Sayfa 1 Toplam 2 Sayfadan 12 SonuncuSonuncu
Toplam 13 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 10 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Ofis mi Açmalıyım Yoksa Bağımlı Çalışmaya Devam mı Etmeliyim?

  1. #1
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    13.Haziran.2020
    Mesajlar
    7

    Ofis mi Açmalıyım Yoksa Bağımlı Çalışmaya Devam mı Etmeliyim?

    Kendini muhasebe mesleğine adamış üstadlar veya henüz bu mesleğin başında olan genç meslektaş dostlarım; öncelikle herkese merhaba;

    2005 yılından bu yana bu mesleğin içerisinde yer alan biriyim. Mesleğe ilk adımımı bir SMMM ofisinde attım. Yaklaşık 3 yıl bu ofiste mesleği icra ettikten sonra bu işlerin şirketler nezdinde nasıl yapıldığını deneyimlemek adına bir şirkete geçiş yaptım ve 3 yılın sonunda tekrar ofis hayatına dönüş yaptım. O gün bugündür çeşitli mali müşavirlik ofislerinde kariyerime devam ediyorum.

    Bu geçen 15 yıl sonunda yüksek lisans eğitimini de tamamlayarak (4 yıl önce) SMMM ruhsatını almaya hak kazandım. Ofis elemanı olarak başladığım bu serüvende şuan itibariyle bir ymm ofisinde denetim müdürü olarak çalışıyorum. Bu mesleğe girdiğim günden beri ve bu hayatı tanıdığımdan beri, bir gün kendi ofisimi işletiyor olma hayali beni hep heyecanlandırdı. Bugün hala aynı heyecanı yaşayan biriyim. Bu mesleği severek ve hakkıyla yapmaya çalışıyorum. Bugün itibariyle edindiğim yetkinliklerle bir ofiste yürütülmesi gereken tüm iş ve işlemleri eksiksiz yürütebileceğime inanıyorum.

    Tüm bu bilgiler ve deneyimler sonunda kendi ofisimi açmalı mıyım? yoksa bağımlı olarak çalışmaya devam mı etmeliyim? çok kararsız kalıyorum.

    Bir yerde okumuştum: " Kendi hayallerini gerçekleştirmek için harekete geçmeyenler, başkalarının hayallerini gerçekleştirmek için bordrolu çalışırlar."

    Geldiğim noktada gerçekten inandığım bir cümle oldu bu.

    Piyasada tutunmak kolay değil. Çok yıpranmak gerek. Ama öyle de örnekler var ki bu işe girmediğim için her gün zamanı kaçırıyormuşum gibi hissettiriyor. 2008 yılında ofisteki arkadaşım ruhsatını alır almaz gözü kara bir şekilde hiç müşteri yokken ofis açtı şuan 75 civarı defteri olan bir mali müşavirlik ofisi. İki tane eleman çalıştırıyor. Yine yeterlilik kursundan arkadaşım gözü kara bir şekilde hiç çekinmeden ofisini açtı şuan 35 civarı müşterisi olan bir ofis. Kendi yağında kavruluyor. Tabi bunlar pozitif örnekler. Başarısız olan kim bilir ne kadar meslektaş vardır. He birde her meslekte olduğu gibi malesef bizim mesleğimizde de hakkıyla iş yapmayan, yetkinlikleri olmayan veya bunu kötüye kullanan çok meslektaşımız var. Bir yerde piyasaya çıkmak için güzel bir avantaj olduğunu düşündüğüm bir durum. Bu kadar kötü iş yaparken bile bu piyasada ayakta durabiliyorsa demek ki iş var diyor insan.

    Tüm bu anlattıklarımdan sonra konunun başlığından da anlaşılacağı üzere;

    Ofis açarak kendi yolumda mı gitmeliyim? yoksa aynı şekilde bağımlı çalışarak hayatıma devam mı etmeliyim?

