<CENTER>MALİYE BAKANLIĞI MUKTEZASI

Gelir İdaresi Başkanlığı
</CENTER>


Tarih : 08.04.2008
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.20.01/288-3402/04497
Konusu : İhtiyati haczin kaldırılması için kesinleşmiş yargı kararının beklenilmesi gerektiği Hk.
Muktezanın Özeti:
İlgi yazılarınızda; ........ vergi kimlik numaralı mükellefiniz ....... A.Ş. adına 2002, 2003, 2004 yılları ile ilgili olarak düzenlenen Vergi İnceleme Raporlarına istinaden tarh edilen vergi ve cezalar için (gecikme faizi dahil toplam 4.747.036,23 YTL) ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararı alındığı, ....... Tapu Sicil Müdürlüğüne hitaben 20.02.2007 tarih; ....... sayılı yazınız ile şirket adına kayıtlı fabrika binasına ihtiyati haciz konulduğu, 01.03.2007 tarih; ........ sayılı Mal Bildirimi ile fabrika binasının teminat olarak gösterildiği, bilirkişi tarafından 2.248. 593,00 YTL. değer tesbit edildiği, şirket aktifinde kayıtlı stoklar için haciz tutanağı düzenlenirken araçları içinde ihtiyati haciz bildirisi gönderildiği,
Adı geçen şirket tarafından ihtiyati haciz işleminin iptali için açılan davada, ....... Vergi Mahkemesinin “ihtiyati haczin iptaline ilişkin” 14.11.2007 tarih; Esas No: 2007/...., Karar No: 2007/..... sayılı Kararının temyizi için 06.03.2008 tarih; ....... sayılı dilekçe ile Dairenizce Danıştaya başvurulduğu, ihtiyati haczin dayanağı tarhiyatların mükellef kurum tarafından dava konusu yapıldığı ancak, 2002/1-12 dönem Özel Usulsüzlük Cezasına ilişkin ....... Vergi Mahkemesinin Esas No: 2007/....; Karar No: 2007/.... sayılı Kararı dışında, bu davalara ilişkin dairenize intikal eden herhangi bir mahkeme kararı olmadığı, bahse konu karar içinde 25.02.2008 tarih, ...... sayılı dilekçeniz ile temyiz talebinde bulunulduğu,
2577 sayılı İYUK.’nun 28/1’inci maddesi hükmüne rağmen, mükellef şirket tarafından 21.02.2008 tarihli dilekçeleri ile, “ihtiyati haczin iptaline ilişkin Mahkeme Kararına istinaden,” planlanan yatırımların gerçekleştirilmesi için firma aktifinde kayıtlı stoklar, bina ve taşıtlar üzerindeki ihtiyati haciz işlemlerinin kaldırılmasının istendiği belirtilmekte ve konu hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
Bilindiği üzere; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28’inci maddesiyle, Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi Mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararların icaplarına göre idarenin en geç otuz gün içinde işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu hükme bağlanmış olup, ayrıca anılan maddede; “...... ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili vergi davalarında vergi mahkemelerince verilen kararlar hakkında, bu kararların kesinleşmesinden sonra işlem tesis edilir.” denilmiştir.
Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 15’inci maddesinde, haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanların haczin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde vergi mahkemesi nezdinde ihtiyati haciz sebebine itiraz edebileceği hükme bağlanmıştır.
Seri:A, Sıra: 1 No.lu Tahsilat Genel Tebliğinin “Amme Alacaklarının Korunması” başlıklı ikinci bölümünün “İhtiyati Haciz” başlığı altındaki 11’inci ve 12’nci bentlerinde; “6183 sayılı Kanunun 15’inci maddesinde, haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanların; haczin tatbiki, gıyapta yapılan hacizlerde haczin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde ihtiyati haciz sebebine itiraz edebilecekleri, itirazın şekli ve incelenmesi hususunda Vergi Usul Kanunu hükümlerinin tatbik olunacağı, bu ihtilafların itiraz komisyonlarınca diğer işlere takdimen incelenerek karara bağlanacağı ve itiraz komisyonlarının bu konuda verecekleri kararların kesin olduğu hükme bağlanmıştır.
Ancak, 20.01.1982 tarihli ve 17580 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesini müteakiben vergi itiraz komisyonlarının görevleri sona ermiş ve anılan Kanunun 6’ncı maddesinin (b) bendi gereğince de vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin olup 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğan davaların çözüm görevi vergi mahkemelerine verilmiştir.
