<B style="mso-bidi-font-weight: normal">AKŞAM<?:NAMESPACE PREFIX = O /><O:P> </O:P>[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">1[/B]<B style="FONT-SIZE: 16pt; COLOR: navy; mso-bidi-font-weight: normal">1[/B]<B style="mso-bidi-font-weight: normal">.05.2005, ÇARŞAMBA<O:P> </O:P>[/B]
Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan oldular<B style="mso-bidi-font-weight: normal"><O:P> </O:P>[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">İ.Hüseyin YILDIZ<O:P> </O:P>[/B]
<O:P></O:P>
Mali tabloları enflasyon düzeltmesine tabi tutabilmek için, 5024 sayılı kanunla, Vergi Usul Kanunu'na Geçici 25. madde eklendi ve Mükerrer 298. madde değiştirildi. Bu hükümlere göre; bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, 31.12.2003 tarihli bilançolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutmaları, 1 Ocak 2004 tarihinden itibaren de ilgili koşulların olşumasına bağlı olarak da bu mükelleflerin enflasyon muhasebesine geçmeleri öngörüldü. Bu koşullar; son 12 aydaki TEFE artışı oranının %10'u ve son 36 aydaki TEFE artış oranının da %100'ü aşmış olması olarak belirlendi. 2004 Haziran sonu itibariyle bu her iki koşul da gerçekleştiği için kapsama giren mükellefler enflasyon muhasebesi uygulamak zorunda kaldılar. Ancak, 2004 yılı geçici vergi dönemlerine münhasıran; 2003 sonu aktif toplamları 7,5 milyar TL, ciroları toplamı 15 milyar TL'yi aşmayan mükelleflerden isteyenlere, yıl sonuna kadar enflasyon düzeltmesi yapmayabilecekleri şeklinde bir süre verildi. Bu sürenin verilmiş olması 31.12.2004 itibariyle enflasyon düzeltmesi yapmaları ve muhasebeleştirmeleri zorunluluğunu ortadan kaldırmadı. Bu yönde umudu olanlar büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Nedir enflasyon düzeltmesinin özü; bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, geçici vergi dönemleri dahil, parasal olmayan sabit kıymet, gayrimenkul, iştirak hissesi, mal gibi aktif ve ödenmiş sermaye gibi pasif kalemlerini enflasyon düzeltmesine tabi tutmaları, bu nedenle oluşan enflasyon farklarının vergi matrahıyla ilişkilendirmesi (2003 sonuna kadar oluşanlar hariç) ve bunlara ilişkin muhasebe kayıtlarının yapması demektir. Burada baz alınan enflasyon oranı ise TEFE oranı olarak belirlenmiştir.

Satışa dayanmayan, fon akışı yaratmayan ve varsayımsal olarak hesaplanan söz konusu vergi matrahının doğru olmadığını, bunun işletmelerimizin içinde bulunduğu duruma da uygun olmadığını hep söyledik. Üstelik Maliye bu uygulamaya dayalı olarak geçmiş yıllara göre daha fazla dolaysız vergi toplayamadı. Uygulamanın verdiği kargaşayla mali tabloların yanlış düzenlenmiş olma ihtimali yükseldi. Muhasebeciler ve mali müşavirler ciddi angarya altına girdiler. Daha da trajik-komiği, enflasyonun yıllık ortalama %70'lerde olduğu son 20 yıldır uygulamadığımız enflasyon düzeltmesini, yıllık enflasyonun TÜFE'de %9,32'ye, TEFE'de %13.84'e düştüğü 2004 yılında uygulamaya başladık

Şimdi ne oldu? İlk geçici vergi dönemi olan Mart 2005 sonunda; yıllık TEFE %8,16'ya düştü. Son 36 aylık (Üç yıllık) TEFE de %57,83 olunca, enflasyon düzeltmesi uygulaması kalktı. Buna göre, önümüzdeki geçici vergi dönemlerinde veya yıl sonunda yıllık TEFE oranı %10'u geçmiş olsa bile (Örneğin %20), son 36 aylık TEFE artış oranı %100'ü geçmeyeceği için enflasyon düzeltmesi uygulanmayacaktır. Peki enflasyon düzeltmesi uygulanacak diye; yeniden değerleme uygulaması, maliyet revizyonu, yatırım indirimi endekslemesi, son giren ilk çıkar (LİFO), yenileme fonu, öngörülen yatırım indirimi uygulaması gibi mükelleflerin lehine olan birçok düzenleme yürürlükten kaldırıldı. Ayrıca mükelleflerin aleyhine olacak şekilde amortisman uygulaması değiştirildi. Bu düzenlemeler, kurumsal işletmeleri enflasyona karşı koruyan düzenlemelerdi. Öyle anlaşılıyor ki, mükellefler, Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan da oldular. Şimdi yıllık enflasyon %40 olsa bile, mükellefleri enflasyondan koruyacak herhangi bir müessese olamayacak. Hem de yatırıma, yeni iş alanlarına ve istihdama en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde...