Sayfa 1 Toplam 3 Sayfadan 123 SonuncuSonuncu
Toplam 24 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 10 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Atatürk'ten Düşünceler....

  1. #1
    Ziyaretci
    Biz Önemli Değiliz,<?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />
    Bir Şey Önemlidir ki Türkiye!
    Türkiye ‘yi Sevelim!














    Kapak: 1932: Gazinin profil bir portresi









    SUNUŞ

    Ankara,29 Ekim 1933.O gün genç Türk Cumhuriyeti onuncu yıl dönümünü kutluyor.Kürsünün arkasında,devletin başkanı,Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Nutuğunu şu tarihi sözlerle bitiriyor: <B style="mso-bidi-font-weight: normal">“ NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !“[/B]

    Tabii,o dönemde yaşayan her Türk gururlu idi ve Türk Ulusuna ait olmaktan mutlu idi.Çünkü,pek çok ilerleme katedilmiştir.Cumhuriyetin ilanından sonra takip eden on yıl zor şartlar sözkonusuydu.Türkiye artık batılı güçler tarafından 1.Dünya Savaşı öncesi ufalanmak istenen Avrupa’nın “Hasta adamı”değildi. Türk Ulusu üstesinden gelinemeyecek denilen zorlukları aşmıştır.1.Dünya Savaşı esnasında dönemin güçlü ordularına zor anlar yaşatmıştır.Daha sonra utanılacak sevr anlaşmasından sonra topraklarını kurtarabilmek için müthiş bir bağımsızlık savaşı yapmak zorunda kalmıştır.

    Nihayet,savaş çözüm olmayacağı için Türk Ulusu azimle memleketini modernleştirmeyi ve tekrar inşaa etmeye koyulmuştur. 1933’ün sonunda,Türk Ulusu bir mucize gerçekleştirmiştir.Genç Türk Cumhuriyeti modern bir millet olmuştur ve herkesin gıpta ile baktığı ve örnek gösterdiği halk devleti olmuştur. Bu istisnai başarının fikir sahibi ve sanatkarı idi, kürsünün arkasında kaderini çizdiği milleti tebrik ediyordu. Kendisini tamamıyla Türkiye’ye vermişti ve bugün Türkiye O’na her şeyi borçlu.

    İnsanlık tarihi boyunca hiçbir deha,hiçbir Sezar, halkı, reformları ve daha da önemli olan şeyleri O’nun gibi anlatamamıştır.Hepsini ele almıştır ve başarmıştır.Ama en önemlisi halkına kaybedilmiş olan güveni tekrar sağlamıştır.Türk Ulusunun tüm insanlığın karşısında saygın bir millet olduğunu ispatlamıştır.Türk Ulusuna milli ruhu aşılayabilmek,bu duyguyu canlandırmak,Atatürk’ün Türkiye için yaptığı en önemli şeydi.

    Vefatından sonra 1938’de,Türkiye’ye hiçbir dogma ve tarihte saplanıp kalan hiç bir prensip bırakmamıştır.Ama yetim Türk Ulusuna ve çok sevdiği Türk gençliğine bir ideal bırakmıştır,kendisinin olanı en güzel olan: <B style="mso-bidi-font-weight: normal">VATAN ![/B]

    Bugün 60 yıldan fazla zaman geçti,kurucusunun bıraktığı idealle nesiller birbirini takip etti.Türk toplumu bu ideal sayesinde saygın ve güçlü bir millet olmuştur.Yeni nesillerin ve atalarından gelen bu vatanperver ideale sahip olan Türk gençliğinin vazifesi Türkiye’yi hergün gelişmenin yoluna ve ekonomik başarıya götürmeyi görev edinmeli.

    Herkesin bir rolü olan ve de hergün inşaa edilen yapıta bir taş koyması gereken bir toplumda yaşıyoruz. Bu yapıtın adı <B style="mso-bidi-font-weight: normal">TÜRKİYE CUMHURİYETİ[/B]’dir.

    Bu görevi ancak sorumlu vatandaş gibi davranarak yerine getirebiliriz. Atalarımızın büyüklüğüne layık olduğumuz ancak bir soru bize cevaplayabilir: “Bugün Türkiye’nin büyüklüğü ve memleketimin zaferi için ne yaptım ?”Bu soruya olumlu bir yanıt verebiliyorsak,o zaman Türk olma gururuna hak kazanmış oluruz ve Atatürk düşüncesinin layık takipçileri olduğumuzu sayabiliriz.

    Daniel Dumoulin
    Türk Kültürünü ve Tarihini Yaşatma Derneği
    Başkanı

    UYARILAR


    Bu eserde hayatı boyunca ülkesinin refahı için kendini adamış Atatürk’ün söylediği sözleri toplamaya çalıştık.Üç binden fazla söz toplamıştık.Gençlere hitap eden bu eseri ağırlaştırmamak için sözler arasından seçim yapmak zorunda kaldık. Çalışmamızda özel unsurların söz konusu olması iki kritere bağlıdır: Anahtar kelimeleri seçerken Atatürk’ün düşüncesinden uzaklaşmamaya dikkat ettik.Atatürk ulusunun o dönemlerde bulunduğu durumdan kurtarmak için kendini her zaman feda etmiştir.Modern Türk devletini oluştururken kullandığı bazı anahtar sözcükleri yazıya dökmek istedik. Bu sözlerin seçiminde Atatürk’ün düşüncelerine saygı göstermeye çalıştık.Önemli olan söylenmiş olan sözlerin yerinden ve tarihinden emin olmamızdır.Bu vesile ile isteyenler bu muhteşem insanın ve devlet adamının hakkında ince araştırmalar yapabilirler. Anahtar sözcüklerin seçiminde Atatürk düşüncesinde gerçeğe mümkün olabildiğince yakın olmaya çalıştık. Bu gerçeği izah etmek çok basit,çünkü Atatürk Türk Ulusunu bulunduğu durumdan çıkarmak için kendini her zaman seferber etmiştir.Her zaman yenilikler getirerek layık olduğu konuma getirmeye çalışmıştır.Modern Türk devleti oluşturabilmek için inkılaplar yapmıştır ve kullandığı bazı anahtar sözcükleri olabildiğince eserimizi oluşturmak için kullanmaya çalıştık. Sözlerin seçiminde ise eş bir çalışma yaparak Atatürk’ün düşüncesi olduğunu vurguluyarak gerçeklikten uzaklaşmamaya gayret ettik.Önem arz eden konu ise söylenen sözlerin tarihini ve yerini tespit edebilmekti.Buna yaparken isteyen herkese ileride bu muhteşem insan ve büyük devlet adamı hakkında araştırmayı derinleştirmeleri için bir kaynak oluşturmaktı Amacımız hiçbir zaman bilimsel bir eser yapmak değildi.Bunu yapmaktan her zaman imtina ettik. Tek amacımız Atatürk’ün Ulusu ve Türkiye’ye yaptıklarını Türk gençliğine açıklayabilmektir.Bize sunduğu fikirler bugün bile güncelliğini yitirmemiştir. Savunduğu değerler, bizlere zamanın zorluklarını daha iyi göğüsleyebilmemizi sağliyor. Çünkü bu değerler insanların kalbine daha ilk yaşlardan itibaren kazınmışlardır. Bir ideal oluşturan fikirlerdir. İnsanlar ölsede soylu bir ideal oluşturan duygular hiçbir zaman yok olmazlar


    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Sizler,[/B]
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Yani yeni Türkiye’nin genç evlatları;[/B]
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz![/B]
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]



















    TEŞEKKÜR


    Bu eserin gerçekleşmesinde çok az katkım vardır. Fikrini oluşturduysam,yaptıysam ve sonuçlandırdıysam etrafımdaki kişiler sayesinde olmuştur. Bütün bir ekibin gayretleriyle meydana gelmiştir. Onların enerjilerini yönlendirip ve finale ulaşma iradelerini cesaretlendirdim. Bu kitap bayan Ece Develi’nin katkıları olmadan gün yüzüne çıkması mümkün olamazdı.Yöntemsel araştırmalarla yaptığı çalışmasına eşi Hüseyin Develi’nin de katkıları sözkonusudur. Onlara sonsuz kez müteşekkirim. Aynı zamanda aşağıda adı geçenlere de teşekkürü bir borç bilirim.

    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Bu yapım «Türk Kültürünü ve Tarihini Yaşatma Derneğı»[/B]
    Tarafından hazırlanıp gerçekleştirilmiştir<B style="mso-bidi-font-weight: normal">.[/B]

    Projeyi hazırlayan
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">DANIEL DUMOULIN[/B]

    Koordine eden

    DANIEL DUMOULIN
    ALİ KAMAN

    Araştıran ve oluşturan

    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">ECE DEVELİ[/B]
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">HÜSEYİN DEVELİ[/B]

    Yazım

    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">UĞUR ŞEKER[/B]
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">DANIEL DUMOULIN[/B]

    Düzeltmeler

    SEDAT GÖKCE

    Kapak düzenlemesi
    Resimler, Fotoğraflar

    DANIEL DUMOULIN

    Atatürk Araştırma Merkezi İçin
    Metin İnceleme ve Düzeltme

    CEMAL AVCI
    ALİ TUNA

    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Mustafa Kemal[/B]

    Sen Mustafa Kemal’sin!
    Alın terim, göznurum!
    Sen ölümsüz en yüce Türk!
    Sevincim, kuvancım, onurum…
    Sen yeni Türkiye’nin ilk mimarı
    Ilk harcı karan
    Çatıyı ilk atansın
    Sen ilk öğretmen
    Baş kumandan
    Ulu önder
    Şavkı yarınlara vuransın.
    Çarpan yürek, akan kansın
    Sana nasıl sesleneyim?
    Sen baştan başa Vatansın…





























    A
    ADALET

    «Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunmaz.»
    1920.

    «Zamanın değişmesiyle hükümlerin değişmesi inkâr olunamaz.» Kuralı adlî politikamızın temelidir.
    1922.

    ADLİYE

    « En yeni kanunlarla donanmış olan adliyemizin basireti ve adaleti uygulamak için gösterdiği dikkat milletin huzur ve nizamını korumağa kâfi ve muktedirdir.»

    01.11.1929, T.B.M.M. 3. Dönem 3.Toplanma Yılını Açarken.

    « Adliyemizin emin olduğumuz yüksek gücü sayesindedir ki, Cumhuriyet, kaçınılmaz gelişimi takip edebilecek ve türlü şekil ve türdeki tecavüzlere karşı vatandaşın hukukunu ve memleketin düzenini koruyabilecektir.»

    01. 11. 1930 T.B.M..M. 3. Dönem 4. Toplanma Yılını Açarken.


    ADLİYE SİYASETİ

    «…Adliye politikamızda takip edilecek gaye, evvela halkı yormaksızın süratle, isabetle, emniyetle adaleti dağıtmaktır. İkinci olarak toplumumuzun bütün dünya ile teması doğal ve zorunludur; bunun için adaletimizin seviyesini bütün medeni toplumların derecesinde bulundurmak mecburiyetindeyiz. Bu hususları sağlamak için mevcut kanun ve usüllerimizi bu bakış açılarına göre yenilemekteyiz ve yenileyeceğiz…»

    01. 03. 1922, T.B.M.M., 3. Toplanma Yılını Açarken.

    AHLAK

    «…Hiç bir millet yoktur ki, ahlâk esaslarına dayanmadan ilerlesin …»

    24. 12. 1919., Kırşehir Gençler Derneğindeki Hitabe.

    «…Tehdit esasına dayanan ahlâk, bir fazilet olmadıktan başka güvene de lâyık değildir.…»

    25. 08. 1924, Muallimler Birliği Kongresi Üyelerine.


    AİLE HAYATI

    «…Medeniyetin esası, gelişme ve gücün temeli aile hayatındadır. Bu hayatta fenalık, muhakkak sosyal, ekonomik, siyasal güçsüzlüğe sebep olur. Aileyi teşkil eden kadın ve erkek unsurların doğal haklarına sahip olmaları, aile görevlerini başaracak güçte olmaları gereklidir.»

    30. 08. 1924, Dumlupınar’da Konuşma.

    « Efendiler, sosyal hayatın kökeni, aile hayatıdır. Aile, açıklamaya gerek yoktur ki, kadın ve erkekten oluşur…»

    28. 08. 1925, İnebolu’da Bir Konuşma.

    ALLAH

    «… Tanrı birdir, büyüktür…»

    01. 11. 1922, T.B.M.M.

    «… Biliriz ki, Allah dünya üzerinde yarattığı bu kadar nimetleri, bu kadar güzellikleri insanlar istifade etsin, varlık içinde yaşasınlar diye yaratmıştır. Ve âzami derecede faydalanabilmek için de, bugün kâinattan esirgediği zekâyı, aklı insanlara vermiştir..»

    17. 02. 1923, İzmir İktisat Kongresini Açış Söylevi.


    ANAYASA

    «… Anayasa, milletin tamamıyla arzularını ve meclisin mahiyetini ve gerçek şeklini gösterir bir kanundur…»

    21. 02. 1921, T.B.M.M.

    «… Anayasa da, Osmanlı İmparatorluğunun, Osmanlı Devletinin öldüğünü idrak ve ifade ve onun yerine yeni Türkiye Devleti’nin geçtiğini ilân eyleyen ve bu devletin hayatının da kayıtsız sartsız hakimiyetin milletin elinde kalmasıyla mümkün olduğunu ifade eden bir kanundur…»

    17. 02. 1923, İzmir İktisat Kongresi Açış Söylevi.

    «…Anayasanın asıl ruhu ise kitaplara geçmesinden evvel milletin dimağında ve vicdanında toplanmış olmasıyla ve ancak bunun ifadesi olmak üzere kurduğu meclise verdiği gerçek görev ile senelerden beri hükümlerini fiilen uyguluyor olmasıyla ve en nihayet kanun şeklinde dünyanın gözleri önüne konmasıyla gerçekleşmiştir…»

    16. 01. 1923, İstanbul Gazete Temsilcilerine Hitap.

    ANNE

    « Büyük başarılar, değerli anaların yetiştirdikleri seçkin çocukların yardımıyla meydana gelir. »

    1923.

    « Kadının en büyük vazifesi analıktır. İlk terbiye verilen yer ana kucağı olduğu düşünülürse bu görevin önemi gerektiği gibi anlaşılır….»

    31. 01. 1923, İzmir’de Halk ile Konuşma.

    AŞAR VERGİSİ

    «…Memleketin başında ortaçağın en insafsız belâsı olarak hâlâ musallat duran aşarın kaldırılmasını yüce meclise teklif edebilecek bir ekonomik seviyeye Cumhuriyet idaresinin bir senede ulaşmış olması, cidden memnuniyet vericidir.»

    01. 11. 1924, T.B.M.M. 2.Dönem 2.Toplanma Yılını Açarken.

    «…Köylümüz ve ziraatimiz üzerindeki aşar kâbusunun ortadan kaldırılması ile meydana gelen rahatlık, milletin daha çok üretmek, daha rahat olmak için çalışmak arzularını teşekkür edilecek bir derecede arttırmıştır.»

    01. 11. 1925, T.B.M.M. 2. Dönem 2. Toplanma Yılını Açarken.

    AŞILAMA

    «Yayılan ve bulaşıcı hastalıklara karşı insanları muhafaza hususunda hizmetleri görülen aşıları hazırlamakla meşgul Hıfzısıhha müesseselerimiz tam bir başarıyla çalışmasına devam ve mücadeleye faydalı hizmetler ifa etmektedirler. 1921 yılı içerisinde üç milyon kişilik çiçek aşısı yapabilen Sivas müessesesi geçen sene içinde beş milyon kişilik çiçek aşısı, beş yüz otuz yedi kilogram kolera, dört yüz yedi kilogram tifo aşıları üretmiş ve bunlar âhâliye yeter derecede uygulanmıştır…»

    01.03.1923, T.B.M.M. 4.Toplanma Yılını Açarken.


    AYDIN

    «…Aydın sınıfı ile halkın anlayış ve hedefi arasında doğal bir uygunluk olması lazımdır. Yani aydın sınıfın halka telkin edeceği fikirler, halkın ruh ve vicdanından alınmış olmalıdır…»

    20.03.1923, Konya Gençleriyle Konuşma.


    «…Aydınlarımız, milletimi en mutlu yapayım der. Başka milletler nasıl olmuşsa onu da aynen öyle yapalım der. Ama düşünmeliyiz ki, böyle bir teori hiç bir devirde muvaffak olmuş değildir. Bir millet için saadet olan bir şey diğer millet için felaket olabilir. Aynı sebep ve şartlar birini mutlu ettiği halde diğerlerini bedbaht edebilir. Onun için millete gideceği yolu gösterirken dünyanın her türlü ilminden, keşiflerinden, gelişmelerinden istifade edelim, ama unutmayalım ki, asıl temeli kendi içimizden çıkarmak mecburiyetindeyiz.»

    20.03.1923, Konya Gençleriyle Konuşma.
    &n

  2. #2
    Ziyaretci
    CUMHURİYET
    <?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />

    « Yeni Türkiye Anayasasının ilk maddelelerini size tekrar edeceğim: Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir . Yürütme kudreti, yasama yetkisi milletin tek ve gerçek temsilcisi olan mecliste toplanmıştır. Bu iki kelimeyi bir kelimede anlatmak mümkündür: Cumhuriyet…»

    27.09.1923, Neue Freie Preese Muhabirine Verdiği Demeç.


    « Cumhuriyet, fikir hürriyeti taraftarıdır. Samimi ve yasal olmak şartı ile her fikre hürmet ederiz. Her kanaat bizce muhteremdir. Yalnız muhaliflerimizin insaflı olması lazımdır.»

    04. 12. 1923, Tercüman-ı Hakikat Başmuharririne Demeç.


    « Bütün dünya bilsin ki, benim için yandaşlık vardır; Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı. Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda, bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum.»

    (1924)


    « Cumhuriyet, ahlâki erdeme dayalı bir idaredir. Cumhuriyet erdemdir. Sultanlık korku ve tehdide dayalı bir idaredir. Cumhuriyet erdemli ve namuslu insanlar yetiştirir. Sultanlık korkuya, tehdide dayalı olduğu için korkak, alçak, sefil, rezil insanlar yetiştirir. Aralarındaki fark bundan ibarettir.»

    14. 10. 1925, İzmir Kız Öğretmen Okulunda Bir Konuşma.


    «…Temeli büyük Tük milletinin ve onun kahraman evlatlardan meydana gelen büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun izalesi ile helaldar olabileceği zehabında bulunanlar, çok zayıf dimağlı bedbahtlardır. »

    19.06.1926, Anadolu Ajansına Demeç.

    « Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve en akılcı uygulamasını sağlayan yönetim şekli Cumhuriyettir.»

    (1930)

    «Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk Milletini emin ve sağlam istikbâl yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyla, büsbütün yeni bir hayatın müjdeleyicisi olmuştur.»

    01. 11. 1936, 5. Dönem 2. Toplanma Yılını Açarken.

    CUMHURİYET HALK FIRKASI

    « Halk Fırkası halkımıza siyasi terbiye vermek için bir mektep olacaktır…»

    07. 02. 1923, Balıkesir’de Halkla Konuşma.

    « Halk Fırkası, memleket ve millet her türlü dayanaktan mahrum bırakılarak felâkete atıldığı uğursuz hengâmede bütün milleti kadrosu içine alarak kuvvet ve kudret yapan, dış düşmanlarını kovan, iç düşmanlarını imha eden, halka hürriyet ve hâkimiyet temin eden kutsal bir cemiyettir. Halk Fırkası hiçbir safsataya iltifat etmiyerek Türk Cumhuriyetini kuran inkılâpçı bir ruhun bütün memleketlerde ortaya çıkması ve gerçekleşmesidir. Halk Fırkası Türkiye’yi medeni âleme sokan ve orada yükseltmeyi taahhüt eden azimkâr bir fırkadır…»

    16. 09. 1924, Trabzon’da Halk Partililerle Konuşma.

    « Bügün ülke yönetimi sorumluluğunu taşıyan heyet, bence ülkü ve amaç itibariyle, bütün milleti kapsayan ve unvanı Halk Fırkası olan Cumhuriyet Fırkasıdır. Bu fırkanın esas ilkesi, memleket ve milletin gerçek kurtuluş ve mutluluğunu temine çalışmaktır ve amaca ulaştıran yol bence budur ve kararlaştırılmıştır. O da Cumhuriyeti takviye ve sağlamlaştırma ile beraber fikrî ve sosyal inkılâpta ve medeniyet ve aydınlanma yolunda milletin azimkârane ve muvaffakiyetle yürümesini temine delâlettir…»

    20. 09. 1924, Samsunlularla Konuşma.


