MALİYE BAKANLIĞI MUKTEZASI
<BR style="mso-special-character: line-break"><BR style="mso-special-character: line-break"><?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />

Tarih : 23.05.2007
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.16.01/GVK.-75/13742/10591
Konusu : Kamulaştırmasız el atmadan doğan tazminat ödemesi üzerinden yürütülen yasal faizin vergilendirilip vergilendirilmeyeceği Hk.
Muktezanın Özeti:
İlgide kayıtlı dilekçeleriniz ve eklerinin tetkikinde, 07.07. 1986 tarihinde iktisap ettiğiniz arsanın ..... Lisesi tarafından kamulaştırma yapılmaksızın el atma suretiyle etrafının çevrilerek spor alanı haline getirildiği, konu hakkında ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığınız davayla ilgili olarak anılan Mahkeme Başkanlığının .../04/2005 tarihli Kararının .... Hukuk Dairesi tarafından onanması neticesinde taşınmazın Hazine adına Tapu Siciline tescil edildiği ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından söz konusu taşınmazın bedeli ile yasal faizinin 2007 yılında tarafınıza ödendiği belirtilerek, söz konusu yasal faiz tutarının vergilendirilip vergilendirilmeyeceği konusunda görüşümüz sorulmaktadır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75’inci maddesinde; “Sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkül sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar menkul sermaye iradıdır.
Kaynağı ne olursa olsun aşağıda yazılı iratlar menkul sermaye iradıdır......
6- Her nevi alacak faizleri (Adi, imtiyazlı, rehinli, senetli alacaklarla cari hesap alacaklarından doğan faizler ve kamu tüzel kişilerince borçlanılan ve senede bağlanmış olan meblağlar için ödenen faizler dahil) .....
Yukarıda yazılı iratlar, bunları sağlayan sermaye sahibinin ticari faaliyetine bağlı bulunduğu takdirde, ticari kazancın tespitinde nazara alınır.” hükmü mevcuttur.
193 sayılı GVK.’nun “Değer Artışı Kazançları” başlıklı mükerrer 80’inci maddesinde; “(4369 sayılı Kanunun 82/3-d maddesiyle 1.1.1999 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmış olup; 4783 sayılı Kanunun 4'üncü maddesiyle 1.1. 2003 tarihinden geçerli olmak üzere yeniden düzenlenmiştir.) Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazançlarıdır.
6- İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70'inci maddenin birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tabi çiftçilerin zirai istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak (1.1.2007 tarihinden geçerli olmak üzere) beş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar (Kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkulleri tahsis tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır.)
Bu maddede geçen “elden çıkarma” deyimi, yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade eder.
(5281 sayılı Kanunun 27'nci maddesiyle değişen fıkra)(1.1.2006 tarihinden geçerli olmak üzere) Bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlananlar hariç, 6.000 Yeni Türk Lirası (2007 yılı için 6.400 YTL.’sı) gelir vergisinden müstesnadır.....” hükmü yer almaktadır.
Diğer tarafan, Gelir Vergisi Kanununa 5615 sayılı Kanunun 11’inci maddesiyle eklenen ve 01.01.2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe giren Geçici 71’inci madde de ise, “Bu Kanunun mükerrer 80'inci maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin uygulanmasına ilişkin olarak, 70'inci maddenin birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde sayılan ve 01.01.2007 tarihinden önce iktisap edilmiş olan mal (gerçek usulde vergilendirilen çiftçilerin zirai istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde dört yıllık süre esas alınır.” hükmü yer almaktadır.
Ayrıca, alacak faizlerine indirim oranı uygulanmasına yönelik olarak daha önce yürürlükte bulunan anılan Kanunun 76’ncı maddesinin ikinci fıkrası 5281 sayılı Kanunun 44/4-a maddesiyle 01.01.2006 tarihinden itibaren uygulanmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır.
Öte yandan, konuyla ilgili olarak 09.07.2004 tarihinde yayımlanan 25 seri no.lu Gelir Vergisi Sirkülerinin 2.1. bölümünde yargı kararlarına göre tahsil edilen faiz gelirlerinin alacak faizi olduğu ve menkul sermaye iradı olarak vergilendirilmesi gerektiği yönünde açıklamalara yer verilmiştir.
Diğer taraftan, menkul sermaye iradlarının vergilendirilebilmesi için iradın tahakkuku ile birlikte ona hukuki ve ekonomik olarak tasarruf edilebilmesi, yani iradın sahibinin emrine amade hale gelmesi gerekmektedir. Bu nedenle, menkul sermaye iradlarında, irad, hukuki ve ekonomik olarak tasarruf edilebildiği yılın geliri sayılmaktadır. Dolayısıyla, menkul sermaye iradlarında iradın elde edildiği yılda yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri uyarınca vergilendirilmenin yapılması gerekmektedir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, ....07.1986 tarihinde iktisap edilen arsanın .... Lisesi tarafından kamulaştırma yapılmaksızın el atılması karşılığında mahkeme kararına istinaden 2007 yılında tarafınıza ödenen bedel, el değiştirmenin iktisap tarihinden itibaren dört yıllık süre geçtikten sonra yapılmış olması nedeniyle, değer artış kazancı olarak vergilendirilmeyecektir. Öte yandan, söz konusu taşınmaza el atma karşılığında ödenen bedele dava tarihi olan 24.02.2004 tarihinden başlamak üzere hesaplanarak 2007 yılında tarafınıza ödenen 383.204,47 YTL. ve 131.852,91 YTL. tutarındaki faiz tutarı alacak faizi niteliğinde menkul sermaye iradı olup, söz konusu menkul sermaye iradının tarafınıza 2007 yılında ödendiğinden, herhangi bir indirim oranına tabi tutulmaksızın tamamını, 2007 yılının geliri olarak yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.