük önem taşımaktadır. Birleşmeler ve devralmalar tekniğiyle, KOBİ'lerimizi büyüterek, şiddetleneceği kuşkusuz görünen uluslararası pazarların rekabet koşullarına daha dayanıklı hale getirmeliyiz.<O:P> </O:P>
<O:P></O:P>