    «…Başkanlığını taşımakla iftihar ettiğim Cumhuriyet Halk Fırkası, diğer memleketlerde olduğu gibi alelâde sokak politikası yapan bir fırka değildir. Hürmetle tekrar edeceğim ki Halk Fırkası, Müdafaai Hukuk Cemiyeti gibi bütün milleti aydınlatma ve bütün millete kılavuzluk vazifesiyle mükelleftir. Fırkamıza âdi politikacılık atfedenler nankör insanlardır…»

    10. 10. 1925, Akhisar’da Bir Konuşma.


    «…Fırka millete eğiticilik yapacak, ilim, iktisat, siyaset ve güzel sanatlar gibi bütün kültür sahalarında vatandaşları yetiştirmek için önderlik edecektir…»

    04. 02. 1931, Aydın Türk Ocağında Bir Konuşma.


    Ç

    ÇALIŞMAK


    « İlk işimiz milleti çalışkan yapmaktır.»


    Ocak 1923, Gazetecilere Yaptığı Konuşma.

    « Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak. Sosyal hastalıklarımızı araştırırsak asıl olarak bundan başka, bundan mühim bir hastalık keşfedemeyiz. O halde ilk işimiz bu hastalığı esaslı surette tedavi etmektir. Milleti çalışkan yapmaktır. Servet ve onun doğal sonucu olan refah ve saadet yalnız ve ancak çalışkan insanların hakkıdır.»

    16. 01. 1923 , İstanbul Gazete Temsilcilerine.


    « Çalışmak vakti gelmiş, artık çalışmak lazım…
    Bilhassa gençler çalışmalıdır.»

    11. 04. 1923, Vatan Muhabirine Verilen Demeç.

    « Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilimve teknik ve her türlü uygar buluşlardan azamî derecede istifade etmek zorunludur.»

    (1923)

    «...Gece gündüz zaten çalışıyorsunuz; çalışınız, hakikati bütün cihana tanıtalım…»

    30. 08. 1925, Daday’da Bir Konuşma.

    « Kendiniz için değil millet için elbirliğiyle çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur.

    (1935)

    ÇİFTÇİ

    « Arkadaşlar, dünyada zaferlerin iki vasıtası vardır. Biri kılıç, diğeri sapan…Hakiki zafer kılıçla değil, sapanla yapılandır. Milletleri vatanlarında yerleştirmenin, millete istikrar vermenin aracı sapandır,<I style="mso-bidi-font-style: normal"> [/I]sapan, kılıç gibi değildir. O kullanıldıkça kuvvetlenir…Türk çiftçisi bir eliyle kılıcını kullanırken, diğer elindeki sapanı topraktan ayrılmadı. Eğer milletimizin çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktık.»

    16. 03. 1923, Adana Çiftçileriyle Konuşma.


    «... Çiftçi ve çoban bu millet için temel unsurdur. Gerçi, diğer unsurlar bu temel unsur için lâzım ve faydalıdır. Fakat hiçbir kuruntuya kapılmadan bilmeliyiz ki o temel unsur olmazsa diğer unsurlar da yoktur.»

    16. 03. 1923, Adana Çiftçileriyle Konuşma.



    «…Memleketimiz şu iki şeyin memleketidir: biri çiftçi, diğeri asker. Biz çok iyi çiftçi ve çok iyi asker yetiştiren bir milletiz. İyi çiftçi yetiştirdik: çünkü topraklarımız çoktur, iyi asker yetiştirdik: Çünkü o topraklara kasteden düşmanlar fazladır. O toprakları sürenler, o toprakları koruyanlar hep sizlersiniz…»

    18. 03. 1923, Tarsus’ta Çiftçilerle Konuşma.



    «Memleketimizde yapılması lâzım devletin, esas konusu çiftçiliktir. Tüketici yaşamak iyi değildir, üretici olalım!»

    24. 08. 1925 ,Kastamonu’da Bir Konuşma.

    «...Bir defa, memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemli olanı ise, bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın, hiçbir sebep ve suretle, bölünemez bir mahiyet alması. Büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliği, arazinin bulunduğu memleket bölgelerinin nüfus yoğunluğuna ve toprak verim derecesine göre sınırlandırmak lâzımdır…»

    01. 11. 1937, T.B.M.M. 5.Dönem 3. Toplanma Yılını Açarken.

    ÇOCUK

    « Küçük hanımlar, küçük beyler!
    Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir bahtının aydınlığısınız. Memleketi asıl aydınlığa gark edecek sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz; kızlar, çocuklar!»

    17. 10. 1922, Bursa, Çocuklara.




    D
    DEMİRYOLLARI

    « Türkiye hükûmetinin tesbit ettiği projeler dahilinde belirli zamanlar zarfında vatanın bütün bölgeleri çelik raylarla birbirine bağlanacaktır. Demiryolları memleketin tüfekten, toptan daha mühim bir emniyet silâhıdır. Demiryollarını kullanacak olan Türk milleti, kaynağındaki ilk sanatkârlığının, demirciliğin eserini tekrar göstemiş olmakla iftihar edecektir. Demiryolları Türk milletinin refah ve medeniyet yollarıdır.»

    13. 02. 1931, Malatya’da Bir Konuşma.

    « Demiryolu yapmakta ilk milli teşebbüsün tatbikatına başlandığını bizzat görmek fırsatı, benim için cidden mesut bir tesadüftür. Memleketimizin asırlardan beri yolsuz bırakıldığı ve bir demiryoluna olan ihtiyacın şiddeti düşünülürse, bu hususta girişimci olanları ne kadar takdir etmek ve onlara ne derece yardımcı olmak lâzım geleceği pek güzel anlaşılır…»

    21. 09. 1924, Özel Teşebbüsle Yapılan
    Samsun-Çarşamba Demiryolunun Temel Atma Töreni.



    « Medeniyetin bugünkü araçlarını hattâ bugünkü fikriyatını demiryolu haricinde yaygınlaştırabilmek zordur. Demiryolu refah ve uygarlık yoludur…»

    01. 11. 1924, T.B.M.M. 2. Dönem 2. Toplanma Yılını Açarken.


    « Demiryolları bir ülkeyi medenîyet ve refah ışıklarıyla aydınlatan kutsal bir meşaledir. Cumhuriyetin ilk senelerinden beri, dikkatle, ısrarla üzerinde durduğumuz demiryolları inşaatı siyaseti, hedeflerine ulaşmak için durmadan başarı ile tatbik olunmaktadır.»

    01. 11. 1937, T.B.M.M. 5Dönem 3. Toplanma Yılını Açarken.

    <H1 style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">DEMOKRASİ</H1>

    «Artık bugün, demokrasi fikri, daima yükselen bir denizi andırmaktadır. 20. yüzyıl, birçok baskıcı hükümetlerin, bu denizde boğulduğunu görmüştür.»

    (1930)<I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]


    DENİZCİ


    « Deniz silâhlarına önem veriyoruz. Denizcilerimizin iyi silahlı ve iyi talimli olarak hazırlanmaları büyük emelimizdir.»

    01. 11. 1936, T.B.M.M. 5. Dönem 2. Toplanma Yılını Açarken.




    DENİZCİLİK



    « En güzel coğrafî vaziyette ve üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile, en ileri denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz; denizciliği, Türkün büyük millî ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız.»

    01. 11. 1937,T.B.M.M. 5.Dönem 3. Toplanma Yılını Açarken.


    DEVLETÇİLİK


    «…Ekonomik siyasetimizin önemli amaçlarından biri de genel çıkarlarımızı doğrudan doğruya ilgilendirecek kurumlar ve ekonomik girişimleri malî ve ilmî gücümüzün elverdiği ölçüde devletleştirmektir. Bu cümleden olarak, topraklarımızın altında terk edilmiş halde duran maden hazinelerini az zamanda işleterek, milletimizin yararına açık bulundurabilmek de bu yöntem ile gerçekleşir…»

    01. 03. 1922, T.B.M.M. 3. Toplanma Yılını Açarken.


    «…Partimizin takip ettiği program, bir yönden tamamıyla demokratik, halkçı bir program olmakla beraber iktisadî açıdan devletçidir. Bu itibarla partimize dayanmakta olan cumhuriyet hükümetinin bütün açılardan vatandaşların hayatıyla, istikbâliyle ve refahıyla ilgilenmesi doğaldır. Halkımız huy olarak devletçidir ki, her türlü ihtiyacı devletten istemeyi kendisinde bir hak görüyor…»

    27. 01. 1931, İzmir’de Fırka Kongresinde Konuşma.


    DEVRİM YASASI

    « İnkılâbın kanunu mevcut kanunların üstündedir. Bizi öldürmedikçe, bizim kafalarımızdaki akımı boğmadıkça, başladığımız inkılâp ve yenilik bir an bile durmayacaktır. Bizden sonraki dönemlerde de böyle olacaktır.»

    (1923)

    « Uçurumun kenarında yıkık bir ülke… Türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar… Yıllarca süren savaş... Ondan sonra, içeride ve dışarda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet ve bunları başarmak için arasız devrimler…İşte Türk genel devriminin bir kısa deyimi.»

    (1935)

    DIŞ BORÇLAR

    «…Hükümetimizin her medenî devlet gibi dış borçlanmalar yapması gereği vardır. Şu kadar ki, ödünç alınan yabancı paralarını şimdiye kadar Babıâli’nin yaptığı gibi ödemeye mecbur değilmişiz gibi, maksatsız israf ve kullanma ile borçlarımızın yükünü artırarak mali bağımsızlığımızı tehlikeye atmaya kesinlikle karşıyız. Biz memlekette, ilerlemeyi, üretimi, ve halkın refahını temin edecek, zenginlik kaynaklarımızı geliştirecek faydalı borçlanmalara taraftarız.»

    01. 03. 1922, T.B.M.M. 3.Toplanma Yılını Açarken.

    DIŞ POLITIKA

    «…Dış politika, iç teşkilât ve iç politikaya, dayandırılmak mecburiyetindedir, yani iç teşkilâtın tahammül edemeyeceği genişlikte olmamalıdır. Yoksa hayâlî dış politikalar peşinde dolaşanlar, dayanak noktalarını kaybederler…»

    17. 02. 1923, İzmir İktisat Kongresini Açış Söylevi.

