DANIŞTAY KARARI

DANIŞTAY<?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Danıştay Altıncı Daire [/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Karar Tarihi : 09.02.2007 [/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Esas No : 2006/3763 [/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Karar No : 2007/702 [/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
Konusu : Özel orman alanında yer alan yapılar için verilen inşaat ruhsatlarının iptalini isteme hususunda mimarlık odasının dava açma ehliyetinin bulunduğu Hk.
Davanın Özeti:
....... 4. İdare Mahkemesinin 30.12.2005 günlü, E: 2004/1118; K: 2005/2408 sayılı Kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Kararın Özeti: Dava, ........ İli, ...... İlçesi, ....... Köyü, .......... Ormanı, 1-2 pafta, 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan sosyal ve ticari tesislere yönelik olarak verilen yapı ruhsatlarının yasal dayanağı olmadığından bahisle yapılan başvuru üzerine tesis edilen ...... Belediye Başkanlığının 16.03.2004 günlü, (11) 317 Gd 2331 sayılı işlemi ile bu işlemde bahsi geçen 21.04.1988 günlü, 3000149 sayılı yapı ruhsatının, 21.04.1993 günlü, 3001007 sayılı yapı ruhsatının, 03.04.1998 günlü, 30001007 sayılı yapı ruhsatının ve ruhsat yenileme işlemlerinin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yapı ruhsatlarının şahsa yönelik işlemler niteliğinde olduğu, bu işlemlerle doğrudan ilgisi bulunmayan ve söz konusu yapı ruhsatları nedeniyle güncel ve meşru bir menfaati olumsuz yönde etkilendiği ispatlanamayan sivil toplum örgütlerinin, bu vasıfları nedeniyle şahsa yönelik işlem halini almış olan yapı ruhsatlarının iptali istemiyle dava açma konusunda ehliyeti bulunmadığı, olayda da davacı tarafından yapılan 08.03.2004 günlü başvuru ile ....... Ormanı olarak bilien taşınmaz üzerinde “......” adıyla sürdürülen inşaatlarda, sosyal ve ticari tesislere ilişkin ruhsatların yasal olmadığının ve gereğinin yapılmasının istenildiği, davacının bu başvurusuna verilen 16.03.2004 günlü, 317 sayılı cevapta, 1452 adet villadan 1132 adet villanın, sosyal ve ticari tesislerden de 292 adet bağımsız bölümün tamamlanarak toplam 1428 adet bağımsız bölüm için yapı kullanma izni alındığının ve tapuda kat mülkiyetine dönüştürüldüğünün bildirilmesi üzerine, büyük bir bölümünün inşaatı tamamlanarak tapuda kat mülkiyetine dönüştürülen yapılara ilişkin olarak verilen yapı ruhsatlarının iptali istemiyle bu davanın açıldığı anlaşıldığından, söz konusu ruhsatlar ile doğrudan bir ilgisi bulunmayan ve bu ruhsatlar nedeniyle kişisel, güncel ve meşru bir menfaati etkilendiği tespit olunamayan davacının bu davayı açma konusunda ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

T.C. Anayasanın 2’nci maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin Hukuk Devleti olduğu belirtilmektedir. Hukuk Devletinde idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal davaları yoluyla sağlanır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2’nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde iptal davaları idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.

İdarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun yargısal denetim yoluyla sağlanmasının en etkin araçlarından biri iptal davaları olduğundan, iptal davalarında “menfaat ihlali” olarak tanımlanan subjektif ehliyet koşulunun kişiye bağlı subjektif hak ihlallerinin giderilmesinin yanı sıra idari işlemlerin hukuka uygunluğunun denetlenebilmesi kapsamında da belirlenmesi gerekmektedir. Davacı ile iptali istenilen idari işlem arasında kurulabilecek bir ilişki veya ilgi, menfaat ihlali koşulunun varlığı için yeterlidir. Bu itibarla yargısal kararlarda menfaat ihlali koşulu, davacının idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisinin kurulması gerektiği şeklinde tanımlanmıştır. Ayrıca; bir menfaatin kişisel menfaat sayılabilmesi iptali istenilen işlemin doğrudan doğruya davacı hakkında alınmasını gerektirmemektedir. Çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması imar uygulamaları gibi kamu yararını ilgilendiren konularda dava açma ehliyetinin bu durum gözönünde bulundurularak geniş yorumlanmak suretiyle saptanacağı, Danıştay İçtihatlarıyla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, ........ ormanında, başta Anayasa olmak üzere, Orman Kanununa,
bu Kanun uyarınca çıkarılan “Özel Ormanlarda ve Hükmi Şahsiyete Haiz Amme Müesseselerine Ait Ormanlarda Yapılacak İş ve İşlemler Hakkında Yönetmelik”e, ilgili mevzuata, yerleşik yargı kararlarına ve kamu yararına aykırı olarak inşaat ruhsatı verildiğinden bahisle bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, yukarıda yer alan yasal düzenlemeler, davanın niteliği ve davacı tarafından ileri sürülen hususlar dikkate alındığında, davacının uyuşmazlık konusu yapı ruhsatlarının iptalini isteme konusunda dava açma ehliyetinin bulunduğu sonucuna varıldığından, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, ....... İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY: T.C. Anayasasının 2’nci maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin Hukuk Devleti olduğu belirtilmektedir. Hukuk Devletinde idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal davaları yoluyla sağlanır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2’nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde iptal davaları idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.

İptal davası açmanın ön koşulu idari işlemle menfaatin ihlal edilmiş olmasıdır. Menfaat, kişi ile işlem arasında güncel, doğrudan ve hukuki olması gereken bir ilişkidir. Böyle bir ilişki oluşmadan iptal davası açılamaz. Açılmış ise “dava açma ehliyeti” yönünden reddi gerekir. Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından yapılan 08.03.2004 günlü başvuru ile ....... Ormanı olarak bilinen taşınmaz üzerinde “......” adıyla sürdürülen inşaatlarda, sosyal ve ticari tesislere ilişkin ruhsatların yasal olmadığının ve gereğinin yapılmasının istenildiği, davacının bu başvurusuna verilen 16.03.2004 günlü, 317 sayılı cevapta, 1452 adet villadan 1132 adet villanın, sosyal ve ticari tesislerden de 292 adet bağımsız bölümün tamamlanarak toplam 1428 adet bağımsız bölüm için yapı kullanma izni alındığının ve tapuda kat mülkiyetine dönüştürüldüğünün bildirilmesi üzerine, büyük bir bölümünün inşaatı tamamlanarak tapuda kat mülkiyetine dönüştürülen yapılara ilişkin olarak verilen yapı ruhsatlarının iptali istemiyle bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır

Uyuşmazlıkta üçüncü kişilere ait olan taşınmaz için verilen inşaat ruhsatlarına ilişkin işlemlerin genel düzenleyici bir işlem niteliğinde olmadığı, subjektif bir işlem olduğu ve bu ruhsatlara dayalı olarak yapılan inşaatların pek çoğunun tamamlanarak yapı kullanma izni alınmış ve kat irtifakı da tesis edilmiş olması nedeniyle bu aşamadan sonra iptali istenilen inşaat ruhsatları ile davacı arasında yukarıda tanımlandığı şekilde aktüel, kişisel ve meşru bir ilişki oluşmadığı anlaşıldığından, davacının dava açma ehliyeti bulunmamaktadır. Bu itibarla, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki idare mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.