    Bu konuyu özellikle ofis deneyimi olan arkadaşların tecrübelerini paylaşmaları, ileride ofis işine girecek olanlara tecrübelerini aktarmaları ve karar verirlerken herkese ışık olması adına açmak istedim.

    Paylaşımlarınız için şimdiden teşekkürler,

  2. #2
    Müdavim Üye gunduzmuhasebe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10.Ocak.2012
    Nereden
    SMMM
    Mesajlar
    2,536
    Bir yerde okumuştum: " Kendi hayallerini gerçekleştirmek için harekete geçmeyenler, başkalarının hayallerini gerçekleştirmek için bordrolu çalışırlar. aynen ona buna hizmet etmektense öğle yemeğinde simit yersin bi süre.
    Kendini Bil Kendini

  3. #3
    Üye
    Üyelik tarihi
    26.Şubat.2017
    Mesajlar
    70
    Merhaba değerli meslektaşım. Bir firmada bordrolu monoton çalışmaktansa oradaki kazancın daha azına büro açmak daha mantıklı ve olması gerekendir. Sermayeniz sınırlı ise aylık ofis giderlerini karşılayacak müşterileri bulmadan ofis açmayın. Önceden mutlaka müşterileriniz olsun. Bu işe adım attıktan sonra iş mutlaka gelecektir. Umutsuz olmayın hiçbir zaman. Tüm eğitimlere katılın, mevzuatı sürekli takip edin, siyaset muhabbetlerine girmeyin, ciddi olursanız iki senede güzel noktalara gelinebilir. Başarılar…

  4. #4
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    13.Haziran.2020
    Mesajlar
    7
    Cevabınız için teşekkürler,

    Dediğiniz çok doğru. Yumuşak bir geçiş yapmak lazım, malesef sermaye kısıtlı. Şuan bir defter gelse de en fazla bir arkadaşıma yönlendirebilirim, fakat bununda kendi içinde riskleri ve eksikleri mevcut. Yeni gelen veya potansiyel müşteri ofisi ziyaret etmek isteyebilir, kurumsal bir yapı görmek isteyebilir, profesyonel bir hizmet alacağını hissetmek isteyebilir. Tüm bunları o ilk intibada oluşturulmazsa bu potansiyel müşteri kaybedilecektir.

    Bu taraflarıyla düşündüğüm zaman bir ayağı sakat bir iş gibi bir düşünceye kapılıyorum. Başlayacaksam tam ve eksiksiz başlamalıyım diyorum. Bu sebeple kaybedilen müşteriler motivasyon düşüklüğüne sebep olacaktır ve biliyorum ki bu işin en büyük sermayesi motivasyonu düşürmeden hırsla azimle mücadele etmeye devam etmektir.

  5. #5
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    13.Haziran.2020
    Mesajlar
    7
    Motivasyon için teşekkürler, inşallah hayaller gerçekleşir. dediğimiz gibi önce harekete geçmek gerek

  6. #6
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    13.Haziran.2020
    Mesajlar
    7
    Alıntı gunduzmuhasebe Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bir yerde okumuştum: " Kendi hayallerini gerçekleştirmek için harekete geçmeyenler, başkalarının hayallerini gerçekleştirmek için bordrolu çalışırlar. aynen ona buna hizmet etmektense öğle yemeğinde simit yersin bi süre.
    Motivasyon için teşekkürler, inşallah hayaller gerçekleşir. dediğimiz gibi önce harekete geçmek gerek