    «…Dış politika bir toplumun iç yapısı ile sıkı sıkıya ilgilidir. Çünkü iç yapısına dayanmayan dış siyasetler daima mahkûm kalırlar…»

    23. 03. 1923, Afyonkarahisar Belediye Meclisi Üyeleriyle Konuşma

    «Dışişlerinde dürüst ve açık olan politikamız barış fikrine dayanır .Milletlerarası herhangi bir meselemizi barış yoluyla halletmeyi aramak bizim menfaat ve anlayışımıza uyan bir yoldur.»

    (1929)
    <H1 style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">DİKTATÖRLÜK</H1>

    « Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar; evet bu doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım hiçbir şey yoktur. Çünkü, ben zoraki ve insafsızca hareket etmek bilmem. Bence diktatör, diğerlerini iradesine boyun eğdirendir. Ben, kalpleri kırarak değil, kalpleri kazanarak hükmetmek isterim.»

    21. 06. 1935, Gladys Baker’e Verilen Demeç.

  3. #3
    Ziyaretci
    DİN
    <?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />
    «... Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah’ın emrettiği şey, Müslüman erkeğin ve Müslüman kadının beraber olarak bilim ve bilgi kazanmasıdır…»

    31. 01. 1923, İzmir’de Halk ile Konuşma.



    «…Bizim dinimiz en makul ve tabiî bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabiî olabilmesi için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur.»

    31. 1. 1923 İzmir’de Halk ile Konuşama.




    «…İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. Eksiksiz dindir. Çünkü dinimiz akla mantığa, hakikate tamamen uyuyor ve uygun düşüyor.…»

    07. 02. 1923, Balıkesir’de Halka Konuşma.


    « Bizim dinimiz, milletimize değersiz, miskin ve aşağı olmayı tavsiye etmez. Aksine Allah da Peygamber de insanların ve milletlerin değer ve şerefini korumalarını emrediyor.»

    5. Şubat 1923 Akhisar’da Konuşma.


    « Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, bunada öyle inanıyorum…»

    29. 10. 1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.



    « Dini fikir ve inançlara hürmetkâr olmak, öteden beri tabiî ve genel bir anlayıştır. Bunun aksini düşünmek için sebep yoktur.»

    11. 12. 1924, Times Muhabirine Cevap.


    « Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kaste ve fiile dayanan bağnaz hareketlerden sakınıyoruz.»

    (1925)



    DİNSİZLİK


    <I style="mso-bidi-font-style: normal">«…Bence, dinsizim diyen mutlaka dindardır. İnsanın dinsiz olmasının imkânı yoktur…»[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal"> Dinsiz kimse olmaz. Bu genelleme içinde şu din veya bu din demek değildir. Tabiatıyla biz, içine girdiğimiz dinin en çok isabetli ve çok olgun olduğunu biliyoruz ve imanımız da vardır…»[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">02. 02. 1923, İzmir, Türkiye’nin Geleceği Üzerine Konuşma.[/I]



    DONANMA


    « Hudutlarının mühim ve büyük kısımları deniz olan Türk devletinin donanması da mühim ve büyük olması gerekir. O zaman Türk Cumhuriyeti daha gönlü rahat ve emin olacaktır.»

    (1924)
    DÜŞMAN

    «…Memleketimizde meydana gelen yeni durumun sonuçlarından yabancıları ürküterek Avrupa’da aleyhimize bir fikir akımı ortaya çıkarmak isteyenler bizim düşmanlarımızdır…»

    02. 11. 1922, Le Petit Parisien Muhabirine Bursa’da Verilen Demeç.

    « Düşmana merhamet acz ve zaaftır…»

    16. 03. 1923, Adana Çiftçileriyle Konuşma.

    « Biz kimsenin düşmanı değiliz. Yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız.»

    (1936)

    E
    ECNEBİ
    (Ecnebi düşmanlığı )

    «…Ecnebi düşmanlığı, noktasına gelince: Şu bilinsin ki, biz ecnebilere karşı herhangi düşmanca bir his beslemediğimiz gibi onlarla samimi ilişkilerde bulunmak arzusundayız. Türkler bütün medeni milletlerin dostlarıdır. Ecnebiler memleketimize gelsinler; bize zarar vermemek, hürriyetlerimize güçlükler çıkarmaya çalışmamak şartıyla burada daima güleryüz göreceklerdir…»

    29. 10. 1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.


    EFENDİLER

    « Efendiler; bu hitap münasebetiyle ufak bir noktayı tekrar edeyim. «Efendiler» dediğim zaman başka yerde olduğu gibi burada da bunun karşılığı Hanımefendiler ve Beyefendilerdir.»

    28. 08. 1925, İnebolu’da Bir Konuşma.


    EGEMENLİK

    « Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.»

    (20.01.1923)


    EĞİTİM

    « Eğitim işlerinde mutlaka başarılı olmak gereklidir. Bir milletin hakîki kurtuluşu ancak bu surette olur.»

    (1922)


    «…Eğitim ve öğretimde uygulanacak olan usûl, bilgiyi insan için fazla bir süs, bir zorbalık aracı, yahut medenî bir zevkten ziyade maddî hayata uygun olmayı sağlayan uygulamalı ve kullanılabilir bir araç haline getirmektir…»

    01. 03. 1923, T.B.M.M. 4. Toplanma Yılını Açarken.

    EĞİTİM POLİTİKASI

    «…Bizim takip edeceğimiz siyasetin temeli evvelâ mevcut cehaleti ortadan kaldırmaktır. Ayrıntıya girmekten sakınarak, bu fikrîmi birkaç kelime ile açıklamak için diyebilirim ki, mutlaka bütün köylüye okumak, yazmak ve vatanını, milletini, dinini, dünyasını tanıtacak kadar coğrafî, tarihî, dinî ve ahlâki bilgiler vermek ve dört işlemi öğretmek eğitim programımızın ilk hedefidir.»

    01. 03. 1922, T.B.M.M., 3. Toplanma Yılını Açarken.

    « Erkek ve kız çocuklarımızın, aynı surette bütün öğrenim derecelerindeki öğretim ve eğitimlerinin uygulamalı olması mühimdir. Memleket çocukları, her tahsil derecesinde ekonomik hayatta katkılı, etkili ve muvaffak olacak surette donatılmalıdır. Millî ahlâkımız, medenî esaslarla ve her türlü fikirlerle artırılmalı ve takviye olunmalıdır. Bu çok önemlidir; özellikle dikkatinizi çekerim. Korkutmaya dayalı ahlâk, bir fazilet olmadıktan başka güvene de layık değildir.»

    25. 08. 1924, Mualimler Birliği Kongresi Üyelerine.



    EĞİTİM PROGRAMI


    « Görülüyor ki, en mühim ve en verimli vazifelerimiz eğitim işleridir. Eğitim işlerinde derhal muvaffak olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu, ancak bu surette olur. Bu zaferin temini için hepimizin tekcan ve tekfikir olarak esaslı bir program üzerinde çalışması lazımdır. Bence bu programın esas noktaları ikidir:
    1. Sosyal hayatımızın ihtiyaçlarına uygun olması.
    2. Çağdaş gerekliliklere uygun olmasıdır.»

    27. 10. 1922, Bursa, Öğretmenlere Hitap.


    EKONOMİ

    « Hiçbir medenî devlet yoktur ki, ordu ve donanmasından önce ekonomisini düşünmüş olmasın.»

    (1924)

    «…Ekonomik kalkınma; Türkiye’nin; hür bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin, bel kemiğidir…»

    01. 11. 1937, T.B.M.M., 5. Dönem, 3. Toplanma Yılını Açarken.



    ENDÜSTRİ

    «…Her yeni endüstri eseri, muhitine refah ve medeniyet ve bütün memlekete mutluluk ve kuvvet vermektedir…»

    01. 11. 1936, T.B.M.M., 5. Dönem, 2. Toplanma Yılını Açarken.


    « Endüstrileşmek, en büyük millî dâvalarımız arasında yer almaktadır. Çalışması ve yaşaması için ekonomik elemanları memleketimizde mevcut olan büyük, küçük her çeşit sanayii kuracağız ve işleteceğiz…»

    01. 11. 1937, T.B.M.M., 5. Dönem, 3.Toplanma Yılını Açarken.

    ERMENİ MESELESİ

    « Ermeni meselesi denilen ve Ermeni milletinin gerçek çıkarlarından çok dünya kapitalistlerinin ekonomik çıkarlarına göre halledilmek istenen mesele, Kars Antlaşmasıyla en doğru çözüm şeklini buldu. Asırlardan beri dostane yaşayan iki çalışkan halkın dostluk bağları memnuniyetle tekrar kuruldu.»

    01. 03. 1922, T.B.M.M., 3.Toplanma Yılını Açarken.

    ESİR

    « Türkiye, esir olarak mahvolmaktansa, son nefesine kadar mücadele ve savaş vermeye azmetmiştir…»

    25. 12. 1922, Le Journal Muhabiri Paul Herriot’ya Çankaya’da Verilen Beyanat.

    «…Milletlerin esareti üzerine kurulmuş kurumlar her tarafta yıkılmaya mahkûmdurlar…»

    30. 08. 1924, Dumlupınar’da Konuşma.


    «…Türk esaret kabul etmeyen bir millettir, Türk milleti esir olmamıştır…»

    14. 10. 1925, İzmir’de İleri Gelen Memurlarla Bir Konuşma.


    EV

    « Türk’e ev ve bark olan her yer sağlığın, temizliğin, güzelliğin, modern kültürün örneği olacaktır.»

    01. 11. 1935, 5. Dönem, 1. Toplanma Yılını Açarken.

    F
    FİKİR

    « Fikirler, manasız, mantıksız safsatalarla dolu olursa, o fikirler hastalıklıdır…»

    27. 10. 1922, Bursa, Öğretmenlere.

    <I style="mso-bidi-font-style: normal">FRANSIZ İNKILĀBI[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">«…İnkılâplar içinde en verimli ve en faydalı ve en haklı olmak açısından ve bütün insanlığa hakimiyete sahip olma fikrini vermek itibarıyla fevkalâde mühim olanı budur…»[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">01. 12. 1921, T.B.M.M.[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">«… Fransızlar , Büyük ihtilâli gerçekleştirmek için tam bir asır çalışmışlardır…»[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">19. 01. 1923, Anadolu Ajansı.[/I]<I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]

    « Fransız ihtilâli bütün cihana hürriyet fikrini yaymıştır ve bu fikrin hâlen esas ve kaynağı bulunmaktadır…»

    08. 03. 1928, Le Matin Gazetesi Muhabirine Demeç.

    FRANSIZ MEKTEPLERİ

    «…Fransız mektepleri, Türk milletine büyük hizmetler etmiştir. Fakat, bazen yabancı mekteplerinin görev sınırlarını aştığını, rollerinden çıktıklarını, bilim dışı propaganda gayeleri takip ettiklerini ve bunun için halkımızın Türk olmayan unsurlarına dayandıklarını gördük.»

    29. 10. 1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.

    « Fransız mekteplerinin çoğunluğu rahipler ve hemşireler tarafından idare edilmektedir. Şu halde, meslekî bir mahiyeti vardır. Bundan dolayı, dinî bir propaganda da bulunduklarından endişe edebiliriz. Bununla birlikte, istiyoruz ki mektepleriniz kalsın. Fakat, Türkiye’de bizim mekteplerimizin bile sahip olmadıkları ayrıcalığa, yabancı mekteplerinin sahip olması kabul olamaz…»

    29. 10. 1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.


    G

    GAYRIMÜSLİMLER


    « Memleketimizde yaşayan gayrimüslim unsurların başına ne gelmiş ise, kendilerinin yabancı entrikalarına kapılarak ve ayrıcalıklarını kötüye kullanarak vahşi bir şekilde takip ettikleri ayrılma siyaseti neticesidir.»

    28. 12. 1919, Ankara İlerigelenleriyle Bir Konuşma.



    <I style="mso-bidi-font-style: normal">( Ermeni, Asurî ve Geldanîler namına hareket ettiklerini iddia edenler tarafından ortaya atılan millî yurt meselesini sözkonusu ederek bunun tarafımızdan dikkate bile alınmayacağını ve Musevilerin memleketimizde hakikî bir vatandaş gibi yaşadıklarını ve bundan sonra da aynı samimiyet ve istirahatle yaşayabileceklerini söylemiştır.)[/I]<I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">22. 01. 1923, Bursa Şark Sinemasında Halkla Konuşma.[/I]

    GAZETE

    «…Gazeteler mevcut olan kanunlar içerisinde hürdür. Ancak bunun dışında çıktıkları zaman takibe uğrarlar. Gazeteler kanunun ve genel menfaatlerin aksine işlemlere şahit ve bilgi sahibi oldukları zaman gerekli yayınlarda bulunmalıdırlar.»

    15. 01. 1923, Eskişehir’de Halka Yapılan Konuşma.

    GENÇLİK

    « Bütün ümidim gençliktedir.»

    (1919)


    « Muhterem gençler, hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır.Galip olmak, mağlûp olmak. Size Türk gençliğine terk ettiğimiz ve bıraktığımız vicdanî emanet, yalnız ve daima galip olmaktır ve eminim daima galip olacaksınız…»

    18. 03. 1923, Tarsus’da Gençlere Konuşma.


    « Gençler! Cesaretimizi kuvvetlendiren ve devam ettiren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile, insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz.»

    30. 08. 1924, Dumlupınar’da Konuşma.



    «Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız.»

    (1927)



    « Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbâlinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir…»

    1927 ,<I style="mso-bidi-font-style: normal"> [/I]Gençliğe Hitabesi.


    « Gençliğin çalışkan, duyarlı ve milliyetçi yetişmesi esas dileklerimizdendir. Gençlik her türlü faaliyetlerinde Cumhuriyet kanunlarına ve Cumhuriyet kuvvetlerinin usül ve kurallarına uymaya da dikkatli olmalıdır.»

    (1933)


    «…Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlâtları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere, yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yükselme idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Biz de bunu görmekle bahtiyar olacağız…»

    26.03.1937, Ankara’da Tahsilde Bulunan Bursalı Gençlerin Tertib Ettikleri Uludağ Gecesinde Söylenmiştir.



    « Gençler! benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnum ve mesudum.»
    <P =Ms&#111;normal style="MARGIN: 0cm 0cm

  4. #4
    Ziyaretci
    HALK
    <?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />
    HALKÇILIK


    « Bizim görüşümüz-ki halkçılıktır – kuvvetin, kudretin, egemenliğin, yönetimin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır.»

    17. 07. 1920, T.B.M.M.

    «…Zannederim bugün ki varlığımızın asıl niteliği, milletin genel eğilimlerini ispat etmiştir, o da halkçılıktır ve halk hükûmetidir. Hükümetlerin halkın eline geçmesidir…»

    17 .07. 1920, T.B.M.M.


    «…Halkçılık, toplumsal düzenin çalışmasına, hukukuna dayandırmak isteyen bir sosyal sistemdir. Efendiler biz bu hakkımızı korumak, istiklâlimizi emin bulundurabilmek için genel kurulumuzca, milli kurulumuzca bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı milletçe savaşmayı gerekli gören bir yolu takip eden insanlarız.»

    (1921)


    « İç siyasetimiz de ilkemiz olan halkçılık, yani milletin bizzat kendi geleceğine sahip olması esası anayasamız ile tesbit edilmiştir.»

    (1921)


    « Halkçılık teşkilâtı en ufak daireye kadar yaygınlaştırıldığı takdirde sonucun daha büyük ve verimli olacağına şüphe yoktur. Memleket ve milletin içinde bulunduğu zorlukları ve harp halini de düşünürsek meclisin çalışmalarının sonucu ve oradaki başarısını takdir etmemek mümkün değildir.»

    10. 01. 1922, Vakit Başyazarı Ahmet Emin İle Mülâkat.

    HALK DEVLETİ
    «…Türkiye devleti bir halk devletidir, halkın devletidir. Mazideki kuruluşlar ise bir şahıs devleti idi, şahısların devleti idi.»

    13. 08. 1923, T.B.M.M., 2. Toplanma Yılını Açarken.


    HALK HÜKÜMETİ


    «…Bizim hükûmetimiz demokratik bir hükûmet değildir, sosyalist bir hükûmet değildir ve hakikaten kitaplarda mevcut olan hükûmetlerin, bilimsel yapıları itibarıyla hiçbirine benzemeyen bir hükûmettir. Fakat millî hakimiyeti, millî iradeyi tecellî ettiren tek hükûmettir, bu mahiyette bir hükûmettir! Sosyoloji noktasından bizim hükûmetimizi, ifade etmek lâzım gelirse, halk hükûmeti deriz.»

    01. 12. 1921, T.B.M.M.


    « Şurası unutulmamalı ki, bu idare tarzı, bir bolşevik sistemi değildir. Çünkü, biz ne Bolşevikiz, ne de Komünist; ne biri, ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetçi ve dinimize hürmetkârız. özetle, bizim hükümet şeklimiz, tam bir demokrat hükûmettir. Ve dilimizde bu hükümet, «halk hükûmeti» diye anılır.»

    02. 11. 1922, Le Petit Parisien Muhabirine Demeç.


    HALK İDARESİ

    «…Milletimizin bugünki idaresi, hakiki mahiyeti ile bir halk idaresidir. Ve bu idare tarzı, esası meşveret (danışma) olan Şûra idaresinden başka bir şey değildir…»

    03. 01. 1922, General Frunse’nin Ziyafetinde.


    «…Herhalde halkımızı idare ile yakından ilgilendirmek, yani idareyi doğrudan doğruya halkın eline verebilecek bir idare şeklini tesis etmek hem milli hakimiyetin hakiki olarak temsili ve hem de bu sayede halkın benliğini anlaması itibarıyla gerekli idi. İşte bu düşüncelerin, bu araştırmaların ilhamı olarak proje yapılmıştı…»

    10. 01. 1922, Vakit Başyazarı Ahmet Emin İle Mülâkat.

    HALK TEŞKILĀTİ

    «…Teşkilat baştan sona kadar halk teşkilatı olacaktır. Genel idareyi halkın eline vereceğiz. Bu toplumda hak sahibi olmak, herkesin gayretli olması esasına dayanacaktır. Millet hak sahibi olmak için çalışacaktır.»

    10. 01. 1922, Vakit Başyazarı Ahmet Emin İle Mülâkat.

    HARB

    « Her zamandan daha ziyade inanıyorum ki, harp pahalı bir iştir. Harbin sürüklediği facialar ve dehşetten üzgünüm. Fakat harp etmeden elimizdeki silahları bıraktığımız zaman tamamen harap olacağımızı da biliyorum.»

    Ağustos 1921, Associated Muhabirine Demeç.

    « Derhal şu veya bu sebepler için milleti harbe sürüklemek taraftarı değilim. Harp zorunlu ve hayati olmalı. Hakiki kanaatim şudur: milleti harbe götürünce vicdanımda azap duyamamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Ama millet hayatı tehlikeye düşmeyince, harp bir cinayettir.»

    16. 03. 1923, Adana Çiftçileriyle Konuşma.

    «…Bir harp oyunu yapmak suretiyle, vatanın ve milletin yüksek menfaatlerinin müdafaasını beraber göz önünde bulunduracağız. Bu çalışmamızda son senelerin başarılarla dolu muharebelerinin, meydan muharebelerinin, cumhuriyet ordusuna ve onun kıymetli komuta heyetine kazandırdığı tecrübelerin sonucunu inceleyeceğiz. Dünyanın fen ve sanatta en son gelişmelerini göz önünde bulunduracağız…»

    15. 02. 1924, İzmir, Ordu İleri Gelenleri İle Konuşma.

    «…Harp, muharebe, nihayet meydan muharebesi yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Milletlerin çarpışmasıdır. Meydan muharebesi milletlerin bütün mevcudiyetleriyle, ilim ve fen sahasındaki seviyeleriyle, ahlaklarıyla, harslarıyla, hulâsa bütün maddi ve mânevi kudret ve faziletleri ve her türlü vasıtalarıyla çarpıştığı bir imtihan sahasıdır. Bu sahada, çarpışan milletlerin hakiki kuvvet ve kıymetleri ölçülür…»

    30. 08. 1924, Dumlupınar’da Konuşma.


    «Eğer harp bir bomba patlaması gibi birdenbire çıkarsa milletler, harbe engel olmak için, silâhlı mukavemetlerini ve mâlî kuvvetlerini saldırgana karşı birleştirmekte tereddüt etmemelidirler. En hızlı ve en etkili tedbir, muhtemel bir saldırgana, saldırının yanına kâr kalmayacağını açıkça anlatacak uluslararası teşkilatın kurulmasıdır.»

