Finansal tabloların güvenilir olması


BİZE GÖRE / Veysi Seviğ





"Finansal tabloların hazırlanma ve sunulma esaslarına ilişkin kavramsal çerçeve hakkında" yayımlanan (1) sıra numaralı tebliğ ile yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere; "Finansal tabloların amacı, çeşitli kullanıcıların ekonomik kararlar verirlerken faydalanmaları için işletmenin finansal durumu, performansı (faaliyet sonuçları) ve finansal durumdaki değişiklikler hakkında bilgi sağlamaktır." (16 Ocak 2005 gün ve 25702 sayılı Resmi Gazete)


Finansal tabloların kullanıcıları; yatırımcılar, çalışanlar, borç verenler, satıcılar ve diğer ticari tedarikçiler, müşteriler, hükümet ve kamu işletmeleridir.


Tam bir finansal tablolar seti aşağıdaki bölümlerden oluşmaktadır.


. Bilanço,


. Gelir tablosu,


. Aşağıdaki iki husustan birini gösteren özkaynak değişimler tablosu;


- Özkaynaklardaki bütün değişikler veya


- Ortakların sermayedar olarak kendi başlarına yaptıkları işlemlerden kaynaklananlar dışında özkaynaklarda meydana gelen diğer değişmeler,


. Nakit akış tablosu ve


. Önemli muhasebe politikalarını özetleyen dipnotlar ve diğer açıklayıcı notlar.


Türkiye bilanço üretimi açısından Avrupa Birliği ülkelerinin çok gerisinde kalmaktadır. 2005 yılı sonu itibariyle ülkemizde üretilen bilanço sayısı kurumlar dahil 500 bin civarındadır. Bunun temel nedeni bilanço üretimine yönelik olarak Vergi Usul Yasası'nda yer alan düzenlemelerin yetersiz olması ve günümüzün çağdaş mali tablo üretimine yönelik düzenlemelerin yapılmasına olanak sağlanamamasıdır.


Ülkemizde 2006 yılı başında yaklaşık 1.250.000 civarında gelir vergisi yükümlüsü ticari kazanç sahibi ile 450.000 kurum vardır. Bu kurumların bir bölümü gayri faaldir. Gelir vergisi yükümlülerinden yaklaşık 1.5 milyonu ise işletme hesabı esasına göre kayıtlarını tutmakta olup, bu esasa göre bilanço üretmek mümkün değildir.


İşletme hesabı esasına göre kayıt tutanların düzenleyecekleri mali tabloda yer alan bilgiler son derece sınırlıdır. Bu esasa göre tutulan kayıtlar üzerinden ancak;


. Dönem başı stokları,


. Dönem sonu stokları,


. Bir dönem içinde satın alınan mal toplamı,


. Bir dönem içersinde satılan mal toplamı,


. Bir dönem içerisinde yapılan gider toplamı,


. Bir dönem içerisinde sağlanan gelir toplamı,


. Dönem kârı veya zararı hakkında rakamsal bilgi edinmek mümkündür. Dolayısıyla işletme hesabı esasına göre tutulan kayıtlar üzerinden bir işletmenin kime ne kadar borcu olduğu, mevcut duran veya dönem varlıklarının ayrıntılarını, özkaynaklarının oluşum şekli konusunda ayrıntılı bilgileri elde etmek veya raporlamak mümkün değildir.


Ülkemizde mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde sadece bilanço esasına göre defter tutan yükümlülerin durumunu finansal tablolara dönüştürmek mümkündür. Bunun sonucunda da finansal raporlama üretecek işletme sayısı ülkemizde sınırlı olmaktadır.


Ancak Yeni Türk Ticaret Yasa Tasarısı'nda öngörüldüğü üzere söz konusu tasarının yasallaşması halinde ülkemizde tacir sıfatına haiz olan herkes bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü olacağından ülkemizde muhtemelen finansal taboların üretilmesi bu koşulun gerçekleşmesi halinde mümkün olabilecektir.


Türk Ticaret Yasa Tasarısı'nın 66'ncı maddesinde öngörüldüğü üzere "Her tacir, işletmesinin açılışında taşınmazlarını, alacaklarını, borçlarını, nakit parasının tutarını ve diğer varlıklarını eksiksiz ve doğru bir şekilde gösteren ve varlıkları ile borçlarının değerlerini teker teker belirten bir envanter çıkarmak zorunda" olacaktır.


Diğer yandan yine tasarıda öngörüldüğü üzere "Tacir, ticari faaliyetinin başında ve her faaliyet döneminin sonunda, varlık ve borçlarının tutarlarının ilişkisini gösteren finansal tabloyu (açılış bilançosu, yıl sonu bilançosu) çıkarmak zorundadır. Açılış bilançosunda yıl sonu finansal tablolarının, yıl sonu bilançosuna ilişkin hükümler uygulanacaktır. (Tasarı madde: 68)


Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yoğun bir çalışma ile ülkemizde uygulanması öngörülen standartları Resmi Gazete'de yayımlamak suretiyle duyurmakta ve yürürlüğe koymaktadır. Örneğin Finansal Tabloların Hazırlanma ve Sunulmasına İlişkin Kavramsal Çerçeve Hakkındaki (1) sıra nuramaralı tebliğ 31.12.2005 tarihinden sonra başlayan hesap döneminde uygulanacaktır.


Ayrıca Türk Ticaret Yasa Tasarısı'nın 88'inci maddesinde öngörüldügü üzere "...gerçek ve tüzel kişiler gerek ticari defterlerini tutarken, gerek münferit ve konsolide finansal tablolarını düzenlerken, Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yayımlanan, Türkiye muhasebe standartlarına, kavramsal çerçevede yer alan muhasebe ilkelerini ve bunların ayrılmaz parçası olan yorumları aynen ve uygulamak" zorunda olacaktır.


Ülkemizde yaşanan kayıtdışılığın önemli nedenlerinden birisi de ikinci sınıf tacir kalma arzusudur. Bu arzu uygulamada finansal raporların yeterince üretilmesine engel oluşturmaktadır.


Vergi Usul Yasası'nda yer alan birinci ve ikinci sınıf tacir ayırımına yönelik parasal sınırlar nedeniyle ticari kazanç sahipleri birinci sınıf tacir olmaya yönelik bu sınırları dikkate alarak belge düzenine özen göstermemekte, daha doğrusu belge düzenlemekten kaçınmaktadır.


Gerçekte finansal tabloların belirlenmiş standartlar dikkate alınarak düzenlenmesi halinde ticari yaşamın gereği olan güven daha da artacaktır. Ülkemizde öngörülen yasal düzenlemeye göre Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu konuya ilişkin gerekleri çalışmaları ve duyuruları yapacaktır. Bu bağlamda kanunlarla, belirli alanları düzenlemek ve denetlemek üzere kurulmuş bulunan kurum ve kurullar, Türkiye muhasebe standartlarına uygun olmak ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu'nun onayını almak şartıyla, kendi alanları için geçerli olacak standartlar ile ilgili olarak ayrıntıya ilişkin sınırlı düzenlemeleri yapabileceklerdir.