  7. #7
    Moderatör
    Üyelik tarihi
    31.Aralık.2009
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    8,348
    Bu forumu ne zamandan beri takip ediyorsunuz bilmiyorum. En azından son 6 aylık mesajları ve konuları okursanız büro açmaktan 5 dakikada vazgeçersiniz. Bağımlı çalıştığınız ( veya çalışacağınız ) şirket düzgün ve birazcık kurumsal ise size her zaman ihtiyacı olacak ve değerinizi takdir edecektir. Büroların stresi çok fazla müşterilerin büyük çoğunluğu yaptığınız işin ne olduğunu bilmediği görmediği için maddi ve manevi emeğinizi takdir edemiyor. Birde " komşunun muhasebecisi " sendromu var bizim meslekte. Her müşteri meslek mensubunu komşunun muhasebecisi ile kıyaslayıp bir nevi gıyabınızda sizi imtihan edip ücretinizi ona göre takdir ediyor. Üstelik her ay aynı işi yapmanın dayanılmaz sevimsizliği ve müşteri ile yüz göz olma durumu var. Müşteri sizinle bir doktor bir avukat bir mühendis bir badanacı boyacı gibi isteğe bağlı gönüllü bir ilişki kurmadığı kanunun zoruyla sizinle çalışmak zorunda kaldığı için bunun acısını ve psikolojisini her zaman yaşıyor ve ücret istemede çok zorlanıyorsunuz. Diğer taraftan 20 sene önceki meslek mensubu sayısı 50000 iken bugün 120 000 lerde halbuki işyeri müşteri sayısı aynı oradan artmıyor. Yani pasta her geçen gün bölünüyor ücretler artmıyor acımasız rekabet çok üst düzeyde.

    Hatta mümkünse şirketlerde başka departmanlarda iş ara daha rahat edersin.

    Daha bir hafta önce bir avukat büro açacağım dedi. Uzun uzun konuştuktan sonra ücreti sordu 350 TL yapabileceğimizi söyledik. Sizin tarife 246 TL değil mi demez mi. Bende sizin avukatların tarifesi de var orada 400 TL ye dava ücreti var o davayı piyasada avukatlar 5-10 bin TL ye alıyorlar dedim. O tarife ASGARİ ÜCRET TARİFESİ onun altına düşemezsiniz üstüne çıkabilirsiniz sizin vergi iadeniz özellikli işleriniz var mümkün değil dedim.Sustu cevap veremedi. Ama o iş için 246 TL yi bana layık gören birinin artık 1000 TL de verse işini yapmak çok zor. Çünkü bu kez size dünyayı bağışladığı duygusuyla hareket edecektir.

    Öğrenciliğim dahil yaklaşık 44 yıldan beri bu dünyanın içindeyim.Teknoloji gelişti işlerimiz kolaylaştı derken çok daha fazla stres ve sağlık sorunları ve bitmez tükenmez bilmeyen angaryalar ile mücadele etmek zorundayız. 1980 lerde tek elemanla yaklaşık 90-100 müşteri ile rahatlıkla uğraşırken bugün 2 ortak 2 elemanla 40-45 müşteri ile uğraşamıyoruz. Tatili yok ailene zaman ayıramıyorsun bin tane sıkıntı var. Bugünkü aklım olsaydı derler ya evet bugünkü aklım olsadı bu mesleğe girmezdim ve bugün bu mesleği düşmanıma tavsiye edemem. Git inşaatta taş taşı daha az yorulur ve yıpranıırsın. Genç yaşta hastalık sahibi olan binlerce meslek mensubu var. Ücretler son 15 yılda enflasyona göre olması gereken rakamın yarısında. Üstelik iş ve angaryalar 2-3 kat artmışken ücretlerin kaybı 6 kat demektir. Üstelik tahsilat sorunu da işin başka boyutu.

    Ciddi bir firmada isen mesai mefhumu tatil izin konusu bellidir ve rahat edersin. Mesleğe girdikten 5-10 sene sonra pişman olunca çıkmak başka iş bulmak çok imkansız hale gelir. O nedenle yolun başında iyi araştır çok kişiye danış hatta bürosu olan 15-20 yıllık meslek mensuplarının bürosuna git birkaç gün geçir hatta mümkünse rica et birkaç hafta çalış o zaman ne demek istediğimi anlarsın.

