Sayın Doğan Işık ve değerli forumdaşlar,
Sayın Mustafa Alpaslan ve Sayın Mustafa Sakal'ın makalesi bence artık güncel değildir. Yazarların makalesindeki söz konusu vergi mahkmesi kararları benzeri pek çok karar gibi, Bölge İdare Mahkemesince bozularak cezalar aynen onaylanmıştır.
Antalya'dan Sayın Ahmet Demir'in "mahkemeye intikal edince kazanma şansınız %90 ın üzerindedir" tespitine ne yazık ki katılamadığım gibi, kaybetme oranının %90 ın üzerinde olduğunu bile söylenebilir.
Bunun pek çok nedeni vardır. Şimdilik burada ayrıntılara girmeyeceğim. Ancak;
İzmir SMMO için konuya ilişkin hazırladığım rapordan kısa bir alıntı ile bu tür davaları kaybetme nedenlerincen sadece birisini hatırlatmakla yetineceğim.
"
Vergi Usul Kanunun Mükerrer 355’nci maddesinin ikinci fıkrasında açıklandığı gibi; bu maddeye ilişkin cezai hükümlerin uygulanması için, bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde “bilginin” verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı “bilgi” verilmesi veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında Kanunun ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesi şarttır.<?: prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />
Vergi Usul Kanunun c) Bilgi vermekten çekinenler ile 256, 257 ve mükerrer 257 nci madde hükmüne uymayanlar için ceza başlıklı mükerrer 355. maddesinin 1. fıkrası bilgi verme ve ibraz ödevinin yerine getirilmemesi fiiline ilişkindir. Bizim bu fiille bir ilişkimiz yoktur. Bu fıkra, irade dışında beyannameyi kanuni süresinden sonra elektronik ortamda vermemenin cezasının yasal dayanağı değildir.
Ceza kesme işleminin konu yönünden hatalı fıkranın uygulanmış olması cezanın iptalini gerektirir.
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">"BİLGİ İSTEMENİN ŞEKLİ TEBLİĞLE DEĞİŞİR Mİ?[/B]
Ancak idare bilgi isteme hükümlerine aykırılık nedeniyle açılan davalarda, VDDK, 24.03.2006 E: 2005/ 327, K: 2006/55 <I style="mso-bidi-font-style: normal">“Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesinde, bu Kanunun 86, 148, 149,150,256 ve 257 inci maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257 inci madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayan (kamu idare ve müesseselerinde bilgi verme görevini yerine getirmeyen yöneticiler dahil) kişilere maddede belirtilen miktarlarda özel usulsüzlük cezası kesileceği, ikinci fıkrasında da bu hükmün uygulanabilmesi için, bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında Kanunun ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesinin şart olduğunun belirtildiği, vergi levhalarını tasdik eden meslek mensuplarına, tasdike ilişkin bilgileri ilgili vergi dairelerine bir yazı ile bildirme yükümlülüğünü getiren ve buna uymayan meslek mensuplarına uygulanacak özel usulsüzlük cezasını belirten düzenleme Resmi Gazete'de yayımlanmış olduğundan, artık Tebliğde belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda yaptırımının ne olacağının meslek mensuplarına ayrıca bir yazı ile bildirilmesine gerek bulunmadığı, Genel Tebliğin 6 ncı bölümünde de yeni bir ceza öngörülmediği, vergi levhasını tasdik ettikleri mükellefleri zamanında Vergi Dairesine bildirmeyen veya eksik bildiren meslek mensuplarının bu zorunluluğa uymamaları durumunda haklarında uygulanacak yasal müeyyidenin Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesinde hükme bağlanan özel usulsüzlük cezası olduğunun belirtildiği, dolayısıyla, Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen, yazılı bildirim koşulu Genel Tebliğin Resmi Gazete'de yayınlanması suretiyle yerine getirilmiş olduğundan, davacının kendisine yasal müeyyideleri de ihtiva eden bir yazı tebliğ edilmediği yolundaki iddiasına itibar edilmediği, bu nedenle davacı hakkında kesilen özel usulsüzlük cezasında anılan Kanun hükmüne aykırılık görülmediği,”[/I] gerekçesiyle kesilen cezayı karşı oy ile de olsa onayan kararı savunmalarında kullanmaya çalışmaktadırlar. Aslında konu farklılığı yönünden kararın, e@beyannamelere ve/veya BA-BS!lere ilişkin davaların hukukuna uygun olmadığını düşünüyoruz."
Sorunun asıl kaynağı VUK'nun mük. 257. maddesindeki YETKİ2dir.