GÖNÜLLERE

[neyzen]

<TABLE style="TABLE-LAYOUT: fixed" cellSpacing=0 cellPadding=5 width="100%">
<T>
<TR>
<TD vAlign=top width="85%" height="100%">
<DIV style="OVERFLOW: auto; WIDTH: 100%">





KARDELEN GİBİ...



Kardelenin yaprağına düşen,
Bir kar yumağıyla, büyüdü benim sevdam.
Yağdı, yağdı, yağdı
Ve sonunda benim sevdam karların arasında kaldı,
Güneş görmez oldu.

Daha ilk baharındayken ömrümün,
Güneşin sıcak yüzünü hissetmeye başlamıştım bile.

Eriyen karların sularıyla büyüdüm,
Önce tomurcuktum,
Sonra serpildim,
Ve sonunda çiçek verdim.

Deldim üstüme çöken karları,
Ulaştım beni hayata bağlayan güzelliğe,
Tanıştık onunla,
Sırlarımızı paylaştık,
Birlikte sevdik herşeyi
Dağı, tepeyi, havayı, çiçeği...

Ama hayatın değiştirilemez kanununa,
İkimizde yenik düştük.

O güneşti, ben kardelen,
Zamanı gelmişti artık ayrılığın,
Beni hayata bağlayan, hayattan koparacaktı.

Güneş acımasızca doğdu üzerime,
Yavaş, yavaş.

Yaktı bedenimi, çiçeğim soldu
Yaprağım kurudu ve beni ölüme yolladı
O üzüldü ama ben öldüm.

Belki başka bir bahara, belki başka bir yerde,
Tekrar tomurcuk olur, serpilir, çiçek veririm...
Belki onu bir daha severim,

Beni tekrar hayattan ayıracak olmasına rağmen...


Serkan İbiş</TD></TR>
<TR>
<TD =smalltext vAlign=bottom width="85%">
<TABLE style="TABLE-LAYOUT: fixed" width="100%">
<T>
<TR>
<TD =smalltext align=left width="100%" colSpan=2></TD></TR></T></TABLE></TD></TR></T></TABLE>

[Fatma AKÇİN]

Anlamak

Yaşım ilerledikçe daha çok anlıyorum
Ne büyük nimet olduğunu ah ey güzel gün
Boş yere üzülmekte mana yok anlıyorum
Kadrini bilmek lazım artık her açan gülün
Şükretmek türküsüne daldaki her bülbülün
Yanmak da olsa artık aşk ile yaşıyorum.

Cahit Sıtkı Tarancı

[neyzen]

<A id=the ="return fitsIn();">

</A>


YIL...... 2006, DÜNYA HALA DUYARSIZ




KIZ ÇOCUĞU <?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" /><O:P></O:P>



<O:P></O:P>Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler. <O:P></O:P>
<O:P></O:P>
Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar. <O:P></O:P>
<O:P></O:P>
Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu. <O:P></O:P>
<O:P></O:P>
Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk. <O:P></O:P>
<O:P></O:P>
Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler. <O:P></O:P>


Yıl..................1956<O:P></O:P>
<O:P></O:P>
<O:P></O:P>
NAZIM HİKMET RAN








<BR style="mso-special-character: line-break"><BR style="mso-special-character: line-break"><O:P></O:P>Edited by: neyzen

[neyzen]

UYUMAK İSTİYORUM
<?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" /><?:NAMESPACE PREFIX = O /><O:P></O:P>
<O:P></O:P>
İki yıldız arası göğe asılı hamak...<O:P></O:P>
Uyku, uyku... Zamansız ve mekansız, uyumak.<O:P></O:P>
Uyumak istiyorum; başım bir cenk meydanı;<O:P></O:P>
Harfsiz ve kelimesiz düşünmek Yaradanı.<O:P></O:P>
İlgisizlik, herşeyden kesilmiş ilgisizlik;<O:P></O:P>
Bilmeyiş ki, en büyük ilme denk bilgisizlik.<O:P></O:P>
Usandım boş yere hep gitmeler, gelmelerden;<O:P></O:P>
Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden!<O:P></O:P>
Göz kapaklarımda gün, kapkara bir kızıllık;<O:P></O:P>
Kulağımda tarihin çıkrık sesi, bin yıllık.<O:P></O:P>
Bir yurt ki bu, diriler ölü, ölüler diri;<O:P></O:P>
Raflarda toza batmış Peygamberlerden bildiri.<O:P></O:P>
Her gün yalnız namazdan namaza uyanayım;<O:P></O:P>
Bir dilim kuru ekmek; acı suya banayım!<O:P></O:P>
Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla!<O:P></O:P>
Yaşaya dursun insan, hayat dediği zanla...





