<?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />
<H1 style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">DANIŞTAY ONBİRİNCİ DAİRE</H1>

Tarih : 25.01.2000
Esas No : 1998/1973
Karar No : 2000/250

<H2 style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt">6183 SK. Mük. Md.35</H2>
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
VERGİ BORCUNUN ŞİRKET KANUNİ TEMSİLCİLERİNDEN ARANILABİLECEĞİ


Vergi borçlarının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla ödeme emri düzenlenmesinde isabetsizlik yoktur.

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">İstemin Özeti[/B] : Yükümlü (...) San.Tic.Ltd. Şti.’nin 1994 yılının çeşitli dönemlerine ilişkin ödenmeyen cezalı katma değer vergisi borçlarının gecikme faiziyle birlikte tahsili amacıyla ortak sıfatıyla davacı adına ödeme emirleri düzenlenmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla, 6183 sayılı Yasa’nın 1.maddesinde, bu Yasa’nın vergi dahil tüm kamu alacaklarını tahsil usulünü düzenlendiğinin belirtildiği, buna göre aynı Yasa’nın mükerrer 35.maddesinin de vergi ve vergiye bağlı alacaklar için uygulanabilir gibi görünse de, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10.maddesinin özel nitelikli bir tahsil hükmü olan 2.fıkrası, zımnen veya açık olarak ilga edilmediği sürece, vergi alacakları için 6183 sayılı Yasa’nın mükerrer 35.maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı, bu durumda yükümlü şirketin 1994 yılına ait vergi borcu için şirket ortağı sıfatıyla davacı adına 6183 sayılı Yasa’nın mükerrer 35.maddesi uyarınca düzenlene ödeme emirlerinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle ödeme emirleri iptal edilmiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından, yükümlü şirketten tahsil olanağı kalmayan vergi borcunun tahsili amacıyla davacı adına düzenlene ödeme emirlerinin yasal olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Karar[/B] : 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 1.maddesinde; “Devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer’i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile; bunların takip masrafları hakkında bu kanun hükümleri tatbik olunur.” Hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Yasa’nın 02.06.1995 tarih ve 22301 sayılı Resmi Gazetemde yayımlana yürürlüğe giren 4108 Sayılı Yasa’nın 11.maddesiyle eklenen mükerrer 35.maddesinde ise; tüzel kişilerle, küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan alacaklarının kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu kanun hükümlerine göre tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, yükümlü limited şirket tüzel kişiliğinden tahsil olanağı kalmadığı belirtilerek uyuşmazlık dönemlerinde şirket ortağı olduğu ileri sürülen davacıdan söz konusu şirketin 1994 yılının çeşitli dönemlerine ilişkin vergi borçlarını tahsili amacıyla 6183 Sayılı Yasa’nın mükerrer 35.maddesi uyarınca ödeme emri düzenlendiği, bu ödeme emirlerine karşın açılan davada ise, vergi alacaklarının tahsilinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10.maddesine göre yapılacağı, 6183 Sayılı Yasa’nın mükerrer 35.maddesi uyarınca düzenlene ödeme emirlerinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle ödeme emirlerinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.

Yukarıdaki yasa hükümlerinin birlikte irdelenmesinden; bir kamu alacağı olan vergi borcunun 6183 sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde şirket kanuni temsilcilerinden tahsil edilebileceği açıkça görülmektedir.

Bu durumda, yükümlü şirketin vergi borçlarının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla 6183 sayılı Yasa’nın mükerrer 35.maddesi esas alınarak ödeme emri düzenlenmesinde yasal bir engel olmamakla birlikte, anılan yasal hükmünün yürürlük tarihi itibariyle ödeme emirleri içeriği borçlarının ilişkin olduğu 1994 yılının Ocak, Şubat ve Mart dönemleri için uygulanma imkanı bulunmadığından ödeme emirlerini iptal eden vergi mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine oybirliği ile karar verildi.