<B style="mso-bidi-font-weight: normal">DÜNYA<?:NAMESPACE PREFIX = O /><O:P> </O:P>[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">10.06.2005, CUMA<O:P> </O:P>[/B]
<TABLE =Ms&#111;normalTable style="WIDTH: 100%; mso-padding-alt: 0cm 0cm 0cm 0cm; mso-cellspacing: 2.2pt" cellSpacing=3 cellPadding=0 width="100%">
<T>
<TR style="mso-yfti-irow: 0; mso-yfti-firstrow: yes">
<TD style="PADDING-RIGHT: 2.25pt; PADDING-LEFT: 2.25pt; PADDING-BOTTOM: 7.5pt; PADDING-TOP: 7.5pt">
Mahsup edilemeyen zararlar<O:P> </O:P></TD></TR>
<TR style="mso-yfti-irow: 1; mso-yfti-lastrow: yes">
<TD style="PADDING-RIGHT: 2.25pt; PADDING-LEFT: 2.25pt; PADDING-BOTTOM: 0.75pt; PADDING-TOP: 0.75pt" colSpan=2>
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Veysi Seviğ <O:P></O:P>[/B]


Gelir Vergisi Yasası'nın 88'inci maddesinin birinci fıkrasında hükme bağlandığı üzere "Gelirin toplanmasında gelir kaynaklarının bir kısmından hasıl olan zararlar diğer kaynakların kazanç ve iratlarından mahsup" edilebilmektedir. <O:P></O:P>


Yasal düzenleme gereği gelir unsurlarında oluşan zararların, diğer gelir unsurlarından oluşan kârlardan mahsup edilmesine imkan tanınmış olmakla birlikte bazı hallerde bu uygulamanın yapılması kısıtlanmış bulunmaktadır. <O:P></O:P>


Örneğin söz konusu maddenin parantez içi hükmüne göre "Gelire giren diğer kazanç ve iratlar" mahsup işlemine konu edilemez. Başka bir anlatımla "Diğer kazanç ve iratlar kapsamındaki gelir unsurları ile ilgili zararların mahsubu kabul edilmez. Bu bağlamda "Diğer kazanç ve iratlar vergilendirmede sadece olumlu tutarları itibariyle dikkate alınır. Dolayısıyla diğer kazanç ve iratlara konu işlemlerin birinden doğan zararın diğerinden doğan kâra mahsubu da mümkün değildir. Öreğin menkul kıymet alım-satımından zarar eden bir şahsın bu zararını, arizi serbest meslek faaliyetinden doğan gelire mahsup etmesi mümkün değildir. <O:P></O:P>


Diğer yandan gayrimenkul ve menkul sermaye iratlarından gider fazlalığından doğanlar hariç olmak üzere sermayede meydana gelen azalmalar zarar olarak kabul edilmemektedir. Ancak gayrimenkul sermaye iratlarında, kira ile oturulan konutun kira bedelinin elde edilen kira gelirinden indirilmesi uygulamasındaki gider hariç olmak üzere gider fazlalığından doğan zararların mahsubu mümkündür. (Beyanname Düzenleme Kılavuzu 2005 HUD Sf: 304) <O:P></O:P>


Konut olarak kiraya verilmiş bir adet gayrimenkulun iktisap tarihinden itibaren beş yıl süre ile iktisap bedelinin yüzde 5'i her yıl gider olarak indirilir. Ancak hasılatın yetersiz kalması nedeniyle indirilemeyen bir miktar kalırsa bu miktar gider fazlalılığı sayılır ve dolayısıyla sonraki yılları hasılatından indirilemez. <O:P></O:P>


Gelir Vergisi Yasası'nın 88'inci maddesinde yer alan düzenleme uyarınca da "Menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarında gider fazlalığından doğanlar hariç, sermayede vukua gelen eksilmeler zarar addonulmaz." <O:P></O:P>


Faaliyeti sonra eren ticari veya zirai işletmelerin; ne geçmiş yıl zararlarının, ne de faaliyetin sona erdiği yıl zararının mahsubu mümkün değildir. Diğer yandan kollektif ve komandit şirketlerin tasfiye dönemlerinde doğan zararlar, ortakların diğer gelirlerinden doğan kârlarına mahsup edilemez. Çünkü tasfiye dönemindeki kâr ve zararlar, gerçek anlamda sermayede meydana gelen eksilme niteliğindedir. <O:P></O:P>


Faaliyeti durdurulan bir ticari işletmenin kısmen veya tamamen satılmasından doğan kazanç, diğer kazanç ve iratlar kapsamına giren gelir unsuru niteliğindedir. Diğer kazanç ve irat grubuna giren gelir unsurları ile ilgili zararların ise diğer gelirlerden mahsup edilmesi bu nedenle mümkün değildir. <O:P></O:P>


Adi komandit şirketlerde komanditer ortaklar, şirketten hissesine isabet eden zararı, diğer gelir unsurlarından doğan kârlara mahsup edemezler. Çünkü komaditer ortak tarafından elde edilen gelir menkul sermaye iradı olarak kabul edilmektedir. <O:P></O:P>


Zarar beyan edilen dönemlerle ilgili olarak yapılan incelemelerde tespit edilen matrah farkı ile sonuç kâra dönüştüğünde veya tespit edilen zarar miktarı azalırsa, bu zararın devredilerek mahsup edildiği izleyen yıllar açısından vergisel sorun yarattığı gözlenmektedir. <O:P></O:P>


Dolayısıyla yükümlülerin doğan zararların özellikle mahsup işlemlerini gerçekleştirirken dikkatli olmaları gerekmektedir. <O:P></O:P>


Zarar beyan edilen dönemle ilgili tarhiyat maddi delil veya kanuni ölçülere dayanıyorsa, mahsubun yapıldığı sonraki yıllarda da ikmalen tarhiyat yapmaktadır. Kısmen ikmalen kısmen re'sen tarhiyat yapılmış ise bu takdirde ikmalen tarhiyat konusu fark için ileriki yıl veya yıllarda gene ikmalen tarhiyat yapılması gerekmektedir. <O:P></O:P>


Zarar beyan edilen dönemde, tümüyle veya kısmen re'sen tarhiyat konusu matrah farkı tespit edilmesi halinde, ileriki yıllarda da tarhiyatın re'sen yapılması gerekir. Özellikle inceleme elemanlarının yetkileri dahilinde re'sen belirlenecek matrah farkının ileriki yıllar bakımından kanuni ölçü sayılması ve buna göre ikmalen tarhiyat yapılması mümkün değildir. <O:P></O:P>


Bir ticari işletmenin dönemsel zarar tespitinde ortaya çıkan sorunlar çok yönlüdür. Ancak zararın ileriki yıllara taşınması veyahut da mahsup olanaklarının değerlendirilmesinde ortaya çıkması muhtemel sorunların öncelikle dikkate alınması kanımızca kaçınılmaz olmaktadır. <O:P></O:P></TD></TR></T></TABLE>
<O:P></O:P>