Vergi davalarında ihtilafların görüm ve çözümünde uygulanacak hükümleri düzenleyen ve 213 sayılı Kanunda yer alan hükümlerde 2577 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılması nedeniyle, ihtiyati hacze karşı dava açılması halinde, bu davaların görüm ve çözüm usulleri 2577 sayılı Kanunda yapılan düzenlemelere tabi kılınmıştır.
Bu itibarla, ihtiyati haciz sebeplerine karşı açılacak davaların;
-Haczin tatbik edildiği tarihten,
-Gıyapta yapılan hacizlerde ise haczin tebliğ edildiği tarihten,
itibaren 7 gün içinde ilgili vergi mahkemesinde açılması gerekmektedir.
Diğer taraftan, 2577 sayılı Kanunda ilk derece mahkemesi olarak vergi mahkemelerinin vermiş olduğu nihai kararlara karşı itiraz yoluyla Bölge İdare Mahkemelerine veya temyiz yoluyla Danıştaya başvurulabilmesi nedeniyle, vergi mahkemelerinin vermiş olduğu nihai kararlar kesin olmayıp bu kararlara karşı temyiz veya itiraz yoluna gidilmesi mümkündür.
2577 sayılı Kanunun 28’inci maddesinde, haciz veya ihtiyati haciz uygulamalarıyla ilgili davalarda verilen kararlar hakkında bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edileceği hükme bağlandığından, ihtiyati hacze karşı dava açılması sonucunda ilk derece mahkemesinin kararı üzerine işlem tesis edilebilmesi için bu karara karşı, itiraz veya temyiz yoluna başvurulmamış olması gerekmekte, ilk derece kararına karşı kanun yollarına (itiraz, temyiz, kararın düzeltilmesi) başvurulmuş olması halinde ise bu yolların tüketilmesine bağlı olarak kesinleşen nihai kararlara göre işlem yapılması zorunlu bulunmaktadır.
İhtiyati hacze karşı dava açılmadığı halde, bu haczin dayanağı olan tarhiyata karşı dava açılması durumunda ve ilk derece mahkemesince tarhiyatın kısmen veya tamamen terkinine yönelik kararlar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, bu tarhiyata dayalı ihtiyati haczin kaldırılması gerekmektedir.
Gerek tarhiyata gerekse bu tarhiyattan kaynaklı olan ihtiyati hacze karşı dava açıldığı hallerde ise, yargı organlarınca tarhiyatın terkinine karar verilmesi ve terkin kararının kesinleşmesi şartıyla ihtiyati hacze ilişkin davanın sonucu beklenilmeksizin ihtiyati haczin kaldırılması gerekmektedir.
6183 sayılı Kanunun 16’ncı maddesinde, hakkında ihtiyati haciz uygulanan borçlu tarafından, aynı Kanunun 10’uncu maddesinde sayılan değerlerden (maddenin (5) numaralı bendinde sayılan menkul mallar hariç) birinin teminat olarak gösterilmesi halinde, uygulanan ihtiyati haczin tahsil dairesi tarafından kaldırılacağı hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, ihtiyati haciz borçlu tarafından Kanunun 10’uncu maddesinin beşinci bendinde sayılan menkul mallar hariç aynı maddede sayılan teminatların verilmesi ve verilen teminatın tahsil dairesi tarafından kabul edilmesi halinde, ihtiyati haciz tatbik edilmiş mallar üzerinden kaldırılarak teminat olarak gösterilen mallara haciz tatbik edilecektir.”
ifadeleri yer almaktadır.
Buna göre; yukarıda yer alan madde hükümleri de dikkate alındığında, ihtiyati haczin dayanağı tarhiyatların kaldırılmasına ilişkin davalarda Dairenize intikal etmiş karar bulunmaması ve dava konusu özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına yönelik ...... Vergi Mahkemesinin Esas No: 2007/...., Karar No: 2007/..... sayılı Kararının ve mükellef şirket hakkında uygulanan ihtiyati haciz işleminin iptali istemiyle açılan davada ....... Vergi Mahkemesinin sözkonusu işlemin iptali yönündeki 14.11.2007 tarihli, Esas No: 2007/...., Karar No: 2007/..... sayılı Kararının Dairenizce temyiz konusu edilmiş olması nedeniyle henüz kesinleşmemiş olması karşısında, bahse konu ihtiyati haczin kaldırılması mümkün bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, 6183 sayılı Kanunun 16’ncı maddesi hükmü gereğince, borçlu tarafından ihtiyati haciz kararı alınan borcu karşılayacak miktarda teminat gösterilmesi (aynı Kanunun 10’uncu maddesinin 5’inci bendinde sayılan menkul mallar hariç) halinde ise, ihtiyati haczin kaldırılacağı tabiidir.