    Kusura bkamayın belki çok karamsarlık verdim farkındayım ama bana göre ve çok kişiye göre mesleğin durumu bu açıkça sordun açıkça yazmamız gerekti. Karar sizin başarılar ve kolaylıklar dilerim.
    Konu DUMANLI tarafından (14.Haziran.2020 Saat 18:26 ) değiştirilmiştir.

  8. #8
    Moderatör
    Üyelik tarihi
    31.Aralık.2009
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    8,348
    Sadece son üç aydaki kısa çalışma ödeneği ile ilgili konuları okusanız bu mesleğin bugünkü hali hakkında yeterince fikir sahibi olabilirsiniz.

  9. #9
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    13.Haziran.2020
    Mesajlar
    7
    Alıntı DUMANLI Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bu forumu ne zamandan beri takip ediyorsunuz bilmiyorum. En azından son 6 aylık mesajları ve konuları okursanız büro açmaktan 5 dakikada vazgeçersiniz. Bağımlı çalıştığınız ( veya çalışacağınız ) şirket düzgün ve birazcık kurumsal ise size her zaman ihtiyacı olacak ve değerinizi takdir edecektir. Büroların stresi çok fazla müşterilerin büyük çoğunluğu yaptığınız işin ne olduğunu bilmediği görmediği için maddi ve manevi emeğinizi takdir edemiyor. Birde " komşunun muhasebecisi " sendromu var bizim meslekte. Her müşteri meslek mensubunu komşunun muhasebecisi ile kıyaslayıp bir nevi gıyabınızda sizi imtihan edip ücretinizi ona göre takdir ediyor. Üstelik her ay aynı işi yapmanın dayanılmaz sevimsizliği ve müşteri ile yüz göz olma durumu var. Müşteri sizinle bir doktor bir avukat bir mühendis bir badanacı boyacı gibi isteğe bağlı gönüllü bir ilişki kurmadığı kanunun zoruyla sizinle çalışmak zorunda kaldığı için bunun acısını ve psikolojisini her zaman yaşıyor ve ücret istemede çok zorlanıyorsunuz. Diğer taraftan 20 sene önceki meslek mensubu sayısı 50000 iken bugün 120 000 lerde halbuki işyeri müşteri sayısı aynı oradan artmıyor. Yani pasta her geçen gün bölünüyor ücretler artmıyor acımasız rekabet çok üst düzeyde.

    Hatta mümkünse şirketlerde başka departmanlarda iş ara daha rahat edersin.

    Daha bir hafta önce bir avukat büro açacağım dedi. Uzun uzun konuştuktan sonra ücreti sordu 350 TL yapabileceğimizi söyledik. Sizin tarife 246 TL değil mi demez mi. Bende sizin avukatların tarifesi de var orada 400 TL ye dava ücreti var o davayı piyasada avukatlar 5-10 bin TL ye alıyorlar dedim. O tarife ASGARİ ÜCRET TARİFESİ onun altına düşemezsiniz üstüne çıkabilirsiniz sizin vergi iadeniz özellikli işleriniz var mümkün değil dedim.Sustu cevap veremedi. Ama o iş için 246 TL yi bana layık gören birinin artık 1000 TL de verse işini yapmak çok zor. Çünkü bu kez size dünyayı bağışladığı duygusuyla hareket edecektir.