    21. 06. 1935, Gladys Baker’a Demeç

    HARP SANAYİİ

    «Bilhassa harp sanayii ve fabrikalarının çalışmasını özel bir takdir ile anmayı bir borç bilirim. Bu son sene içinde bu fabrikaların eksikleri kademe kademe tamamlanmıştır. Bugün her türlü ihtiyacın üretimi mümkün hale gelmiştir. Yeni kurulan mermi ve fişek fabrikalarında bol miktarda topçu ve piyade caphanesinin ve bombasının hazırlanması ve üretiminde başarı sağlanmıştır.»

    01. 03. 1922, T.B.M.M., 3. Toplanma Yılını Açarken.

    «Azim ve imanımız önünde yıkılarak silâh, mühimmat ve araçlarını savaş meydanında terke mecbur olan Yunan ordusunun bıraktıklarından istifade olunarak değişik merkezlerde yeni ve yedek silâh ve cephane depolarımız ve fabrikalarımız kurulmuştur. Bu genişlikte kurulan ve gün geçtikçe daha çok genişleyen ve mükemmelleşen askerî kurumlara lâzım olan fenni beyinler yetiştirilmesi için de hazırlıklarda bulunulmaktadır.»

    01. 03. 1923, T.B.M.M., 4. Toplanma Yılını Açarken.

    «…Harp sanayii tesisatımızı, daha ziyade gelişmesi ve genişlemesi için alınan tebirlere devam edilmeli ve endüstrileşme mesaimizde de ordu ihtiyacı ayrıca göz önünde tutulmalıdır.»

    01. 11. 1937, T.B.M.M., 5. Dönem, 3.Toplanma Yılını Açarken.

    «Bundan sonrası için, bütün uçaklarımızın ve motorlarının memleketimizde yapılması ve hava harp sanayimizin de, bu esasa göre geliştirilmesi gerekir. Hava kuvvetlerinin kazandığı önemi göz önünde tutarak, bu çalışmayı plânlaştırmak ve bu konuyu lâyık olduğu önemle milletin nazarında canlı tutmak lâzımdır.»

    01. 11. 1937, T.B.M.M., 5. Dönem, 3.Toplanma Yılını Açarken

    HARF İNKILĀBI

    «…Çok işler yapılmıştır, ama bugün yapmaya mecbur olduğumuz son değil, ancak çok lüzumlu bir iş daha vardır. Yeni Türk harflerini çabuk öğrenmelidir. Vatandaşa kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya öğretiniz. Bunu vatanseverlik ve milliyetseverlik vazifesi biliniz…»

    9/10. 08. 1928, Yeni Yazı İnkılabı Hakkında.

    «…Bizim uyumlu, zengin dilimiz yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir; Asırlardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulundurarak, anlaşılmayan ve anlayamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak, bunu anlamak mecburiyetindesiniz…»

    9/10. 08. 1928, İstanbul Sarayburnu Parkı, Türk Yazı İnkılâbı Hakkında Konuşma.

    «Az zaman sonra, yeni Türk harfleriyle, gözler kamaştırıcı Türk manevî ilerlemesinin ulaşabileceği güç ve saygının uluslararası düzeyini gözlerimi kapayarak şimdiden o kadar parlak görüyorum ki, bu manzara beni kendimden geçiriyor.»

    23. 08. 1928,Anadolu Ajansı Muhabirine Demeç.

    «.Büyük milletimizin bir kat daha gelişmesini ve yükselmesini temin edecek olan yazı inkılâbı...»

    16. 09. 1928,İstanbul , Belediye Başkanına Demeç.


    «…Meclisinizin en büyük eseri olan Türk harfleri, memleketin genel hayatına tamamen uygulanmıştır. İlk zorluklar, milletin fikir kuvveti ve medeniyete olan sevgisi sayesinde kolaylıkla yenilmiştir…»

    01. 11. 1929, T.B.M.M., 3. Dönem, 3. Toplanma Yılını Açarken.

    HARİTA DAİRESİ

    «…Milli Savunma Bakanlığı’nda faaliyete başlayan harita dairesi ordunum bütün harita ihtiyacını karşılamaya muvaffak olmuştur. Bundan sonraki çalışma ile memleketin daha mükemmel haritalarını hazırlayacaktır…»

    01. 03. 1922, T.B.M.M., 3. Toplanma Yılını Açarken.


    HATİP

    «…hutbeyi îrat eden hatiptir. Yani söz söyleyen demektir…»

    07. 02. 1923, Balıkesir’de Halkla Konuşma.

    HAVACI

    « Havacılarımız, bütün ordu ve donanmamız gibi vatanı korumaya yetenekli kahramanlardır. Büyük millet, bu soylu evlâtlarıyla kendini mutlu sayabilir.»

    01. 11. 1935, T.B.M.M., 5. Dönem, 1. Toplanma Yılını Açarken



    HAVACILIK

    « Bizim dünyamız - bilirsiniz - topraktan, sudan ve havadan unulmuştur. Hayatın da, esas unsurları, bunlar değil midir? Bu unsurlardan birinin eksikliği, yalnız eksikliği değil, sadece bozukluğu, hayatı imkansız kılar. Hayatı, hele ulusal hayatı seven, onu korumak isteyen; yurdunun topraklarına, denizlerine olduğu gibi, havasına da ilgisini, hergün biraz daha çoğaltılmalıdır.»

    03. 05. 1935, Havacılık Hakkında Konuşma.

    «…Türk çocuğu; Her işte olduğu gibi, havacılıkta da, en yüksek düzeyde, gökte, seni bekleyen yerini, az zamanda, dolduracaksın. Bundan, gerçek dostlarımız sevinecek, Türk ulusu mutlu olacaktır.»


    03. 05. 1935, Havacılık Hakkında Konuşma.


    HAYAT


    «…Hayat mücadeleden ibaretlir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır. Galip olmak, mağlup olmak.»

    18. 03. 1923, Tarsus’da Gençlerle Konuşma.



    <I style="mso-bidi-font-style: normal">Havacılıkla ilgili konuşmasının aynısı[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">« Bizim dünyamız - bilirsiniz - topraktan, sudan ve havadan unulmuştur . Hayatın da, esas unsurları, bunlar değil midir? »[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">03. 05. 1935, Havacılık Hakkında Konuşma.[/I]

    «…Hayatta tam zevk ve saadet, ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, saadeti için çalışmakta bulunabilir…»

    17. 03. 1937, Ankara Palas. Romanya Dışişleri Bakanı Antonescu İle Konuşma

    HİLAFET

    « Hilâfeti muhafaza edeceğiz. Şu şartla ki, Büyük Millet Meclisi ve millet, hilâfetin dayanacağı bir mesnet ve kuvvet olacaktır.»

    02. 11. 1922, Bursa, Le Petit Parisien Muhabirine Demeç.

    «…Esasen bu mesele yalnız Türkiye’ye ait olmayıp bütün islâm alemini ilgilendiren bir meseledir.»

    02. 11. 1922, Bursa, Le Petit Parisien Muhabirine Demeç.


    «…Bütün İslâm aleminin gerçek kurtuluşuna kadar varlığını korumayı görev bildiğimiz hilâfet makamı Türkiye Devleti’nin ne istiklâli, ne idaresi ve ne de hakimiyeti ile zıtlık teşkil etmez. Bu makam ve bu makamda oturan kişinin varlığı, sebebiyet verilmedikçe sakıncaların kaynağı olarak düşünülemez. Fakat şurası kesinlikte bilinmelidir ki, herhangi bir makam ve şahıs tarafından bu sakınca doğurulduğu gün orada teori biter, pratik ve uygulama başlar.»

    18. 01. 1923, İzmit Halkı İle Konuşma.

    «…Bu makamı Türkiye milletinin hakimiyetini ihlâl edecek bir makam diye anlamak doğru değildir. Bugün halife olan kişinin bizim ile beraber aynı gerçekleri takdir buyurduğunu zannederim. Ancak bir sakınca ortaya çıkarsa yalnız bu makama atfetmek lazım gelmez. Bunu yapmak için her şeyden önce, fikirlerini şeriat görünümüne sokan bazı cahiller, menfaatperestler ve dalkavuklar ortaya çıkabilir. Bunların yapacağı telkinleri ve mahiyetini evvelden tanıyıp ona göre gerekli hazırlığı yapmak her ferdin ve milletin görevidir…»

    18. 01. 1923, İzmit Halkı İle Konuşma.

    «…Bütün İslâm milletleri üzerinde yüce ruhî görevini ifa eden halife fikri, gerçeklerden değil, kitaplardan çıkmış bir fikirdir…»

    29. 10. 1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.

    «…Tarihimizin en mesut devresi hükümdarlarımızın halife olmadıkları zamandır. Bir Türk padişahı, her nasılsa hilafeti kendine maletmek için nüfuzunu, itiyadını, servetini kullandı. Bu sırf bir tesadüf eseridir. Peygamberimiz öğrencilerine dünya milletlerine İslâmiyeti kabul ettirmelerini emretti, Bu milletlerin hükûmeti başına geçmelerini emretmedi. Peygamberin zihninden asla böyle bir fikir geçmemiştır. Hilafet demek, idare, hükûmet demektir. Hakikaten vazifesini yapmak, bütün Müslüman milletlerini idare etmek isteyen bir halife, buna nasıl muvaffak olur? İtiraf ederim ki, bu koşullar içinde beni halife tayin etseler, derhal istifamı verirdim.»


    29. 10. 1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.


    « Hilafetle beraber Türkiye’de mevcut olan Ortodoks ve Ermeni kiliseleri, patrikhaneleri ve Musevi hahamhanelerinin ortadan kaldırılması lazımdır. Hilafet ve bu muhtelif patrikhaneler asırlardan beri ruhani yetkilerinin sınırları dışında çok büyük ayrıcalıklar aldılar. Halkın anlayışına dayanarak bahşedilen hukuk dışı ayrıcalıklar ile cumhuriyet idaresinin uygulanması mümkün değildir…»

    04. 05. 1924, New York Herald Tribune Muhabirine Demeç.


    « Hilâfet, geçmişin bir rüyası olup, zamanımız da varlık nedeni yoktu…»

    25. 11. 1924, Matin Gazetesi Yazarı Madam Titaniya’ya Demeç.

