<CENTER>DANIŞTAY KARARI

DANIŞTAY
</CENTER>


Danıştay Onuncu Daire
Karar Tarihi : 21.04.2006
Esas No : 2003/510
Karar No : 2006/2595
Konusu : Dernekler Kanununda dernek şubelerine özel olarak derneğin görevlerini yerine getirme konusunda hak ve yetki tanınmadığı; derneklerin merkez yönetim kurullarının Dernekler Kanunu, Medeni Kanun ve Tüzük hükümleri uyarınca derneği temsile yetkili ve görevli zorunlu organ olduğu ve bu yetki ve görevini başka organlara devredemeyeceği, davacı dernek şubesinin tek başına açmış olduğu bu davada “dava açma ehliyeti”nin bulunmadığı Hk.
Davanın Özeti:
Davacı dernek şubesinin, 2908 sayılı Dernekler Kanununun 14’üncü maddesi gereğince dağıtılması gerektiğinin tebliğine ilişkin 19.06.2001 tarih ve B.05.1.EGM.4.27.30.12.01 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda; ..... İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen kararın, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Kararın Özeti: Dava, davacı dernek şubesinin, 2908 sayılı Dernekler Kanununun 14’üncü maddesi gereğince dağıtılması gerektiğinin Tebliğine ilişkin 19.06.2001 tarih ve B.05.1.EGM.4.27.30.12.01 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
..... İdare Mahkemesince, 2908 sayılı Dernekler Kanununun 14’üncü maddesi uyarınca derneklerin, tüzüklerinin gazetede yayımlandığı günü izleyen altı ay içinde ilk genel kurul toplantılarını yapmak ve oluşturmak zorunda oldukları, anılan Yasada öngörülen süre içerisinde genel kurul toplanlantısını yapmayan davacı dernek şubesi hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek anılan mahkeme kararının temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2’nci maddesinde; İdari İşlemler Hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı oldukları iddiasıyla iptali için dava açılabileceği, 14’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasında dilekçeler üzerine ilk incelemenin; a) Görev ve yetki, b) İdari merci tecavüzü, c) Ehliyet, d)İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) Süreaşımı, f) Husumet, g) 3 ve 5’inci maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği, 14’üncü maddenin 6’ncı fıkrasında belirtilen hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15’inci madde hükmünün uygulanacağı, 15’inci maddenin 1’inci fıkrasının (c)bendinde ise; 14’üncü maddenin 3’üncü fıkrasının (c) bendine aykırılık görülürse davanın reddine karar verileceği öngörülmüştür.
T.C. Anayasasının 33’üncü maddesinde; herkesin, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olmaya ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahip olduğu, dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usullerin Kanunda gösterileceği hüküm altına alınmıştır.
2908 sayılı Dernekler Kanununun 8’inci maddesinde; dernek tüzüğünde, derneğin şubesinin bulunup bulunmayacağı, bulunacak ise, şubelerin nasıl kurulacağı, görev ve yetkileri ile dernek genel kurulunda nasıl temsil edileceğinin belirtilmesinin zorunlu olduğu, 19’uncu maddesinde; derneklerde genel kurul, yönetim kurulu, denetleme kurulu oluşturulmasının zorunlu olduğu, derneklerin başka organlar da kurabileceği, ancak bu organlara genel kurul ve denetleme kurulunun görev, yetki ve sorumluluklarının devredilemeyeceği, 27’nci maddesinde; dernek yönetim kurulunun görevleri arasında, derneği temsil etmek veya bu hususta kendi üyelerinden bir veya bir kaçına yetki vermek, dernek şubelerinin açılmasını kararlaştırmak ve şube kurucularına yetki vermek, 31’inci maddesinde; derneklerin, tüzüklerinde belirtilmiş olmak kaydıyla gerekli görülen yerlerde şube açabilecekleri, bu amaçla dernek yönetim kurulunca yetki verilen en az üç kişi tarafından şubenin açılacağı yerin en büyük mülki amirliğine yazılı müracaat yapılacağı, 32’nci maddesinde; şubelerin genel kurul, yönetim kurulu, denetleme kurulu