    Öğrenciliğim dahil yaklaşık 44 yıldan beri bu dünyanın içindeyim.Teknoloji gelişti işlerimiz kolaylaştı derken çok daha fazla stres ve sağlık sorunları ve bitmez tükenmez bilmeyen angaryalar ile mücadele etmek zorundayız. 1980 lerde tek elemanla yaklaşık 90-100 müşteri ile rahatlıkla uğraşırken bugün 2 ortak 2 elemanla 40-45 müşteri ile uğraşamıyoruz. Tatili yok ailene zaman ayıramıyorsun bin tane sıkıntı var. Bugünkü aklım olsaydı derler ya evet bugünkü aklım olsadı bu mesleğe girmezdim ve bugün bu mesleği düşmanıma tavsiye edemem. Git inşaatta taş taşı daha az yorulur ve yıpranıırsın. Genç yaşta hastalık sahibi olan binlerce meslek mensubu var. Ücretler son 15 yılda enflasyona göre olması gereken rakamın yarısında. Üstelik iş ve angaryalar 2-3 kat artmışken ücretlerin kaybı 6 kat demektir. Üstelik tahsilat sorunu da işin başka boyutu.

    Ciddi bir firmada isen mesai mefhumu tatil izin konusu bellidir ve rahat edersin. Mesleğe girdikten 5-10 sene sonra pişman olunca çıkmak başka iş bulmak çok imkansız hale gelir. O nedenle yolun başında iyi araştır çok kişiye danış hatta bürosu olan 15-20 yıllık meslek mensuplarının bürosuna git birkaç gün geçir hatta mümkünse rica et birkaç hafta çalış o zaman ne demek istediğimi anlarsın.

    Kusura bkamayın belki çok karamsarlık verdim farkındayım ama bana göre ve çok kişiye göre mesleğin durumu bu açıkça sordun açıkça yazmamız gerekti. Karar sizin başarılar ve kolaylıklar dilerim.
    Öncelikle içtenlikle cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.

    Paylaştığınız görüşler gerçekten çok kıymetli. 44 yıl uzun bir süre. Buraya sığdıramadığınız kim bilir ne tecrübeleriniz vardır. Yazdıklarınıza katıldığım kısımlar olduğu gibi aynı fikirde olmadığım kısımlar da var.

    Öncelikle paylaşmak isterim ben dün gece internette gezerken tesadüfen girdim bu siteye ve biraz inceledikten sonra ilgimi çekti ve üye olarak aklımdakileri paylaşmak istedim. Sitede yer alan her konuyu okuma fırsatım olmadı fakat bundan sonraki süreçte takip ediyor olacağım. Bayağı faydalı görüşlerin ve konuların olduğunu görüyorum.

    Cevabınız özü itibariyle sizin de bahsettiğiniz gibi oldukça kötümser görünüyor. Fakat ben bu bakış açınızı mesleki yılgınlık olarak yorumluyorum. Yukarıda da değindiğim gibi 44 yıl çok uzun bir süreç ve kim bilir neler yaşadınız başınızdan ne maceralar geçti. Tüm bu tecrübeleri alt alta koyduğunuz zaman böyle bir düşünce içinde olmanız gayet normaldir. Ama insan gençken her şeyi yapabileceğine inanıyor.

    Görüşlerinize katılmadığım noktalardan birisi kurumsal yapılarda nitelikli personele duyulan ihtiyaç ve mevcut personele verilen değer ve kıymet konusundaki düşüncenizdir. Bundan önceki işyerim tam da bu tarif ettiğiniz yapılardan biri olduğunu iddaa eden bir şirketti. Müşteriye yapılan işin kalitesi ve bunun karşılığında elde edilen kazanç kesinlikle avrupai bir karşılıktı. Her müşteri için ofis içindeki çalışan personelden bir takım oluşturuluyor (yaklaşık 7 kişi) ve o takımın ay boyunca harcadığı tüm saatler müşteriye yansıtılarak ortaya bir fatura tutarı çıkıyordu. Şirketin müşteriye hizmeti döviz cinsinden faturalandırılıyordu. Fakat bu işi ortaya çıkaran personele verdiği değer büyük hayal kırıklıklarıyla doluydu. (maddi manevi) 5 yıl boyunca bu yapının içerisinde çalıştım. Bu süreçte yaklaşık 50 farklı kişi girdi çıktı. Hakkını yiyemem güzel iş öğrendim güzel projelerde değerli insanlarla çalışma imkanım oldu. Bugün geldiğim mesleki noktada bana çok faydası olmuştur. Bunun farkında olduğum için canla başla çalışıp kendi işimmiş gibi sahiplendim. Fakat 5 yılın ardından büyük bir hayal kırıklığıyla sonlandı. Hakettiğim değeri maddi manevi alamadım. Sadece kendimi yıprattığımla kaldım. Şimdi farklı bir şirkette çalışıyorum ve adım gibi eminim burası da farklı olmayacak. Kumarda bir tabir vardır "her zaman oynatan kazanır." Bence bizim mesleğimiz bundan ibaret.