<O:P></O:P>
NECİP FAZIL KISAKÜREK

[gulce]

[erdalcinal_54]

sevmek en güzel duygu

[neyzen]

YAŞASIN ZALİMLER İÇİN CEHENNEM




Garip bir tahayyül içerisinde duygular
Kırık ve kötürüm kanatlı
Saf ve yalın yüzü zamanın
Bir dai elinde sadece bir dua
Sadece bir dua
Kenarları öksüz ve yetim işlemeli
Çiçek dantelleri kadar kısa ömürlü
Hem çok kısa ömürlü..

Sevgilerin yoğun olduğu bir arabesk
Çiçeklerin kış günü açtığı
Söylemlerin zemheri olduğu
Kadehlerin kadeh olduğuna utandığı bir gün doğumu
Ya da güneş batımı
Çirkinin ve çirkin adına her ne var ise
Kutsandığı dönem..

Geceler aylak ve soysuz
Kenarda kendini bekleyecek kadar akıldan divane
Yıldızlar bakan gözlerde masmavi yüzsüz
Ay kadar tumturaklı
Bir elin bir yakasında deniz
Diğerinde göçebe edebiyat
Denizde serseri kayıklar
Yat kadar kokuşmuş..

Yüzlerde bin belki bin bir maske
Ellerde beyaz ameliyat eldivenleri kar varmışçasına yalan
Ve heybet
Tuzak üstüne tuzak
Parmaklarda karın ağrısı
Gözlerde akarak süzülen ruh yüz bin turnusol
Kağıt kalem ve sol..

İşte devranın bir Cuma öyle üstü hutbesi
Kazanlarda yemediğim yemek “ne kaynarsa kaynasın”
“beni sokmayan yılan şah olsun hem padişah”
“Bana değmeyen hançer vursun- anamı- babamı hem kardeşimi”
'Aslan olsun köpekler yeter ki ben yaşayayım'
Ve altın klozetlerde geğireyim-tutarak göbek mavisi fayansları
Kanı aksın en küçük masumların
Bombalar patlasın ellerinde-ne olmuş yani
Düşsün babalarının kucakları dibine..minik evlatlar
Olsun,
Yeter ki ben semireyim
Bin yıl geçsin aradan
Ölmeyeyim bir küçük istek,sadece bu kadar
Ne çıkar..
Zaman ellerimde bir küçük yavru kadar masum..
Ve benim çocuğum ve ellerimde mahkûm..
Öylemi..? !
Öylese sana bir cuma duamız;
“Yaşasın zalimler için cehennem.”



İbrahim Zarifoğlu

[Fatma AKÇİN]

Hülyalı Mevkilerde Geceler

Her zaman ayrı bir ışıkla tüter geceler,
Rûh o sessizlik içinde Sonsuz'u heceler..

Aşanlar, kendi serhaddini gecede aşar..
Ve insan bu ufkuyla hep ötelerde yaşar.

Gecede sessizlik huzûru besleyen şarkı,
Budur bence karanlıkların ışıktan farkı.

Her gece kudret gök kapılarını aralar,
Bu büyülü mavilikte tüllenir verâlar..

Renk, şekil, koku bütünüyle silinir gider;
Gecede iç içedir havf-recâ, sevinç-keder.

Yer yer her yanda visal esintisi duyulur
Ve duygular matkap salınmış gibi oyulur..

Anlar anlayan, O her yerde Hâzır ve Nâzır,
Bir araya gelmiş gibidir Musa ve Hızır.

Lâhûtun sînelere çarpan akislerinden,
Duyulur kul olmanın neş'esi tâ derinden..

Leylîler mest ü mahmur, dudaklarında kevser,
Gecede rüzgârlar vuslat kokusuyla eser.

Sıyrılır gönül varlığın dar hendesesinden,
Ne nefis besteleri sunar kendi sesinden.!

Her yana büyüleyen bir uhrevîlik siner,
Sonra rûhlara dalga dalga vâridât iner...

Denizler gibi coşar ve köpürür duygular,
Rûhlar iç dökecekleri tenha bir koy arar:

Baş-ayak aynı yerde, öper alnı seccade,
İşte, insanı yakınlığa taşıyan cadde..!

[erdalcinal_54]

Aklım Çıkıyor

İçmeden resmine bakamıyorum
Kırılırsın diye aklım çıkıyor
İçince karşına çıkamıyorum
Darılırsın diye aklım çıkıyor...