    HOCA


    «…Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.»

    16. 03. 1923, Adana Esnaflarıyle Konuşma.



    HUKUK İNKILÂBI


    « Büsbütün yeni kanunlar vücuda getirerek hukukî esasları temelinden değiştirmek teşebbüsündeyiz. Ve yeni hukukî esaslar ile alfabesinden tahsile başlayacak bir yeni hukuk neslini yetiştirmek için bu kurumları açıyoruz. Bütün bu uygulamalardaki dayanağımız milletin anlayış, kabiliyeti ve kesin arzusudur. Bu teşebbüslerde arkadaşlarımız, yeni hukuku, bizimle beraber, bahsettiğim mahiyette anlatmış olan güzide hukukçularımızdır.»

    05. 11. 1925, Ankara Hukuk Fakültesinin Açılışında Yapılan Konuşma.

    HUTBE

    «…Efendiler, hutbe demek insanlara hitap etmek, yani söz söylemek demektir. Hutbenin mânası budur…»

    07.02.1923, Balıkesir’de Halkla Konuşma.


    «… Hutbe okuyan kişilerin siyasî, sosyal ve medenî gelişmeleri her gün takip etmeleri zaruridir. Bunlar bilinmediği takdirde halka yanlış telkinat verilmiş olur. Bundan dolayı hutbeler tamamen Türkçe ve zamanın şartlarına uygun olmalıdır…»

    07.02.1923, Balıkesir’de Halkla Konuşma.


    «…Hutbeden maksat ahalinin aydınlatılması ve yol gösterilmesidir, başka birşey değildir. Yüz, iki yüz, hatta bin sene evvelki hutbeleri okumak, insanları cehalet ve gaflet içinde bırakmak demektir. Hutbe okuyan kişilerin herhalde halkın kullandığı dille görüşmesi uygundur…»

    07.02.1923, Balıkesir’de Halkla Konuşma.

    HÜKÜMET

    «…Hükümetin iki hedefi vardır. Biri milletin korunması, ikincisi milletin refahını temin etmek…»

    16.03.1923, Adana İlerigelenleriyle Konuşma.

    « Milletlerden ibaret olan toplumlar, birer hükümet teşkili mecburiyetindedirler. Ama bu mecburiyet toplumun kendini muhafaza etmesi içindir Hükümetlerin kuruluş gayesi, kavramı, bundan ibarettir…»


    23.03.1923, Afyonkarahisar Beledîye Meclisi Üyeleriyle Konuşma.

    <SPAN style="FONT-SIZE: 12pt; mso-bidi-fo

  5. #5
    Ziyaretci
    İSTİKLÂL
    <?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />
    « Ya İstiklâl, ya Ölüm!
    (1919)


    «…Türkiye halkı asırlardan beri hür ve bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı hayatın bir gereği kabul etmiş ve bir milletin kahraman evlâtlarıdır. Bu millet bağımsızlıktan uzak yaşamamıştır. Yaşayamaz ve yaşamayacaktır.»

    18.06.1922, Claude Farrere Şerefine Verilen Çay Ziyafetinde.


    İSTİKLÂL MAHKEMELERİ

    «…Yüce Meclisin kurduğu İstiklâl Mahkemeleri sayesinde çabuk ve adaletli surette birçok fenalıklara son verilmiştir. Bugün memleket medenî kanunlar ve sürekli yargı dereceleri ile güvenliği sağlamaya yeterli bir hale getirilmiştir.»

    01.03.1921, T.B.M.M., 2.Toplanma Yılını Açarken.

    İSTİKLÂL-İ MALÎ
    Malî Bağımsızlık

    «…Bugünkü mücadelelerimizin gayesi, tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın tamamı ise ancak mali bağımsızlık ile mümkündür. Bir devletin maliyesi bağımsızlıktan mahrum olunca o devletin bütün hayati kuruluşlarında bağımsızlık felç olmuştur. Çünkü devletin her organı, ancak mali kuvvet ile yaşar…»

    01.03.1922, T.B.M.M., 3.Toplanma Yılını Açarken.

    İŞ BANKASI

    « İş Bankası kurumu, Cumhuriyet tarihinde ekonomi bakımından başlı başına yer alacaktır. Bu kurum kıymetsiz bir servetin bile ekonomik hayatta fert menfaatlerine kullanılmayıp ulus menfaatine kullanılmasından çıkabilecek olan büyük neticeleri, az bir zamanda ve özellikle yepyeni bir devlet kuruluşunun türlü inkılâp güçlükleri içinde evrensel bir surette fiilen göstermiştir.»

    26.08.1936, İş Bankası’nın 10. Kuruluş Yıldömünde.

    İZMİR


    « İzmir her yönden Türk memleketidir, Anadolu’nun ayrılmaz bir parçasıdır. Yunanlılar İzmir’de hiçbir tarihî ve ırkî hakka sahip değillerdir…»

    17.01.1921, United Telgraph Muhabirine Demeç.


    « İzmir kırk asırlık bir ata yurdudur. İzmir bu kadar derin bir tarihe sahip olmakla beraber coğrafî konumu dolayısıyle ekonomik ve siyasî çok büyük bir öneme sahiptir. İşte bundan dolayıdır ki, Türkiye’yi mahvetmek isteyen düşmanların herşeyden evvel bakışları bu tarihî, bu mühim beldeye döner. Nitekim düşmanlarımız en evvel burasını işgal etmişler, ondan sonra daha doğuya ilerlemişlerdir…»

    31.01.1923, İzmir’de Halk İle Bir Konuşma.


    J

    JANDARMA OKULLARI


    «…İç güvenliğin sağlanmasında en mühim ve maddî vasıta olan jandarma teşkilâtı, önemli birlikler ilâvesi ile güçlendirilmiş ve çeşitli jandarma okulları açılmıştır.»

    01.03.1922, T.B.M.M., 3.Toplanma Yılını Açarken.

    K
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
    KABOTAJ

    «Kabotajın, bu sene içinde, sadece ve tamamen Türk sancağına dönmesi fiilen gerçekleşmiştir. Bu olayı övünçle anmak isterim.»

    1.11.1926, 2. Dönem 4. Toplanma Yılını Açarken.
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]

    KADIN

    Bizim toplumumuzun başarı gösterememesinin sebebi, kadınlarımıza karşı
    gösterdiğimiz ihmal ve kusurdan doğmaktadır.»

    (1923)

    «Kadınlarımız hatta erkeklerden daha çok aydın, daha çok feyizli ve daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar.»

    (1923)

    « Şuna inanmak lâzımdır ki, dünya yüzünde gördüğümüz herşey kadının eseridir.»

    .................................................. .................................................. ............(1923)

    «...Bilinmektedir ki, her safhada olduğu gibi toplum hayatında dahi görev bölümü vardır. bu genel görev bölümü arasında kadınlar kendilerine ait olan görevleri yapacakları gibi aynı zamanda toplumun refahı, saadeti için gerekli olan genel konulara dahi dahil olacaklardır.»

    ..........................................31. 01. 1923, İzmir’de Halk İle Konuşma.

    «...İnsanlar dünyaya mukadder oldukları kadar yaşamak için gelmişlerdir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir toplumun bir uzvu faaliyette bulunurken diğer uzvu atalette olursa, o toplum felç olmuştur. Bir toplumun hayatta çalışması ve muvaffak olması için çalışmanın ve mufavvak olabilmenin bağlı olduğu bütün sebep ve şartları kabul etmesi gerekir. Bundan dolayı bizim toplumumuz için ilim ve fen lâzım ise bunları aynı derecede hem erkek ve hemde kadınlarımızın kazanmaları lâzımdır....»

    .................................................. ........... 31. 01. 1923, İzmir’de Halk İle Konuşma.

    «...Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insanlardan oluşmaktadır. Olabilir mi ki, bir kitlenin bir parçasını ilerletelim. Diğerini gözardı edelim de, kitlenin tamamı ilerlemiş olabilsin? Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin? Şüphe yok, ilerleme adımları, dediğim gibi iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmak ve gelişme sahalarında ve yenilikle birlikte mesafe almak gereklidir....»

    .................................................. ......30. 08. 1925, Kastamonu’da İkinci Konuşma.


    KANUN

    «...Kanun koyan insanlar birtakım seçkin özelliklere sahip olmak mecburiyetindedirler. O özelliklerden birincisi şudur efendiler: Kanun teklif eden, Kanun yapan, kanun koyan bir insan insanlığın bütün hislerini bütün ihtiraslarını herkesten daha çok sezer ve bilir. Fakat nefsini herkesten çok va tamamen bütünüyle bunlardan ayırt etmek kudret ve yeteneğine sahip olmalıdır. Bu seçkin özelliklere sahip olmayan, insanlar insan topluluğu için kanun yapmak hak ve yetkisinden men edilmiştir. Efendiler kanunlar hislere dayanarak ve uyularak yapılmaz.»

    .................................................. ............................................1. 12. 1921, TBMM.

    «Günün ihtiyaçlarına uygun kanun yapmak ve onu iyi uygulamak refah ve ilerleme vasıtalarının en mühimlerindendir.»

    .................................................. .................................................. ................(1925)


    KAPİTÜLÂSYON



    «...Kapitülâsyonların hiçbir kısmında istisnayı kabul etmiyoruz. Adlî, malî veya askerî kapitülâsyonların hiçbirini tanımıyoruz.»

    ....................................26. 09. 1922, Chicago Tribun’un İzmir’e Gönderdiği
    Muhabirine Verilen Demeç.

    «Bana Avrupalıların ve bilhassa Fransızların doğudaki yararlarından bahsediyorsunuz. Her şeyden evvel şurası bilinmek lâzımdır ki, Büyük Millet Meclisi hükümeti kapitülâsyonların devamını asla kabul etmeyecektir. Şayet yabancı uyruklular eskiden olduğu gibi, bundan sonra da kapitülâsyonlardan istifade etmeyi düşünüyorlarsa, aldanıyorlar. Kapitülâsyonlar bizim için mevcut değildir ve asla mevcut olmayacaktır. Türkiye’nin istiklâli her sahada tamamen ve eksiksiz onaylanmak şartıyla kapılarımız bütün yabancılara açık kalacaktır…»

    2.11.1922, Petit Parisien Muhabirine Bursa’da Verilen Demeç.