    Şirket içlerinde bu işin yapılışıyla ilgili de ancak kurumsal ve yabancı sermayeli şirketler olması durumunda tercih edilmesi gerekli diye düşünüyorum. Muhasebenin ne olduğunu bilmeyen sadece türk sermayedarların olduğu şirketlerden kesinlikle uzak durulmalı. Mutlaka iyi olanları vardır elbette ama belli bir yüzdeye vurulacak ise büyük bir çoğunluğu tercih edilmeyecek dilimde yer alıyor. Bizim mesleğimizin en büyük handikapı muhasebenin ne olduğunu bilmeyen kişilerin şirket sahibi olmaları ve otoritenin de buna çanak tutması. Devlet tüm şirketleri incelemeli. Eğer yanlış varsa şirkete de ceza kesmeli eğer buna göz göre göre sebep olan muhasebeci varsa ona da ceza kesmeli. Başka türlü bizim mesleğimizin değeri kimse tarafından algılanamaz.

    Malesef bizim ülkemizde ticaretin işleme tarzı pek ahlaki değil. Bu her sektörü olduğu gibi bizim mesleğimizi de olumsuz etkiliyor. Ben zamanla denetimlerin aratacağına otoritenin elinin herkesin üzerinde hissedileceğine inanıyorum. 1980 lerden bugünümüze geldiğimiz zaman müşteri portföyünüzün düşme sebebi de bu. Az müşteriye kaliteli iş. Tabi bunun karşılığı kaliteli kazanç olmalı.

    Bence bizim mesleğimiz için kaçınılmaz olan mesleğimizin bir alanında uzmanlaşmış müşavirlerin bir araya geldiği kurumsal mali müşavirlik yapıları kurularak bu işlerin yapılacağıdır. Benim cevap aradığım soru; ben bu yeni dünya da nerede olmalıyım?

  10. #10
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    13.Haziran.2020
    Mesajlar
    7
    Alıntı DUMANLI Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Sadece son üç aydaki kısa çalışma ödeneği ile ilgili konuları okusanız bu mesleğin bugünkü hali hakkında yeterince fikir sahibi olabilirsiniz.
    Bizzat içinde tecrübe ediyorum. 4 nisanda başvuru yaptığım firmaya bugün itibariyle hala işkurdan dönüş gelmedi. Şirket KÇÖ den yararlanıyor mu yararlanmıyor mu bilmiyorum. Personel maaşlarını alamadı. Bildirgelerimiz doğru mu değil mi? Bir sürü soru ve sorun. Fakat işkura hiçbir şekilde ulaşılamıyor.

    Ben bu durumu şirket sahibine anlattığım zaman Tabiri caizse ölüm pahasına gidip işkurla görüşerek bu işi tamamlamamı emretti. Üstelik ödemelerini de düzenli yapmayan bir müşterimiz. Gerçekten çok can sıkıcı. Ne olursa olsun bir şekilde bu hafta giderek bu işlemi çözmem gerekli. Sonuçta bu iş benim sorumluluğumda.

    İşte benim asıl sorguladığım düzen de bu oluyor aslında. Ben bu ölüm riskini kendi işim için mi almalıyım, yoksa bağımlı çalışmaya devam ederek başka bir müşavir için mi almalıyım?

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •