<TABLE =table1 align=center>
<T>
<TR>
<TD>
<TABLE =table1 width="100%">
<T>
<TR>
<TD =td2>DÖRDÜNCÜ DAİRE </TD>
<TD =td2>2006 </TD>
<TD =td2>1801 </TD>
<TD =td2>2006 </TD>
<TD =td2>397 </TD>
<TD =td2>10/10/2006 </TD></TR></T></TABLE></TD></TR>
<TR =tr1>
<TD =th1>
<CENTER>KARAR METNİ</CENTER></TD></TR>
<TR =tr1>
<TD =td2>İSPAT KÜLFETİ KENDİSİNE DÜŞEN YÜKÜMLÜ TARAFINDAN İBRAZ EDİLEN DEFTER VE BELGELERDE GÖSTERİLEN KDV İNDİRİM KONUSU YAPILABİLECEĞİNDEN, İBRAZ EDİLEN DEFTER VE BELGELER ÜZERİNDEN TÜM BELGELERİN DEFTERLERDE KAYITLI VE BEYANIN DA KAYITLARA UYGUN OLUP OLMADIĞI YOLUNDA, GEREKİRSE BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ YAPTIRILARAK, SONUCUNA GÖRE BİR KARAR VERİLMESİ GEREKİRKEN, DAVALI İDARE YAPTIRILAN İNCELEME SONUCU İDARECE DÜZENLENEN RAPOR ESAS ALINARAK KARAR VERİLMESİNDE YASAL İSABET BULUNMADIĞI HK.&lt;
Temyiz Eden : Turhal Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : ?
İstemin Özeti : 2002 yılı işlemleri incelenen davacı adına, inceleme raporuna dayanılarak, 2002/2-12 dönemleri için re'sen katma değer vergisi salınmış, vergi ziyaı cezası kesilmiştir. Sivas Vergi Mahkemesi 27.5.2004 günlü ve E:2003/172, K:2004/159 sayılı kararıyla, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğunun belirtildiği, 30 uncu maddesinde ise, re'sen vergi tarhının, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonlarınca takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah kısmı üzerinden verginin tarh olunması şeklinde tanımlandığı, aynı maddenin 2 nci fıkrasının 3 numaralı bendinde, bu Kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya bir kısmının tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş olması veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesi halinin re'sen takdir sebebi olarak sayıldığı, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri, 34 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında ise, yurt içinde sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin; alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği hükmüne yer verildiği, incelenen olayda, ihtilaflı döneme ait defter ve belgelerin incelenmek üzere istenmiş olmasına karşın, inceleme elemanına ibraz edilmediği ileri sürülerek, tarh dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucu bu döneme ilişkin indirim konusu yapılan katma değer verrgisi indirimlerinin reddi suretiyle yeniden düzenlenen katma değer vergisi beyanlarına göre ve inceleme raporuna dayanılarak davacı adına tarhiyat yapıldığının anlaşıldığı, tarhiyata karşı açılan dava üzerine Mahkemelerine ibraz edilen defter ve belgelerin İdareye tanınan vergi inceleme yetkisi kapsamında incelenmek üzere ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29 ve 34 üncü maddesi hükümleri uyarınca katma değer vergisi indirimleri açısından biçimsel koşullara uygun olup olmadığının tespiti için İdareye gönderilmesi üzerine İdarece düzenlenen raporda, davacının ihtilaflı dönemde katma değer vergisi indiriminde esas aldığı alış faturalarının indirim hakkının kullanılabilmesi için yasal koşulları taşımadığı ve içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğu hususunda bir tespitte bulunulmadığından, bu faturalara dayanılarak yapılan katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan tarhiyatta isabet görülmediği gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen davacı adına katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan tarhiyatın yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedirler.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Abdurrahman Gençbay'ın Düşüncesi : Olayda, yükümlü tarafından süresi içinde defter ve belgeler vergi incelemesine ibraz edilmemiş olduğundan re'sen takdir sebebi bulunmakla birlikte defter ve belgelerin ibraz edilmemiş olması, ispat ve ibraz yükümlülüğünü ortadan kaldırmaya dayanak sayılabilecek hukuki bir neden olarak düşünülemez. Bu durumda ispat külfeti kendisine düşen yükümlü tarafından ibraz edilen defter ve belgelerde gösterilen katma değer vergisi indirim konusu yapılabileceğinden, Vergi Mahkemesince, yükümlünün ibraz edilen defter ve belgeleri üzerinden , tüm belgelerin defterlerde kayıtlı ve beyanın da kayıtlara uygun olup olmadığı yolunda, gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, kararda yazılı gerekçeyle tarhiyatı kaldıran Mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmediğinden Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Eren Sonbay'ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, temyiz istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü :
2002 yılına ait defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen yükümlü adına, katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle ve inceleme raporuna dayanılarak 2002/2-12 dönemlerine ilişkin olarak re'sen salınan katma değer vergisi ve kesilen vergi ziyaı cezasını kaldıran Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30 uncu maddesinde "re'sen vergi tarhı" tanımlanmış, aynı maddenin 2 nci fıkrasının 3 numaralı bendinde de, bu Kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya bir kısmı tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemiş olması halinde maddi delillerin var olmadığının kabul edileceği belirtilmiştir. Madde hükmüne göre, defter ve belgelerin her ne sebeple olursa olsun ibraz edilmeme halinin, re'sen takdir sebebi sayılacağı kuşkusuzdur.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29' uncu maddesinin 1/a bendinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri, aynı Kanunun 34 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında, yurt içinden sağlanan mal veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu hükümlere göre, katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, 2002 yılına ait defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen yükümlünün katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek adına yapılan tarhiyata karşı açılan davada, yükümlü tarafından Mahkemeye sunulan defter ve belgeler üzerinden Vergi Mahkemesince davalı İdareye yaptırılan incelemede katma değer vergisi indirim konusu yapılan faturaların indirim hakkının kullanılabilmesi için yasal koşulları taşımadığı ve içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğu hususunda bir tespitte bulunulmadığı gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yükümlü tarafından süresi içinde defter ve belgeler vergi incelemesine ibraz edilmemiş olduğundan re'sen takdir sebebi bulunmakla birlikte, defter ve belgelerin ibraz edilmemiş olması, ispat ve ibraz yükümlülüğünü ortadan kaldırmaya dayanak sayılabilecek hukuki bir neden olarak düşünülemez. Davacı tarafından, dava aşamasında mahkemeye sunulan defter ve belgelerle ilgili olarak davalı vergi dairesince inceleme yapılmasına olanak sağlanması ve bu incelemenin sonuçlanmasından sonra uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekli olduğu sonucuna varılarak defter ve belgeler üzerinde davalı İdareye inceleme yaptırılıp bu incelemenin sonucuna göre hüküm kurulmuş ise de; vergi idaresine ibraz edilmeyen defter ve belgelerin mahkemeye ibraz edilmesi halinde dava konusu tarhiyatın hukuka uygunluğunun saptanmasının ancak defter ve belgelerin mahkemece incelenmesi ile mümkün olacaktır. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğundan, mahkemelerin, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı vermelerine olanak bulunmamaktadır. Dava konusu inceleme ve tarhiyatın yapılmasından sonra, idarenin defter ve belgeler üzerinde yeniden yapacağı inceleme, idarenin yeni bir idari işlem tesisine neden olur ve davacı tarafa yeni bir dava hakkı verir. Bu nedenle, tesis edilmiş işlemin mahkeme önünde dava konusu yapılmış olması karşısında, mahkeme kanalıyla idareye ikinci bir işlem tesis etme zorunluluğu getirilmesi, diğer bir ifadeyle, yargı aşamasında ve yargı öncülüğünde davalı idare ajanlarına dava konusu işlem hakkında inceleme yaptırılması, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetiminin yapılmasına aykırılık teşkil eder. Kaldı ki, Mahkemelerince karar verilmesinden sonra, idarenin gerek görmesi halinde, ilgili defter ve belgeleri davacıdan tekrar isteyerek zamanaşımı süresi içinde her türlü incelemeyi yapması, gerekirse karşıt incelemeye gitmesi olanağı da bulunmaktadır.
Bu durumda ispat külfeti kendisine düşen yükümlü tarafından ibraz edilen defter ve belgelerde gösterilen katma değer vergisi indirim konusu yapılabileceğinden, yükümlünün ibraz edilen defter ve belgeleri üzerinden , tüm belgelerin defterlerde kayıtlı ve beyanın da kayıtlara uygun olup olmadığı yolunda, gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, kararda yazılı gerekçeyle tarhiyatın kaldırılması yolunda verilen Mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulü ile Sivas Vergi Mahkemesinin .27.5.2004 günlü ve E:2003/174, K:2004/161 sayılı kararının bozulmasına 10.10.2006 gününde esasta oybirliğiyle gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
2002 yılına ait defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen davacı adına 2002/2-12 dönemleri için re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisini kaldıran Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29 uncu maddesinin 1/a bendinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiş, aynı Kanunun 34 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında, yurt içinden sağlanan mal veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Anılan yasal düzenlemelere göre, katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası yada benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin de gerçeği yansıtması gerekmektedir.
İncelenen dosyada, ihtilaflı döneme ait defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen yükümlünün katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek adına dava konusu cezalı tarhiyatın yapıldığı, tarhiyata karşı açılan davada yükümlü tarafından Mahkemeye sunulan defter ve belgeler üzerinden Vergi Mahkemesince davalı İdareye yaptırılan incelemede katma değer vergisi indirim konusu yapılan faturaların indirim hakkının kullanılabilmesi için yasal koşulları taşımadığı ve içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğu hususunda bir tespitte bulunulmadığı gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İdari yargıda esas olan re'sen araştırma ilkesi gereği olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20 nci maddesinde, Danıştay, İdare ve Vergi Mahkemelerinin bakmakla yükümlü oldukları davalara ait her çeşit incelemeyi kendiliklerinden yapmaları öngörülmüştür. Buna göre, bakılan davalarla ilgili dosyada mevcut bilgi ve belgelerin gerçeğe ulaşılmasında yeterli görülmemesi halinde, mahkemelerce madde hükmünde öngörülen her türlü incelemenin yapılması yasal zorunluluktur. Gerçeğe ulaşılma doğrultusunda yapılan araştırma ve incelemelerin idarenin yerine geçme olarak düşünülmesi de mümkün değildir.
Mal alışları nedeniyle yüklenilen katma değer vergilerinin indirim ve iade konusu yapılabilmesi için faturaların usulüne uygun olarak düzenlenip yasal defterlere kaydedilmesinin yanında, gerçek bir mal alım satımı karşılığı düzenlenmesi de gerektiğinden, Vergi Mahkemesince yükümlünün ihtilaflı dönemde mal alımında bulunduğu kişi ve kurumlardan almış olduğu fatura ve benzeri vesikaları yasal dafterlerine kaydettiğinin saptanması ile birlikte, düzenlenen faturaların içeriği itibarıyla yanıltıcı olup olmadıklarının tespitinin de yapılması ve bu incelemenin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu inceleme yapılmadan, uyuşmazlığın tarafı olan davalı İdareye yargılama aşamasında bu doğrultuda yaptırılan inceleme ile yetinilerek tarhiyatın kaldırılmasına karar veren Mahkeme karaınrda hukuka uyarlık görülmemiştir.
Belirtilen gerekçelerle temyiz isteminin kabulüyle Vergi Mahkemesi kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği görüşüyle karara karşıyız.
(DAN-DER; SAYI: 114)
BŞ/Aİ

</TD></TR></T></TABLE>