<CENTER>DANIŞTAY KARARI

DANIŞTAY
</CENTER>


Danıştay Dokuzuncu Daire
Karar Tarihi : 28.02.2007
Esas No : 2005/2527
Karar No : 2007/633
Konusu : Bilirkişi İncelemesinin Varsa Bu Konuda Yetkili Resmi Kuruma Yaptırılması Gerektiği, Dolayısıyla İmza İncelemesinin Adli Tıp Yerine Bu Kurumdan Emekli Grafoloğa Yaptırılması Yoluyla Hüküm Kurulmasında İsabet Bulunmadığı Hk.
Davanın Özeti:
Yükümlü adına salınan 1997/Nisan-Aralık dönemlerine ilişkin kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden vergi/ceza ihbarnamelerinin 18.11.2002 tarihinde tebliğ edildiğinin, davanın ise 30 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra 31.12. 2003 tarihinde açıldığının anlaşıldığı, davacı vekilince ihbarnamelerin müvekkiline tebliğ edilmediğinin ve tebliğ alındısındaki imzanın ona ait olmadığının iddia edilmesi nedeniyle yaptırılan bilirkişi incelemesinde imzanın yükümlüye ait olduğunun saptandığı, bilirkişi raporuna yapılan itirazın yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği, bu durumda davanın süreaşımı yönünden reddi gerektiği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15/1-b maddesi uyarınca süreaşımı yönünden reddeden ..... 9’uncu Vergi Mahkemesinin 30.12.2004 tarih ve E: 2004/723, K: 2004/3014 sayılı Kararının; bilirkişi incelemesinin emekli adli tıp uzmanına yaptırılmasının hukuka aykırı olduğu, incelemenin bizzat adli tıpa yaptırılması gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Kararın Özeti: Uyuşmazlıkta, yükümlü adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı, süreaşımı nedeniyle reddeden vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, yükümlü adına düzenlenen ihbarnamelerin “..../....” adresinde yükümlünün kendisine 18.11.2002 tarihinde tebliğ edildiğinin, cezalı tarhiyata karşı 31.12.2002 tarihinde açılan davada yükümlü tarafından ihbarnamelerin kendisine tebliğ edilmediğinin iddia edilmesi üzerine emekli adli tıp uzmanına yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tebliğ alındısındaki imzanın yükümlüye ait olduğunun saptandığından bahisle davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle süreaşımı yönünden reddedildiği anlaşılmaktadır.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı Kanunla değişik 275’inci maddesinde; mahkemelerin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebileceği, 276’ncı maddesinde ise; mesaili mahsusada rey ve mütalaalarını beyan etmek için Hükümet tarafından müntahaap ehlivukuf varsa ehlivukufun bunlar arasından intihabının lazım olduğu yer almaktadır.
Anılan maddelere göre hakim, bir davada özel ve teknik bilgiye gerek bulunup bulunmadığını, gerekli ise kendi özel ve teknik bilgisinin o davada yeterli olup olmadığını, başka bir deyimle o davada bilirkişiye başvurulmasının gerekli olup olmadığını kendisi takdir eder ve karara bağlar. Hakim tarafından bilirkişiye başvurulmasına gerek olduğuna karar verilmesi halinde bu husus için resmi bilirkişiler varsa, bilirkişinin bunlar arasından seçilmesi zorunludur.
Uyuşmazlıkla Mahkemece ihbarnamenin tebliğine ilişkin evrakta yer alan imzanın davacının eli mahsulü olup olmadığı konusunu açıklığa kavuşturmak üzere bilirkişi incelemesine karar verilmesi yerinde ise de ülkemizde halihazırda resmi bir kurum olan adli tıp kurumu bulunurken yukarıda yer alan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 276’ncı maddesine göre bu kurumdan emekli olmak suretiyle resmi hüviyeti artık bulunmayan bilirkişiye inceleme yaptırılması isabetli görülmemiştir.
Bu durumda resmi kurum olan “Adli Tıp Kurumun”da inceleme yaptırılmak suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden yazılı gerekçeyle verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulmasına oybirliği ile karar verildi.