Korkarım derdimi sana dökerken
Utanır gözümden yaşlar akarken
Uzunca yazamam belki okurken
Yorulursun diye aklım çıkıyor....

Yakasız gömleği giysem eğnime
Biricik resmini koysam koynuma
Nezaman geçirsem ipi boynuma
Sarılırsın diye aklım çıkıyor.....

Her beden bir candan sorumlu sanma
Hey ! Ruhu kalbimi saran muamma...!
Benim bir kurşunluk işim var amma!
Vurulursun diye aklım çıkıyor....

[jasmin]

<DIV id=post_message_71825>
<DIV align=center>Gittin...
Ben arkandan sadece baktim...
Oysa*** Oysa söylenecek o kadar çok seyim vardi ki...
Gidersen* iyiye dair ne varsa içimde* yitirecegim hepsini.
Gidersen* sönecek içimdeki ates ve bir daha hiç kimse yakamayacak.
Gidersen* karanliga mahkum edeceksin gözlerimi* o karanlikta yolumu
kaybedecegim.
...diyecektim sana...
KONUSAMADIM...

Gittin...
Gidisini görmemek için gözlerimi kapadim.
Öylesine acidi ki içim; tutup koparsalardi kolumu* bacagimi bu kadar aci
duymazdim.
Acim yas olup akmaliydi gözlerimden.
AGLAYAMADIM...

Gittin...
Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa...
Tutkum seninle olmakti* tutkum teninde erimek* tutkum hayati sadece
seninle paylasmakti.
ANLATAMADIM...

Gittin...
Gidisini önlemek için tutmak vardi ellerinden.
Ellerim degil miydi her dokunusumda seni ürperten? Ürperirdin yine*
biliyorum.
Bir kez dokunsam* bir kez tutsam ellerini* gitmek için biriktirdigin bütün
cesaretin kaybolurdu.
TUTAMADIM...

Gittin...
Bir yikim gibiydi gidisin.
Sen adim adim uzaklasirken benden* çöküp kaldi bedenim oldugu yere.

Nice terk edilislere dayanan bu yürek* bu kez yenilmisti.
Bu kadar zayif degildim ben kalkmaliydim.
KALKAMADIM...

Gittin...
Oysa geldigin gün gidecegini biliyordum.
Hazirdim gidisine. Kaçak zamanlari yasiyorduk. Zaman bitecek ve sen
gidecektin.

Bense gidisinin ertesi günü hayatima kaldigim yerden devam edecektim.
DEVAM EDEMEDIM...



Gittin...
Bir sey söyledin mi giderken?..
"Kal" dememi istedin mi?
Son bir kez "Seni Seviyorum" dedin mi?...
"Bekle beni* dönecegim..." diye umut verdin mi?..
Beynim öylesine ugulduyordu ki.
DUYAMADIM...

Gittin...
Nereye gittigin önemli degildi.
Binlerce km. uzakta da olsan* iki metre ötemde de fark etmiyordu. Artik
yoktun ve asil bu düsünce beni felç ediyordu.
Kurtulmaliydim senden* bu yokluk duygusundan kurtulmaliydim.
KURTULAMADIM...

Gittin...
Unutulanlarin arasina katilmaliydin.
Anilari sandiga koyup hayati yeniden yakalamaliydim.
Bu ask noktalanmaliyd* bu sevdadan vazgeçmeliydim.
YAPAMADIM...

Gittin...
Bir okyanusun ortasinda* tek küregi kaybolmus sandalda dev dalgalarla
bogusan bir denizciyim
simdi.
BIL KI SEVMEKTEN VAZGEÇMEDIM SENI*
BIL KI SENINLE BIRLIKTE* SEVDANI DA TASIYACAGIM YÜREGIMDE*
BIL KI;
SENI ASLA UNUTMAYACAGIM




Biliyorum aslinda sen hiç bir zaman gelmedin bana.
Duymuyorsun !
Gitme diyorum sana*gitme !
Çigliklarim boguluyor gecenin karanliginda.
Gece korkunç* gece sessiz* gece yalniz...
Sesim kisiliyor
Gidisin bitisi olacak yüregimdeki heyecanin*
Gidisin sönüsü olacak gözlerimdeki atesin.
Beni*yüregimdeki sevgiyi*
Gözlerimdeki bitmek bilmeyen umudu unuttun!
Ama ne olur bunu unutma.
Gidisin dinderemez bu firtinayi.
Bir firtinanin ugultusuyla sesleniyorum sana;
GITME....