    «…Millî hududlarımız dahilinde bulunan toprakların bize verilmesinde israr edeceyiz. Ondan sonra, bu topraklar üzerinde tamamıyla, bağımsız, yani kapitülâsyonsuz bir Türkiye yaşamasını istiyoruz. İşte bütün istediklerimiz budur…»
    2.11.1922, Petit Parisien Muhabirine Bursa’da Verilen Demeç

    «…Kapitülâsyonların Türk milleti için ne derece nefret edilen birşey olduğunu size tarif edemem. Bunları diğer şekil ve namlar altında gizleyerek bize kabul ettirmeye muvafak olacaklarını planlayan ve hayal edenler bu konuda pek çok aldanıyorlar. Zira, Türkler kapitülâsyonların devamının kendilerini pek az vakitte ölüme sevkedeceğini pek iyi anlamışlardır…»

    25.12.1922, Le Journal Muhabiri Paul Herriot’a
    Çankaya’da Verilen Beyanat.

    KIYAFET

    «…Her milletin olduğu gibi bizim de millî bir kıyafetimiz varmış. Fakat inkar edilemez ki, taşıdığımız kıyafet o değildir. Hatta millî kıyafetimizin ne olduğunu bilenler içimizde azdır bile. Medeni bir insan bu tuhaf kıyafete girip dünyayı kendine güldürür mü?»

    30.08.1925, Kastamonu’da İkinci Bir Konuşma.

    «Devlet memurları bütün milletin kıyafetlerini düzeltecektir. Fen, sıhhat açısından pratik olmak itibariyle, her görüş noktasından tecrübe edilmiş medeni kıyafet giyilecektir. Bunda tereddüde yer yoktur.»

    30.08.1925, Kastamonu’da İkinci Bir Konuşma.

    «…Tâbirimi mazur görünüz. Altı kaval üstü
    şişhane diye ifade olunabilecek bir kıyafet, ne millidir ve ne de uluslararasıdır. O halde kıyafetsiz bir millet olur mu arkadaşlar?
    …Medeni ve uluslararası kıyafet bizim için çok cevherli milletimiz için lâyık bir kıyafetir. Onu giyeceğiz. Ayakta iskarpin veya fotin, bacakta pantalon, yelek, gömlek, kravat, yakalık, ceket ve doğal olarak bunların tamamlayanı olmak üzere güneşten koruyan başlık…»

    28.08.1925, İnebolu’da Bir Konuşma.



    KOLORDU KUMANDANI

    «…Kolordu kumandanı demek Efendiler, dünyanın her yerinde, her millete, en büyük kumandan demektir. Kolordu kumandanından sonra başka büyük kumandan yoktur…»

    14.08.1920, TBMM.

    KOMÜNİZM

    «Komünizm toplumsal bir meseledir. Memleketimizin hali, memleketimizin toplumsal şartları, dinî ve millî ananelerinin kuvveti Rusya’daki komünizmin bizce tatbikine müsait olmadığı kanaatini doğrular bir mahiyettedir…»

    6.02.1921, Hâkimiyet-î Milliye.

    KÖYLÜ

    «Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, hakiki üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, mutluluk ve servete hak kazanmış olan köylüdür.»

    (1922)

    «Köylü hepimizin velinimetidir. Bu soylu unsurun refahını düşüneceğiz.»

    20.07.1931, Eskişehir’den geçerken. «Zahire ticaretinde ziyan ettiğini» söyleyen Uluçayırlı Hasan Efendi’ye hitaben söylenmiştir.


    KÖYLÜ KADINI

    «Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde Anadolu köylü kadınının üstünde kadın mesaisi zikretmek imkânı yoktur.»
    (1923)

    KUR’AN-I KERİM

    «Sonra Kur’anın tercüme edilmesini emrettim. Bu da ilk defa olarak Türkçe’ye tercüme ediliyor…»

    30.11.1929, Vossische Zeitung Muhabirine Demeç.


    KURTULUŞ

    <I style="mso-bidi-font-style: normal">«Türk milletinin kalbinden, vicdanından sanih ve mülhem olan en esaslı, en bariz arzu ve iman malum olmuştu: Kurtuluş.»[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">(1927)[/I]

    KÜLTÜR

    «Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür... Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, uyanık davranmak düşünmek ve zekâyı eğitmektir.»

    (1936)

    «…Kültür zeminle orantılıdır. O zemin, milletin seciyesidir.»

    16.07.1921, Ankara, Maarif Kongresini Açarken.

    «Asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birinciliğini tutmaktır.

    (1932)

    «Kültür, tabiatın yüksek verimleriyle mesut olmaktır. Bu ifade içinde çok şey saklıdır. Temizlik, saflık, yükseklik, insanlık vb. bunların hepsi insanlık niteliklerindendir.»

    (1936)


    L
    LAİKLİK

    «Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti de demektir.»
    (1930)

    «Laiklik, asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkânını sağlamıştır.»
    (1930)

    LATİN HARFLERİ

    «…Basit bir tecrübe Lâtin esasından Türk harflerinin, Türk diline ne kadar uygun olduğunu şehirde ve köyde yaşı ilerlemiş Türk evlâtlarının ne kadar kolay okuyup yazdıklarını güneş gibi meydana çıkarmıştır.»

    1.11.1928, TBMM, 3. Dönem 2. Toplanma Yılını
    Açarken.



    LOZAN BARIŞI


    «Lozan antlaşması, Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr antlaşmasıyla tamamlandığı zannedilmiş, büyük bir suikastin yıkılışını ifade eden bir belgedir. Osmanlı devrine ait tarihe eşi geçmemiş bir siyasi zafer eseridir.»

    24.07.1933, Hakimiyet-î Milliye.



    «… Lozan barışı Türk tarihinde bir dönüm noktasıdır. Türk milleti için siyasi bir zafer teşkil eden bu antlaşmanın Osmanlı Tarihinde benzeri yoktur. Milletimiz bununla haklı olarak iftihar edebilir ve Türk milletin yüksek bir eseri olan bu antlaşmanın yüksek kıymetini takdir etmesi lâzım gelen gençliğin bunu mazide yapılmış antlaşmalarla kıyaslanması gerekir.»

    26.07.1927, Dolmabahçe Sarayı, Lozan Barış Antlaşması Hakkında.


    M
    MALİYE MEMURU

    «…Maliye memurları da iç işleri memurları gibi halkla daimî teması olan teşkilâttır. Bunların da, halk ile temaslarında, halk için çalışan bir halk hükümetin tabii niteliği olan azami dikkat ve ihtimam göstermek ve âzami emniyet ve inan vermek özelliklerinin ortaya çıkmasına bilhassa özen göstermeleri lâzımdır.»

    1.11.1937, TBMM, 5. Dönem 3. Toplanma Yılını
    Açarken.

    <I style="mso-bidi-font-style: normal">MECELLE[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">« Efendiler! Bizim elyevm mevcut olan kanunu medenimiz mecelledir. Bu kanunu medenî takriben yarım asır evvel Cevdet Paşa merhumun taktı riyasetinde bir heyet-î ilmiye marifetiyle tertip olunmuştur…»[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">1.03.1922, TBMM, 3. Toplanma Yılını Açarken.[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]
    MEDENİ ESER

    «…Dünyada her miletin varlığı, kıymeti, hürriyet ve bağımsızlık hakkı, sahip olduğu ve yapacağı medeni eserlerle orantılıdır. Medeni eser meydana getirmek kabiliyetinden mahrum olan milletler, hürriyet ve bağımsızlıklarından soyutlanmaya mahkumdurlar…»

    30.08.1924, Dumlupınar’da Konuşma.

    MEDENİYET

    «…Memleketler çeşitlidir, fakat medeniyet birdir, ve bir milletin gelişmesi için bu tek medeniyete katılması lazımdır…»

    29.10.1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.

    «…Medeniyet yolunda yürümek başarılı olmak hayatın şartıdır. Bu yol üzerinde bekleyenler veyahut bu yol üzerinde ileri değil geriye bakmak bilgisizlik ve gafletinde bulunanlar, umumî medeniyetin coşkun seli altında boğulmaya mahkumdurlar.»

    30.081924, Dumlupınar’da Konuşma.


    <P =Corpsde

  6. #6
    Ziyaretci
    sayın ca.orhan


    HAZIRLADIĞINIZ BU FORUM SAYFASI VE ALTINDA BELİRTTİĞİNİZ ATATÜRK'ÜN
    DÜŞÜNCELERİ YAZISI GERÇEKTEN ÇOK NEFİS OLMUŞ.

    İNANIN BÖYLE BİR YAZI İLK DEFA OKUDUM.ÇOK MEMNUN OLDUM.AYRICA ÇOK DUYGULANDIM.

    HERKESE TAVSİYE EDİP BU SAYFAYI OKUMASINI SAĞLIYACAĞIM,ELİM ERDİĞİNCE.

    MÜKEMMEL BİR SAYFA.HADDİM OLMAYARAK ELLERİNİZE SAĞLIK DİYORUM.
    BAŞARI VE SAYGILAR SUNARIM.

  7. #7
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    07.Aralık.2005
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    360
    ellerine sağlık ca.orhan.
    ulu önder MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'e bilip bilmeden,okumadan,araştırmadan,hayasızca dil uzatan ve son zamanlarda faaliyetleri yoğunlaşan,laikliği dinsizlik sayan mihraklara ithaf olunur.

    mehmet kaya
    istmk

  8. #8
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    16.Haziran.2006
    Mesajlar
    184
    Atatürk ün sözlerine yer verilmiş. hayatı için Tek Adam ı okumanızı tavsiye ederim. Atatürkün hayatını anlatan en iyi eserlerden biridir.
    Ayrıca şu aralar hala çok gündemde olan "Şu Çılgın Türkler" i de okumanızı tavsiye ederim.
    Bu kitap kurtuluş savaşını, ençokta sakarya ve başkomutanlık meydan muharebesini ve bu dönemde oluşa gelen olayları anlatmaktadır.


  9. #9
    Ziyaretci
    ben bu forumu 3 ay önce yazmıştım. ama ilk kez sizlerden cevap aldım. İlginize teşekkür ederim..

  10. #10
    Ziyaretci


    BEN SİTEYE GİRELİ 3-5 GÜN OLDU YENİ GÖRDÜM
    ÇIKTI ALAYIM DEDİM ALAMADIM.
    BUNUN KİTABINI NEREDEN BULABİLİRİM.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •