Merhaba arkadaşlar. 96 Seri Nolu KDV Tebliğinin 5.3 maddesinde "


Katma Değer Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, bu Tebliğin yayımını izleyen ayın başından itibaren bakır ve bakır alaşımlarından mamul; anot, katot, her çeşit takoz (biyet), slab, platina, kütük, granül, filmaşin, levha, boru, prinç çubuk, lama, her türlü tel ve benzerlerinin tesliminde % 90 oranında tevkifat uygulanarak alıcılar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi uygun görülmüştür.


Katma Değer Vergisi Kanununun 17/1 inci maddesinde sayılan kurum ve kuruluşların (tarımsal amaçlı kooperatifler hariç), sermayelerinin % 51 veya daha fazlası kamuya ait işletmelerin ve özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar ile bu ürünlerin ilk üretici (cevherden üretim yapanlar) veya ithalatçılarının bu kapsamdaki teslimlerinde tevkifat uygulanmayacaktır.


Tevkifat uygulaması ve bu uygulamadan doğan katma değer vergisi alacaklarının nakden ve mahsuben iadesi, metal, cam, plastik ve kağıt hurda ve atıklarında tevkifat uygulamasını düzenleyen daha önceki Genel Tebliğlerdeki açıklamalar çerçevesinde yürütülecektir." deniyor. Benim bir mükellefim, tesisat malzemeleri alım-satımını yapıyor ve ayda 400-500 adet fatura kesiyor. Satışlarının %80 nini bakır boru satışları ve bakır fittings malzeme(dirsek, kelepçevs.) satışları oluşturuyor. Tebliği ilk okuduğumda bu mükellefin bu tebliğ kapsamına girdiğini ama böyle bir uygulamanın zorluğunu düşününce birkaç meslektaşıma ve bu arada vergi dairesi müdürlerine ve vergi denetmenlerine yorum sordum ve durum karıştı. Meslektaşlarım benim gibi yorumlarken V.D.Müdürleri ve denetmenler bakır malzemelerialıp işledikten sonra satışını yapanların tevkifata tabi olduğunu söylediler. İstanbul defterdarlığının bir başka firmaya verdiği özelge de bu yönde idi. Ben de mükellefime tevkifatsız fatura kestirmeye devam ettim ama bu arada kendimizi garantiye almak için özelge istedik. Gelen Özelgenin özeti aynen şöyle: tebliğin ilgili maddesi aynen yazıldıktan sonra".. Buna göre, bakır ve bakır alaşımlarından mamul boru teslimlerinde %90 oranında tevkifat uygulanarak alıcılar tarafından sorumlu sıfatı ile beyanı gerekmektedir.


Ancak, yukarıda yer alan genel tebliğde belirtilen maddelerin kullanılması suretiyle mamul hale getirilen ürünlerin(fittings nalzemeler: kelepçe, dirsek vb.) tesliminde tevkifat uygulaması sözkonusu olmayacaktır."


Şimdi bu durumda iki paragraf bana göre çelişiyor çünkü bakır boru da aynen kelepçe ve dirsek gibi bakır ve bakır alaşımlarının kullanılöası suretiyle mamul hale gelmiş bir ürün olmasına rağmen neye göre böyle bir ayrıma gidilmiş olduğunun içinden çıkamadım. Bu konuda çok acil görüşlerinizi bekliyorum. Bu arada dün 97.Seri nolu tebliğ çıktı ve bu ürünlerin ithalatçıları kapsamda değilken bunlar da kapsama alındı. Benim mükellefim ithalatçıdan malı alırken tevkifat yapıp beyan edecek ve ödeyecek, sonra kendi de malı tevkifatlı olarak satacak, sattığı kişi de bunu kdv2 ile beyan edecek ve ödeyecek, hatta belki bu kişi de bunu satacak ve satarken tevkifat uygulayacak... Sonra tüm bu kdv2 beyannamesi ile beyanda bulunanlar, beyanname tahakkuklarını ve ödediklerine dair belgelerini mal aldıkları yere verecek, mal aldıkları kişiler de bunlara istinaden mahsup talebinde bulunacak. Böylesine bir işlem prosedürü benim mantığıma bir türlü sığmıyor. Şimdiden teşekkürler