<CENTER>DANIŞTAY KARARI

DANIŞTAY
</CENTER>


Danıştay Vergi Dava
Daireleri Kurulu
Karar Tarihi : 24.02.2006
Esas No : 2005/331
Karar No : 2006/37
Konusu : Uzlaşma istemi karara bağlanmadan dava açılmış olmasının uyuşmazlığın esasının incelenmesine engel olamayacağı Hk.
Davanın Özeti:
Davacı şirket adına, düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak 2000 yılı için re’sen vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ve fon payı salınmıştır.
...... 1. Vergi Mahkemesi 30.04.2004 günlü ve E: 2004/10, K: 2004/232 sayılı Kararıyla; re’sen salınan vergi ve cezaya ilişkin ihbarnamenin 11.11.2003 tarihinde yükümlü şirkete tebliğ edilmesi üzerine 10.12.2003 tarihli dilekçe ile uzlaşma talebinde bulunulduğu ve uzlaşmanın sonucu beklenmeksizin 02.01.2004 tarihinde açılan davanın esasının incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın incelenmeksizin reddine karar vermiştir.
Yükümlünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi 15.03.2005 günlü ve E: 2004/2169, K: 2005/618 sayılı Kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Ek 7’nci maddesinde, her ne kadar uzlaşmanın vaki olmaması halinde dava yoluna gidilebileceği öngörülmüş ise de; maddenin ikinci fıkrasında, uzlaşma talebinden önce davanın açılmış olması halinde mahkemenin nasıl bir yol izleyeceği hususunda düzenlemeye de yer verilmiş olması karşısında uzlaşma talebinden önce dava açılmasına yasal bir engel bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı, öte yandan, sözü edilen madde ile uzlaşmanın vaki olmaması halinde ilgililerince, öngörülen 15 günlük ek süre içinde dava açılmasına imkan tanındığından, uzlaşmaya gidilmesine karşın sonucu beklenmeden dava açılamayacağı yönünde yorum getirilmesinin yasa koyucunun amacına ters düşeceği, davalı idarece dosyaya sunulan belgelerden, uzlaşmanın vaki olmadığına ilişkin tutanağın 07.04.2004 tarihinde düzenlendiği, uzlaşmanın vaki olmaması durumunun, davacının vergi ceza ihbarnamelerinin tebliğ edilmesiyle kazandığı hukuki durumunda bir değişiklik yaratmadığı gibi bu tutanağın tebliğinden itibaren 15 günlük ek süre içinde dava açma hakkı bulunduğundan uzlaşma istemi karara bağlanmadan dava açılmış olmasının uyuşmazlığın esasını incelemeye engel bir durum olarak değerlendirilemeyeceği, aksi halde ilgilinin dava açma hakkını kullanamaması gibi bir sonuç doğacağından, vergi mahkemesince uyuşmazlığın esası incelenerek karar verilmesi gerektiği, gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan ...... 1. Vergi Mahkemesi 16.08.2005 günlü ve E: 2005/268, K: 2005/292 sayılı Kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak, uzlaşmanın vaki olmadığına dair 27.04.2004 tarihli tutanağın, Mahkemelerince karar verildikten sonra 27.07.2004 tarihinde temyiz dilekçesi ekinde kayıtlarına girdiği, Vergi Usul Kanununun Ek 7’nci maddesinde yer alan düzenlemeler karşısında, uzlaşma sonucu beklenilmeksizin açılan davanın esasının incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın incelenmeksizin reddi yolundaki kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı yükümlü şirketçe temyiz edilmiş, kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Kararın Özeti: Re’sen yapılan tarhiyata ilişkin ihbarnamenin 11.11.2003 tarihinde davacı şirkete tebliğ edilmesi üzerine 10.12.2003 günlü dilekçe ile uzlaşma talebinde bulunan davacı şirketin uzlaşma sonucunu beklemeksizin açtığı davanın vergi mahkemesince incelenmeksizin reddi yolunda verilen ısrar kararı temyiz edilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun Ek 7’nci maddesinde, müddeti içinde uzlaşma talebinde bulunan mükellef veya ceza muhatabının uzlaşma talep ettiği vergi veya ceza için, ancak uzlaşma vaki olmadığı takdirde dava açma yoluna gidilebileceği, aynı vergi veya ceza için uzlaşma talebinden önce dava açmış ise davanın, uzlaşma işleminin sonuca bağlanmasından önce vergi mahkemelerince incelenemeyeceği, herhangi bir sebeple incelenir ve karara bağlanırsa bu kararın hükümsüz sayılacağı, uzlaşmanın vaki olmaması halinde mükellef veya ceza muhatabının tarh edilen vergiye veya kesilen cezaya uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın kendisine tebliğinden itibaren genel hükümlere göre dava açabileceği, bu takdirde dava açma müddeti bitmiş veya 15 günden az kalmış ise bu müddetin tutanağın tebliğinden itibaren 15 gün olarak uzayacağı düzenlemesine yer verilmiş, maddenin son fıkrasında da, uzlaşmanın vaki olmaması halinde ikinci fıkra uyarınca durdurulmuş olan davanın görülmesine, keyfiyetin vergi dairesinin bildirimi üzerine vergi mahkemesinde devam olunacağı öngörülmüştür.
Anılan maddede, her ne kadar uzlaşmanın vaki olmaması halinde dava yoluna gidilebileceği öngörülmüş ise de, maddenin ikinci fıkrasında, uzlaşma talebinden önce davanın açılmış olması halinde mahkemenin izleyeceği yol hususunda düzenlemeye de yer verilmiş olması karşısında, uzlaşma talebinden önce dava açılmasına yasal bir engel bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer yandan, maddede uzlaşmanın vaki olmaması halinde ilgililerce, 15 günlük ek süre içinde dava açılmasına imkan tanındığından, uzlaşmaya gidilmesine karşın sonucu beklenmeden dava açılamayacağının kabulü yasa koyucunun amacına da uygun olmayacaktır.
Dosyada mevcut belgelerin incelenmesinden, uzlaşmanın vaki olmadığına ilişkin tutanağın 07.04.2004 tarihinde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Uzlaşmanın vaki olmaması davacının vergi ve ceza ihbarnamelerinin tebliğiyle kazandığı hukuki durumunda bir değişiklik yaratmadığı gibi bu tutanağın tebliğinden itibaren 15 günlük ek süre içinde dava açılması da mümkün olduğundan, uzlaşma istemi karara bağlanmadan dava açılmış olması uyuşmazlığın esasının incelenmesine engel bir durum olarak değerlendirilemez. Aksi yönde yapılacak yorum ilgilinin dava açma hakkını kullanamaması sonucunu doğuracağından, vergi mahkemesince uyuşmazlığın esası incelenerek karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi ısrar kararının bozulmasına, oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar vergi mahkemesi ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.