veya denetçi oluşturmalarının zorunluğu olduğu, bu organların görev ve yetkilerinin dernek tüzüğünde gösterileceği, 33’üncü maddesinde ise; dernek şubeleri hakkında da bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununda da derneklere ilişkin olarak Dernekler Kanunundaki düzenlemeye paralel hükümler yer almakla beraber, 49’uncu maddesinde; tüzel kişilerin, Kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla fiil ehliyetini kazanacakları, 50’nci maddesinde; tüzel kişinin iradesinin, organları aracılığıyla açıklanacağı, 72’nci maddesinde; derneğin zorunlu organlarının genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulu olduğu, derneklerin zorunlu organları dışında başka organlar da oluşturabilecekleri, ancak bu organlara zorunlu organların görev, yetki ve sorumluluklarının devredilemeyeceği, 85’inci maddesinde; yönetim kurulunun derneğin yürütme ve temsil organı olduğu, bu görevini Kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getireceği, temsil görevinin, yönetim kurulunca üyelerden birine veya bir üçüncü kişiye verilebileceği esası getirilmiştir.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 38’inci maddesinde; “Davaya Ehliyet Kanunu medeni ile tayin olunmuştur.” 39’uncu maddesinde; “ehliyeti haiz olan hükmi şahıslar, kanuni uzuvları vasıtasıyla ve icap eden mezuniyeti istihsal ile hareket ederler.” hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden; tüzel kişilerin dava ehliyetinin, ilgili kanunlara ve tüzüklerine göre bunun için gerekli organlara sahip olmaları ile başlayacağının, derneklerde ise yönetim kurulunun Dernekler Kanunu, Medeni Kanun ve Tüzük hükümleri uyarınca, derneği temsil ve yönetim ile ilgili işlerin yürütülmesinde yetkili ve görevli zorunlu organ olduğunun, derneklerin sahip oldukları fiil ehliyetini merkez yönetim kurulu aracılığı ile kullanabileceklerinin kabulü gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; ........ Kaymakamlığının 25.05.2000 tarih ve 2000 sayılı Yazısıyla, davacı dernek şubesinin 6 aylık süre içinde genel kurulunu yapmadığı ve dernek organlarını oluşturmadığı nedeniyle 2908 sayılı Yasanın 21’inci maddesi gereğince dernek yöneticileri hakkında adli işlem yapılmasının ........ Cumhuriyet Başsavcılığından istenildiği, bunun üzerine 30.10.2000 tarih ve Haz. No: 2000/362, E: 2000/396 sayılı iddianame ile ........ Sulh Ceza Mahkemesinde kurucu yöneticiler aleyhine 2908 sayılı Yasaya muhalefetten dava açıldığı, bu dava sürerken ........ Cumhuriyet Başsavcılığının 24.05.2001 tarih ve 2000/362 sayılı Yazısıyla ........ Kaymakamlığından derneğin dağıtılması isteminde bulunulması üzerine tesis edilen dava konusu işlemin iptali istemiyle ....... Derneği İslahiye Şubesi Başkanlığı tarafından bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, Dernekler Kanununda dernek şubelerine özel olarak derneğin görevlerini yerine getirme konusunda hak ve yetki tanınmaması, aksine şubelerin, dernek tüzüğüne göre genel kurul ve merkez tarafından verilen görevleri ifa edecek olmaları, ayrıca derneklerin merkez yönetim kurullarının Dernekler Kanunu, Medeni Kanun ve Tüzük hükümleri uyarınca derneği temsile yetkili ve görevli zorunlu organ olması ve bu yetki ve görevini başka organlara devredememesi karşısında, davacı dernek şubesinin tek başına açmış olduğu bu davada “dava açma ehliyeti”nin bulunduğunu kabul etmeye hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince, davacı dernek şubesinin bu davada dava açma ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın ehliyet yönünden reddi gerekirken, davanın esasına girilerek reddine karar verilmesinde sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesine uygun bulunmayan temyiz isteminin reddine, idare mahkemesi kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, oybirliğiyle karar verildi.