<CENTER>DANIŞTAY KARARI

DANIŞTAY
</CENTER>


Danıştay İdare Dava
Daireleri Kurulu
Karar Tarihi : 23.02.2006
Esas No : 2004/2733
Karar No : 2006/54
Konusu : İdari para cezası uygulanmasını öngören Yönetmelik kuralının yasal dayanağının bulunmadığı, yasada yer almayan bir yükümlülüğün yönetmelikle getirilemeyeceği Hk.
Davanın Özeti:
Danıştay Onuncu Dairesinin 01.12.2003 günlü, E: 2001/2404, K: 2003/4606 sayılı Kararının temyizen incelenerek bozulması, davalı idare tarafından istenilmektedir.
Kararın Özeti: Dava; Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 26.02.2000 günlü, 23976 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değiştirilen 29’uncu maddesinin (a) bendinin iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onuncu Dairesinin 01.12.2003 günlü, E: 2001/2404, K: 2003/4606 sayılı Kararıyla; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 79’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında; işverenin bir ay içinde çalıştırdığı sigortalının sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançlar toplamı ve prim ödeme gün sayıları ile sigorta primlerini gösteren ve örneği yönetmelikle belirlenen prim belgelerini ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle yükümlü olduğu, bu yükümlülükleri yerine getirmeyen işverenler hakkında 140’ıncı madde hükümlerinin uygulanacağının hükme bağlandığı; yine 506 sayılı Kanunun 3910 sayılı Kanunla değişik 140’ıncı maddesinin (c) bendinde bu Kanunun 79’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen prim belgelerini yasal süresi içinde Kuruma vermeyenlere her bir fiil için ayrı ayrı aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası verileceği kuralının getirildiği, 30.10.1987 tarih ve 19619 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 26.02.2000 tarih ve 23976 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle değiştirilen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 16’ncı maddesinde, işverenin her takvim ayı için çalıştırdığı sigortalılarla ilgili aylık sigorta primleri bildirgesini en geç ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle yükümlü olduğu, 17’nci maddesinde, işverenin, dört takvim ayı için çalıştırdığı sigortalıların sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançlar toplamını, prim ödeme gün sayılarını ve gerekli diğer bilgileri gösteren dört aylık sigorta primleri bordrosunu, ilgili bulunduğu dönemi takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle yükümlü olduğunun belirtildiği, anılan Yönetmeliğin 29’uncu maddesinin (a) bendinde ise “Yönetmelikle belirtilen prim belgelerinin gerek 506 sayılı Kanunun değişik 79’uncu mddesinin 1’inci fıkrasında, gerekse yönetmelikte öngörülen sürelerde verilmemesi halinde, aynı Kanunun değişik 140’ıncı maddesinin 1’inci fıkrasının (c) bendi hükümlerinin uygulanacağının kurala bağlandığı, belirtilen Yasa hükümlerine göre, bir işyerinde çalıştırılan sigortalılara ait aylık bildirgelerin verilme zorunluluğunun bulunduğu ve bu bildirgenin verilmemesi veya geç verilmesi halinde de idari para cezası uygulanacağının öngörüldüğü, ancak 4 aylık bildirge verme yükümlülüğü ve bu yükümlülüğe uymama ile ilgili herhangi bir düzenlemenin Yasada yer almadığı, ayrıca, 506 sayılı Yasada 4 aylık bildirgenin verilmesi gerektiğini düzenleyen bir hüküm bulunmadığı için, bildirgenin hiç verilmemesi veya geç verilmesi halinde müeyyide uygulanacağı yönünde bir düzenlemenin de bulunmadığı, bu nedenle de yönetmelik hükmüyle böyle bir müeyyide getirilmesinin, yönetmeliklerin kanun ve tüzüklere aykırı olamayacağını öngören Anayasanın 124’üncü maddesine aykırılık teşkil ettiği, bu durumda, 4 aylık bildirgenin geç veya hiç verilmemesi halinde Kanunun 140’ıncı maddesinin 1’inci fıkrasının (c) bendinde düzenlenen idari para cezasının uygulanacağını belirten dava konusu Yönetmeliğin 29’uncu maddesinin (a) bendinin anılan yasal düzenlemeye aykırı olduğu gerekçesiyle, dava konusu Yönetmelik kuralının iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare, 506 sayılı Yasanın 79’uncu maddesinde, sigortalının prim belgelerinden söz edildiği, bu belgelerin yasal süresi içinde verilmemesi halinde idari para cezası verileceğinin öngörüldüğü, uygulamada herşeyin kanun ile düzenlenmediği, düzenleyici işlem niteliğinde olan yönetmeliklerin de kanunun tamamlayıcı birer parçası olduğu, aksi halde yönetmeliklerin işlevsiz kalacağını ileri sürerek kararı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddine, Danıştay Onuncu Dairesinin 01.12.2003 günlü, E: 2001/2404, K: 2003/4606 sayılı Kararınının onanmasına, oybirliği ile karar verildi.